28 Ocak 2011 Cuma

RÖPORTAJ / İzel - Jazznağme

Bugüne dek "Hasretim", "Ah Yandım", "Emanet", "Kızımız Olacaktı", "Yok Yere", "Bebek", "Bir Dilek Tut Benim İçin", "Hevesimi Kırma" gibi onlarca Türkçe pop hitine sesiyle hayat veren İzel ile ağırlıklı olarak Türk sanat müziği eserlerinden oluşan repertuvarını caz alt yapılarıyla yorumladığı son albümü "Jazznağme"yi konuştuk.

Türk Müziği mezunusunuz. O zamanlardan beri böyle bir albüm yapma düşüncesi var mıydı?
Evet vardı çünkü aileme vermiş olduğum bir söz vardı. Asıl branşım bu olduğu için ailecek hayalimiz radyo sanatçısı olmak veya Türk musikisi icra etmekti. Ama hayat beni bir anda pop müziğe götürdü. Aileme de bir söz vermiştim ve bir gün size mutlaka türk sanat müziği albüm yapacağım demiştim. Benim de kafamda böyle bir şey vardı. Yıllar sonra demek ki şimdi kısmetmiş. O sözümü yerine getirmiş oldum.

Biraz albümün hikayesinden bahsedelim...
Kararı verdim, o 3 senelik aradan sonra pop müzik olarak kendi tarzımda nasıl bir şey yapacağımı çözemiyordum. 200 kadar şarkı dinlemiştim ama içlerinden "Evet budur" diyebileceğimiz bir şarkıyla karşılaşmayınca, bu arada bu tarz albümü de yapmam gerekince herhalde doğru zaman bu dedim. Bu bana bir yandan da zaman da kazandıracaktır diye düşündüm. Bu albüme gelince, çok büyük bir okyanusa girdiğimi fark ettim. O kadar çok ve o kadar güzel şarkılar var ki, o yüzden repertuvarında bunun daha bile çok zorlandım diyebilirim.

Sizin için özel şarkılar mı bunlar?
6-7 şarkı zaten olmazsa olmaz şarkılar. Hep benim hayatımda yer etmiş, anısı olan şarkılar. Diğerlerini de yapımcım ile beraber seçtik.

Albümde yer alan "Baba Beni Maziye Götür" sizin imzanızı taşıyor...
Evet onu hep söylemeyi unutuyorum. Bu şarkı bir gün sabah 8de geldi bana bir anda. Çünkü ben besteci olmadığım için oturup da şarkı yapayım demiyorum. Bir anda gelirse oluyor. Uyuyamadığım bir gün kalktım ve bu şarkının melodisini mırıldanmaya başladım. Oturdum ve bir anda sözleriyle de birlikte geldi. Bu şarkıda şu vardı: babasıyla dertleşen, hayatı ve sevgilisini şikayet eden, baba kız dertleşmesi olan bir şarkı. Sonra bunu da albüme koyalım dedik.

Peki bu şarkıyı bu albümü hazırladığınız süreçte mi yazdınız?
Evet hatta albüm bitme sürecindeyken çıktı. Sonra hatta dediler ki sen bunu kendi pop albümüne sakla dediler. Baba beni maziye götür ve bu albüm hakkaten benim ailemle yaşadığım anıları da canlandırdığı için şarkının adı da uyumlu geldi bu albüme. Sanki bu albümü de anlatan bir şarkıydı, o yüzden koyduk bu şarkıyı.

Albüm kartonetindeki hata nedeniyle albümün toplatıldığına dair haberler yer aldı basında. Bu olayın aslı neydi?
Bu albümü prodüktörüm kendisi topladı zaten. Biz ilk gün bir hatayı fark ettik. "Haydar Haydar" şarkısı ve "Haydar" türküsü var. Diğerinin sözleri yazılmıştı, halbuki biz Nesimi'nin "Haydar Haydar"ını söylemiştik. Fark eder fark etmez basımı durdurduk. Yaklaşık 20.000 basım da boşa gitti. Tekrar kendisi yeniden bastırdı doğrusu olsun diye. Çünkü eski şarkılarda hata kabul etmiyor. Ufak tefek hatalar pop müzikte kapatılabilir ama bunlar bizim sahip çıkmamız gereken, antika değerinde şarkılar olduğu için çok dikkat etmek gerekiyordu hemen biz de düzelttik.

Albüme başlarken niyet bir Türk sanat müziği albümü yapmak mıydı?
Evet Türk sanat müziği olarak girdik ama şöyle yaklaşık 40-50 şarkı demo yaptık. Ben bunları bi söyleyeyim bakalım yakışıyor mu bana diye seçim yapmak için yapmıştık. Bu arada Selim Çaldıran bunları kaydederken jazzy akorlar basınca dedim ki yani bu çok güzel geliyor kulağa ve bazı şarkılara da çok yakışıyor. Kendiliğinden oluştu bu da. Dedik ki buna biraz caz dokunuşlar yapabilirz, uyar diye düşündük. Değişik, eski alışık olduğumuz şarkıları ufak tefek farklı bir konseptte kullanmış olduk.

İzel deyince insanların aklına Türkçe pop geliyor. Sizin için caz müzik ne ifade ediyor? Daha önce cazla ilgili bir proje fikri var mıydı?
Hiç yoktu. Hatta 16-17 yaşındayken okula gidiyorum bir yandan kendi harçlığımı çıkarmak için küçük klüplerde şarkılar söylerdim ve bir tanesinde caz şarkılar söylerdim ama bir gün de caz yapayım gibi bir düşüncem yoktu. Benim çok uzun zaman önce yaptığım iki şeyi bugün bir araya getirdim. Hatta hiç unutmuyorum Üsküdar'da bir yer vardı 7-8 gibi oraya gidip caz söylüyordum, oradan Etilerd'e bir yere gidiyordum orada pop söylüyordum oradan Taksim'de bir matine suare kabare vardı orada da Türk sanat müziği söylüyordum. Allah'ım ben umarım bunları ben bir gün karıştırmam birbirine diyordum. Yıllar sonra bu albümde hepsi birbirine girmiş oldu.

Bu proje albümünün devamı gelecek mi?
Benim öyle bir düşüncem yok şu anda. Çünkü bu bir kereye mahsus, hem kendim hem de dinleyicilerim bir nefes alma ve aileme vermiş olduğum söz bu. Bu amaçla yaptım. Ama tabi yani çok istek olursa belki birkaç albüm sonra bir tane daha böyle bir proje yapabilriim.

Peki yeni şarkılarınızla ilgili çalışmalarınızda ne aşamadasınız?
Orada çok aşırı titiz davranıyorum. Çünkü yaş ilerledikçe, tecrübemiz ilerledikçe albümlerin sayısı arttıkça sorumluluk da artıyor. Benim sıkılmamam gerekiyor, aynı şeyleri yapıp kendimi tekrarlamamam gerekiyor o yüzden çok titiz davrandığım için sadece iki şarkı var şu anda. Ona tamamladığım zaman yapacağım.

Son dönemde müzikte orijinal alt yapılara sadık kalınarak eski şarkıların yeniden seslendirildiğine sıkça rastlıyoruz. Sizce bunun sebebi nedir?
Bunun sebebi, eskilerin her zaman herkesin hayatında yer etmiş şarkılar olması aslında. Hep annemizin anneannemizin sandığından çıkardığı şeylere karşı hep bir ilgi vardır. Eski filmler mesela, siyah beyaz filmler iyi gelir. Enerjisi güzeldir. Bence eskilerin zaman zaman tekrar gündeme gelmesi güzel bir şey. O remix olaylarına ben biraz karşıyım. Formlarını çok fazla bozmadan yapmak gerekiyor diye düşünüoyurm ama bu tüm dünyada yapılan bir şey zaten.

Son albümünüzü 25. sanat yılınızda yayımlamanız bilinçli bir tercih miydi?
Hayır bilinçli bir tercih değildi öyle denk geldi. Ben bunu rüyamda gördüm. Acaba ne yapmalıyım, albüm çıkar diyorlar, single çıkar diyorlar, şarkılar çok içime sinmiyor falan... Bir gün önce dua ettim Allah'ım bir şekilde göster bana bunu diye. Sabah kalktığımda bir anda aileme vermiş olduğum söz geldi aklıma. Herhalde gerçekten yapmam gerekiyor diye düşündüm. Planlı olmadı yani sonra bir baktım 25. yılıma denk gelmiş.

"Kal Bu Gece" de bir rüya sonucu albüme girmiş...
Evet, aynen. Selami Şahin rüyasında görmüş yapımcımı aramış, demiş ki dün gece rüyamda İzel'i gördüm, "Kal Bu Gece"yi söylüyordu mutlaka almalısınız albüme. Ben böyle şeyleri hiç atlamam işaretlere çok inanırım. Selami Şahin zaten çok saygı duyduğum birisi. Tabi ki hemen koydum albüme.

25 seneden bahsediyoruz geriye dönüp baktığınızda neler görüyorsunuz?
25 yıl... O kadar karışık ki özetlemeye çalışayım. Büyüdüğümü görüyorum, daha tecrübelendiğimi görüyorum, biraz daha özgür ve rahat görüyorum kendimi. Bir panik dönemlerim vardı onların kalktığını görüyorum yani bir kitle var ve o kitle çok vefalı benden hiç vazgeçmiyorlar. Onlara karşı daha da sorumluluğumun arttığını görüyorum zaman zaman. Yorgunluk da var tabi ama tatlı bir yorgunluk. Bazı dönemlerde de yeni başlamışım gibi o heyecanı da yaşıyorum. Dolu dolu bir 25 yıl. Çok öğrendiğim ve ders aldığım şeyler var. Hiç ders alamadığım şeyler de var. Hatalarımla doğrularımla inşallah bir 25 yıl daha olur önümde.

25 yıllık bir sanat hayatından sonra bile şüpheleriniz, endişeleriniz oluyor mu müzik kariyerinizle ilgili?
Tabi oluyor. Artık ne yapsam gider dememek lazım o çok önemli bir şey. Daha bir hata yapmamaya çalışıyorsunuz daha titizleniyorsunuz. Çünkü tek başına değilsiniz artık sizi sevenlerle küçük bir ülke gibisiniz. O yüzden doğru hareket etmek gerekiyor. Sorumluluk da artıyor bu anlamda.

Kendi şarkılarınız da Türk sanat müziği veya caz esintileri taşıyabilir mi bundan sonra?
Yok hayır. Bu sadece bu albüme ait bir şeydi. Sadece bunda bir değişiklik yaptık ama çok caz ağırlıklı bir albüm değil aslında. Çok ufak dokunuşlarla asıl formlarını bozmadık. Belki adından dolayı daha cazmış gibi geliyor aslında ama öyle değil. Bundan sonraki albümümde çok daha farklı bambaşka bir şey de yapabilirim. Çeşitliliğe açığım ve daha çok bir yerden sonra proje tarzı albümler yapmak istiyorum.

90'lardaki pop müzik piyasası nasıl bir süreç yaşıyor?
Bir duraklama dönemi var ya Osmanlı'da, pop müzik de onu yaşıyor. Ben kendimi bir anlamda çok şanslı hissediyorum çünkü 90'ları yaşadım. 90'larda üretkenliğin had safhada olduğu bir dönemdi. Hatta geçenlerde yine düşündüm. Tarkan, Kenan, Aşkın, Sertab, ben, Emel, Burak Kut, Ferda Anıl Yarkın birbirimizle çok iyi arkadaştık ve şarkılar yarışıyordu. Ama sağlam yarışıyordu. Bir fırtınalar vardı ben "Hasretim"le onu deviriyordum, beni "Hovarda" çıkıp deviriyordu. "Kızımız Olacaktı" çıktı, Tarkan'ın "İkimizin Yerine"si onu deviiyordu, listeler daha adil daha dinleyicinin isteğine göre gidiyordu. Şarkıların yarıştığı bir dönemdi biz çok keyifli bir diyalog içindeydik. Bence pop müziğin en güzel dönemi 90'lar.

Belki de o yüzden 200 şarkı dinlediniz ve hiç birinden o tadı alamadınız?
Evet kesinlikle inanır mısınız hepsi aynıydı 200'ünün de. Ben bu anlamda biraz endişeliyim. Melodiler de tükeniyor çünkü. Bu bir istatikmiş dünyada araştırmışlar. Tüm dünyada bu böyle bir Beyonce albümü aldığınızda da bu böyle, Justin Timberlake, Mariah Carey'de de böyle. Albüm çıkıyor ama çok hit bir şarkı pek yok. Hepsi ritm ağırlıklı dans ağırlıklı gidiyor. Baktığınız zaman aslında çok tuhaf 8 nota arızalarıyla beraber 12 nota var, bir gün tükenecek bu yani. Ne kadar daha yeni bir şey çıkabilecek? Artık kilitleniyor yani. Bir de eskisi kadar sağlam sözler çıkmıyor. İnsanlar biraz işin matematiğine girdiler. Hayır, içinden geldiğini yapmak lazım o şarkıların tutmasının en büyük nedeni budur. Mustafa Sandal "Onun arabası var" derken, bunu statlarda söylensin diye yapmadı, gerçekten hissettiği için o lafı söyledi ve slogan oldu. Biraz hislerimizle hareket etmemiz gerekiyor.

www.aveamuzik.com
25.01.2011

Christina Aguilera ve Cher işbirliği!

Pop müziğin güçlü kadın vokallerinden Christina Aguilera ile yılların eskitemediği Cher, aynı filmde ve albümde buluştu. İki farklı albüm seçeneğiyle müzik marketlerdeki yerini alan "Burlesque" şimdiden büyük ilgi görüyor.

Christina Aguilera'nın 4 yeni kayıt ve 4 klasik şarkısının yeniden yorumu ile, Cher'den Burlesque'e özel ödüllü iki yeni şarkısının yer aldığı soundtrack albüm; Danja, Claude Kelly, Tricky Stewart ve Sia'nın yapımcılığında hazırlandı. Cher'in seslendirdiği 2011 Golden Globe Ödüllerinde "En İyi Orijinal Şarkı" dalında ödülün sahibi olan "You Haven't Seen the Last of Me Yet"in ilk kez bulunduğu albümde toplam on şarkı yer alıyor. Cher, Christina Aquilera, Eric Dane, Cam Gigandet, Julianne Hough, Peter Gallagher, Alan Cumming, Kristen Bell ve Stanley Tucci gibi birbirinden önemli isimlerin yer aldığı film şarkılarıyla beğeni topluyor.


www.ttnetmuzik.com

Erdem Ergün'den ikinci klip!

Geçtiğimiz Ağustos ayında yayınladığı ilk şarkısı "Alma Ahımı" ile bir anda dikkatleri çeken Erdem Ergün, bu başarısının üzerinden uzun bir süre geçmeden ilk albümü "Yek Ahenk"in ikinci video klibini çekti.

İkinci video klip için "Aşk Dediğin" şarkısını seçen genç şarkıcı, kısa film tadındaki ilk video klibinde rol almamıştı. "Aşk Dediğin" klibinde ilk defa kendisini müzikseverlere gösteren Erdem Ergün, "İlk etapta benim kim olduğumun yada nasıl biri olduğumun çok önemi yoktu. Önemli olan şarkılar ve insanlara ne düşündürdüğüydü o yüzden de en azından kendimi kendime ispatlayana kadar görünmemin çok da önemli olduğunu düşünmüyordum. Hem ilk video klibimizde de şarkı oyunculuk, bir hikaye istiyordu o yüzden de görünmek gibi bir çabam olmadı. İnsanlardan aldığımız tepki de bunun ne kadar doğru olduğunu gösterdi. Önemli olan benden ziyade ne söylediğimdi, müzikseverler de bununla ilgilendi. Herkese çok teşekkür ediyorum." dedi. Sözü ve müziği Erdem Ergün'e ait olan şarkının video klibi, Genco Demirer'in yönetmenliğinde, bir otoparkta, yaklaşık 10 saatlik bir çalışma sonucunda çekildi.


www.ttnetmuzik.com

19 Ocak 2011 Çarşamba

"Çıplak Ayaklı Diva"dan çok özel bir albüm!

Geçtiğimiz yıl ülkemizde verdiği konserle hayranlarını sevindiren Cesaria Evora, bu kez onu seven değerli müzisyenlerle birlikte seslendirdiği en güzel eserlerini tek bir albümde topladı.

Dokunaklı müziğiyle, bugüne dek 5 milyonun üzerinde albüm satışına imza atan 68 yaşındaki sanatçı, geçtiğimiz yıl yayınladığı albümü "Nha Sentimento"nun hemen ardından şimdi de en sevilen şarkılarını, 15 farklı ülkenin en seçkin sesleriyle beraber seslendiriyor. Adriano Celentano'dan Goran Bregovic'e, Marisa Monte'denSalif Keita'ya, Chucho Valdes'den Compay Segundo'ya uzanan bu yıldızlar geçidinde Cesaria Evora ile tadına doyulmaz bir müzik ziyafeti sizleri bekliyor. Sanatçının hayranlarını sevindirecek olan albüm "Cesaria Evora & ...." müzik marketlerdeki yerini aldı.


www.ttnetmuzik.com

14 Ocak 2011 Cuma

Grup Bakkal, kendini tanıtıyor!

Aralık ayında yayınladıkları ilk albümleri "Koyver Gitsin" ile müzik dünyasına kendini tanıtan, Hakan Doğanay ve Tevfik Kulak'tan oluşan Grup Bakkal, albümlerinin tanıtım konserlerine başlıyor.

"Bu Gece Barda", "Pınarbaşı Burma Burma" ve "Muhabbet Bağı" gibi sevilen şarkıları, adına "Bakkal" dedikleri kendi müzik tarzlarıyla, eğlenceli marş formatında yeniden aranje eden Grup Bakkal, eğlenceli sahne performanslarını dinleyicilerle buluşturuyor. Orkestraları eşliğinde 18 Ocak'ta İstanbul Balans Brau, 19 Ocak'ta ise İzmir Ooze Venue'de canlı performans sergileyecek olan grubun konserlerini ücretsiz olarak izleyebilirsiniz.


www.ttnetmuzik.com

Cihan Güçlü ile pop müziğine taze kan!

Henüz 13 yaşındayken başlayan müzik aşkıyla yola çıkan Cihan Güçlü, 10 Ocak Pazartesi günü ilk stüdyo albümü "Ama" ile profesyonel müzik dünyasına adımını attı. Tüm söz ve müziklerin Cihan Güçlü'ye ait olduğu ve on yılı aşkın bir beste birikimi sonucunda hazırlanan albümde 11 şarkı yer alıyor.

Lisede eğitim gördüğü sırada müzik öğretmeni olan Candan Erçetin'in de teşvikiyle o yıllardan bu güne elinden düşürmediği gitarıyla bestelediği şarkıları bir albümde toplayan Cihan Güçlü, Galatasaray Lisesi'nden sonra İstanbul Devlet Konservatuarı Klasik Gitar bölümünü tamamladı. Halen Haliç Üniversitesi Konservatuarı Türk Musikisi dalında yüksek lisans öğrenimi gören Cihan Güçlü, hem stüdyo müzisyenliği hem de besteci ve aranjör olarak birçok dizi, tiyatro ve film müziğine imzasını attı. İki yıllık stüdyo çalışması sonucunda ortaya çıkan albüm Alper Erinç Stüdyosu'nda kaydedilirken, albümün aranjörlüğünü Korhan Erol, Cihan Güçlü ve Alper Gemici, masteringini ise Çağlar Türkmen üstlendi. Cihan Güçlü'nün akustik yapıya sahip albümünün çıkış şarkısı "Ama", geçtiğimiz yaz Candan Erçetin'in konserine konuk olarak katıldığında da seyircilerden beğeni kazanmıştı.


www.ttnetmuzik.com

RÖPORTAJ / Toygar Işıklı - Sonunda

Neredeyse her akşam evlerimize misafir olan sevilen dizilerin bir o kadar ilgiyle takip edilen müziklerine imzasını atan Toygar Işıklı, ilk solo albümü "Sonunda"yı müzikseverlerin beğenisine sundu. Geçtiğimiz sene Haziran ayında dinleyicilerle buluşan, başta "Sen Eşittir Ben" olmak üzere, albümde yer alan pek çok şarkısıyla dinleyicilerin takdirini kazanan ve olumlu tepkiler alan sanatçı, müzik listelerine de hızlı bir giriş yapmıştı. Önümüzdeki günlerde albümün ikinci video klibi "Gönlüm Göçebe" ile tekrar ekranlara gelmeye hazırlanan Toygar Işıklı, bu hafta sorularımızı yanıtladı.

Dizi müzikleri ile elde ettiğiniz büyük başarılar sonucu sizi tanıyorduk. Peki albüm fikri nasıl oluştu?
Dizilerde zaten bestelediğim şarkıları seslendiriyordum. Bu şarkıların sayısı arttıkça, tümünü tek bir albümde dinlemek isteyenlerden yoğun istekler gelmeye başladı. Aslında yıllardır yapmayı planladığım solo albümü; dizi, belgesel ve film müziği çalışmaları yüzünden hep erteliyordum. Gerçek anlamda hiç duyulmamış parçalardan oluşan bir solo albüm öncesi, dört yeni şarkıyı ve dizilere yaptığım tüm parçaları içeren bir albüm yapmayı tercih ettim ki; ileride dizilerden bağımsız albüm çıkartma konusunda bir geçiş olsun istediğim için bu yeni parçalara da yer verdim.

Albümünüzde yer verdiğiniz dizi müziklerinin söz ve aranjelerinin değiştiğini görüyoruz. Dinleyiciye var olan dışında yeni bir şeyler mi sunmak istediniz?
Evet. Zaten 3-4 yıldır televizyonda duydukları, ayrıca film müziği albümlerinde de yer alan hallerini sunmak istemedim. Yeni sözler ekleyip, dizilerdeki daha minimal aranje formundan çıkarıp, albüm mantığında, daha yoğun ve güçlü hale getirmeyi düşündük. Farklı bir hava yaratabildiğimizi düşünüyorum.

Albümdeki çoğu şarkıda söz ve müzikler size ait. Peki, çıkışınızı Çağın Bodur ile ortak çalışmanız olan "Sen Eşittir Ben" şarkısıyla yapmanızın sebebi neydi?
Açıkçası ben birkaç istisna dışında şarkılarımı kendim yazıp besteliyorum. Bu albümde daha çok solist kimliğimle ön plana çıkmak istedim. Çağın Bodur'un bu şarkısını dinlediğimde çok beğendim ve içimde "Bu parçayı söylemeliyim" hissi doğdu. Benim için farklı bir hava yaratacak, çok güzel bir renk olacağını düşündüm. Zaten çok etkili olan bu şarkının sözlerine de katkıda bulundum ve inanılmaz mutlu olarak albümde seslendirdim. Her şeyiyle kendi üreten bir müzisyen olmam, başka güzel renklerden kaçmamı gerektirmez. Özellikle bunu diğer albümlerimde de denemeyi istiyorum. Tabii ki bu durum solo albümler için geçerli olacaktır. Bazen bir müzisyen için farklılıklar enerji verir, yeni fikirler yaratır. Radyolardan ve dinleyicilerden gelen çok güzel tepkilerle de yanılmadığımı da görmüş oldum.

"Sonunda" ile iddialı bir çıkış yakaladınız. Solo albümünüzün başarısında, yapmış olduğunuz dizi müziklerinin sizce ne kadar payı var?
Mutlaka çok büyük bir katkısı var. Çünkü bu yapımlar, 3-4 sene içerisinde ciddi bir dinleyici alt yapısı oluşturmamı sağladı. Müziğimin samimiyetine ve kalitesine inananlar, albüme de sahip çıktılar diye düşünüyorum. Ortalıkta müzik dışında her şeyle gündemde olan ama aslında içi boş birer objeden farkı olmayanların yanında; beğenilir veya beğenilmez ama sadece müzik yapmak isteyen bir müzisyene inandılar. Bunu, dizi müzikleri sayesinde onlara hissettirebildiğimi düşünüyorum.

Diziler için hazırladığınız müziklerin, albümünüzün önüne geçmesi gibi bir endişe yaşadınız mı?
Sonuçta hepsi "Toygar Işıklı" adı altında toplanıyor. Hangisinin öne geçmesi gerekiyorsa, birbirlerini ezmeden kendi yerlerini bulurlar diye düşünüyorum.

Duygusal şarkılarla şimdiden bütünleştiniz. Albümde de slow şarkılar ağırlıkta. İleride "romantik şarkıların sesi" olarak anılmak sizi rahatsız eder mi?
Duygusal şarkılar dizilerden dolayı ağırlıkta oldu. Genelde daha hüzünlü melodiler besteliyorum doğrudur ama ikinci solo albüm ile tam olarak Toygar Işıklı tarzı oturacak ve orada daha hareketli ve tansiyonu yüksek parçalar da dinleyecekler. Beni müzisyen olarak anmaları daha çok hoşuma gider.

Albümle beraber hayatınızda neler değişti? Örneğin, kamera önüne alıştınız mı?
Pek fazla bir şey değişmedi. Zaten solo albüm öncesinde de çok göz önünde değildim. Bu albümle birlikte sadece sokakta sima olarak daha fazla tanınan biri haline geldim. Seçici davrandığım için, müzisyen olarak kendimi ifade edebileceğim programlara çıkıyorum. Birikiminiz varsa, kamera önü veya arkası, kendinizi özgüvenle ifade edersiniz diye düşünüyorum. Bunu da başardığıma inanıyorum.

İkinci video kliple ilgili neler söyleyebilirsiniz?
İkinci klibi "Gönlüm Göçebe"ye çektik. Şu anda montajın son aşamalarındayız. Birkaç gün içinde de klip ekranlarda yayınlanmaya başlayacak. Farklı bir çalışma olduğuna inanıyorum, umarım sizler de beğenirsiniz.

"Ezel" ve "Aşk-ı Memnu" gibi, sadece diziler için yaptığınız şarkıları da bir albümle dinleyicilere ulaştırmayı düşünüyor musunuz?
İki dizide de sadece enstrümantal eserler var ve ikisinin de soundtrack albümlerini çıkarmayı planlıyorum.

Ödül törenleri sezonu yaklaşırken; siz albümünüzü sizinle aynı sene çıkış yapan sanatçıların yapımları arasında nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dizi müzikleriyle ödüller almış ve sektörde belli bir süredir yer alan bir müzisyen olarak, "Çıkış Yapan Sanatçı" tabiri bana biraz yabancı geliyor açıkçası ama ödül her zaman güzeldir. Çıkış yapanı, her dakika televizyona çıkan olarak değil de müzikal anlamda çıkış yapan olarak değerlendiriyorlarsa, ki öyledir sanırım, elbette ödül şansım olabilir. Esas ödül, gece başınızı yastığa koyduğunuzda "Ben iyi şeyler yapmaya çalışıyorum ve başardığıma inanıyorum" duygusudur.

Önümüzdeki dönemlerde belirlenmiş olan planlarınızdan bahseder misiniz?
Şu anda "Fatmagül'ün Suçu Ne?" dizisinin müziklerini yapıyorum ve önümüzdeki dönemde de ciddi oranda sinema projelerine yönelmeyi düşünüyorum.

Dizi müzikleriyle başlayan ve ilk albümünüz "Sonunda" ile devam eden başarı grafiğiniz dijital platformlarda da etkisini gösteriyor. Yasal dijital ortamların, müzikseverlerin nabzını tuttuğunu ve sanatçılara da yön verdiğini düşünüyor musunuz?
Kesinlikle oradaki ilgi, albümün genel anlamda başarısına da katkıda bulunuyor. Tüm sektörün bunu çok önemsediğini biliyorum ve ben de kesinlikle önemsiyorum.

www.aveamuzik.com
14.01.2011

12 Ocak 2011 Çarşamba

Yaşar'ın "Eski Yazlar"ı remixlendi!

Bugüne kadar yayınladığı pek çok hit şarkısıyla pop müziğin sevilen seslerinden Yaşar; geçtiğimiz Nisan ayında müzikseverlerin beğenisine sunduğu dokuz şarkılık son albümü "Eski Yazlar"a yeni bir şarkı ve altı remix çalışması ekleyerek, albümü tekrar yayımladı.

Pop müzik severlerin ilgiyle takip ettiği Yaşar, dinleyicilerden tam not aldığı son albümü "Eski Yazlar" ile beğeni toplamaya devam ediyor. "Eski Yazlar Revised" adıyla geçtiğimiz günlerde tekrar yayımladığı albümde bu kez 16 şarkı bulunuyor. Sözü ve müziği Alper Arubar'a ait olan, "Denizin Tuzu" isimli yeni bir şarkının da yer aldığı albümde ayrıca; "Denizin Tuzu, Devinim, Ahududu Şekerim, Toplayıver Beni, Eski Yazlar, Son Gece" şarkılarının remix düzenlemeleri de bulunuyor. Kemal Başbuğ yönetmenliğinde "Denizin Tuzu" şarkısını kliplendiren Yaşar; canlı performansıyla da 15 Ocak akşamı Jolly Joker Balans'da, 22 Ocak akşamı da Bostancı Gösteri Merkezi'nde hayranlarıyla buluşacak.

www.ttnetmuzik.com

Turkophony All Stars İstanbul'u dansa davet ediyor!

Davul ustası Dave Weckl, bas gitarın en önemli isimlerinden Kai Eckhardt, piyanonun yıldızlarından Eric Levy ve Türk taverna müziğini arabesk yorumundan kurtaran ve buzuki ile yepyeni bir tarz yaratıp büyük bir hayran kitlesine sahip olan Orhan Osman, "Turkophony" ile sıradanlığın ötesinde,eğlenceli, kıpır kıpır bir konser vaadediyor.

Bundan önce "Turkophony" projesi kapsamında; 2008 yılında Dave Weckl, 2009 yılında Trilok Gurtu, Dominique Di Piazza, 2010 yılında Kai Eckhardt, Sean Rickman, Chris Robinson gibi alanında çok başarılı sanatçılarla konserler düzenleyen Orhan Osman, şimdi "Turkophony All Stars" adında serinin 4. konserini vermeye hazırlanıyor. 14 Ocak'ta Tv konseri olarak da yayınlanacak olan konser TRT Müzik stüdyolarında yapılacak ve 15 Ocak Cumartesi günü saat 21.30'da Maya World Music Club'ta bir kez daha sevenleriyle buluşacak.


www.ttnetmuzik.com

8 Ocak 2011 Cumartesi

Miller Music Factory yeni yıldızlarını aramaya devam ediyor!

Bülten/ Müziğin, eğlencenin ve yeniliklerin vazgeçilmez markası Miller tarafından 7. kez düzenlenecek olan Miller Music Factory’ye başvurular 28 Şubat’a kadar devam ediyor! Miller’ın yeni yetenekleri keşfetmek için düzenlediği müzik yarışmasına başvurular “www.miller.com.tr” üzerinden yapılacak. Ayrıca bu sene ilk defa yarışma takipçilerini de büyük bir sürpriz bekliyor! Miller; yarışma birincilerinin yanı sıra internet sitesi üzerinden yapılacak oylamalara katılan şanslı yarışma takipçilerine Ağustos 2011’de New York, Chicago ve Los Angeles’ı kapsayacak olan Miller Jet Tour’a katılma şansı sunuyor.

KATEGORİLER

Dans Parçası: Yarışmacıların house, techno, electro, breakbeat ve alt türevleri alanında dans parçaları ile yarışabilecekleri kategori!

En İyi Elektronika Parçası: Yarışmacıların ambient, downtempo, electronica, funk, reggae & dub, drum’n bass, triphop, nu jazz tarzlarında ya da kendilerinin belirleyeceği bir tarzda yaratıcılıkları ile yarışabilecekleri kategori!

DJ Kategorisi: Yarışmacıların en sevdiği parçaları miksleyerek yaratıcılıklarını konuşturabilecekleri kategori!

Hip Hop Sanatçısı: Yarışmacıların hız ve sahnedeki kelime oyunları ile izleyenleri şaşırtabilecekler kategori!

Alternatif Rock Sanatçısı/Grubu: Yarışmacıların Grunge, Brit Rock, Indie Rock ve türevlerindeki eserleri, gruplarıyla birlikte adeta bir ‘rock star’ edasıyla yorumlayabilecekleri kategori!

Cover(Düzenleme) Sanatçısı/Grubu: Yarışmacıların gruplarını belirledikten sonra favori şarkılarıyla yarıştıkları kategori!

ÖDÜLLER

Birincilere 3.000 TL, ikincilere 1.500 TL,
Üçüncülere 750 TL değerinde Compel hediye çeki.

Jüri Özel Ödülü: Finale kalan kişi ya da grupların canlı performansları Türkiye Miller ekibi ve yarışma jürisi tarafından değerlendirilecek, içlerinden en çok oyu/puanı alan bir kişi ya da grup “Miller Jet Tour” ödülünü kazanacak. Ödülün sahibi Miller Jet Tour’la, 7 Temmuz – 12 Temmuz 2011 tarihleri arasında New York, Miami ve sürpriz bir şehirde gerçekleşecek toplam 6 günlük bir seyahate katılacak.

Üstelik sadece yarışmacılar değil oylayanlar arasından bir kişi de bir arkadaşıyla birlikte Miller Jet Tour’a katılma şansı yakalayacak!

MMF ATÖLYESİ

Miller Music Factory 2010’a katılıp yarışma heyecanına ortak olan genç müzisyenler, MMF Atölyeleri’nde hem eğleniyor, hem de yeni şeyler öğrenip kendilerini geliştirme fırsatı yakalıyor!

Dans, Elektronika, DJ, Hip Hop, Cover ve Alternatif Rock kategorilerinde finale kalan müzisyenler, MMF Atölyeleri’nde müzik camiasının önde gelen isimleriyle bir araya gelerek, onların tecrübelerinden yararlanacak.

Genç müzisyenlerin aklına takılan tüm soruların yanıtlarını bulacağı MMF Atölyesi, her sene olduğu gibi bu sene de Miller Music Factory organizasyonunun en çok ilgi çeken bölümlerinden biri olacak.

7 Ocak 2011 Cuma

Zeynep Alasya'dan "Suskun" bir merhaba!

Tiyatronun duayen isimlerinden Zeki Alasya'nın kızı Zeynep Alasya, "Suskun" adını verdiği ilk albümüyle müzik dünyasına "merhaba" dedi. Müzik kariyerine Melih Kibar ile tanışmasıyla birlikte başlayan Zeynep Alasya, çıkış şarkısı olarak albüme ismini veren, sözleri Cemil Durmuş'a ait olan "Suskun"u seçti.

2008 yılından itibaren ilk albümü için çalışan Zeynep Alasya'nın albümünün müzik direktörlüğünü, Melih Kibar'ın asistanları Alpay Göltekin ve Alp Yenier üstlendi. Yenier ve Göktekin aynı zamanda tüm şarkıların müzik ve düzenlemelerini de hazırladı. On bir şarkının yer aldığı albümde sekiz şarkının sözlerine Zeynep Alasya kendi imzasını atarken, albümdeki diğer şarkıların sözlerinde Zeynep Alasya'nın annesi Oya Alasya, Cemil Durmuş, Tolgahan Kınay ve Gökhan Zincir'in imzası bulunuyor. Geçtiğimiz günlerde kliplendirilen "Suskun"un klibini Baran Gündüzalp yönetirken, klibin sanat yönetmenliğini ise Gökhan Zincir üstlendi.


www.ttnetmuzik.com

6 Ocak 2011 Perşembe

RÖPORTAJ / Burcu Güneş - Tamamdır

Pop müziğin güçlü yorumcularından Burcu Güneş, geçtiğimiz Haziran ayında yayınladığı single çalışması "Tamamdır" ile 2010 yılında yüksek bir başarı grafiği çizdi. Sevilen şarkısıyla müzik listelerinde uzun süre kendini gösteren Burcu Güneş, ilerleyen dönemde yapmak istediklerini, içindeki bitmek tükenmek bilmeyen heyecanı ve kendi hayatında nelere "Tamamdır" dediğini sizler için anlattı.

Sizden "Sihirbaz" albümüne yeni klip beklerken, siz yepyeni bir single çalışmasıyla karşımıza çıktınız...
Aslında "Gözlerinde Bıraktım Aşkı"ya klip çektikten bir süre sonra gelecekle ilgili planlamalarla ve yeni projelerle ilgili bir araştırmaya girdim. Bu süreç içerisinde Volga Tamöz'le tanıştık. Bir akşam başka bir sanatçıya albümü için beste vermek üzere stüdyosuna gittim. Onun aranje yapmasını istemiştim. Stüdyoda tanıştık ve çok güzel bir enerji oldu aramızda. Benim zaten "Sihirbaz"a düşündüğüm klipler vardı. Hali hazırda toplantıları olan klipler hala var ama açıkçası daha yeni bir şarkıyla biraz daha hareket kazandırmak istedim. Bir şeyler içime sinmediği sürece yapmamaya çalışıyorum. Bununla ilgili tabi ki ortak noktada gidebileceğimiz şirketlerin de olması gerekiyor. Sadece sanatçıların tek başına çaba göstereceği bir şey değil. Biraz bu da vardı "Tamamdır"ın çıkışına karar vermemde. Kendimi yalnız hissettiğim bir süreçti ve yeni bir şeyler bakmak istedim. Volga'yla da fikirlerimiz örtüşünce "Hadi başlayalım" dedik. O yüzden mümkün olduğunca, son albümlerimde hep tek projeyle alakalı sözleşmeler hazırladım. Önümüzdeki günlerde de bakalım neler olacak? Şu ara Volga'yla ve görüştüğüm şirketlerle de herkesle ayrı ayrı oturup konuşuyorum. O dönemde de ikimizin çok ortak diyaloğu oluştu. Onun yeni bir şirketi vardı ben de yeni şarkı yapmak istiyordum. Bu da "Tamamdır" olarak ortaya çıktı. Şimdi akustik versiyonuna bir klip çekmeyi düşünüyoruz. Onun görüşmelerini yapıyoruz.

Peki "Sihirbaz"a yeni bir klip gelecek mi, yoksa artık "Sihirbaz" dönemi kapandı mı?
Hiçbir albümümün dönemi kapanmaz aslında. Şu anda birkaç şarkı var kafamda ama hangisinin olacağını bilmiyorum. Yönetmenlere şarkıları verdim, onlardan senaryo bekliyorum. Hala "Sihirbaz"a iki klip çekilebilir yeni albüm gelmeden önce.

"Tamamdır"ın ortaya çıkışında, hayranlarınızın sizden yeni bir şeyler beklemesinin etkisi oldu mu?
Hayır aslında hayranlarım hala daha "Sihirbaz"ı dinliyorlar. "Tamamdır"ı ve versiyonlarını da çok beğeniyorlar. Sadece benim iki, iki buçuk yıllık aralar verdiğim dönemlerde beni çok özlüyorlardı ve daha sık aralıklarla görmek istiyorlardı. Ben de o dönem bunu bir sisteme oturtup, ayrı ayrı prodüktörlerle çalışıp, konsept işler yapmayı düşündüm. Fakat zaman kendi kendine bir şeyleri önüne getiriyor insanın. Biraz da zamana bırakmaya inanıyorum. "Tamamdır", hayranlarımın da düşündüğü, benim de aslında kendimi hazır hissettiğim bir çalışma oldu. Biraz müzik piyasasını hareketlendirmek gibi düşüncelerimden dolayı, kafamda olan "Doğru, tamamdır" dediğim bir projeydi. Bundan sonra bir albüm projesi ile Mart ayında ortaya çıkmak istiyorum ama tabi bu da bir süreç. Bir de uzun yıllardır düşündüğüm başka şeyler de var. "Burcu Güneş Alaturka", "Burcu Güneş R&B", "Burcu Güneş Caz" gibi farklı konseptler içerisinde, insanlara müzikteki farklı yanlarımı ve yorumumu sunmak istiyorum. Bir caz albümü olur, bir cover albümü olur ama doğru bir ekiple bir araya gelince o zaman olacak. Benden beklenen bu tip çalışmalara da kulak veriyorum ama doğru zaman ne zamansa, o zaman olacak.

"Tamamdır", kariyerinizdeki ilk single çalışması. Sizi single hazırlamaya ikna eden ne oldu?
Piyasaya hareket kazandırmak. Ne kadar fazla albüm yapılıyor, bir albüm demek çok ciddi bir zaman ve emek demek. Şirketle birlikte sanatçının çok sağlam durması gerekiyor. Ben kendimi "Sihirbaz"da çok yalnız hissettim. Bir sonraki klip için karar verirken, iştahımı kabartan fikirler ve senaryolar gelmemişti. Doğru zaman da çok önemli. İkinci klibin üzerine de biraz zaman geçmişti. Bunlarla uğraşmakla zaman kaybettiğimi fark edip, yeni bir projeyle ilgilenmek benim için daha heyecan verici oldu. Daha yeni bir risk aldım. Bunlar hayatımda beni heyecanlandıran düşünceler olmaya başladı. Bir de, sanırım artık eyleme geçerken çok düşünmüyorum. Eskiden bir marka yaratmaya çalışıyordum. Güvenilirliğim çok önemliydi. İnsanların, ideallerimde ne yapmaya çalıştığımı bir şekilde anlaması çok önemliydi. Bunları artık kazandığıma inanıyorum, o yüzden eskisi gibi bir şey yaparken çok düşünmüyorum. Zaten ispatlamam gereken bir ses veya marka yok artık. Yeni bir şarkı yapıyordum ve yaptığım şarkıları bir an önce paylaşmak da istiyordum. Bunun için albümü beklemek mi gerekiyor? Kendime bu soruyu sordum. Sadece kendi albümlerimi de beklemek değil, artık yeni çıkan projelere ve şarkıcılara destek vereceğim, belki onların prodüktörlüğünü yapacağım.

Peki prodüktörlük fikri nasıl ortaya çıktı?
Kendi albümlerimde, kendi yaptığım işlerin prodüktörlüğünü yapmaktan yeterince iyi bir deneyimim oldu zaten. Bu yüzden başkasına prodüktörlük yapmak, kendi işlerimi de güvendiğim insanlara teslim etmek şu an benim için daha eğlenceli bir oyun. Her an aslında yeniden başlıyormuş heyecanını hissediyorum. Eskiden kendi albümlerimi yaparken, şimdi başkasının albümlerinin sorumluluğunu almak heyecanlı olabiliyor. Değişik bir deneyim oluyor. Bir de o yenilenme süreçlerini de iyi yaşadım hayatımda. Geride bıraktığım 12 yılı bir ön çalışma gibi görüyorum. Kendimi albüme hazırlanırken, yeni çıkacak bir sanatçı gibi hissediyorum. Her albümümde bu heyecanı taşıyorum ama özellikle bu 12 yılın verdiği deneyimden sonra, bu kafayla ama yeniden bu işe yeni başlamış biri gibi hissetmenin amatör ruhunu taşımak, çok daha büyük enerjili işler ortaya koyacakmışçasına umut veriyor bana.

On yılı aşkın bir süredir müzik dünyasındasınız. Belki bundan bir on yıl sonra sadece prodüktör olarak görebiliriz sizi...
Bu beni çok heyecanlandırıyor. Bir insanın kariyerini yaratacak bir işe imza atmak, ona destek olmak, onun hayallerini gerçekleştirmek en heyecan verici şeylerden biri olur hayatımda. Ben onları yaşadım, biliyorum. Zamanında insanlardan neleri beklediğimi de biliyorum. Bu sebeple, bir sanatçıyı da en iyi bir sanatçı anlar diye düşünüyorum. İyi bir prodüktör olurum o yüzden.

Sizinle çalışacak yeni yetenekler için kriterleriniz de olur o halde...
Bence en önemli şeyler heyecan duymak, inanmak ve kendine güvenmek. Tabi ki işin bir teknik kısmı var. Bir de daha soyut, elle tutulamayan ama hissedebilen, gözlerden gelen bir enerji var. O inanmak ve kendine güvenmekle ilgili kısmı. Tabiî ki bu işe gönül vermesi, şarkıyı iyi yorumlayabilmesi çok önemli. Okullu olması da çok önemli değil. Bir şarkıcı olarak beni heyecanlandırması gerekir. Farklı tarzları yorumlayabilmesi önemli. Ona dikilecek elbiseleri bana hayal ettirmesi gerekiyor. Ben iyi bir ses duyduktan sonra, güzel hayaller kurmaya başladıktan sonra, bunun arkası gelir diye düşünüyorum. Ona çok güzel şarkılar hazırlayabilirim. Tabii ki bir de çok çalışkan, disiplinli, özverili, sabırlı ve hayata karşı çalıştığı insanlara güvenli bir insan olması gerekiyor.

Bu anlamda kesinleşen projeleriniz var mı?
Ufak ufak bazı şeyler geliyor. Yeni çıkacak albümlere beste isteniyor. Şu an kendi promosyonuma ve projeme odaklandığım bir dönem. Bu mevsim bana çalıştığım işlere bakmak için fırsat verir. Tam mevsimine giriyorum. Bu ara üretimde güzel bir noktaya gelebilirim. Hem de yaptığım işleri doğru yerlere ulaştırmada da böyle bir sürece girebilirim. Bu ara, yaptığım bestelerin doğru yerlere ulaşması için bunların toplantılarını yapma gibi bir süreç gelebilir. Bunlara açığım. Güzelce organize edip, sırasıyla bu işleri yapmam gereken bir dönem yaşıyorum.

Single'a geri dönersek, "Tamamdır" geçtiğimiz yazın en çok çalınan şarkılarından biri oldu. Bu şarkı, Volga Tamöz ile tanıştıktan sonra mı ortaya çıktı?
"Tamamdır", aslında daha farklı bir isimle, benim yaptığım nakaratı dışında farklı bir şarkıydı. Volga, nakarat ve giriş kısmını daha farklı bir moda sokmak istedi. Ben de izin verdim. Yapılan hali daha batılı oldu. Benimki biraz daha arabesk öğeler de içeren bir nakarattı. Onu daha modern bir hale getirmiş. Volga bu anlamda benim teslim olduğum insanlardan biridir. Yapılan yeni kısma, yeni sözler yazmak gerekti. O esnada yapıp bitirdiğim bir şarkı olduğu için tıkandım. Gözde Hatipoğlu ile beraber yazmıştık zaten. Gülşah Tütüncü de benim aklımda olan isimlerdendi. Volga'nın da arkadaşıydı, yardımcı oldu bize. Onun da payı olunca bir sinerji yaratıldı şarkıda. O yüksek enerji de beş kişinin ortak çalışmasından kaynaklanıyor olabilir.

Aranje grubu da kalabalık...
Prodüktörlüğünü Volga yaptığı için aranjörleri o seçti. Bu iş için çalışılan başka aranjörler de vardı. Volga'nın kafasındaki tarzların biraz dışına çıktığı için, Volga onlara teşekkür etti ve başka bir çalışmada beraber olacağımızı ifade etti. Daha çok versiyon yapıldı aslında. Şu an var olan isimler son haline imza atmış oldular. R&B versiyon özellikle öne çıkanlardan oldu. Volga'nın yaptığı versiyonlar da çok sevildi. Akustik versiyon ile Beach Mix'i karma yapıp bir klip de çekebiliriz. Tam bu mevsime iyi gidecek güzel bir şey olabilir. En kısa zamanda hayata geçirmeyi düşündüğümüz şeylerden biri bu.

Sizin en çok beğendiğiniz ve kendinizi yakın hissettiğiniz düzenleme hangisi?
Müziği kendime o kadar yakın hissediyorum ki, o yüzden çok ayıramıyorum. Üç versiyon daha fazla öne çıktı. 80'ler, R&B ve akustik versiyon. Galiba R&B ve akustik daha önde benim için. Belki de ruhumda olan soul caz tarafımı çıkardığı içindir. Benim de alt yapımda caz var. Akustik de çok uzun yıllar akustik müzik yaptığım için yakın hissettiğim bir tarz diye düşünüyorum.

Artık "Tamamdır" demek çok zorlaştı, özellikle de ikili ilişkilerde. Siz hayatınızda nelere "Tamamdır" diyebiliyorsunuz?
Çok severek çalıştığım bir menajerlik ekibim var. Kendi kurduğum bir departman var. Kendimi çok güvende hissediyorum. 2010 yılı "Tamamdır" diyebileceğim, benimle aynı anda aynı senkronda gidebilen, aynı vizyonlara birlikte bakabildiğimiz, kapasite olarak da gerçekleştirmeye hazır hissettiğimiz, cesaret anlamında, risk alma anlamında, hayat görüşü anlamında doğru bir etiğe, ahlaka ve bakış açısına sahip bir ekibim var. En çok bunun mutluluğunu yaşıyorum. Burcu Güneş yeni şeylere açık bir kadın olduğu için, eskiden bir aile çatısı içinde çalışırken adım adım bir kariyer oluşturdu. Artık bakıyorum da, öğrenmeye meraklı bir çocuk var içimde. Onun sesini dinliyorum ve o çocuk bana artık devamlı yeni şeyler öğren, yeni şeyler yap, şimdi yeni bir şeyler başlıyor gibi bir şeyler fısıldıyor. Dolayısıyla yeni deneyimlere, yeni gelecek olan birçok şeye "Hoş geldin" diyen ve bunun heyecanına "Tamamdır" diyen bir Burcu Güneş var. Tecrübeyle bir takım deneyimleri kazanmış ve "Tamamdır" dediğim bir olgunluğum var. Geçmişe dönüp baktığımda "Tamamdır" dediğim güzel bir kariyer var. Gurur duyacağım ve kendime söz verdiğim bazı şeyleri gerçekleştirmiş olmam var. Standartları çok yüksek biri olduğum için bir anlamda devamlı hayallerle yaşayan o çocuk yanımla yeniliklere açık yanım da tamamdır benim için. Özel hayatımda "Tamamdır" dediğim, çok güzel ilerleyen, bir yandan aynı yolda beraber yürümeye başladığımı hissettiğim, gelecekteki eşim olarak görebildiğim bir ilişkim var. Bu da sabreden derviş muradına ermiş hikayesi. Basın mensubu arkadaşlara da söylemiştim. Bir gün uzun vadeli, ciddiyetle yaklaştığım bir ilişkim olursa bizi çekebilirsiniz demiştim, öyle de oldu. Bir yılı devirdik. İlişkilerde bence tamamdır diyebilmek için bir süreç gerekiyor. Bugünlerde insanlar çok sabırsızlar. Hemen bir şey uymadı mı yenisi gelsin diyip bitiriyorlar ilişkilerini. Bu kadar kolay değil bitirmek. Gerçekten iyi bir tanıma süreci gerekiyor. Birçok şeyi tamamsa, ufak şeyler için bu kadar tahammülsüz olmamak gerekiyor. O yüzden karşılıklı birbirini tanımak, istemek gerek. Zaman tanıma süreçlerinden sonra "Tamamdır" diyebiliyorsunuz zaten. Bir yandan o bizim saf yanımız, ruh eşinin var olacağına inandırıyor. Ama "Sen bunun için gerekli yüzleşmeleri ve kendinle ilgili birtakım hesaplaşmalara hazır mısın?" diyor. Gerçekten herkesin hayatında iyi bir ilişki yaratmak için, toleranslı, fedakarlı, özverili olması gerekiyor. İnsan birtakım şeylerde kendine de dönüp bakabilmeli. Birlikte büyüyen bir ilişki yaratmayı göze almak gerekir diye düşünüyorum.

"Standartlarım yüksektir" dediniz. Bu 12 sene içinde müzikal anlamda standartlarınızın yüksek olmasının ya da duruşunuzu hiç bozmayışınızın herhangi bir sıkıntısını yaşadınız mı?
Mutlaka. Fakat buna değer zaten. En çok kendiniz için ve gururunuz için yaşarsınız diye düşünüyorum. İnsanların size "Tamamdır Burcu" demesi için yaşarsınız. Tabi ki insanların ne düşündüğü bir yandan hiç önemli değildir, sizin ne düşündüğünüz önemlidir. Bir yandan da o yürüdüğün yolda bir süre sonra dönüp bakınca, yaramaz insan denilen bir durumdaysanız bu da gerçeklerin bir kısmıdır aslında. Ben kendime saygımla sağlam bir yer edindiğime inanıyorum. Bu da bana zamanında çok bedel ödettirdi. Bedelini ödemeden de hiçbir yere gelemiyorsunuz hayatta. Her şeyin bir bedeli var. O bedellere razıydım. Bazı işlere bazı durumlara "Hayır" demek zorundaydım. Hayır demeyi de öğrenmem gerekiyordu. O biraz belki de beni zor bir sürece soktu hayatımda ama o yalnızlık süreçleri, o tek başınalık bana kendi ayaklarımın üzerinde durabilmekle ilgili ciddi boyutta bir güven kazandırdı. O yüzden her şey bir öğreti, bir deneyim. İnsanın kendini değerlendirme ve büyütebilme süreci aslında. Zor bir şeyle karşılaştığımızda mutlaka ki arkasında bir öğreti vardır. Önemli olan bunları çok yanlış yönlere sapmadan geçiştirebilmek. Yoksa yetenek bir şekilde yerinde duruyor. Az kayıpla çok şey yapabilmek önemli. Mutlaka ki bedeller ödeniyor ama ben az kayıpla çok güzel şeyler yapabildiğime inanıyorum. Daha önce de dediğim gibi; kendimi bir ön çalışmada gibi, her şeye yeni başlamışım gibi hissediyorum.

www.aveamuzik.com
05.01.2011

Hayko Cepkin, Ghetto sahnesinde!

Elektronik altyapılarıyla, rock ve arabesk öğelerini birleştirdiği ilk albümü "Sakin Olmam Lazım" ile 2006 yılında rock müzik dünyasına iddialı bir giriş yapan; canlı performansı, kostümleri, klipleri ve farklı vokal tarzıyla kısa sürede dikkat çeken Hayko Cepkin, İstanbullu dinleyicileriyle buluşuyor.

Türkiye'nin neredeyse her köşesinde konserler veren ve her canlı performansında sergilediği dikkat çekici sahne şovlarıyla kendisinden sıkça söz ettiren Hayko Cepkin, Şubat ayında yayınladığı ve insan doğasındaki varoluş ile yok oluşu anlattığı son albümü "Sandık"ın konserlerine devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde albümünün üçüncü video klibini "Balık Olsaydım" şarkısına çeken Hayko Cepkin, sevilen şarkıları ve tüm enerjisiyle 14 Ocak Cuma akşamı Ghetto sahnesinde sevenleriyle bir araya gelecek.


www.ttnetmuzik.com

Aslı'dan "Hayatın Anlamı"!

Rock müziğin başarılı kadın vokallerinden Aslı Gökyokuş, 10 yıldır süregelen profesyonel müzik kariyerini taçlandırdığı dördüncü stüdyo çalışması "Büyüdük" ile beğeni toplamaya devam ediyor. Üç şarkıdan oluşan maxi single çalışmasında yer alan "Kırıp Döktüklerim" şarkısının video klibiyle karşımıza çıkan Aslı, geçtiğimiz günlerde ikinci video klibini çekti.

Sözü ve müziği Erdal Yıldırım'a ait olan "Hayatın Anlamı" şarkısını kliplendiren Aslı, "Dans Etmeye İhtiyacım Var" şarkısının klibinde de birlikte çalıştığı Şenol Korkmaz ile çalıştı. Fransa'nın Normandiya bölgesinde çekilen klipte, çekimler Belçikalı ve Türklerden oluşan bir ekiple 4 günde tamamlandı. Şarkının epik karakterini bu bölgede çok iyi yansıtacağını düşünen ekip, Etretat Kasabası'nda denizin gelgit nedeniyle çekilmesini bekleyip, olağanüstü etkileyici sahilde çekim yapabilmek için büyük bir tehlikeyi göze aldı. Aslı ve çekim ekibi; sahile inen herhangi bir yol olmadığından, 200 metre yükseklikteki bir falezden iplere tutunarak aşağıya indiler. Senelerdir kızıl saçları ile görmeye alıştığımız Aslı, bu klipte siyah saçları ile dinleyicilerine sürpriz yaparken, klipte Ümit Ünal imzalı beyaz bir kostüm giyiyor.

www.ttnetmuzik.com

Mavi'nin "Düş"ü ekranlarda!

Müzik dünyasına; Eylül ayında yayınladığı, kendi adını taşıyan ilk albümü ve ironik sözleriyle dikkat çeken "30" şarkısıyla sıkı bir giriş yapan Mavi, geçtiğimiz günlerde albümün ikinci video klibini çekti.

Albümün ikinci video klibi için "Düş" şarkısını seçen Mavi, Simay Bülbül'ün özel tasarım kıyafetiyle kamera karşısına geçti. Hayallerindeki kişiyle karşılaşan bir kadının duygularını masalsı bir atmosferde anlatan video klip, Batı Karadeniz'in çeşitli yerlerinde çekildi. Klibin yönetmenliğini Yiğit Eken, görüntü yönetmenliğini ise Mithat İnandım üstlendi. Genç şarkıcı; Aralık ayının ortasında çekilmesine rağmen, çekimler sırasında güneşin ekibin yüzüne gülmesi sonucu ortaya adeta bir yaz klibinin çıktığını belirterek "Çekimler çok neşeli ve şanslı geçti, umarım bu şarkıya klip çekmemi bekleyen hayranlarım da beğenirler" dedi.


www.ttnetmuzik.com

3 Ocak 2011 Pazartesi

RÖPORTAJ / Yeşim Salkım - İstanbul'da Aşk

Profesyonel müzik yolculuğuna başladığı 1993 yılında yorumcu kimliği ve duruşuyla net bir tavır gösteren Yeşim Salkım, 17. müzik yılını kutladığı şu günlerde yepyeni bir albümle dinleyicilerin karşısına çıktı. En son geçtiğimiz sene yayınladığı maxi single çalışması "Bambaşka" ile sevenleriyle buluşan Yeşim Salkım, bu defa arayı çok uzatmadan 10 şarkılık albümü "İstanbul'da Aşk"ı müzikseverlerin beğenisine sundu. Tüm söz ve müziklerin Zeki Güner'e ait olduğu, Yeşim Salkım'ın da prodüktörlüğünü üstlendiği albümüyle gündemde olan sanatçı, ikinci kez anne olmanın heyecanını yaşadığı bu günlerde "İstanbul'da Aşk" albümünü anlattı.

Yeni albümünüzün adı "İstanbul'da Aşk". Ayrıca albümün açılış şarkısı da "İstanbul" adını taşıyor. İstanbul sizin için ne ifade ediyor?
Dünyanın en güzel şehri İstanbul. Bu sadece benim için değil tüm dünya için böyle. Tarih boyunca da hep böyle olmuş. Bence İstanbul tutku demek, lütuf demek, aşk demek...

Albümdeki tüm şarkılar Zeki Güner imzası taşıyor. Adını son günlerde sıkça duymaya başladığımız ve sizin de ilk kez çalıştığınız Zeki Güner ile bir araya geliş öykünüz nasıl oldu?
İyi şarkılar aradığım ve ihtiyaç duyduğum bir dönemde basın danışmanım aracılığıyla Zeki Güner'in bana bir şarkı dinletmek istediği söylendi. Çok sevindim çünkü Zeki'nin ne kadar iyi bir söz yazarı ve bestekar olduğunu biliyordum. O aramasaydı zaten ben arayıp "Bana ne zaman şarkı dinleteceksin?" diye sormak üzereydim.

Peki, albüme alacağınız şarkılara nasıl karar verdiniz?
Aslında ilk başta sadece iki şarkılık bir single çalışması yapmayı planlıyordum ama Zeki'yle tanıştığım gün bunun mümkün olmadığını anladım. Bana dinlettiği şarkıların hepsi birbirinden güzeldi ve sonuç olarak on şarkılık bir albüm yapıverdim. Dinlerken, ilk duyduğum anda beni etkileyen şarkıları seçtim. Etkilendiğim ve ilk dinleyişte sevdiğim şarkılar inanıyorum ki dinleyenlerim tarafından da sevilecekler çünkü hepsini hissederek ve aşkla okudum. Albümde Zeki'nin benim için özel olarak yaptığı şarkılar da var.

Albümün karşılama yazısı da Zeki Güner tarafından kaleme alınmış. Kendisine nasıl bu kadar güvendiniz?
Zeki, şarkıların isimlerinden ve hikayelerinden oluşan bir önsöz yazabileceğini söylediğinde bu fikri çok sevdim ve yazmasını istedim. Bu önsöz aynı zamanda Zeki'nin bana, benim de Zeki'ye gönülden bir teşekkürümüz oldu. Zeki'nin duyguları kaleme alışına güvenmekse zor olmadı benim için.

"İstanbul'da Aşk" albümünde daha çok hüzünlü bir hava soluyoruz. Hayatı, aşkı ve umut etmeyi sorgulayan sözler albümün geneline hakim görünüyor. Albümün hazırlık sürecinde, içinde bulunduğunuz dönemin albüme nasıl bir yansıması oldu?
Albümün hazırlık ve yapım sürecinde şarkıları okurken hem içinde bulunduğum dönemin şarkılara, hem de şarkıların içinde bulunduğum döneme çok kuvvetli yansımaları oldu diyebilirim. Şarkıları okumaya başladığımda hamile olduğumu öğrendim. Bu durum beni fiziksel açıdan zorlarken duygusal açıdan çok besledi. Ayrıca kızım Gizem de aynı tarihlerde okumak için Amerika'ya gitti. İlk defa bu kadar uzağa gitti. "İstanbul" şarkısını Gizem'e olan hasretimin doruk yaptığı bir gece ağlayarak okudum ve kaydettik. O şarkıyı her dinlediğimde ağlamaklı oluyorum. Yani aslında kayıtlar sırasında hayatım albümümdeki şarkılar gibiydi. Hüzünlü, aşk dolu ve umutlu...

Peki, albümün hazırlık sürecinde hamileliğin zorlayıcı etkilerinin üstesinden nasıl geldiniz?
Daha önce de söylediğim gibi, sadece fiziksel açıdan biraz zorladı. En başta diyafram kullanmak çok zorlaşıyor çünkü alttan baskı yapan bir şey var. Nefes almak da pek kolay değil hamileyken. O yüzden çabuk yoruluyorsunuz. Bütün şarkıları oturarak söyledim, ki ben her zaman kayıtlarda ayakta olmayı tercih ederim. Bu olumsuzlukların üstesinden biraz teknikle, büyük oranda da hamileliğin sağladığı duygusal yoğunlukla geldim. Yani şarkılarım az teknikli ama çok ruhlu oldular.

Hem yeni albüm hem de annelik heyecanı taşıdığınız şu günlerde, hamileliğiniz dolayısıyla, albümünüzün tanıtımına gereken ilgiyi gösteremeyeceğiniz gibi bir endişe taşıdığınız oldu mu?
Hayır, öyle bir endişe taşımıyorum çünkü her ikisi için de yeterli emeği harcadığımı düşünüyorum.

Tekrar albüme dönersek, hareketli şarkılarda Balkan altyapıları öne çıkıyor. Daha önce de bu tarzda çalışmalar yapmıştınız. Balkan müziğine karşı özel bir ilginiz var mı?
Balkan kökenli olduğum için müziğine de özel bir sevgim var. Ancak şarkıları düzenlediğimiz esnada bu şarkıların balkan nefeslilerine ihtiyacı olduğunu hissettim. Aslında Zeki'nin bestelediği hızlı şarkılardan ikisi bunu istedi diyebilirim.

Albümün prodüktörlüğünü de üstleniyorsunuz. İlerleyen dönemlerde yeni isimlere de prodüktör olarak destek vermeyi düşünür müsünüz?
Olabilir tabii ki. Bir gün çok inandığım ve etkilendiğim birisi olursa ona destek olabilirim.

İlk video klip için düşündüğünüz bir şarkı var mı?
Aslında en çok zorlandığımız konu bu. Çünkü şarkılarımızın hepsi çıkış şarkısı olabilecek kadar güzel. Şu sıralar "İstanbul", "Ayakta Alkışlar", "Aşk Ve Ceza", "Deliler Gibi" şarkılarımızdan biri ilk klip şarkımız olacak gibi duruyor. Ocak ayının ilk haftasında Hakan Eratik yönetmenliğinde çekeceğiz. O zamana kadar TTNET Müzik'teki ilgi ve tepkiler de bizim için önemli bir belirleyici faktör olacak.

www.ttnetmuzik.com
03.01.2011

Aşkın Nur Yengi hayranlarına müjde!

Pop müziğin güçlü seslerinden Aşkın Nur Yengi, kendisinden yeni şarkılar bekleyen hayranları için altı sene süren uzun bir sessizlik sonrasında yepyeni bir albümle müzik dünyasına geri dönüş yapıyor. Sevilen sanatçı, 2004 yılından bu yana yeni şarkılarından oluşan bir albüm yayınlamamıştı.

2007 yılında sevilen şarkılarının akustik versiyonlarını içeren "Aşk'ın Şarkıları" albümünü müzikseverlerin beğenisine sunan Aşkın Nur Yengi, "Gözümün Bebeği" isimli yeni albümünün ilk şarkısı "Öpeyim Geçsin"i dijital platformlarda ve radyolarda yayınladı. 90'lı yılların pop müzik arenasındaki en önemli isimlerden biri olan Aşkın Nur Yengi yeni albümünde, ikisi cover olmak üzere toplamda 10 şarkıya yer verdi. Sezen Aksu'nun da iki şarkı hediye ettiği albümün hareketli çıkış şarkısı "Öpeyim Geçsin"in sözleri Günay Çoban, müziği Serkan İzzet Özdoğan ve düzenlemesi Ozan Çolakoğlu imzası taşıyor. Genel koordinatörlüğünü Hakan Eren'in yaptığı albümün fotoğraflarını Zeynel Abidin Ağgül çekti. "Gözümün Bebeği", 5 Ocak'ta müzik marketlerdeki yerini alacak.


www.ttnetmuzik.com

Eurovision temsilcimiz Yüksek Sadakat!

2005 yılında yayınladıkları ve kendi isimlerini taşıyan İlk albümleriyle müzik dünyasına giren, "Belki Üstümüzden Bir Kuş Geçer" şarkısıyla kendilerine kısa sürede milyonlarca hayran edinen Yüksek Sadakat, bu yıl düzenlenecek olan 56. Eurovision Şarkı Yarışması'nda Türkiye'yi temsil edecek.

TRT; yarı finalleri 10 Mayıs ve 12 Mayıs'ta ve büyük finali 14 Mayıs tarihinde Almanya'nın Düsseldorf kentinde gerçekleşecek olan Eurovision Şarkı Yarışması için Türkiye'yi Yüksek Sadakat grubunun temsil edeceğini açıkladı. Kutlu Özmakinacı (bass gitar) tarafından kurulan; vokalde Kenan Vural, davulda Alpay Şalt, klavyede Uğur Onatkut ve gitarda Serkan Özgen'den oluşan Yüksek Sadakat grubu, kendileri için de sürpriz olan Eurovision Şarkı Yarışması için 20 gün içinde üç yeni şarkı hazırlayacak.


www.ttnetmuzik.com