26 Şubat 2010 Cuma

Aşık Robotlar ve Absolut Spike Jonze fırtınası esti!

Kışkırtıcı işlere imza atan ünlü yönetmen Spike Jonze Sundance Film Festivali’nde ilk defa izleyici karşısına çıkardı. Jonze bu filmi gezegenin en heyecan verici markalarından biri olan ABSOLUT VOTKA ile işbirliği yaparak çekti.iki robotun aşkını konu alan 30 dakikalık kısa filmini Sundance Film Festivali’nde ilk defa izleyici karşısına çıkardı. Jonze bu filmi gezegenin en heyecan verici markalarından biri olan ABSOLUT VOTKA ile işbirliği yaparak çekti.

Film tüm dünyanın yakından takip ettiği Sundance ve Berlin Film festivallerinden sonra ilk olarak İstanbul’da dün gece gösterildi. Fındıklı Antrepo’da ABSOLUT ve !f ISTANBUL sponsorloğuyla gerçekleştirilen gösterime ve partiyesadece !f’in teşekkür edeceği misafirleriyle ABSOLUT sever 750 kişi davet edilmişti.

Davete katılan ünlü isimlerin başında son dönem Vogue dergisi için moda danışmanlığı yapan ve bu konudaki heyecanını gizleyemeyen Ece Sükan oldu. NTV de yeni başlayacak olan moda programı için içeride çekim ve röportajlar yapan Sükan’ın yanısıra jetset isimler Işıl Sarraf ve Merve Hasman, son dönem Hermes’e yaptığı vitrinle göz dolduran Emel Kurhan, oyuncular Akasya Asıltürkmen ve Yiğit Özşener ve köşe yazarı Onur Baştürk gibi isimler göze çarptılar.

Parti için 35 metrelik Türkiye’nin en uzun barı kurulmuştu. Absolut Dünyasında Aşk ve Spike Jonze ışıkları arasında iki robotun aşkını izleyen davetiler filmde oynayan kız ve erkek robotların yeniden canlandırılmış hallerini partide görünce çok şaşırdılar.

‘I am Here – Ben Burdayım’ isimli 30 dakikalık bu kısa filmde Andrew Garfield ve Sienna Guillory başrolleri paylaşıyor. Filmin orjinal müziklerini Sam Spiegel yaparken, film için özel yazılan parçaları ise Los Angeles’lı ünlü müzisyen Aska Matsumiya yaptı.


Blog yazarları için özel olarak bir dosya hazırlandı. Dosyada etkinlik hakkında bilgi, I’M HERE filminden kareler ve geceye katılan ünlülerin fotoğraflarını bulabilirsiniz.


Absolut in Turkey

http://absolutinturkey.blogspot.com/

http://imheremovie.blogspot.com/

10 Şubat 2010 Çarşamba

RÖPORTAJ / Emir - Ben Sen Olamam

Türk pop müziği, geçtiğimiz yıl içinde yepyeni bir isimle daha tanıştı. Yıllardır müzik dünyasında sahne arkasında var olan Emir, ilk albümü "Ben Sen Olamam" ile müzik dünyasının birçok önemli ismini bir araya getirerek, perdenin önüne geçişini anlattı.

Müzik dünyasına nasıl adım attınız?
Benim müzikle olan buluşmam aslında yıllar öncesine dayanıyor. Hep sahne ile yakından alakalı mesleklerde çalıştım ve gözlemlerimden belli bir deneyim kazandım. Sonrasında Altan Varol'dan diksiyon dersleri ve şan eğitimi aldım. Albüm düşüncemi de Haluk Şentürk ile beraber hayata geçirdik. Bu albüm, onun da ilk prodüktörlük deneyimi oldu. Önce iki şarkının düzenlemesi için Ozan Çolakoğlu'nun kapısını çaldık. Daha sonra albümün müzik direktörlüğünü de kendisi üstlendi. Bu şekilde ben de müzik dünyasındaki yerimi almış bulundum.

Hayatınızda neler değişti? Bu durumun avantajlarını ve dezavantajlarını ne ölçüde yaşıyorsunuz?
Geçmişte de zaten bu piyasada olduğum ve bu işleri bildiğim için çok büyük bir şok yaşamadım. Kendimi koruyabildiğim için hiç bir dezavantajını da görmedim. Avantajı da sevenlerin çoğalıyor olması. Sevilmekten mutlu oluyorum. İnsanlarla daha yakın olmak güzel bir şey. Bu kadar emek verdim, şarkılarımla sahnede durmaktan çok mutlu oluyorum.

Geçmişte şan dersleri almışsınız, zaten iyi de bir dinleyiciymişsiniz. Kendi yazdığınız şarkılar var mı?
İnşallah olur ama bu biraz tecrübe istiyor. Herkes de kalemi eline almamalı diye düşünüyorum. Herkes bir şeyler yazabilir tabi ki ama bir zamanı var. Bir doluluk gerekiyor bunun için. Önce bu işi başarıyla halledeyim, bu kadar önemli isimlerin şarkılarını duyurabileyim herkese, ondan sonra artık ben de ufak ufak notlar almaya başlarım. Aslına bakarsanız öyle de bir iddiam yok. Herkesin de böyle bir iddiası olmasın bence. Her işi ayrı ayrı güzel yapan insanlar var.

Bu ilk albümden sonra kendinizi müzikal anlamda nasıl geliştirmeyi düşünüyorsunuz?
Zaten insan herhangi bir işe başladığı zaman,ikinci gün bile aynı ilk günkü gibi olmuyor. İster istemez geliştiriyorsunuz kendinizi. İlk albüm çok önemlidir. "Merhaba" albümüdür. İsminizi, simanızı, şarkılarınızı, kariyerinizi oturtmak için ilk adımları atarsınız fakat ikinci albüm kişiliğinizin, kariyerinizin oturduğu albüm olur. Bu yüzden ikinci albüm çok önemlidir benim için. Hani iyi bir müzik takipçisiyim diyorum ya, ben zaten çocukluğumdan beri öyle gördüm. İkinci albümler ya insanı yıldızlaştırır ya da yerinde saydırır. Ben de bunun öneminin bilincinde olduğum için en azından kafamda neler yapabilirim diye düşünmeye başladım.

Tarkan, Aysel Gürel, Harun Kolçak, Gülşen, Yıldız Tilbe, Nazan Öncel, Berksan, Alper Narman ve Fettah Can, Ozan Çolakoğlu. Bu isimlerle nasıl bir araya geldiniz?
Aysel Gürel ile olan dostluğumuz yıllar öncesine dayanıyordu. Bana hasta yatağında "Elebaşı" şarkısını emanet etti. Yıldız Tilbe, "Eline Düştüm"e hem kendi sözlerini yazdı hem de sesi ile destek verdi. Harun Kolçak kendi albümü için yazdığı "Anladım"ı tereddüt bile etmeden hediye etti. Zaten yaptıkları işleri beğenerek takip ettiğim Alper Narman ve Fettah Can bana şarkılarını verdiler. Betül Demir, Cihan Okan, Sibel Gürsoy, Ercüment Vural, Tuba Önal gibi isimler de sesleri ile şarkılara renk kattılar. Tabi ki bu kadar uğraştan ve emekten sonra Tarkan'la karşılaştık ve o da yadsınamaz desteği ile albüme son noktayı koydu. Buradan tekrar albümde emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler ediyorum.

Henüz ilk albümünüzü yayınlayacak bir isimken, bu isimlerin size bu kadar inanmalarını nasıl sağladınız?
Sevgiyle sağladım diyebilirim. Çünkü her yerde söylüyorum; işin maddi boyutuna bakacak olursanız böyle bir albümün çok büyük meblağlarda yapılması gerekir. Bunu hep soruyorlar bana ama maddiyatla da bu kadar isim bir araya gelmez. Burada başka bir şey olması gerekiyor. Bence benim gözlerimde bu işi ne kadar yapmak istediğimi, bu işi ne kadar bilinçli ve doğru yapabileceğimi, gözlerimdeki ışığı gördüler ve ondan bana bu kadar destek oldular. Hiçbirinin ömürlerinin sonuna kadar ne kariyerine, ne de bana verdikleri desteğe zarar getirmeyeceğimi anladılar, bana güvendiler ve hepsi de bu albüm için bir araya geldi.

Albümde bu kadar isim çeşitliliği varken, tarz olarak bir bütünlüğü sağlayamama endişeniz oldu mu?
Olmadı, çünkü müzik direktörüm Ozan Çolakoğlu olduğu için bu şarkılar birbirinden kopuk olamazdı. Albümde farklı tarzlarda şarkıların olması da benim fikrimdi. Çünkü ne kadar çok insana sesimi duyurursam o kadar mutlu olacaktım. Şimdi görüyorum ki herkesin 3-4 tane hiti var albümde.

Tarkan, geçmiş dönemlerde de müzik dünyasından isimlere destekte bulundu. Fakat siz Tarkan'dan klip, vokal, şarkı, yapımcı firma desteği de aldınız. Onu kendinize nasıl bu kadar inandırdınız?
İnsanlar ve iletişim konusunda kendime güveniyorum. Ne yapmak istediğimi, ne yapıp ne yapamayacağımı doğru bir dille ifade edebiliyorum. Güzel bakıyorum insanlara, samimiyim. Açık yürekli olunca bence insanlar ikna oluyorlar diye düşünüyorum. Tarkan da artık kariyerini oturtmuş ve sağlamlaştırmış bir isim. Bir süre sonra insan yeni birilerine destek olmak ister. Bu bir marangoz için de böyledir, bir radyocu için de böyledir, bir sanatçı için de böyledir. Bir süre sonra insan kendi birikimlerini aktarmak ister. Tarkan da bence böyle bir şey yapmak istiyordu, zamanı gelmişti ve ben de onun için doğru insandım. Kısmet de bizi buluşturdu.

Dış görünüş olarak da Tarkan'a çok benziyorsunuz. Bu benzetmelerden olumsuz tepkiler alıyor musunuz?
Ben bu benzetmelerden sıkılmadım. Her şeyin olumlusu da var olumsuzu da var ama ben hepsinin zamanla geçeceğini düşünüyorum. Millet olarak biz fevri davranmayı seviyoruz. Hemen benzetmeyi seviyoruz. Benzeyebilirim de ayrıca, benzetebilirler de ben bundan da kaçmıyorum. Fakat bir fotoğraftan veya video klipteki bir hareketten yola çıkarak önyargılı olamazlar. Çünkü çok güzel şarkılarım var benim bu albümde, çok önemli isimler emek verdiler. Demek ki başka bir durum da var burada. Birazcık kafalarını oradan çevirip bu tarafa bakıp şarkılara kulak verseler bu olumsuz eleştiriler de törpülenecek diye düşünüyorum. Onlara da sakin olmalarını öneriyorum.

Albümde yalnızca iki slow şarkı bulunuyor. Bu sizin özel tercihiniz miydi?
Ben hiç albümleri mevsimlere indirgemiyorum. Çok hareketli şarkım var, öyle kısmet oldu. Bir de istediğim slow şarkıyı bulamadım. 90'lı yılların slow şarkılarını çok seviyorum ben. O yüzden Harun Kolçak'ın kapısını çaldım, onun bir şarkısını söyledim, ama yeni bir şarkıydı ve o yüzden "Üzgünüm"ü coverladık. 90'lı yıllarda çok sevdiğim bir şarkıydı. Bu iki şarkı bu albüm için yeterli diye düşünüyorum.

Önümüzdeki günlerde belirlenen projeleriniz, konserleriniz var mı?
Bar çalışması yapmayacağım için biraz daha taşların yerine oturmasını bekliyorum. İnşallah bununla da ilgili bir iki aya kadar haber vereceğiz.

Müzikte ani tarz değişikliklerine sıcak bakıyor musunuz?
Müzik biraz gelişim, değişim istiyor. Ben de kendimi geliştireceğim, yerimde saymayacağım. En çok da bu konuda kendime güveniyorum. Gelişim ve değişimi nerede ve kimin için yaptığınız da çok önemli. Çok katı değişikliklerle insanlara soğuk gelmemek, tadlarını kaçırmamak lazım. Tatlı tatlı bu insanlara değişimi hissettirebilirsiniz bence. Mantığınızı kullanmanız lazım.

İkinci albümünüz için çalışmak istediğiniz müzisyenler var mı?
Mesela bir Sezen Aksu şarkısı söylemeyi çok isterim. Çok özel bir Sezen Aksu şarkısı inşallah bana kısmet olur ikinci albümde.

Kendisi ile görüştünüz mü?
Henüz görüşmedik. Ama bu albüm için zaten birkaç şarkı dinlemiştim. Bence söylemek de ikinci albüme kısmet olacak.

"Tornistan" video klibi ile ekranlara gelmeye başladınız. Bu çalışmadan biraz bahseder misiniz?
Bu albümde 5-6 şarkı için video klip hazırlığımız var. Üçüncü video klibimizi de Nazan Öncel imzalı "Tornistan" şarkısına çektik. Yine Murad Küçük ile çalıştık. Ondan çok şey öğreniyorum. Benim ilk albümümle kamera karşısında ilk deneyimim olduğu için anlaşabildiğim, güvenebildiğim insanlarla çalışmak çok önemli.

Kamera arkasına alışıksınız. Peki kamera önü deneyiminiz nasıl oldu?
Daha önce de söylediğim gibi çok hazırladım kendimi o yüzden büyük şoklar yaşamadım. Çok gözlemlemiştim zaten, işin içindeydim ve sanırım çok biriktirmiştim içimde. O yüzden rahatım. Kamera önüne de alıştım. İlk günkü tutukluk ikinci gün ortadan kalkıyor. Birdenbire insan rahatlıyor. Ne kadar "hazırım" deseniz de kamera önünde olmak başka bir şey.

Oyunculuk teklifleri alıyor musunuz?
Aldım, evet ama değerlendirmeyi şu anda düşünemiyorum. Önce şu işten alnımın akıyla bir çıkmam lazım. Hemen değerlendirenlere de karşıyım. Herkes her şeyi bir anda yapamaz, öyle bir dünya yok.

Hayranlarınızla nasıl bir araya geliyorsunuz?
Yoğunluktan çok güncelleyemedim ama bundan sonra daha çok resmi internet sitem üzerinden hayranlarımla buluşmaya özen göstereceğim.

Dijital müzik platformlarını korsan ile mücadelede ne kadar etkili görüyorsunuz?
Bence korsanla böyle mücadele edilebilir zaten. Çünkü "korsana hayır" demekle insanları etkileyemezsiniz. Herkes kendi cebindeki parayı düşünüyor. Herkes daha ucuza neyi nereden alabilirim derdinde. Şarkıcıları düşünmek zorunda değiller açıkçası. Mücadele böyle dijital ortamlarda olabilir. Korsanla ancak çalışarak, yeni alternatifler üretip, insanların cebini daha fazla düşünerek mücadele edilebilir diye düşünüyorum. "Korsana hayır" gibi klişe cümlelerle insanları etkileyemezsiniz çünkü herkes ekmek derdinde. Bir şeyler yapmalıyız, insanlara daha ucuza ve daha kolaya şarkılarımızı ulaştırmanın yasal yollarını aramalıyız. Dijital platformlar da bunu sağlıyorlar zaten.

10.02.2010
www.aveamuzik.com