27 Ocak 2010 Çarşamba

RÖPORTAJ / Tuğba Özerk - Aşkın Her Hali

Henüz yedi yaşındayken müzikle tanışan ve İzmir Devlet Konservatuarı'nın çocuk korolarında yer alan Tuğba Özerk, güçlü sesi ve etkileyici yorumunu ilk olarak Sezen Aksu'ya fark ettirdi. 12 yaşında Sezen Aksu'nun vokalistliğini yapmaya başlayan Özerk, küçük yaşına rağmen içinde barındırdığı büyük yeteneği ile bir anda beğeni kazandı. 2003 yılında "Dün Gibi" albümünü dinleyicilerle buluşturan genç sanatçı, sırasıyla "Tuğba Özerk", "Yıkıldı Duvarlarım" albümleri ile müzik arenasındaki yerini sağlamlaştırdı. Geçtiğimiz sene yayınladığı dördüncü albümü "Aşkın Her Hali"nde söz yazarı ve besteci yönünü de gözler önüne seren Özerk, şu sıralar albümün ikinci video klibi "Gidesim Geldi" ile ekranlarda sıkça yer alıyor.

"Aşkın Her Hali" albümünün oluşum sürecinden biraz bahseder misiniz? Kimlerle çalıştınız?
Dokuz tane şarkının söz ve müziği bana ait. En büyük yenilik bu sanırım. Bunun haricinde Erhan Bayrak müzik direktörlüğümü üstlendi. Yapımcılarım Cengiz Erdem ve Deniz Erdem. Çalışma sürecimiz bir senelik bir süreç içerisinde gerçekleşti. Çoğu benim şarkılarımdan oluşan, her şarkıda farklı farklı aşkın hallerini dile getirdiğim ve çok özenli bir çalışma ile ortaya çıkmış bir albüm.

Bu albümde aşkın hangi hallerine rastlıyoruz?
Aşkın birçok hali var. Her halini anlattım galiba. Tutku hali, sevgiye dönüşmüş hali, acı hali... Nefret de var, hüzün de var, isyankar hali de var. Onun için albümün adı zaten "Aşkın Her Hali" oldu.

"Bitter Çikolata" da "Lo Lo" gibi farklı müziği ve sözleri ile dikkat çeken, çabucak dillere dolanan bir şarkı oldu. Bu şarkı nasıl oluştu?
"Bitter Çikolata" değişik bir şarkı. Hayatın acılığından bakarsak "bitter" lafı benim çok hoşuma gidiyor. Bitter lafından bitter çikolata aklıma geldi. Severim de ben bitter çikolatayı. İşin gerçeği, o bitter çikolata lafı kendi kendime konuşurken beni etkiledi. Bu aslında tutkulu bir aşkı anlatan, cilveli bir aşk şarkısı. Yalnız bitter çikolata bildiğiniz gibi sütlü çikolatadan biraz farklıdır. Sütlü çikolata yerken çok tatlıdır ve çok keyiflidir ama bir süre sonra içinizi bayar. Fakat bitter çikolata daha acımsıdır, içinizi baymaz yerken. Daha hoş, dolu bir keyif verir insana. O yüzden "Bitter Çikolata" oldu şarkı.

Sizce bir çıkış şarkısının en önemli özelliği ne olmalıdır?
Melodik yapısı farklı olmalıdır. Özellikle şu an için, piyasa şarkılarından konuşuyorsak farklı olmalıdır. Havası farklı, sözleri değişik olmalıdır. İnsanlarda bir anda "çok enteresan" etkisi uyandırıyorsa, o şarkı yerini buluyor demektir. Dikkat çekebilmelidir. Çıkış şarkısı dikkat çekme şarkısıdır. O şarkı dikkati çeker, devamında da diğer güzel şarkılar ortaya çıkar. "Bitter Çikolata" da böyle bir şarkı.

"Aşkın Her Hali" albümü, söz yazarı ve besteci kimliğinizle bugüne kadar gittiğiniz en ileri nokta. Bu yönünüzü bu kadar yoğun olarak dördüncü albümünüzde görmemizin sebebi nedir?
Galiba olgunlaşma sürecindeydim. Dört albümdür de yazıyordum ama bir önceki albümde "Acı Hatıralar"da bu daha çok ortaya çıktı. Onun tadını alınca insan kamçılanıyor. Evet, doğru bir şey yapıyorum, doğru yoldayım, insanlar çok sevdi diyorsunuz. Etrafınızdaki insanlar da çok önemli. Mesela Erhan Bayrak beni bu konuda çok destekledi. Benim korkularımı uzaklaştırıp bana daha çok inandı. Yapımcılarım bana çok inandılar. Türkiye'nin en iyi sesi olduğuma beni hep inandırdılar. Öyle bir davranıyorlar ki sanatçılarına, gerçekten en üstte hissediyorsunuz kendinizi. Zaten bu his sayesinde yapmak istediğiniz şeyleri yapabiliyorsunuz. Bu destek çok önemli. Hem bu destekle, hem de yaşamış olduğum hayata dair anılarım yansıdı. Olan bir yetenek, yaşanılan acılar ve mutluluklarla katmerlendi.

Sözü ve müziğine kendi imzanızı attığınız pek çok şarkınız var. Repertuvarınızı oluştururken albüme dahil edeceğiniz şarkılara nasıl karar verdiniz?
Seçemiyoruz, çok zor oluyor. Albümde hep böyle şeyler yaşandı. Hep yeni bir şeyler çıktı. Ama ben her zaman en çok sevdiklerimi istedim. Erhan Bayrak "bu olmalı bence" dedi. Ben "bunu çok seviyorum, bu şarkı benim için özel" dedim. Yapımcılarım da aynı şekilde. Hep beraber onların prodüktör ve yapımcı kafasıyla benim ruhumu katarak koymak istediğim parçalar birleşti, böyle bir repertuvar oluşmuş oldu.

Kendi söz ve bestelerinizi başka bir sanatçıya vermek isterseniz ne gibi kriterleriniz olur?
Bunu aslında çok isterim. Kriter derken; sesi güzel olsun, güzel seslendirsin bu yeterli. Çünkü ben çok kolay okunabilen şarkılar yazmıyorum. Çok tekdüze söylenebilecek şarkılar yazmıyorum, ses gerektiren şarkılar yazıyorum. O açıdan sesinin güzel olması gerekiyor.

Türkiye'de şarkılarınızı seslendirmesini istediğiniz sanatçılar kimler?
Mesela bir Ajda Pekkan'ın benim şarkımı söylemesini çok isterim. Böyle şeyler benim için çok büyük gurur olur, onur duyarım.

Bu albümde en çok dikkat çekeceğini düşündüğünüz şarkılar hangileri?
"Gidesim Geldi" şu anda çok iyi gidiyor. İkinci klibimizi bu şarkıya çektik zaten. Bunun dışında "Yaprak Yaprak" çok seviliyor. "Eros", "Hazin Hikaye". Albüm zaten radyolarda sürekli çalınıyor. Bu çok güzel bir şey. Hemen hemen hepsi çok sevildi, çalındı ve dinleniyor.

"Gidesim Geldi"nin video klibinden biraz bahsedersek?
Klibimizi Kemal Başbuğ çekti. İç mekan sahnelerini Fulya'da otel odası haline getirdiğimiz bir rezidansta, dış mekan sahnelerimizi de Nişantaşı'nın ara sokaklarında çektik. Yaklaşık bir tam günümüzü alan bir çalışma oldu.

Müzik kariyerinizde Sezen Aksu ve Nazan Öncel gibi isimlerin desteklerini almış olmak size neler hissettiriyor? Bu durumun ne gibi avantajlarını yaşadınız?
Mutlaka çok büyük avantajları var. Çok küçük yaştan bu işe başlamış oluyorsunuz ve Sezen Aksu'nun yanında yetişmiş olarak 1-0 galip başlıyorsunuz. "Bu kız kesin çok iyidir" diyorlar, dikkat çekiyorsunuz. Fakat bunun büyük bir sorumluluğu da var. İyi bir şeyler yapma hissiyatı içinde oluyorsunuz. Çok iyi bestecilerle çalışmış olmak, şarkının hakkını vermek, olması gereken yerlere getirmek... Bunlar tabii ki çok büyük sorumluluklar ama ben bugüne kadar hep faydasını gördüm. Müzik hayatımda hep iyi şeyler oldu ve herkese de çok şey borçluyum bu anlamda.

Çalışmalarını hep albüm olarak piyasaya süren bir sanatçı olarak, şu sıralar sanatçılar arasında yoğunlaşan maxi single çalışmalarına nasıl bakıyorsunuz?
Ben single mantığını sevemiyorum. Maxi single yapılacağına dijital satış yapılabilir. Çünkü tek şarkı dijital satışa müsait. Bizim ülkemizde pek single mantığı yok. Hala tek tek single olarak çıkıyor şarkılar, sonradan albüme giriyor ama ben bu mantığı doğru bulmuyorum. Zaten alım gücü de düşük bizde. Yani herkes gidip hem o single'ı, sonra da o albümü alamaz. Dijital ortama sunulduğunda ise, bir şarkıyı da satın alabiliyorlar, on şarkıyı da satın alabiliyorlar. Nasıl bir strateji uygulamayı düşünüyorlar bilmiyorum ama single mantığını doğru buluyorum dersem yalan olur.

Fotoğraflarınızda birçok sanatçının son zamanlarda tercih ettiği Mehmet Turgut'un imzası bulunuyor. Peki sizin kendisini tercih etme nedeniniz neydi?
Makyaj ve styling'imi yapan Dilek Sarı sayesinde biz daha öncesinde de tanışıyorduk. Sonra şirketle de bazı çalışmalar yaptıklarını gördük. Beraber karar verdik. Biz her şeye yapımcılarımla birlikte karar veriyoruz. Şirketimiz kendisi ile çalışmamızı önerdi, onlar da uygun gördüler. Biz de sonuçtan çok memnun kaldık. Hem çok başarılı bir fotoğraf sanatçısı, hem de çok sevdiğimiz bir dostumuz. Fotoğraflar çok beğenildi. Hatta çok yakında yine bir çalışma yapacağız.

Bir dönem oyunculuk da yapmıştınız. Uzun süredir oyuncu olarak sizi ekranlarda görmeyişimizin sebebi nedir?
Oyunculuğa ben çok sıcak bakıyorum, çok severek yapıyorum. Çalıştığım yönetmenler de oyunculuğumu çok beğeniyordu. Sanatçı bir ruhta birkaç şeyin barınabileceğine inanıyorum. O yüzden de becerebildiğimi düşünüyorum. Daha önce dizi ve sinema filmi teklifi geldi fakat albüm aşamasında olduğum için yapamadım. Şimdi de oyunculuk yapmayı çok isterim.

Katıldığınız bir radyo programında öneri olarak getirdiğiniz "Müzik Piyasası Denetleme Kurulu oluşturulması" fikrini biraz açabilir misiniz?
Nasıl ülkemizde RTÜK, EPDK gibi denetleme kurulları var, aynı mantıkta bir kurul oluşturulmasını önerdim. Her şey açık ama denetleyen bir birim yok. Yani her albüm, her şarkı, her şarkıcı her dakika olmalı mı? Hayır olmamalı. Bunun bir şekilde denetlenmesi gerekiyor dedim. Fakat bu denetleme yazılanları, çizilenleri, melodiyi, sözü kapsamıyor. Melodiler ve sözler zaten özgürdür. Bunu biliyoruz ama şarkı söyleme yetisi olmayan bir insan şarkı söylememeli mesela. Bunun gibi bir denetleme. Ya da Unkapanı mantığındaki firmaların hala daha böyle albümler yapıyor olması, daha önce zamanında alınmış yapımcı belgelerinin hala daha bu işler için kullanılıyor olmaları gibi. Çok iyi bir denetleme kurulu olursa bu iş çözülür ve müzik piyasası da kurtulur demek istedim.

Sizce müzik piyasasına yön veren ve müzik gündemini oluşturan en önemli birim hangisidir?
Radyoların başı çektiğine inanıyorum. Çünkü bir radyo şarkıyı çalmaz ve tanıtmazsa tutunmak çok zor. Bir iki tane müzik kanalı ile olacak bir şey değil. Yerel ve ulusal olmak üzere birçok radyo var. Tabi ki öncelikli olarak değerlendirilmeleri gerekiyor. Radyolar daha gerçek oluyor. Çok dinleyici ile birebir ilişkide olduğu için genelde dinleyici istekleri çok önemseniyor, onlar çalınıyor. O açıdan radyolar da radyoculuk da bence dünya çapında çok önemli.

Dijital müzik platformları sizce müzik sektörüne ne derece yön veriyor?
Benim dijital platformlarda satışlarım çok iyi gidiyor. Şirketimden bunu öğreniyorum ve çok mutlu oluyorum ama tabi ki çok daha iyi gidebilir. Neden? Çünkü bedava müzik indirilen siteler var. Bunların çoğu virüslü siteler. Keşke insanlar buna bilinçlense. Aslında bir tane şarkıyı indirmek çok ucuza geliyor. Single mantığı yani. Bir şarkıyı beğeniyorlarsa onu satın alıp, indirip dinleyebilirler. Bu çok faydalı bir durum. O açıdan da dijital platformlar aslında çok önemli. Bunun devam etmesi lazım ki biz üretebilelim. Üretime devam etmemiz için zaten başka bir şansımız da yok. Eğer bunlar satılmazsa, bu şekilde devamlı indirilirse ve engellenmezse bir süre sonra üretim duracak. Yavaş yavaş da durmaya başladı. Artık çok zor üretiyoruz. Kötünün iyisiyiz ama tam randıman alamıyoruz. Tam randıman olması için illegal sitelerin tamamen kaldırılması gerekiyor. Aslında yine denetlemeden geçiyor bu iş. Yani bu denetimlerin içinde hepsi var. İnternet ortamı, albüm satış ortamı, şirketler, sanatçılar gibi komple bunların denetlenmesi lazım.

Sizce bu platformların gelecekte ne gibi faydaları olacak?
Bir kere telif hakları çok önemli bir yere gelecek. Her şey yasal olursa, sanatçılar hayatlarını geçindirebilecek konumda olurlar. Bugün çok iyi sesi olup, çok iyi işler yapmış ve hala da yapmaya çabalayan fakat hiçbir şekilde kazanamayan insanlar var. Bunlar müzik piyasasının bitmesinden kaynaklanıyor. O açıdan eğer herşey legal olursa hem sanatçı hem şirket ayakta kalabilecek, hakkını alabilecek, hem de dinleyici dinlemek istediği müziğe kaliteli bir şekilde ulaşabilecek. Müzik sektörü ayakta kalacak. Bir milletin müzik sektörünün durması demek felaket bir durum. Çok korkmalıyız bu durumdan ve herkes bize yardımcı olmalı. Müzik durduğu zaman insanlar ne yapacaklar? Avunabildiğimiz tek şey şarkılar, sözler, besteler, melodiler, sanatçılar... Bunlar hayatta çok önemli şeyler. Dediğim gibi her şey kaliteli ve düzenli olur ve bir denetime tabi tutulursa ancak o zaman ayakta kalacağız.

27.01.2010
www.aveamuzik.com

8 Ocak 2010 Cuma

Şebnem Ferah'ın ormanında bir gezinti..



Şebnem Ferah dört buçuk yıllık bir aranın ardından tümünün söz ve müziği kendisine ait olan 11 yeni şarkıya yer verdiği "Benim Adım Orman" isimli altıncı stüdyo albümüyle rock müzikseverlerle buluştu. Prodüktörlüğünü Tarkan Gözübüyük'ün üstlendiği çalışmada sanatçıya yaklaşık on yıldır olduğu gibi klavyelerde Ozan Tügen, gitarlarda Metin Türkcan, bas gitarda Buket Doran, davullarda ise Aykan İlkan eşlik etti. Ferah, "Eski" isimli şarkısını daha akustik bir düzenlemeyle de seslendirerek ilk kez bir albümünde bir şarkının ikinci versiyonuna yer vermiş oldu. Sanat yönetmenliğini Hale Utangaç'ın üstlendiği, fotoğraflarını Zeynel Abidin Ağgül'ün çektiği albümün ilk video klibi Ömer Faruk Sorak yönetmenliğinde akordeon melodisiyle başlayan ve biten albümün üç numaralı şarkısı "Yalnız"a çekildi.

2007 yılında İstanbul Senfoni Orkestrası ile gerçekleştirdiği ve DVD olarak da yayınladığı konserin büyük ilgi görmesinin ardından Şebnem Ferah yeni şarkılarında da görkemli senfonik altyapılarıyla karşımıza çıkıyor. Önceki albümünün açılış şarkısı
"Okyanus" tadındaki "Merhaba" ile başlayan albüm ileride Şebnem Ferah klasikleri arasına rahatlıkla girebilecek, doğaya dair metaforların yoğun olarak kullanıldığı sözleriyle ve flüt melodisiyle beğeni toplayan "Benim Adım Orman" ile devam ediyor. İlk klip şarkısı "Yalnız"ın ardından İstiklal Caddesi'nin atmosferi gerek şarkının sözleri, gerekse de tramvay ve ambiyans sesleriyle "İstiklal Caddesi Kadar" şarkısıyla kulaklarımıza taşınıyor. Daha önce "Ben Bir Mülteciyim" şarkısında olduğu gibi progressive altyapısıyla ve isyankar sözleriyle dikkatleri çeken "Mahalle", pop müzik dinleyicilerinin de rahatlıkla dinleyip sevebileceği "Eski" ile "Ateşe Yakın", vurucu sözleri ve güçlü bestesiyle şimdiden en güzel Şebnem Ferah şarkıları arasında sayılabilecek "İnsanlık" da albümün diğer dikkate değer şarkıları. Özetle, "Benim Adım Orman" 80'lerdeki hard rock ve klasik rock sound'larının hakim olduğu, Şebnem Ferah'ın kendi iç dünyasından çok hayatı sorguladığı, vokalinin tüm hünerlerini sergilediği başarılı bir rock albümü.

www.aveamuzik.com
08.01.2010

RÖPORTAJ / Mustafa Ceceli - Mustafa Ceceli

Geçtiğimiz aylarda yayınladığı kendi adını taşıyan ilk albümü ile 2009 yılının en iyi çıkış yapan sanatçılarından Mustafa Ceceli, aslında hiç de yabancısı olmadığımız bir müzisyen. Müzik eğitimine henüz altı yaşındayken başlayan Ceceli, son yıllarda pop müzik arenasında duyduğumuz "İkili Delilik", "Çakkıdı", "Bu Böyle" gibi birçok başarılı şarkının aranjörü unvanını taşıyor. Uzun süre hem sahne hem de stüdyo aşamasında eşlik ettiği Sezen Aksu başta olmak üzere, Bengü, Serdar Ortaç, Emre Altuğ, Levent Yüksel, Gülşen, Sıla ve Ajda Pekkan gibi pop müziğin sevilen isimleri ile ortak çalışmalara imza atan Ceceli, bu kez işin mutfağından çıkıp yorumcu kimliği ile müzikseverlerin ilgi odağı oldu. Son dönemlerde neredeyse tüm sevilen şarkıların altında imzası olan genç müzisyen ile müzik yolculuğunu konuştuk.

Yorumcu kimliğinizle ilk defa "Unutamam" şarkısında tanıştık. Bu zamana kadar sizi solist olarak göremeyişimizin nedenleri nelerdi?
Müzikal yolculuğuna çıkışımdan itibaren şarkı söylemeyi hiç düşünmemiştim. Altı yıldır profesyonel anlamda aranjör olarak çalışıyorum ve müzik endüstrisinin mutfağında görev alıyorum. Stüdyoda ön çalışmalar sırasında sadece taslak ve kılavuz olması için Sezen Aksu şarkılarını seslendirmeye başladım ve sonrasında bugünlere kadar uzanan bir yolculuk başlamış oldu.

Şimdi bir solist olarak göz önünde olmak size neler hissettiriyor?
Çok farklı ve keyifli bir duygu. İşin mutfağında çalışan bizlerin pek alışık olmadığı bir durum olsa da, yaptığın işin takdir görmesi, beğenilmesi elbette tarifsiz bir haz yaşatıyor.

"Limon Çiçekleri"nden sonra bu solo albümünüzde de "Söz Veremem" ve "Tenlerin Seçimi" gibi yabancı şarkıların uyarlamalarını seslendirdiniz. Bu uyarlama şarkıları nasıl seçiyorsunuz?
Repertuvar çalışmamızda hem Sezen Aksu'nun hem de yapımcım Samsun Demir'in çok büyük emekleri var. Sesime yakışacağını düşündükleri şarkıları deniyoruz ve neticesinde repertuvara alıyoruz. Tabi ki adaptasyon şarkılarda sözler büyük önem taşıyor. "Tenleri Seçimi"nde Sezen Aksu, "Söz Veremem"de Burcu Tatlıses çok güzel sözler yazdılar.

Bugüne kadar müzikseverlerin beğenisine sunduğunuz tüm şarkıları birçok yerde sıkça duyuyoruz. Bu şarkıların bazılarına aranjör, bazılarına ise hem aranjör hem de yorumcu olarak imzasını atan bir müzisyen olarak sizce bir hit şarkının kriterleri nelerdir?
Her ne kadar yaptığımız işin ilk kuralı kuralsızlık olsa da; sözler, müzik, aranje ve yorumcu uyumu mükemmelse şarkının hit olmaması neredeyse kaçınılmaz oluyor. Akılda kalıcılığı ve şarkının duygusunun tam olarak dinleyiciye aktarılabilmesi bence yine önemli kriterlerden. Sözlerde samimi ifadeler ve doğrudan anlatımların da şanslı olduğunu düşünüyorum.

Bir şarkının aranjesini yaparken dikkat ettiğiniz hususlar nelerdir?
Öncelikle ortaya çıkan tarzın yorumcuya yakışmasına dikkat ederim. Bir elbise dikmek gibi düşünelim. Mükemmel bile olsa size yakışmıyor ve yansıtmıyorsa güzelliği önemli değildir. Şarkıları düzenlerken de enstrüman seçimlerinin solistle olan uyumuna, armonizasyonuna, vokal düzenlemelerine ve tabii ki sözlerin anlatımının müzikle desteklenmesine dikkat ediyorum.

Albümünüzde hangi şarkıları kliplendirmeyi düşünüyorsunuz?
Bir aksaklık olmazsa albümdeki bütün şarkılara klip çekmeyi düşünüyorum. Yakın zamanda Sezen Aksu imzalı "Dön" isimli şarkımıza klip çektik.

Bir anda tüm gözlerin üzerinize çevrilmesi ve yaptığınız işlerin beğeniyle takip edilmesinin yaratıcılığınızı kısıtlandıracağından endişe ediyor musunuz?
Kesinlikle endişe etmiyorum. Tam tersine motivasyonumu arttıran unsurlar olarak değerlendiriyorum. Bunun en yakın örneği kendi albümümden sonra düzenlediğim ve şu sıralar oldukça ilgi gören "Açık Adres" adlı Sertab Erener şarkısıdır.

Sizi yorumcu olarak tanıdığımızdan beri sizden slow ağırlıklı ve akustik düzenlemeli şarkılar dinledik. Oysa ki aranjör olarak dinamik, elektronik tınıların da kullanıldığı birçok başarılı altyapı hazırladınız. Kendi albümünüzde bu tarz şarkılara yer vermemeniz sizin tercihiniz mi yoksa dinleyicilerin beklentisi bu yönde mi oldu?
Kendi albümümün tarzını oluşturmak biraz zaman aldı. Albümün tek elektronik altyapılı şarkısı "Bana Uyar". Yukarıda da bahsettiğim gibi önemli olan şarkının soliste yakışması. Bir şarkıyı farklı farklı tarzlarda düzenleyebilirsiniz. Kendi sesime daha çok akustik düzenlemeler yakıştığı için onu tercih ettim.

Müzik dünyasında son dönemde çok ilgi gören düet çalışmaları için ne düşünüyorsunuz? Sizin bir düet fikriniz olsa kiminle bunu gerçekleştirmek istersiniz?
Henüz bir düet projesi şekillenmedi ancak bu tarz çalışmalara sıcak bakıyorum. İleriki dönemlerde muhakkak olacaktır ama henüz net bir isim aklımda yok.

Çıkış şarkınız "Hastalıkta Sağlıkta"nın söz ve müziğinde ilk kez bir eseri yorumlanan Gülşah Tütüncü'nün adını görüyoruz. Kendisi ile bu şarkı için bir araya gelişinizden biraz bahseder misiniz?
Gülşah Tütüncü çok güzel şarkıları olan bir arkadaşım. Aslında sektörde çok yeni değil. Sadece bestecilik anlamında bu şarkı dinleyiciyle ilk buluşması. Repertuvar çalışmamız sırasında albüme çok yakışacağına inandığı bir şarkının olduğu söyledi. Sözlerinden çok etkilendim ve albümde seslendirmeye karar verdim. Şarkının o pozitif anlatımının altındaki hüzünlü melodi de öyle kusursuz bir kontrast oluşturdu ki sadece beni değil pek çok dinleyicimizi etkilemiş durumda.

Albümde sadece "Gidersen" şarkısının aranjesini Ozan Doğulu'ya teslim etmenizin özel bir sebebi var mı?
Ozan Abi benim için bu albümün uğuru. Ben ilk düzenlememi Kenan Doğulu'nun "Aklım Karıştı" isimli şarkısına yapmıştım. Ozan Doğulu bana ilk kez böylesine önemli bir projede şans vermiştir. O yüzden kendisine her zaman minnettar kalacağım. Kendi albümümde de onun bir düzenlemesinin olmasından dolayı çok mutluyum.

Çok fazla öne çıkarmadığınız halde besteci yönünüz olduğunu da biliyoruz. Kendi şarkılarınızı söylemek gibi bir düşünceniz var mı?
Bir sonraki albümde kendi bestelerime de yer vermeyi düşünüyorum. Yakın zamanda piyasaya çıkacak Cihan Okan albümünde de bir bestem yer alıyor.

Yorumcu olarak kendinize nasıl bir kariyer planlaması yaptınız? Bir sonraki albümünüzün hazırlıklarına kadar nasıl bir yol izleyeceksiniz?
Bu albümün yurt içinde ve yurt dışında konserlerini yapmak ve dinleyicilerimizle hep birlikte şarkılarımızı söylemek istiyorum. Albümdeki bütün şarkılara güveniyorum ve kesinlikle her şarkıyı duyurmak ilk hedefim.

Şarkıların hem yorum, hem aranje, hem de kayıt aşamalarına hakim olmak size ne gibi avantajlar sağladı?
İlk bakışta tüm bunlara hakim olmak avantaj gibi görünse de, şarkılara karşı objektif bakışı yitirerek dezavantaja da dönüşebilir. Terzi kendi söküğünü dikemez misali ben de biraz zorlandım. Hem prodüktörümün hem de müzisyen arkadaşlarımın fikirlerini aldım. Bana sağladığı en büyük avantaj ise stüdyoda bir sonraki aşamada ne yapacağımı bilmek ve yeni denemelerde bulunmak oldu.

Son teknolojileri yakından takip eden bir sanatçı olarak, dijital müzik platformlarının müzik sektöründeki yeri ve geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Dijital müzik platformları müzik endüstrisinin geleceğidir. İnternetin her alanda yaygınlaşması su götürmez bir gerçek. Bununla birlikte müzik dinleme alışkanlıklarımızın değişmesi, kendi çalma listelerimizi dilediğimiz gibi oluşturmamız sanal platformu daha da önemli kıldı. Milyonlarca kullanıcıya bir tık ile ulaşabilmenin bizim sektörümüze kattığı değer tartışılmaz. İllegal müzik paylaşımının önüne ciddi şekilde geçilememesine rağmen, dinleyicilerimizin daha bilinçli yaklaştığını ve yasal yollarla sevdikleri şarkıcıları desteklediklerini görüyoruz. Geçen yıl ben de bu isimlerden biri olarak "Unutamam" şarkısıyla dijital platformda en çok indirilen şarkı ödülünü aldım. Önümüzdeki 5 yıl içinde dijital satışların ve internetten satışların fiziksel satışları aşacağını düşünüyorum.

www.aveamuzik.com
08.01.2010