28 Nisan 2012 Cumartesi

Funda Arar`dan `Sessiz Sinema`

Türk pop müziğinin en güçlü kadın vokallerinden Funda Arar, bir yıllık kısa bir aranın ardından yeni albümü "Sessiz Sinema" ile tekrar müzikseverlerle buluşuyor. Müzik direktörlüğünü Febyo Taşel'in üstlendiği albüm; sekiz yeni şarkı ve bir coverla birlikte, sözlerini Günay Çoban'ın yazdığı bir adaptasyon çalışmasından oluşuyor.

Sözlerini Yıldız Tilbe'nin yazdığı, bestesini de Febyo Taşel'in yaptığı, albümle aynı ismi taşıyan "Sessiz Sinema", albümün çıkış şarkısı olarak belirlendi. Aranjelerde; Febyo Taşel ile birlikte, müzisyenin kardeşi Daniel Taşel'in de imzasının bulunduğu albümde daha önce Ferdi Tayfur ve Mine Koşan'ın da seslendirdiği "Hayat Arkadaşı" adlı şarkı, Funda Arar'ın yorumuyla tekrar hayat buluyor. Onur Baştürk, Seda Akay, Niran Ünsal, Febyo ve Daniel Taşel'in şarkılarının bulunduğu albümün keman kayıtları Prag'da yapıldı. "En batılı Funda Arar albümü" olduğu iddia edilen "Sessiz Sinema" albümünün fotoğrafları Mehmet Turgut tarafından çekildi. Beklenen çalışma önümüzdeki günlerde müzik marketlerdeki yerini alacak.

www.aveamuzik.com

İzel `Drakula`yı kliplendirdi!

Yeni albümü "Aşk En Büyüktür Her Zaman" ile iki yıllık bir aranın ardından tekrar müzikseverlerle buluşan İzel, yeni albümünün ilk video klibi için geçtiğimiz günlerde kamera karşısına geçti.

Sözü ve müziği Onur Özdemir ile Alper Narman'a ait olan, albümün hareketli şarkılarından "Drakula"yı kliplendiren sanatçıya yerli ve yabancı sekiz manken eşlik etti. Altısı erkek, ikisi de kontes drakulayı canlandıran mankenler çekimlerde renkli görüntülere sahne oldu. Tülay İbak yönetmenliğinde, Hadımköy'de bir malikanede çekilen klipte 70 kişilik bir ekip, 26 saatlik çalışma sonucunda çekimleri tamamladı. Klip, önümüzdeki günlerde izleyicilere ulaşacak.

www.aveamuzik.com

25 Nisan 2012 Çarşamba

`Pavurya` dinleyicilerle buluşuyor!

Bugüne kadar dahil olduğu Tamburada, Dandadadan, Kujo Konstrukt gibi projelerle tanınan; söz yazarı, besteci, saksafonist ve prodüktör Korhan Futacı'nın; üç yıl önce temellerini attığı "Korhan Futacı ve Kara Orkestra" projesinin ilk albümü "Pavurya" Mayıs ayında dinleyicilerle buluşacak. Albümün çıkış şarkısı "Ben Sana Vurgunum", dijital platformlar aracılığıyla müzikseverlerle paylaşıldı.

Sözlerini Sabahattin Ali'nin yazdığı, Ali Kocatepe'nin bestelediği ve Nükhet Duru'nun vokaliyle yıllardır hafızalarımızda yer alan "Ben Sana Vurgunum"un video klibi Umut Kebapçı yönetmenliğinde canlı olarak kaydedildi. "Pavurya" albümünde yer alan tek cover şarkı olan "Ben Sana Vurgunum", video klibiyle ekranlara gelmeye başladı. Vokal ve saksafonda Korhan Futacı, gitarda Barlas Tan Özemek, tuşlu çalgılarda Görkem Karabudak, davulda Ediz Hafızoğlu, bas gitarda Gökhan Şahinkaya ve perküsyonda Özün Usta'dan oluşan Kara Orkestra, İstanbul'un kendine has kaosunu çok renkli müzikal bir hikayeye dönüştürmeyi amaçlıyor. Grup, yeni albümün şarkılarını ilk kez 17 Mayıs akşamı Jolly Joker sahnesinde seslendirecek.

www.aveamuzik.com

Kürşat Başar`dan caz albümü

Ödüllü gazeteci ve yazar Kürşat Başar, iki yıl süresince canlı performanslarıyla devam ettirdiği müzik kariyerini, ünlü sanatçıların kendisine eşlik ettiği klasikleşmiş şarkıların yer aldığı "Keşke Burada Olsaydın" albümüne taşıyor. Kürşat Başar'ın saksafonuyla tekrar anlam kazanan unutulmayan eserlerin bulunduğu albümün müzik direktörlüğü de yine Kürşat Başar tarafından yapıldı.

Müziğe her daim ilgi duyduğunu belirten Kürşat Başar, yazdığı "Bizim Şarkımız" müzikali ve grubuyla birlikte gerçekleştirdiği canlı performanslarıyla müzikseverlerin de dikkatini çekti. Klasikleşmiş Türkçe pop şarkıları ve biri kendine ait olmak üzere iki yeni eseri caz yorumlarıyla bir albümde toplayan Kürşat Başar'a; Sezen Aksu, Yaşar, Yeşim Salkım, İlhan Şeşen, Levent Yüksel, Erol Evgin, Zeynep Talu gibi Türk popunun önemli isimleri eşlik etti. Tamamı canlı olarak kaydedilen albümün çıkış şarkısı, albüme adını veren, sözleri Kürşat Başar ve Zeynep Talu'ya, müziği yine Kürşat Başar'a ait olan ve Ayşen'in seslendirdiği "Keşke Burada Olsaydın"ın video klibi Gürcan Keltek yönetmenliğinde çekildi.

www.aveamuzik.com

Gülben Ergen`den yeni klip

Gülben Ergen, geçtiğimiz yıl yayınladığı son albümü "Hayat Bi' Gün"de yer alan hareketli şarkısı "Vıdı Vıdı"yı kliplendirdi. Sözü ve müziği Eflatun olarak da bilinen Kaan Özdemir'e ait olan şarkının klibi yayınlanmaya başladı.

Sayısız hit şarkısıyla müzikseverlerin ilgiyle takip ettiği Gülben Ergen'in müzik kariyerindeki onuncu albümü olan ve 1.5 yılda hazırlanan "Hayat Bi' Gün" albümünün öne çıkan şarkılarından "Vıdı Vıdı" için kamera karşısına geçen sanatçı, daha önce "Şıkır Şıkır" ve "Yarı Çıplak" kliplerinin de yönetmenliğini üstlenen Nihat Odabaşı ile çalıştı. Stil danışmanlığı Merve Kırşan tarafından yapılan klipte Gülben Ergen, elinde gitarıyla renkli ve enerji dolu görüntülere sahne oldu.
www.aveamuzik.com

22 Nisan 2012 Pazar

RÖPORTAJ / Yonca Lodi - Ton Farkı


Pop müziğinin başarılı yorumcularından Yonca Lodi, 2012 yılını yepyeni şarkısı "Ton Farkı" ile karşıladı. Sözünde ve müziğinde Soner Sarıkabadayı imzası taşıyan "Ton Farkı" ile kısa sürede müzik listelerinde üst sıralara yerleşen Yonca Lodi, şarkının akustik ve club versiyonlarının da bulunduğu single'ını dijital platformlar üzerinden dinleyicilerle buluşturdu. Yıl sonunda yayınlayacağı yeni albümünün müjdesini de veren Yonca Lodi ile ton farklılıklarını ve önümüzdeki dönemde gerçekleştirmeyi planladığı projelerini konuştuk. 


"Milat"tan bu yana neler yapıyordunuz? Müzikal anlamda kendi içinizde nasıl bir değişim yaşadınız? 
"Milat" albümünün klipleri dışında bu süreyi hep konserlerle ve turne hazırlıklarıyla geçirdik. Bu süreç hep hareketli ve sıcak geçti. Bir yandan albüm için repertuvar devam ediyordu. Bir şekilde albümü yılın son aylarına yetiştirmek istediğim için hala repertuvar çalışmaları devam ediyor. Bu çalışmalar devam ederken "Ton Farkı" oluştu. Şarkıyı bahar ayları için de çok uygun bulduğumdan, dinleyicilerle buluşturarak biraz kaçamak yapmış oldum. İnsan hep yeni bir şeyler üretme ve çalışma aşamasında biraz bunalabiliyor. "Ton Farkı" benim için yeni bir nefes almak gibiydi. 


"Milat" albümünün de aslında henüz miladı dolmadı. Yeni şarkılar için çok kısa bir ara vermiş oldunuz. 
Aslında benim yeni albümü çıkarmayı düşündüğüm tarih bu bahardı. Single yerine komple albümle çıkacaktık ama dediğimiz nedenlerden dolayı biraz daha zaman geçmesini ve olgunlaşmasını bekledik. Paylaşım sitelerinde hala "Milat" şarkılarının paylaşıldığını gördüğümden dolayı ve her yeni işimde de çıtayı biraz daha yukarı çekme isteğimden dolayı uygun olan tarih sonbahardır diye düşünüp, albümü biraz erteledim. 


"Ton Farkı" size nasıl geldi? Sizin için özel olarak yazılmış bir şarkı mıydı? 
Soner Sarıkabadayı bu şarkıyı çok eskiden yapmış ama belli bölümlerini sonra bana yakıştırdı ve benim için değiştirdi. Özellikle şarkının önündeki vokal kısmı tamamen bana uygun olacak şekilde yazıldı. Soner, şarkının club versiyonunun başındaki melodiyi de verdi. Tüm revizeler benim için yapılmış oldu. Tüm versiyonlar için de ayrı kayıtlar yaptık. Şarkının versiyonları için aynı kaydı kullanmayı zaten sevmiyorum. Her üç versiyonun da tonu birbirinden farklıydı. Şarkıyı genelde baştan sona okuyorum hatta aynı nakaratı bile kullanmıyorum. Her nakaratı farklı okuyorum ki işimiz tek düzeye gitmesin. Sonuç olarak single'da yer alan üç versiyon için de üç gece kayıt yaptım. 


Peki şarkının temelleri nasıl atıldı? 
Soner'le biz aslında daha eskiden çalışacaktık. Aynı sitede oturuyormuşuz, komşuymuşuz. Her konuştuğumuzda "Ben senin bir şarkını söyleyeyim" diyordum. Nedense çok istediğimiz halde bir araya gelememiştik. Sonra albüm söz konusu olduğunda Soner'le bir araya geldik. Bana bu şarkıyı ilk önce sadece gitarla çaldı. Başka da bir şey çalmadı ve ben "Tamam, bu şarkı benimdir" dedim. Şarkıyı çok hissettim. Ondan sonra da Soner single olarak yayınlamamız için biraz aklıma girdi. Şirketim de bu fikri destekleyince "Ton Farkı" dinleyicilerle buluştu. 


Şarkıyı çok hissettiğinizi söylediniz. Peki neler hissettirdi? Şarkıda kendinizden neler buldunuz? 
Genelde kendimden bir şey bulmadığım şarkıları zaten söylemiyorum. Samimiyetsiz geliyor bana. Gerçekten içinde şeytan tüyü olan şarkılar beni cezbediyor. Bu şarkıda da o şeytan tüyü vardı. Ton farklılıkları, hayatımızda çok tehlikeli şeyler olabiliyor. Aynı renk olduğumuzu düşünsek de bazen uyuşamadığımız çok konu oluyor. Politikadan, din, dil, ırk ayrımına kadar en belirgin olan aşkta ve dostluklarda da uyuşamayabiliyoruz. Bazen çok yakın bir dostumuzun ton farklılığını kabul edip sineye çekmek durumunda kalıyoruz. Bazen de nüanslarda, seslerde, düşünebileceğiniz her şeyde ton farkı olabiliyor. Önemli olan o ton farkını algılayıp yaşamak mı yoksa o ton farkına rağmen beraber olabilmek mi? Bunu kendimize sormamız gerek. 


Peki sizce hangisi? Ton farklılıklarını kabullenmek mi gerekiyor? 
İnsanlara göre değişir. Bazıları ton farkını çok büyük bir sorun olarak görür ve reddeder. Bazları da o ton farkına rağmen devam etme konusunda inat eder. Bizim söylemimiz ise ton farklılıklarının bir sakıncası olmadığı ve sevmeye devam edilmesi gerektiği yönünde. 


Müzik dünyasında artık kabul görmüş bir Yonca Lodi tarzı var. Seçtiğiniz şarkılarda bu istikrarı nasıl koruyorsunuz? 
Samimi işler yapmaya çalışıyorum. İçsel olarak duyduğum bir şeyi kelimelere olduğu gibi dökebilmemin mümkünatı yok. "Şöyle hissediyorum" diye hakikaten anlatamam ama gerçekten hissetmediğim bir şarkıyı söylemeyerek de samimi davrandığımı düşünüyorum. Eğer benim duygum sesime yansımazsa, benim hissettiklerim sesime yansımazsa hiçbir şekilde iş başarılı olmuyor. Yansıdığı örnekler çok ses getiriyor ve insanların gönlüne direk hitap ediyor. Bugüne kadar "Çok duygulandık, çok ağladık, çok fena olduk seni dinlerken" gibi cümleler benim için doğru kıstaslar. 


Bundan bir önceki röportajımızda "Tarzınızın dışına çıkacak işlere de imzanızı atar mısınız?" diye bir sormuştuk. Peki şimdi bu konuda ne düşünüyorsunuz? Fikriniz değişti mi? 
Ben müzikte sınırlamalardan çok hoşlanmıyorum. Şarkının içinde olanın ben olduğumu hissettiğim sürece o dinleyiciye geçiyor zaten. Müzik denilen şey çok fazla sınırlandırılabilecek, çok fazla kapatılabilecek, çok at gözlüğüyle bakılabilecek bir şey değil. Neden yapıyoruz bu işi? Önce kendimizi mutlu etmek için. Kendi isteğimizi insanlara kendi mutlu olabileceğimiz şekilde yansıtmak için. O zaman gerçekten sevmiş ve bunu yapmayı istemiş olduğumuzu dinleyici de çok güzel algılıyor. 


Müziğinizle ilgili kararları alırken kimlerin fikirlerini alıyorsunuz? Müziğinizle ilgili kararları neye göre alıyorsunuz? 
Şarkı seçiminde duygularım ve iyi hissetmem rol oynuyor sonra da mutlaka sevdiğim şarkının demosunu yapıyorum. O müzikal olarak fikir almak demek aslında. Hem şarkıyı kendime duyurmak istiyorum, bakalım iyi hissetmiş miyim? O zaman müzisyen arkadaşlarım da fikirlerini söylüyorlar. Ekiple oturuyoruz, birlikte dinliyoruz. Bana çok iyi gelen bir şey bazen onlara kötü gelebiliyor. Böyle elediğimiz şarkılar da var ama en önemlisi tabi ki benim hissiyatım ve kıyafetin bana yakışması. Bana yakıştığını hissedersem zaten söyleyişim de farklı oluyor. 


"Ton Farkı"nın da yer alacağız albümünüzün 2012 sonuna doğru yayınlanacağını söylediniz. Sizin şarkılarınız da albümde olacak mı? 
Evet olacak. Üretirken, kendime karşı çok acımasız olduğum için bu defa biraz daha sancılı oldu. Şimdi yazdıklarımı silip, sildiklerimi tekrarlayan bir dönemde kendimle cebelleşiyorum. "Milat" çok güzel bir şarkıydı. O dönemde çok fazla şarkı yaptım ama bu defa biraz daha şaşırtıcı bir şey yapmak istiyorum.


Albümde sizin dışınızda kimlerin şarkıları olacak? 
Eskiden birlikte çalıştığım arkadaşlarım da albümde olacak, çok yeni ve kimsenin duymadığı isimlerde olacak. Yine çok renkli bir palet göreceksiniz. 


Yorumculuğun ötesine geçersek, ileride bir gün prodüktörlüğe de sıcak bakar mısınız? 
Prodüktörlük çok zor bir iş aslında. Çalışkan insanlar olursa neden olmasın? Çünkü bu işte çalışmak ve kafa yormak çok önemli. İnsanın en çok kendine acımasız olması gerekiyor. Dışarıdan çok ışıltılı, büyülü ve her şeyin çok kolay olduğu bir dünyaymış gibi görünüyor ama aslında öyle değil, gerçekten çok zor. 


Büyüyü bozan nedir sizce? 
Bir sürü şey olabilir ama benim gibi sahnede mutlu olan insanlar için ne kadar büyü bozulursa bozulsun, sahneye çıktığın anda tılsım tekrar alevlenebiliyor. O yüzden sahne ve şarkı söylemek hep olsun. Onlar olmazsa gerçekten bazen zıvanadan çıkacak hale gelebiliyorsun. 


Konserler için farklı projeleriniz var mı? 
Zaman ve mekan sıkıntımız maalesef hep var. İstanbul için konuşacak olursak eğer, projeleri hayata geçirecek sahneler artık bundan 10 yıl öncesi kadar yok. Daha çok DJ müziğine açık mekanlar var ama hep tiyatro ve müzikal sahneleri için düşündüğüm, kafamda tasarladığım şeyler var. Kafam bu konuda hiç durmaz zaten. Bir gün umarım bu düşündüklerim hayata geçer. 


Dizi müziklerini başarıyla seslendiriyorsunuz ama kamera önünü hiç düşündüğünüz oldu mu?
Albüm çıkarmak, sonra konser vermek, arada klip çekmek benim artık rutinim oldu. O rutini bozmayı seviyorum ben. O yüzden dizi müziklerini seslendiriyorum. "Bir Çocuk Sevdim"i seslendirirken çok mutlu oldum mesela. O benim için bir kaçamak oldu. Yine şarkı söylüyorum evet ama çok farklı bir şey yapıyormuşum hissiyatı veriyor. Rutini bozma durumu beni mutlu ediyor. Bunun ötesine geçip bir dizi veya müzikalde yer almak, insanın "Tamam ben yaparım" demeyeceği, kendisini sınayacağı ve "Eyvah yapabilir miyim?" şüphesinde olması adrenalin adına güzel bir şey. İşimden dolayı şarkı söylemekten mutlu olan biriyim. İşimi aldatmayı çok istemem ama işimi besleyecek bir şey olursa da heyecanla yaparım. 


2008 yılında "Yeter" şarkınızı dijital platformlarda yayınlanmıştınız Henüz o zamanlarda dijital müzik dünyası bu kadar ilerlememişken siz bu potansiyeli gördünüz. O günlerden bu yana neler değişti sizce? 
Çok büyük bir gelişim var 2008'den bu yana. İnsanlar eskiden dijital platformlara çok şüpheli yaklaşıyorlardı. Genç kesimin müziğini de, hayatını da bilgisayar başında geçirdiğini artık anlamak lazım. CD alıp CD çalar'a takıp da onu dinleyen bir genç nesil artık yok. Biz onlara yetişmek zorundayız. Bilgisayar bizim hayatımıza sonradan girdi ama genç nesil bilgisayarla doğdu. Onların interneti, sosyal paylaşım sitelerini kullanışı çok farklı. Bizler sonradan yakalamak durumunda kaldık. Hayatlarımız sanal alemde paylaşılırken müziğimizin de paylaşılması kadar doğal bir şey olamaz. Korsan kendisine internette çok çabuk yayılacak bir mecra buluyor kendisine. Yasal platformları tercih etmeleri gerektiğini insanlar yeni yeni algılamaya başladılar. Biraz daha gün geçtikçe bilinçli bir toplum gelişiyor ama daha da gelişeceğini düşünüyorum. Dijital platformların artmasıyla artık neredeyse tamamen oraya doğru bir kayış olacağını düşünüyorum. Dijital platformlar, şarkıları ulaştırmak için hız açısından bize çok büyük bir avantaj kazandırdı. Şimdi "Ton Farkı" için bir çok baskı yapacaktık, bandrol basacaktık, izni vs. derken bunların hepsi evrak işi olacaktı. Bu şekilde çok kısa bir sürede şarkını dinleyiciyle buluşturabiliyorsun. Bu hem yorumcu hem de yapımcı için büyük bir lüks. Seviyorum hızlı olmayı. 


Peki sizce sanatçılar bu gelişime destek olmak için ne yapmalı? 
Tabi ben de eninde sonunda bir albüm çıkarmak gerekliliğine inanıyorum. Belki eski alışkanlıklarımızdan dolayı, belki de hitap ettiğimiz 35 yaş üstünün CD alma alışkanlığının devam etmesinden dolayı. Eninde sonunda dijitalden yayınladığım şarkıları illa ki elle tutulur bir şeyin içinde topluyorum ama bu hızın ne kadar faydalı olduğunu gören herkesin dijital platformda bir şeyler yapabilmek adına üretimde olmasını da istiyorum tabii ki. Zaten artık pek reddeden de yok. Yasal platformların artması ve korsanın tamamen engellenmesi halinde daha çok yayılacak. Bizi en çok vuran şeyler, son dönemdeki illegal paylaşımlar. Sanatçılar kendi fan kulüplerini yasal sitelere doğru yönlendirirlerse yavaş yavaş bilinç de yerine oturacaktır. 


www.aveamuzik.com

20 Nisan 2012 Cuma

Redd yeni albümünü tamamladı

Türk rock müziğinin iddialı gruplarından Redd, 2009 yılında yayınladıkları "21" albümünün ardından yepyeni şarkılarıyla müzikseverlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Üç yıllık aranın ardından, Mayıs ayının ilk haftası müzik marketlerde yerini alması planlanan yeni albümün lansman konseri de İstanbul'da gerçekleşecek.

Geçtiğimiz Eylül ayından bu yana yeni albüm üzerinde çalışan Redd, yoğun geçen stüdyo çalışmalarını tamamladı. Mayıs'ın ilk haftası yayınlanması planlanan ve iddialı bir kartonet hazırlığı yapılan "Hayat Kaçık Bir Uykudur" isimli yeni albümü dinleyiciyle buluşturacak olan grup bir yandan konserlerine de devam ediyor. Nisan ayında Eskişehir ve İzmir konserlerinde sevenleriyle buluşacak olan Redd'in yeni albüm lansman konseri ise 5 Mayıs Cumartesi gecesi Garaj İstanbul'da gerçekleşecek.

www.aveamuzik.com

Üç dev isim `My Valentine` için bir arada!

Efsanevi The Beatles grubunun solisti Paul McCartney'in Şubat ayında piyasaya sunduğu "Kisses On The Bottom" albümünde yer alan "My Valentine" geçtiğimiz günlerde kliplendi. Hollywood'un iki ünlü ismi Johnny Depp ve Natalie Portman'ın kamera karşısına geçtiği klipte Paul McCartney, yönetmenlik konusundaki iddiasını da ortaya koydu.

Üç farklı şekilde çekilen videoların ilki Johnny Depp, diğeri Natalie Portman ve orijinali ise her iki ünlü ismin de hayranlarına hitap ediyor. İşitme engelliler için yapılan klipte Johnny Depp ve Natalie Portman işaret dilini kullanarak şarkının sözlerini anlatıyor. Johnny Depp'in solo olarak yer aldığı klibin gitar solosu da Johnny Depp tarafından çalındı ve canlı olarak kaydedildi. Klibin orijinal versiyonunda ise gitar sololarını Eric Clapton çaldı. "Inception" ve "Dark Knight" gibi filmlerin Oscar ödüllü görüntü yönetmeni Wally Pfister, editör Paul Martinez ve prodüktör Susanne Preissler'in de Paul McCartney ile iş birliğinde olduğu klibin prömiyerinde müzik dünyası ve Hollywood'un ünlü isimleri bir araya geldi.

www.aveamuzik.com

Sibel Can'dan nostalji yolculuğu

Türk sanat müziğinin sevilen isimlerinden Sibel Can, bir yıllık aranın ardından yeni albümü "Meşk" ile müzikseverlerin karşısına çıktı. Yönetmenliğini Selim Çaldıran'ın üstlendiği albümde 12 şarkı yer alıyor. En yenisi 35 yıllık olan ve tamamı nostaljik şarkılardan oluşan albümün stüdyo ve okuma aşaması dört ay kadar kısa bir sürede tamamlandı.

Hazırlığı 1.5 yıl önce başlayan ve uzun bir repertuvar çalışmasının ardından şekillenen "Meşk" albümünün çıkış şarkısı "Çok Hoppasın" olarak belirlendi. Müzikseverleri nostalji yolculuğuna çıkaracak olan albümde; "Ne Oldu Sana", "Kader Bağladı Bizi", "Kaybolan Baharım" gibi arşivlik şarkıların yanı sıra, sözü ve müziği ünlü oyuncu Halit Ergenç'in babası Sait Ergenç'e ait olan "Şeytana Uyduk Bir Kere" şarkısı da yer alıyor. Albüm fotoğraflarında eski Türk filmlerindeki nostalji havasını vermek isteyen Sibel Can, Nur Yerlitaş'ın hazırladığı bir kostümle, Büyükada'da Güneş Kazdal'ın objektifinin karşısına geçti. Sibel Can yeni albümün ilk konseri için 5 Mayıs Cumartesi gecesi Bostancı Gösteri Merkezi'nde sevenleriyle buluşacak.

www.aveamuzik.com

13 Nisan 2012 Cuma

Maroon 5 yeni albümüyle geliyor!

Türkiye'de de büyük bir hayran kitlesi edinmiş olan ve geçtiğimiz yıl Kuruçeşme Arena'da verdikleri konserle Türk hayranlarından tam not alan Maroon 5, geçtiğimiz yaz yayımladıkları "Moves Like Jagger"ın büyük başarısının ardından yeni albüm müjdesi verdi.

Adam Levine, James Valentine, Jesse Carmichael, Mickey Madden ve Matt Flynn'dan oluşan Grammy ödüllü Amerikalı grup Maroon 5, yeni albümü "Overexposed"un kapağını yayımladı. Daha önce Britney Spears, Katy Perry, Christina Aguilera, Avril Lavigne, Kelly Clarkson gibi pek çok dünya yıldızıyla çalışmış olan İsveçli prodüktör Max Martin'in prodüktörlüğünde hazırlanan albümün ilk single çalışması, grubun Amerikalı ünlü rap müzisyeni Wiz Khalifa ile düet yaptıkları "Payphone" olarak belirlendi. Stüdyo aşamasından görüntülerin de video paylaşım sitelerinde de yayınlanması üzerine albümün çıkış tarihinin 26 Haziran 2012 olması planlanıyor.

www.ttnetmuzik.com.tr

Emir üç yıllık suskunluğu bozuyor!

İlk albümü "Ben Sen Olamam" ile 2009 yılında büyük bir çıkış yakalamış olan Emir, yaklaşık üç yıllık bir aranın ardından iddialı bir maxi single çalışmasıyla geliyor. Üç şarkının yer aldığı single çalışmasında Emir; Yıldız Tilbe, Gülşen, Alper Narman ve Onur Özdemir gibi isimlerle çalıştı.

Müzik direktörlüğünü Ozan Çolakoğlu'nun üstlendiği albümün çıkış şarkısı, sözlerini Yıldız Tilbe'nin yazdığı ve bestesini de Gülşen'in yaptığı "Sudan Sebep". Herkesin kendi hit şarkısını seçeceğini iddia eden Emir'in single çalışmasının en hareketli şarkısı, sözleri Alper Narman ve Onur Özdemir'e, müziği ise Gavrilidis Vasilis'e ait olan "Makine". Yıldız Tilbe'nin sözlerini yazdığı "Veda Gecesi" ise single çalışmasının duygusal şarkısı olarak yerini alıyor. Düzenlemeleri Atınç Tombak ve Ozan Çolakoğlu'nun üstlendiği albümün fotoğrafları için Emir, Ergün Turunç'un objektifine poz verdi.

www.ttnetmuzik.com.tr

12 Nisan 2012 Perşembe

Jessie J bu yaz Türkiye'de!


Yayımladığı her single çalışmasıyla dünya müzik listelerine giren, günümüz pop müzik dünyasının en çok konuşulan yıldızlarından biri olan Jessie J, Haziran ayında çok özel bir konser için Türkiye'ye geliyor. Etkinliğin biletleri 13 Nisan'dan itibaren satışa sunulacak.

Son günlerde, ilk albümü "Who You Are"dan yayımladığı ve dans müziği denince akla gelen ilk isimlerden biri olan David Guetta işbirliğiyle hazırladığı son single çalışması "Laserlight" ile müzik dünyasının gündeminde olan Jessie J, 26 Haziran Salı akşamı Maçka Küçükçiftlik Park sahnesinde Türk hayranlarıyla buluşacak. Resmi Twitter sayfasından da İstanbul konserinin duyurusunu yapan genç yıldızın konser haberi büyük bir sevinçle karşılandı. Merakla beklenen konserin biletleri 13 Nisan Cuma gününden itibaren satışta olacak.

www.ttnetmuzik.com.tr

Vera ilk albümüyle karşınızda!

Katıldıkları bir müzik yarışması sonucunda alternatif müzikseverlerin dikkatini çeken Vera, grubun adını taşıyan ilk albümleriyle müzik dünyasına "merhaba" dedi. Genç yaşlarına rağmen uzun bir geçmişe sahip olan Vera, geçtiğimiz sekiz yılda resmi internet sitesinden 3 demo albüm, 2 EP ve pek çok single paylaşarak sadık bir dinleyici kitlesi edinmişti.

Denizli'de 2004 yılında, üyeleri henüz birer lise öğrencisiyken kurulan topluluk; vokalde Arel Koray Nalbant, klavyede Onur Gülen, davulda Canberk Karademir, bas gitarda Dünyacan Yılmaz ve gitarda Mustafa Şarbak'tan oluşuyor. Prodüktörlüğünü Reuben De Lautour'un, kayıtlarını Saygın Özatmaca'nın, mikslerini Alp Turaç'ın ve mastering'ini de Pieter Snapper'ın yaptığı albüm müzik marketlerdeki yerini aldı. Albümün çıkış şarkısı "Karanlık Dokunmasın"ın klip çekimlerinin bir kısmı Los Angeles'ta gerçekleştirildi. Klip, Can Fakıoğlu ve Bora Ozan yönetmenliğinde çekildi. Modern rock altyapılarıyla can verdikleri şarkılarında aşkı, hayal kırıklığını, kaosu ve huzurlu bir yer arayışını anlatan Vera'nın albüm lansman konseri 19 Nisan Perşembe akşamı Ghetto'da gerçekleşecek.

www.ttnetmuzik.com.tr

11 Nisan 2012 Çarşamba

Bir kez daha Buika!

Flamenko, caz ve rumba ritimlerini harmanlayarak yaptığı müzikle dünya çapında büyük bir hayran kitlesine sahip olan ve çağdaş dünya müziğine kendi imzasını atan İspanyol şarkıcı Buika, gördüğü yoğun talep üzerine tekrar İstanbullu müzikseverlerle buluşmaya geliyor.

Buika, kariyerinin zirvesinde yayımladığı ve en güzel şarkılarını biraraya getirdiği "En Mi Piel" albümü ile İş Sanat'a konuk olacak. Türkiye'de 2009 yılında verdiği konserin ardından Türk hayran kitlesini her geçen gün daha da arttıran ve 2010 yılında da iki kere Türkiye'ye konser vermek üzere gelen Buika, 13 Nisan Cuma akşamı unutulmayacak bir performans daha sergileyecek. Pek çok Grammy ödülünün de sahibi olan, yorumuyla şarkılara yepyeni bir soluk katan Buika'nın konseri için biletler satışa sunuldu.

www.ttnetmuzik.com.tr

Fettah Can'dan yeni albüme ilk klip!

Bugüne kadar Türk müzik sektörüne kazandırdığı birbirinden hit şarkılarla müzik dünyasının gündeminden inmeyen Fettah Can, yeni albümü "Aklımda Kalanlar"ın ilk video klibi için geçtiğimiz günlerde Burak Ertaş yönetmenliğinde kamera karşısına geçti.

Albümün ilk video klibi için özellikle de Nisan ayının ilk günlerinde sosyal medyada büyük ilgi görmüş olan, 2006 yılında "Başka 33/3" albümünün açılış şarkısı olarak Işın Karaca yorumuyla dinlediğimiz "Mandalinalar" şarkısını seçen Fettah Can, çekimler için Brezilya'ya gitti. Sevilen sanatçı; Rio, Ipanema ve Copacabana'da gerçekleşen çekimlerde keyifli anlar yaşadı. Brezilya'nın tüm sıcaklığının ve şarkıda anlatıldığı gibi yaza girerken yepyeni bir aşkın getirdiği mutluluğun ekrana yansıtıldığı klip, tüm müzik kanallarında yayınlanmaya başladı.

www.ttnetmuzik.com.tr

10 Nisan 2012 Salı

Dansa Davet / Ayakkabılarımda Cennetin Kanatları Var!



Bir lisan düşünün ki hem İngilizce gibi evrensel hem de tek bir kelime etmeden anlaşabiliyorsunuz. İşaret dili bile ülkeden ülkeye farklılık gösteriyorken; acınızı, aşkınızı, hüznünüzü, sevincinizi tüm insanlığa doyasıya anlatabiliyorsunuz. Gelin biraz daha doğaya inelim. İğnelerinden muzdarip olduğumuz arıların dans ederek yönlerini bulduğunu biliyor muydunuz? Peki bir anda, herhangi bir şarkının bedeninizi hemen kavrayarak, sizi bir yerlere götürdüğü olmadı mı? O halde, Nietzsche “Dans etmeyen Tanrı benden uzak olsun” der de bizler olduğumuz yerde durur muyuz?

Gecenin bir yarısı. Birçok kulağa "gürültü" niyetine gelen bir müzikle gözlerimi kapatıp, ayaklarımda kalan son dermanla bedenimi özgür bırakıyorum. Oradan oraya yavaş yavaş sallanarak başlıyorum. Etrafıma bakıyorum, ayrı ayrı eksik herkes. Günlük hayatın kaosu, Pazartesi başlayacak yeni haftanın kasveti, peşinde olduğumuz ama belki de önemini dahi henüz kavrayamadığımız amaçlar, ruhumuzun ve bedenimizin ihtiyaçları hep yakamızda. Yaptıklarımız, yapamadıklarımız, söylediklerimiz, söyleyemediklerimiz, içimizde kalanlar her daim bir yerlerde safları tutmuş. Dilden dile dolanan "Carpe Diem" felsefesi geldi aklıma. Bunun anlık olduğunu bilsem de, beni o an ayakta tutan, bedenimi müziğe, kafamdaki diğer her şeyi de geride bırakmaktı. Aslında bu kadar basitti işte. Sadece o an bile hayat çok güzeldi. Bırakalım kontrol bedenimize geçsin. Etrafta bizi izleyen kimse yokmuşçasına dans etmek için, geçmişten günümüze pistleri boş bırakmayan klasiklerden kendimize bir şarkı tutalım!
Dansın doğuşu her ne kadar insanın kendi ritmini bulduğu ilk çağlara dayansa da, birçoğumuz için dans, annelerimizin yüzlerinde tebessümle izlediği müzikallerle doğdu. Aklımıza kazınan “Grease” müzikalinde “You’re The One That I Want” şarkısında ışıldayan yıldızlar gibi dans eden John Travolta ve Olivia Newton John’u kim bilir kaç kere aynı tebessümle izledik. Yetmişli ve seksenli yıllarda tüm dünyayı kasıp kavuran, günümüzün ana akımı olacağının sinyallerini daha ilk günden veren pop ve disko kültürü yavaş yavaş kanımıza işlerken, başımıza Michael Jackson gibi bir kral ve Madonna gibi de bir kraliçe gerekliydi elbette. Henüz girişini duyar duymaz bedenimizin fitilini ateşlemeye başlayan “Like a Virgin”in gece kulüplerinde hala en çok çalınan, günümüzün en iyi dans şarkılardan biri olması tesadüf değil. Tıpkı; dünya çapında kabul görmüş, gelmiş geçmiş en iyi dans figürlerinden birinin hala “Moonwalk” olmasının basit bir tesadüfle açıklanamayacağı gibi. Pop müziği kralı Michael Jackson’ın doğduğum yıl olan 1983’te “Billie Jean” ile hayatımıza kazandırdığı “Ay Yürüşü”nü hangimiz küçük bir çocukken yapmayı denemedik ki? Kimi zaman birbirimizin arkasında uzun trenler oluşturduk, “Lambada” dansıyla eğlendirdik bünyemizi. Dans ederek mutlu olmayı istemek daha çocukluktan girdi hepimizin kanına.
Duyguyu ve düşünceyi bedenle aktaran tek evrensel dilin dans olduğunu özellikle 70’li ve 80’li yılların müzik endüstrisi hızla kavramış olmalı ki, günümüze kadar uzanan pek çok hit şarkı kazandırmış dans kültürüne. Yetmişli yılların en iddialı dans şarkılarından Donna Summer’ın “I Feel Love”ı, “Got the wings of heaven on my shoes, I'm a dancing man and I just can't lose / Ayakkabılarımda cennetin kanatları var, ben dans eden bir adamım ve kaybedemem” dizeleriyle hala bize enerji veren Bee Gees’in “Stayin’ Alive”ı, 2006 yılında kaybettiğimiz soul ve funk müziğin babası James Brown’ın “I Feel Good”u, Rick James’in “Super Freak”i, “Bütün kızlar toplandık” temalı partilerin vazgeçilmezleri olan Gloria Gaynor’ın “I Will Survive”ı ile Cyndi Lauper’ın “Girls Just Wanna Have Fun”ı uzun bir Cumartesi gecesi dans etmek isteyen bünyelerin yardımına koşmaya devam ediyor. Günümüz müzik dünyasının en büyük pop yıldızlarından biri olarak gösterilen Jennifer Lopez’in de “I’m Glad” klibinde saygı duruşunda bulunduğu “Flashdance”in Oscar ödüllü şarkısı “What a Feeling” ve dünya çapında 6 milyonun üzerinde satış rakamına ulaşan The Weather Girls klasiği olan “It’s Raining Men” de tüm zamanların en iyi dans şarkıları listelerinde üst sıraları hala kimselere kaptırmıyor.
Dans pistlerinde yoğun talebin yaşandığı ve müziğin de kendi arayışını sürdürürken en üretken dönemini geçirip günümüze yön verdiği doksanlı yıllarda dünya müziği elektronik öğeleri tanıdı. Türkiye kanadında ise; kapı gıcırtısına bile tepki vermemiz, günümüzün oryantal dansının temellerini atan, dönemin dans üçlüsü “Mezdeke” ile başladı. Hala büyük pazarlardan biri olan oryantalin bu üç gizemli kadını, şüphesiz ki “Ya El Yelil”le bizleri dans ettirmeye ve oryantal dans müziği denince akla gelen ilk isimler olarak anılmaya devam ediyorlar. Türü, figürü, felsefesi, müziği ne olursa olsun, dans özgürlüktür. Özgürlüklerimizin birer birer elimizden alındığı bu günlerde; bedenimiz de utanıp, sıkılıp, çoğu zaman içine kapansa da, belki de çocukluğun tüm güzelliği özgürce dans etmekte saklıydı. İlkokul çağlarında, benimle aynı döneme mensup ve müzikal anlamda Türkiye sınırlarından öteye gidememiş olan birçok hemcinsim gibi benim de idolüm Yonca Evcimik’ti. Doksanlı yılların henüz başında, Türkiye’de ilk kez koreografiyi ve dans müziğini birleştiren, bir de üstüne üstlük kendini sahnede bu denli özgür bırakabilen bu kadına “Abone” olmamak mümkün değildi. Biz Yonca Evcimik ile meşgulken bu sırada; doksanlarda elektronik altyapılar ve rap vokallerle tanışan Avrupa ve Amerika ise Michael Jackson’ın, klibinde ırkçılık tabularını elinin tersiyle yıktığı “Black or White” ile dans ediyordu. Doksanlarda hayatımıza giren pek çok klasik daha vardı elbette. Geçtiğimiz günlerde sandığından çıkarıp, Super Bowl gösterisinin açılışını yaptığı “Vogue”un gösterişli şovu ile sosyal medyada paylaşım rekoruna giden Madonna da bize “Hala en iyi dans şarkılarından biri Vogue’dur” dedi adeta. Aynı dönemin klasikleri arasında gösterilen Haddaway’in “What Is Love”ını, daha ilk sözünde herkesi dansa çağıran C&C Music Factory’nin “Gonna Make You Sweet (Everybody Dance Now)”ını, Snap!’in “I’ve Got The Power”ını, break dansla bizi haşır neşir eden Dr. Alban’ın “It’s My Life”ını, Culture Beat’in “Mr. Vain”ini, son zamanlarda solo çalışmalarıyla kulağımızın pasını silen Tracey Thorn’u müzik dünyasına kazandıran grubu Everything But the Girl’ün bıkmadan dinlediğimiz “Missing”ini, “Blade”in açılışını yaparak o meşhur kan banyosu sahnesine eşlik edip, bir de çoğumuzu techno altyapılarla tanıştıran New Order’ın “Confusion ((Pump Panel Recon Mix)"ini, her yıl hakkında öldüğüne dair çıkan haberlere rağmen “Freed From Desire”ıyla yaşayan Gala’yı, o dönemde sadece pistlerde değil düşünebileceğiniz her yerde karşımıza çıkarak artık rüyalarımıza girmeye başlamış olan “Macarena Dansı”nı yaratan Los Del Rio’yu ve tabii ki dans müziğine yepyeni bir soluk getiren, aynı anda binlerce kişiyi dans ettirerek o ortak dili en iyi konuşturanlardan Faithless’ın “Insomnia”sıyla, çocukların uzanamayacağı yerlerde tutulan robotlarımız Daft Punk’ın “Around The World”ünü doksanlı yıllardan sıyrılıp günümüze kadar gelen eskimeyen dostlarımız arasında görmeye devam ediyoruz. Gönlümde yatan şarkıyı da tatlı niyetine en sona sakladım. Müzikte bir milada imzasını atan The Prodigy’nin, klibiyle de tüm dünyayı salladığı “Smack My Bitch Up"ına “Bu Kalp Seni Unutur mu?” denmez mi şimdi?

Geçmişten bu yana dans etmek için hep güzel bir bahanemiz oldu. Bedenimiz de bu mutlu anlarımıza eşlik etsin istedik. İnsanlığın doğuşundan bu yana savaşlar kazanıldı, dans ettik. Törenler yapıldı, dans ettik. Hayatlar birleşti, biz yine dans ettik. “İlk dans şarkısı” sorunsalı ne zaman kendisini göstermeye başlasa hep yardımımıza koşan şarkılar vardı. Tüm bakışların yalnızca iki kişide olduğu o anda; kimi zaman geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz Whitney Houston’un “I Will Always Love You” şarkısıyla, kimi zaman Notre Dame De Paris klasiği “Belle” ile kimi zaman da George Michael’ın saksafonu içimize işlediği “Careless Whispers”ı ya da Righteous Brothers’ın “Unchained Melody”siyle kenetlendi iki göz birbirine. “Ne varsa eskilerde var” diyenler için Berlin’in “Take My Breath Away”i, yeni neslin gelin ve damatları içinse Elvis Costello’nun “She”si hala bu özel anlara tanıklık etmeye hazır.

Bedenin kısılmak nedir bilmeyen bir sese sahip olduğunu gören müzik endüstrisi, bizi yepyeni yıldızlarla tanıştırdığı 2000’li yıllarda müziğin sesini biraz daha yükseltti.  Son albümü Femme Fatale ile küllerinden yeniden doğan Britney Spears, o yıllarda MTV’deki yılanlı canlı performansı “I’m a Slave For You” ile konuşuluyordu. Modjo, “Lady”siyle Türkiye listelerini sallarken, sözlüklerde “İngiliz alternatif rock grubu” diye geçen Radiohead, bu defa “Idioteque” ile golü ters köşeden attı. Doksanlı yıllarda Detroit Techno ile yükselişe geçen elektronik dans müziği 2000’lerde Hollanda’ya doğru kayınca, “Tüm Zamanların En İyi DJ”i ünvanını açık ara farkla kazanan ve binlerce kişilik stadyum konserlerine imzasını atan DJ Tiesto’nun “Delerium” remixi Hollanda topraklarından hızla tüm dünyaya yayıldı. Aynı yıllarda teknolojinin gelişimi ivme kazandıkça elektronik müzikle daha çok dans ettik. Röyksopp’un “Poor Leno”suyla pistlerde birbirimize daha da yaklaştık. Yepyeni bir akım başlatan The Chemical Brothers’ın bizlere oldukça tanıdık gelen arabesk sosunu kattığı “Galvanize”sini afiyetle mideye indirdik. Kendi yatak odasında, tek bir bilgisayarda kaydettiği albümünden çıkma "Drop the Pressure" şarkısıyla Mylo, o zamanlar akıllarda bu denli kalacağını tahmin eder miydi? 2003 yılında Brighton Beach’de gencinden yaşlısına 260.000 kişiyi aynı anda dans ettirerek efsaneler katına zıplayan Fatboy Slim’in “What The Fuck”ı ile hala yepyeni şarkılarıyla müzik listelerinin zirvesinde yer alan David Guetta’nın aşkı arayanların suratına acımasızca çarptığı “Love is Gone”u bedenimizin işaret dili oldu. Matkap satışlarında zirve yaptıran Benny Benassi’nin “Satisfaction”ı, o yıllarda camları sonuna kadar açık her arabadan yükseldi. Dub step’in yeni trend olduğunu göstererek en iyi dans albümü dalında son Grammy’nin sahibi olan Skrillex şu sıralar tüm dünyayı dansa davet ederken, Türkiye ise son günlerde dans etmek için rotasını Romanya’ya çevirdi. InnaSun Is Up”ıyla, Alexandra Stan de “Mr. Saxobeat”iyle bir anda yeni gözdelerimiz oldu. Bu iki güzel kızımızın ortasına da düet rekortmeni Pitbull’la, daha girişini duyar duymaz elleri havaya kaldırdığımız “Alors On Dance”in sahibi Stromae’yi oturttuk. Müzik endüstrisinin son yıllardaki en büyük projeleri Lady Gaga’nın Grammy ödüllü şarkısı “Poker Face”i ve Rihanna’nın Calvin Harris’le iş birliği yaptığı “We Found Love”ıyla yerimizde duramadık. “Yerli malı yurdun malı” diyenler de Bedük’le Portecho’da buldu içindeki dans ateşini. Son günlerde biraz daha dünyanın ritmini yakalamak isteyenlere ise Simian Mobile Disco ve Does It Offend You, Yeah? şiddetle tavsiye edilir.
Dansın dili, dini, cinsiyeti, rengi olmaz dedik bir kere. Ruhunu özgür bırakabiliyorsan, sıra bedenine gelir. İster flamenkoyla, ister modern dansla, ister halayla, istersen de bir yurdum gerçeği olan kolbastıyla ya da kendine özgü figürlerini yaratan apaçi dansıyla özgür bırakırsın kendini. Dansın, tüm dünyada kabul edilen tek ortak dil olmasının sebebi de içindeki bu büyük özgürlük enerjisi değil midir zaten? Sözü Emma Goldman’ın o meşhur sözüyle bitirirken, bir yandan da başlayalım o halde bedenimizi ateşlemeye: “Dans edemediğim devrim, devrim değildir!
Dansla kalın!

46 Magazine - Dance Edition
Mart-Nisan 2012

RÖPORTAJ / Zerrin Özer - Giden Gitti


Türk popunun en güçlü seslerinden Zerrin Özer sözü ve müziği Soner Sarıkabadayı imzası taşıyan yepyeni şarkısı "Giden Gitti" ile sevenleriyle buluştu. Yakında şarkının klibiyle ekranlara gelecek olan sanatçı ile yeni çalışması hakkında konuştuk. 


2010 yılı "Yerin Hazır", "Fire" ve "Her Devrin Devleri" albümünün süpervizörlüğü derken sizin için yoğun geçti. Peki bu son bir buçuk yıldır neler yapıyordunuz? 
Son bir buçuk senedir Bodrum'da yaşıyorum. Bodrum'u çok seviyorum. Ruhum çok dingin daha güzel dingin müzikler dinliyorum. Daha çok karar alıyorum aldığım kararlar da bu single'da belli oluyor sanıyorum. Çok mutluyum. Soner'i tanıdım sevdim tanımadan önce de seviyordum. Çok yetenekli bir insan. Bayağı titiz çalıştık single'a bir sene falan hazırladık. Hiç zorlamadık akışına bıraktık. Bu şekilde single çıktı ortaya. 


Soner Sarıkabadayı ile ilk kez çalışıyorsunuz. Kendisiyle nasıl bir araya geldiniz? 
Benim erkek arkadaşımın Soner'i çok sevdiğini biliyordum. Onun şarkısını nasıl seslendirebilirim, benim tarzıma ve sesime uyar mı diye düşündüm. Sonrasında direkt bu şarkıyı söyledi bana ve çok sevdim ilk dinlediğimde. Gitarla çaldı bana, gözyaşlarımı tutamadım ve tamam dedim içine girdim şarkının. Sonra böyle başladı. 


Şarkıda sizi çeken ne oldu? 
Duygusu, söz ve müzik o kadar bütün ki... Soner'in vokali çok güzel oldu Yıldıray Gürgen'in aranjesi çok güzel oldu. Emek verildiğinde o iş hak ettiği yeri buluyor. Çok teşekkür ediyorum emek veren herkese. 


Gençlerden Soner Sarıkbadayı'yı beğendiğinizi söylemiştiniz. Başka isimler var mı gençlerden beğendiğiniz? 
Emre Aydın'ı ve tarzını çok seviyorum. Kolpa'yı seviyorum. Duman'ı söylemiyorum bile. İstediği müziği yapan herkese bayılıyorum çünkü sevdiği müziği yapan kişi yaptığı işe de inanıyordur böyle olunca bu da dinleyiciye geçiyor ve o işi yapanı seviyorsun. 


"Giden Gitti"nin bir de dans versiyonu var. Dans versiyonu nasıl dahil oldu albüme? 
Bu tamamen Soner'le birlikte verdiğimiz bir karardı. Güzel oldu fakat ne kadarda dans olsa ben bir slowcuyum. Şarkıları kesinlikle ayırmıyorum ama kendimi slow şarkılarda daha iyi ifade ettiğimi düşünüyorum. 


Şarkıya nasıl bir klip çekmeyi düşünüyorsunuz? 
Bilmiyorum aslında ne istesem yapabilirim ama burda bir bütünlük var herkesin ortaya koyduğu bir emek var ve yine herkesin emeğinin olduğu bir klip olsun istiyorum. Soner'in bir fikri var ve düşündüm benim de çok hoşuma gitti ama söylemeyeceğim sürpriz olsun. Aslında çok çabuk klibi düşünmüyordum ama böyle gelişti. 


Kapakta sadece saçınızı görüyoruz. Klipte sizi görebileceğiz değil mi? 
Orada Soner'in farkını göreceksiniz. Dedim ki bu ne, o da dedi ki bu çok önemli bir kapak. Her gören bayıldı hem çok iddialı hem de basit hem de vurucu. "Zerrin Hanım bu başka kimseye yapılamaz ki" dedi, çok da güzel anlattı. Soner'den çıktı fikir. Çok seviyorum onu, müziği bu kadar seven emek veren bir adam nasıl sevilmez. 


Soner Sarıkabadayı'nın fikirlerine çok önem verdiğinizi ifade ettiniz. Etrafınızda fikirlerine çok güvendiğiniz insanlarda direkt olarak aradığınız özellik nedir? 
İnandırıcı olmalı. Kendisi söylediğine inanıyor olmalı ve söylediğini yapıyor olmalı benim için çok önemli bu. Zaten kişi kendine inanıyorsa muhakkak ki inandırıcıdır. Soner kendine ve işine çok inanıyor bu bağlamda. 


Bir albüm çalışması gündeminizde var mı? Önünüzde ne gibi projeler var sizi bekleyen? 
Şu anda açıklamak istemiyorum. Şimdi single'a konsantreyim ve enerjisinin bozulmasını istemiyorum. Ses olduğu müddetçe tabi ki projelerim devam edecek albümler olacak ama şimdi bu şarkının tadını çıkarmak istiyorum ve ona haksızlık etmek istemiyorum. Bu şarkıyı çok seviyorum gerçekten benim hayatımı anlatıyor. Yaşanmışlıklarımı tekrar hatırlattı. 


Şarkınız sadece dijital platformlarda çıktı. Dijital platformlarla ilgili görüşleriniz nelerdir? 
Fiziksel olarak yayınlanıp yayınlanmasına tam olarak karar vermedik açıkçası. Soner'i uzun zamandır takip ediyordum ve sanırım ilk olarak o çıktı bu şekilde sadece dijital platformlarda. Başı çekenlerden biri o. Bu şekilde çalışan ve bunun ne kadar doğru bir karar olduğunu gösteren kişi. İlk defa yeni bir şeyle tanışmaktan mutluyum. Yeniliklere ayak uydurmak lazım. 


Nasıl konserler bekliyor bizi? Konserler için düşündüğünüz sürprizleriniz var mı? 
Benim için konserlerde en önemli şey hayranlarımla olan iletişimim ve ses düzeneği. Ne alakası var diyebilirsiniz ama öyle. Türkiye'de sahneye ses düzeneği kurduran ilk sanatçı benim. Halkımız o kadar bilinçli ki neyin sahte ya da gerçek olduğunu anlayabiliyor. Ben konserlerimde hayranlarıma iyi müzik dinletmek istiyorum. 


Hem yorumculuğunuz hem de müzikal birikiminiz düşünüldüğünde, tamamı yabancı şarkılardan oluşan bir projeye sıcak bakmanız mümkün mü? 
Çocukluk arkadaşımın oteli var onun üst katını kendi zevkime göre döşeyeceğim ve orada caz söyleyeceğim. 


1975 yılında katıldığınız bir yarışmada birinci olmanın verdiği heyecan ve cesaretle müziğe yoğunlaştınız. Geriye dönüp baktığınızda Zerrin Özer müzikal anlamda nasıl değişimler geçirdi?
Görünürde aslında çok memnun değilim. Çok eksiklikler görüyorum ve biraz da kırgınım. Sonra kendime kızıyorum ama bu olgun yaşlarıma denk geldi. Çok kırılgandım ama şimdi bakıyorum bunlara ben sebep verdim. Yaşadığım olumsuzluklara ben izin verdim ama artık gerçekten mutlu olduğum işler yapıyorum. Antalya Senfoni ile down sendromlu çocuklar için konser verdik. Çok mutlu oldum. Müzik olmasa mutlu olamam hayatta onu biliyorum. Benim hayat biçimim ve yaşam şeklim müzik. Özel hayat falan her şey ondan sonra gelmiş benim için. Ben de müziği seçmişim. 


"Fire" için 25 yıldır sizinle özdeşleştirdiğimiz sarı saçlarınızdan vazgeçmiştiniz. Bu geri dönüşün sebebi ne oldu? 
Herkes dedi ki yakıştı ama diyorlar ki biz Zerrin Özer'i düşündüğümüzde aklımıza sarı saçlarıyla geliyor. Ben de açıkçası çok benimseyemedim rüya gibiydi benim için. Sonrasında herkesin bildiği Zerrin Özer imajına tekrar döndüm. Çok mutluyum sarı saçlarımla 25 yıl hep sarışın oldum ben.


www.aveamuzik.com.tr


Nelly Furtado'nun yeni albümü yakında!

Pop müziğin sevilen isimlerinden Nelly Furtado, 2009 yılında ABD'de yayımladığı ve müzik kariyerinin ilk İspanyolca albümü olan "Mi Plan"dan tam 3 yıl sonra yayımlayacağı yeni albümünün çıkış tarihini ve adını açıkladı.

Şarkı listesi henüz açıklanmayan ve Nelly Furtado'nun "T.S.I." olarak adlandırdığı albümün tam adı ise "The Spirit Indestructible". 19 Haziran'da müzik marketlerde yerini alması planlanan albümün çıkış şarkısı "Big Hoops (Bigger The Better)" adını taşıyor. 2006 yılında "Loose" albümünde birlikte çalıştığı Timbaland ile tekrar stüdyoya giren Nelly Furtado, Timbaland'ın yanı sıra; Darkchild, The Neptunes ve Ryan Tedder'da çalıştı.

www.ttnetmuzik.com.tr

Sibel Tüzün yeni klibiyle ekranlarda!

Güçlü sesiyle milyonların beğenisini kazanan Sibel Tüzün, "Saten" albümünün yeni video klibi "Çok" ile müzik kanallarında yerini aldı. Katıldığı bir yarışmadan geçtiğimiz günlerde elenerek, Dominik Cumhuriyeti'nden Türkiye'ye geri dönen Sibel Tüzün, yarışmanın ardından bu defa da kendisinden yeni klibiyle söz ettirecek.

Çekimleri Dominik Cumhuriyeti'ne gitmeden gerçekleştirilen video klipte, Sibel Tüzün altı farklı kadın karakterine büründü. Klibin konusu için "Kadınlar farklı olsalar da hepimizin duyguları aynı" diyerek özetleyen Sibel Tüzün, canlandırdığı karakterlerden birinin inandırıcılığı için kolundaki dövmeleri de makyajla kapattı. Sözünde ve müziğinde Sibel Tüzün'ün imzasının bulunduğu hareketli şarkının video klibi, Sibel Tüzün'ün yarışma için Dominik Cumhuriyeti'nde bulunduğu dönemde yayınlanmaya başladı.

www.ttnetmuzik.com.tr

9 Nisan 2012 Pazartesi

Meral Okay hayatını kaybetti!

Ünlü senarist, oyuncu ve şarkı yazarı Meral Okay, bu sabah 06:00'da evinde hayatını kaybetti. Bir süredir akciğer kanseri sebebiyle tedavi gören sanatçı, 53 yaşında hayata gözlerini yumdu.

Dergicilik, yapımcılık, senaristlik ve oyunculuğunun yanı sıra müzik dünyasının da Sezen Aksu şarkılarıyla tanıdığı Meral Okay, 2000 yılında sözlerine imza attığı ve "Duvara Karşı" filmiyle bir anda milyonlara ulaşan "Yine Mi Çiçek" şarkısıyla tüm dikkatleri üzerine çekmişti. Meral Okay, bu şarkının öncesinde yine Sezen Aksu yorumuyla dinlediğimiz "Adı Bende Saklı", "Şimal Yıldızı", "Adı Menekşe", "Gül", "Helal Ettim Hakkımı", "Kalaşnikof", "Yaktılar Halil'imi", "Var Git Turnam" ve "Masum Değiliz" gibi unutulmayan şarkıların sözlerine de imzasını atmıştı.

www.ttnetmuzik.com.tr

Santana'nın albümü için geri sayım!

Dünyaca ünlü müzisyen Carlos Santana'nın müzik kariyerindeki 36. albümü "Shape Shifter" Mayıs ayında müzik marketlerdeki yerini alacak. Enstrümantal eserlerin ağırlıklı olduğu 13 şarkılık albüm, Santana dinleyicilerini 90'lı yıllardan günümüze kadar uzanan bir müzikal yolculuğa çıkaracak.

Ülkemizde de büyük bir hayran kitlesine sahip olan gitar virtüözü Carlos Santana'nın hayranlarını mutlu edecek albümde ayrıca Andy Vargas ve Tony Lindsay'in de vokal yaptığı bir şarkı bulunuyor. Albümün sürprizi ise Carlos Santana'nın oğlu Salvador Santana. Salvador, babasına iki şarkıda piyano çalarak eşlik ediyor. Santana'nın uzun yıllardır gerçekleştirmeyi istediği, Aborjinlere ve Amerikan yerlilerine de bir saygı duruşu niteliğindeki "Shape Shifter" proje albümünde aynı zamanda müzikle birlikte dil ve kültür ayrılıklarının da ortadan kalkması amaçlanıyor.

www.ttnetmuzik.com.tr

6 Nisan 2012 Cuma

Barlas'ın yeni albümü raflarda!

Barlas'ın punk'tan arabeske, ska'dan funky'e kadar çeşitlik müzik türlerini kullandığı, on şarkılık yeni albümü "Senden Kalan" müzik marketlerdeki yerini aldı. Barlas'ın dördüncü albümü olan "Senden Kalan"ın ilk video klibi de "Nisan Yağmuru" şarkısı için çekildi.

Çıkış şarkısı olan "Nisan Yağmuru" dışındaki tüm şarkıların düzenlemeleri Barlas tarafından yapıldı. Mix'leri Tim Aksuer, mastering'i de Sertaç Kaki tarafından yapılan albümde Barlas'a; Can Şengün, Alper Erinç, Ayşegül İnci, Burak Kulaksızoğlu, Arbak Dal gibi müzisyen dostları da eşlik etti. Yakın zamanda biten bir aşkın gelgitleri ile yaşanan bir hayat ve içinde barındırdığı duyguların anlatıldığı albümün ilk video klibi Okan Turhan yönetmenliğinde "Nisan Yağmuru" şarkısına çekildi. Barlas'ın albümünün sürprizleri arasında, "Colletral" filminin kapanış müziği olan "Destino Deabril"in Türkçe uyarlaması ile Umay Umay'ın 1994 yılında yayımladığı ilk albümünde seslendirdiği "Günaha Kadar" da yer alıyor.

www.ttnetmuzik.com.tr

Cover Drive'ın yeni single'ı belli oldu!

Son dönemin en popüler gruplarından biri olarak gösterilmeye başlanan Cover Drive, ilk albümleri "Bajan Style" ile Mayıs ayının ilk haftasında dinleyicilerle buluşmaya hazırlanıyor. Grup, geçtiğimiz günlerde albümün ikinci single çalışmasını da müjdeledi.

Amanda Reifer, T-Ray Armstrong, Barry Hill ve Jamar Harding'den oluşan grubun ilk stüdyo albümü "Bajan Style" için 7 Mayıs 2012 tarihini bekleyen müzikseverler, Cover Drive'dan yeni single müjdesi aldı. "Twilight"ın kısa sürede edindiği büyük başarının ardından çok geçmeden ikinci single'ları "Sparks" ile dinleyicilerle buluşacak olan grubun resmi internet sitesinde, şarkıyla beraber "Bajan Style" albümünün kapağı da yayımlandı. Grubun yeni single'ı "Sparks", 29 Nisan'da resmi olarak yayımlanacak.

www.ttnetmuzik.com.tr

5 Nisan 2012 Perşembe

Müzikseverlere yepyeni bir festival!

İstanbul Open Air Festival tarafından düzenlenen ve rock müzik dinleyicileri için kapılarını ilk kez açacak olan Goldfest, başta Guns'n'Roses ve Evanescence olmak üzere, dünyaca ünlü pek çok grup ve müzisyeni Türk dinleyicileriyle buluşturacak. Üç gün sürecek olan festivalde İstanbul müziğe doyacak.

Yıllarca pek çok konser ve festivalin düzenlendiği Parkorman, yenilenen çehresiyle Goldfest'e ev sahipliği yapacak. Şehrin göbeğinde, stres ve kargaşadan uzakta, doğayla iç içe olacak bu festival, aynı zamanda Türkiye'deki tüm rock severlerin de buluşma noktası olacak. Rock'n'roll, nu metal, senfonik rock ve hard rock gibi rock müziğin farklı türlerinden dev isimlerin sahne alacağı festival, rock müziğe gönül veren herkese muhteşem bir müzik deneyimi yaşatmayı amaçlıyor. Biletleri satışa çıkan ve 4, 6, 7 Temmuz tarihlerinde gerçekleşecek olan festivalde sahne alması kesinleşen gruplar ise şöyle;

Guns'N'Roses
Evanescence
Within Temptation
Godsmack
Lacuna Coil
In Flames
Apocalyptica
Pentagram
Ugly Kid Joe
Skindred
Sweet Savage
Redd
Erdem Yener
Ayşe Saran
Planeur
Gürcan Ersoy


www.ttnetmuzik.com.tr

Mustafa Ceceli yeni albümüyle "Es"iyor!

Kendi adını taşıyan ilk albümüyle 2009 yılında müziğin mutfağından mikrofon başına geçerek, yorumculuktaki başarısını da kısa sürede ispatlayan Mustafa Ceceli, merakla beklenen yeni albümü "Es" ile dinleyicileriyle buluştu. Henüz ilk albümüyle "Altın Plak" alarak, Türkiye'nin en çok albüm satan sanatçıları arasındaki yerini alan Ceceli, albümün ilk video klibiyle de ekrana gelmeye başladı.

İlk albümünün ardından yayımladığı single çalışması "Hastalıkta Sağlıkta" ile başarı çıtasını yukarıda tutmayı sürdüren Mustafa Ceceli; bu sırada konuk olduğu proje albümlerde seslendirdiği şarkılarla birlikte, müzik dünyasının ünlü isimlerine verdiği, sözü, müziği ve düzenlemesinde kendi imzası bulunan şarkılarla da adından söz ettirmeye devam etti. Yeni albümünde; Sezen Aksu, Şehrazat, Soner Sarıkabadayı, Nil Karaibrahimgil, Ender Çabuker, Eflatun, Gökhan Şahin, Emrah Karaduman, Ahmet Hulusi ve Alper Altuntoprak gibi şair, söz yazarı ve bestecilerin eserlerine yer veren Mustafa Ceceli; repertuar çalışmalarını iki yıl, stüdyo çalışmalarını ise bir yılda tamamladı. Fotoğraflar için Nihat Odabaşı'yla çalışan Mustafa Ceceli; Ender Çabuker imzalı çıkış şarkısı "Es" dışındaki tüm aranjeleri kendisi hazırladı. Albümün ilk video klibi, Murad Küçük yönetmenliğinde dört günde çekilen "Es", müzik kanallarında yayımlanmaya başladı.

www.ttnetmuzik.com.tr

4 Nisan 2012 Çarşamba

Marilyn Manson ve Johnny Depp işbirliği!

Türkiye'de de büyük bir hayran kitlesine sahip olan, rock müziğin sıradışı isimlerinden Marilyn Manson ile sinemaseverlerin yakından takip ettiği, başarılı oyuncu Johnny Depp, yakın arkadaşlıklarını müzik ortaklığıyla da pekiştiriyor. Sevilen ikili, önümüzdeki günlerde düet yaptıkları yepyeni bir şarkı yayımlayacak.

Amerikalı şarkıcı Marilyn Manson, Mayıs ayında çıkması planlanan "Born Villain" albümü için son rötuşları tamamlıyor. Albümde Johnny Depp düetinin de yer alacağı haberi, kısa sürede Marilyn Manson ve Johnny Depp hayranları arasında heyecanla karşılandı. Birçok kez birlikte çalışmış olmalarına rağmen bu defa ilk kez birlikte mikrofon başına geçecek olan ikili, Carly Simon'ın 1972 yılında seslendirdiği "You're So Vain" şarkısını tekrar seslendirecek. Marilyn Manson'ın yeni albümünde yer alacak olan şarkı, müzikseverleri bir hayli şaşırtacak.

www.ttnetmuzik.com.tr

Tanju Okan'ın en iyileri bir arada!

Geçmişten bu yana, Türk pop müziğinin en güçlü seslerinden ve en iyi yorumcularından biri olarak gösterilmeye devam eden Tanju Okan'ın unutulmayan şarkılarından oluşan 4 albümü, box set olarak yayımlanıyor.

Ölümünden önce kaydedilen son albümü "İşte Tanju Okan'95", canlı konser kayıtlarının bulunduğu "Ve Tanju Okan Sahnede", kendisiyle özdeşleşmiş eserlerin yer aldığı "Best of Tanju Okan Bir Zamanlar 1" ve "Best of Tanju Okan Bir Zamanlar 2" albümlerinden oluşan box set, yepyeni tasarımıyla piyasaya sunulacak. "Hasret", "Koy Koy Koy", "Öyle Sarhoş Olsam ki", "Hancı", "Kadınım", "Kim Ayırdı Sevenleri" gibi en sevilen Tanju Okan şarkılarının yer aldığı box set, sizleri uzun bir nostalji yolculuğuna çıkarmaya hazırlanıyor.

www.ttnetmuzik.com.tr

3 Nisan 2012 Salı

Pitbull ve JLo ortaklığı yeniden!

Geçtiğimiz yıla damgasına vuran Pitbull ve Jennifer Lopez düeti "On The Floor"un ardından, müzik dünyasının sevilen ikisi tekrar bir araya geldi. Geçtiğimiz günlerde dinleyicilerle buluşan Jennifer Lopez'in yepyeni single'ı "Dance Again", sanatçının resmi internet sitesinde de yayımlandı.

Lady Gaga'nın bugünkü başarısında en büyük paya sahip isimlerden biri olarak gösterilen; Enrique Iglesias, Nicki Minaj, JLS ve One Direction gibi isimlerle çalışmış olan, Grammy ödüllerine 6 kere aday gösterilen ve 2 ödülün de sahibi olan ünlü prodüktör RedOne'ın prodüktörlüğünde ortaya çıkan "Dance Again"in video klibi ilk kez 5 Nisan'da American Idol'da hayranların beğenisine sunulacak. Geçtiğimiz yıl "On The Floor"un video klibi ile 500 milyondan fazla izlenerek, 2011'de en çok izlenen video klibe imzasını atan Jennifer Lopez, Pitbull ile yeni ortak çalışması "Dance Again" için de iddiasını şimdiden ortaya koyuyor.

www.ttnetmuzik.com.tr

maNga ve Yıldız Tilbe bir arada!

Türkiye'nin en popüler müzik gruplarından biri olarak gösterilen maNga'nın son albümü "e-akustik"in ilk video klibi, albümün öne çıkan şarkılarından "Hani Biz" için çekildi. Yıldız Tilbe'nin de düetiyle konuk olduğu şarkının video klibi, ekranlara gelmeye başladı.

Sözleri Ferman Akgül, bestesi Ferman Akgül ve Yağmur Sarıgül'e ait olan "Hani Biz"in video klibi, Murat Onbul yönetmenliğinde çekildi. Klibin görüntü yönetmenliğini Veli Kuzlu yaptı. Klipte maNga ve Yıldız Tilbe'ye, tiyatro oyuncuları Cavit Çetin Güner ve Öykü Başar da eşlik etti. Yaklaşık 18 saat süren çekimlerde 30 kişilik bir ekip görev aldı. Prodüktörlüğünü grup üyelerinden Yağmur Sarıgül'ün yaptığı "e-akustik" projesinde üçü yeni, toplamda on iki şarkı bulunuyor.

www.ttnetmuzik.com.tr

2 Nisan 2012 Pazartesi

Red Hot Chili Peppers ilk kez Türkiye'de!

Yirmi sekiz yıllık müzik kariyerleri süresince, rock müzik tarihinin en sevilen gruplarından biri olarak gösterilmiş olan Amerikalı topluluk Red Hot Chili Peppers'ın, uzun süredir merakla beklenen İstanbul konseri haberi resmileşti. Bugüne dek 60 milyonun üzerinde albüm satışına imza atan grup, Eylül ayının ilk haftası Türkiye'de olacak.

Onuncu ve son stüdyo albümleri "I'm With You" ile Kasım ayına kadar 60 farklı şehir gezecekleri dünya turuna devam edecek olan Red Hot Chili Peppers, 8 Eylül Cumartesi akşamı en sevilen şarkılarını seslendirmek için ilk kez Türkiye'ye gelecek. Rock, punk ve funk üçlemesinden oluşturdukları "Californication", "Under The Bridge", "By The Way", "Scar Tissue", "Otherside", "Can't Stop" gibi hit şarkılarıyla milyonların sevgisini kazanan grup, Santral İstanbul'da sahne alacak. Farklı tarzları, eğlenceli sahne performansları ve enerjileriyle Türkiye'de de büyük bir hayran kitlesi edinen grup; özel olarak hazırlanan sahnede yapacakları sürpriz şovlarıyla da uzun süre kendilerinden söz ettirecek.

www.ttnetmuzik.com.tr