31 Mayıs 2011 Salı

Yolanda Be Cool ile partiye hazırlanın!

Geçtiğimiz aylarda yayınladığı single çalışması "We No Speak Americano" ile Türkiye'de ve 18 ülkenün müzik listelerinde ilk sırada yer alan ve aylarca zirvedeki yerini koruyan Yolanda Be Cool, Haziran ayını İstanbul'da karşılıyor.

Son dönemde eğlence mekanlarının vazgeçilmez şarkılarından olan ve yapılan birçok remix çalışmasıyla da müzik gündemindeki popülerliğini koruyan "We No Speak Americano" şarkısıyla uzun süredir dünya listelerinde yer alarak 5 milyonun üzerinde single satan Yolanda Be Cool, İstanbul'lu müzikseverleri coşturmaya hazırlanıyor. Sylvester Martinez ve Johnson "Durango Slim" Peterson'dan oluşan Avustralyalı ikili, geçtiğimiz sene ARIA Müzik Ödülleri'nde "En İyi Dans Çalışması" ve "En Popüler Single" dalında da ödülün sahibi olmuştu. 3 Haziran akşamı Supper Club'ta sahne alacak olan grup, dinleyicileriyle beraber yaz sezonuna unutulmaz bir parti eşliğinde girecek.


www.ttnetmuzik.com

30 Mayıs 2011 Pazartesi

Interpol'e geri sayım başladı!

Indie rock müziğin önde gelen temsilcilerinden Interpol, tek bir konser için İstanbul'a geliyor. Haftalar öncesinden duyurulan ve 1 Haziran'da gerçekleşecek konser için rock müzikseverlerin geri sayımı başladı.

Maçka Küçükçiftlik Park'da gerçekleşecek olan konserde; Türkiye'de büyük bir hayran kitlesine sahip olan Interpol, artık birer klasik haline gelen şarkılarıyla dinleyicilerine unutulmaz bir performans yaşatacak. Amerikalı ünlü indie rock grubu, aynı zamanda çağdaş rock müziğe yön veren en önemli gruplardan biri olarak da gösteriliyor. Geçtiğimiz sene kendileriyle aynı ismi taşıyan dördüncü albümlerini yayınlayan Interpol'ün öncesinde de Türkiye'nin sevilen rock gruplarından mor ve ötesi sahne alacak ve sevilen şarkılarıyla Interpol için sahneyi ısıtacak.


www.ttnetmuzik.com

RÖPORTAJ / Seksendört - Akıyor Zaman

Rock müzikseverlerin ilgiyle takip ettikleri Seksendört grubu, 2005 yılında çıktıkları müzik yolculuklarında üçüncü albümleri "Akıyor Zaman"la dinleyicilerinin karşısına çıktılar. Çıkış şarkıları "Hayır Olamaz" ile kısa sürede müzik listelerinde üst sıralara yerleşen ve uzun bir süre yerini koruyan Seksendört grubu, yoğun bir şekilde yeni albüm konserlerine devam ederken, sorularımızı yanıtladı. Müzik dünyasının ünlü isimlerini bir araya getirdikleri ve özellikle de enstrüman zenginliğiyle fark yaratan "Akıyor Zaman" albümünü Seksendört grubunun üyeleriyle masaya yatırdık.

Üç yıllık bir aradan sonra "Akıyor Zaman" albümü ile geri dönüş yaptınız, yeni şarkılarınızı oluşturan bu süreçte neler yaşadınız?
Erdem: Neler yaşandığını anlatmaya kalksak, sizler de takdir edersiniz ki sayfalar yetmeyecektir ama görünen o ki, en belirgin değişiklik her zaman insanda oluyor.
Tuna: Zaman elbette birçok şeyi değiştirdi ama en çok da bizi... Fevri hareketlerimiz kalmadı. Her geçen gün kendimizi, müziğimizi, sevenlerimizi tanımak adına bir adım daha attık ileriye yönelik ve bir adım daha yaklaştık biz olmaya... Tabi ki sektör tüm dinamikleri ve acımasızlığıyla bize de yön verdi ama her zaman inandığı şeylerin peşinden koşan, sağa sola çok kulak asmayan bir grup olarak; ama iyi ama kötü, rakiplerimiz arasından sıyrılmayı bildik.
Serter: - "K.G.B" albümünden sonra geçirdiğimiz 3 yılın, Türkiye şartlarında fazla uzun olduğunun bilincindeydik. Bu yüzden zamanı en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyorduk. "Akıyor Zaman" albümü için yaklaşık 40 şarkı hazırladık. Şarkıları doğru bir şekilde şekillendirebilmek, sevenlerimize en doğru hissiyatla ulaştırabilmek için; ünlü prodüktör Haluk Kurosman'la çalışmalara başladık. Zamanla konuları ve melodik yapılarını da göz önünde bulundurarak "Akıyor Zaman" albümü için en doğru 10 eseri seçtik. Şarkılar konularını genel olarak hayattan ve etrafımızda olanlardan aldı. Birçok hikayeden ve insandan etkilendik bu zaman diliminde.

Albümde yer alan 10 şarkının sözlerinde her zaman olduğu gibi sizin imzanız bulunuyor. Genel olarak ayrılık, geçmişe ve gençliğe özlem temalarının olduğu bu şarkılar nasıl bir dönemde oluştu?
Okan: "K.G.B" den sonraki üç yılı konserlerle, turnelerle ve imza günleriyle dolu dolu geçirdik. Bu esnada otellerde, uçakta, yollarda çok fazla düşünecek ve çalışacak zaman oluyor. Zaten eski albümlerimizden kalan, kullanmadığımız ona yakın eser vardı; öncelikle onları gözden geçirdik. Daha sonra albüme ismini veren ve genel temamızı oluşturan "Akıyor Zaman" şarkımızı oluşturduk. Şarkının konusuna sufizm ve günü yaşama teması hakim olduğundan, artık yönümüz tamamıyla belirlenmişti.

Bu albümü diğer iki albümden ayıran farklar için neler söyleyebilirsiniz? Seksendört dinleyicilerini bu albümde ne gibi değişiklikler ve sürprizler bekliyor?
Okan: Şüphesiz ki birçok değişiklik var. En belirginlerinden bahsetmek gerekirse, iki albümünü kendi başına yapmış bir grup olarak ilk defa bir prodüktörle çalışmış olmamız göze ve kulağa çarpan en büyük değişiklik.
Erdem: Bir de daha zengin bir müziğimiz var artık. Belirli kalıplara sıkışıp kalmadık. Eser neyi gerektiriyorsa ve hissi karşı tarafa nasıl daha iyi aktarılabilecekse bunların üzerine gittik. Birçok ekstra enstrüman kullandık. Vurmalılar, yaylılar, piyano ve hatta klarnet.
Okan: Bu konuda da çok titiz davrandık. Türkiye'nin en önemli müzisyenleriyle çalıştık. Bizi kırmadılar ve hiç bir karşılık beklemeden destek oldular. Buradan hepsine saygı ve sevgilerimizi sunuyoruz tekrardan. Yavuz Bingöl, Hüsnü Şenlendirici, Aytaç Doğan ve Selim Bölükbaşı.

Evet, "Kara Duvak" şarkısında Yavuz Bingöl ile bir düetiniz var. Peki bu çalışma nasıl gerçekleşti, nasıl bir araya geldiniz?
Erdem: Yavuz Bingöl ile 2006 senesinde bir festivalde beraber sahne almıştık. İlk tanışmamız kuliste Yavuz Bingöl'ün girişimiyle oldu diyebiliriz. "Ölürüm Hasretinle" şarkımızı çok beğendiğini ve şahsi duruşumuzu takdir ettiğini dile getirdi. O günden sonra Yavuz Bingöl ve menajeri Erden Demir ile şahsi ilişkilerimiz daha da samimi bir hal aldı. Yıllar içerisinde gelişen dostluk ve verdikleri destek giderek büyüdü. Beraber bir şeyler yapmayı her zaman istedik; ama doğru şarkıyı ve zamanı bekledik.

Biraz önce de bahsettiğiniz gibi, "Akıyor Zaman"ın prodüktör koltuğunda özellikle rock müzikseverlerin yakından tanıdığı bir isim olan Haluk Kurosman oturuyor. Kendisiyle çalışmanın, sizde ve müziğinizde ne gibi etkileri oldu?
Tuna: Şartlar dolayısıyla iki albüm ve bir single çalışmasını kendisi yapmış bir grubun başına gelebilecek en iyi şey belki de bir prodüktörle çalışmak. Haluk, hayata karşı olan saf ve naif duruşunu eserlerine de çok iyi yansıtabilen bir sanatçı. Bu süreçte bizi en iyi anlayan kişi olması belki de bu yüzdendir. Yıllardır o bizimle, biz de onunla çalışmak istiyorduk aslında. Bu birikmişlik oluşturduğumuz esere de yansıdı tabi ki. Haluk; aranjör, müzisyen ve besteci kimliğinin dışında; bir dost, sırdaş ve yol gösterici olarak albüme daha büyük katkıda bulundu diyebiliriz. Sevenlerimize, dostlarımıza anlatmak istediklerimize tercüman oldu. Şarkıların aslında ne anlatmak istediği, bunu anlatırken nasıl duyulması gerektiğiyle ilgili kritik kararlarda büyük rol oynadı. En önemlisi, olgunlaşan ve yenilenen Seksendört müziğine öncülük etti diyebiliriz.

Albüme adını veren "Akıyor Zaman" şarkısının sizin için özel bir anlamı var mı?
Serter: "Akıyor Zaman" albümü için tamamlanmış 30 beste yaptık, bu rakam yarım ve eksik olanlarla beraber 40- 45'e kadar dayanıyordu. Sizlerin de takdir edeceği üzere, bu kadar şarkı arasında bir uyum yakalamak ve 10 parçalık bir albüm çıkarmak oldukça zor. Bunun için öncelikle kendimize bir kılavuz şarkı seçtik. Albüme gireceği kesin olan ve gidişatımızı etkileyecek, duyumuyla ve konusuyla güçlü bir eser olmalıydı. Erdem "Akıyor Zaman" melodisini ikinci albüm konserleri esnasında oluşturmuştu. Melodisi o kadar etkilemişti ki bizi hep mistik bir tarafı olduğuna inandık.
Okan: Bunu desteklemek için yine bizi bir arada tutacak bir konu gerekliydi. "Akıyor Zaman"ın konusunu Tuna ve Erdem'in sufizm ile ilgili sohbetleri şekillendirdi diyebiliriz. Sufizmin temelinde olan, ölümle beraber gerçek hayatın başlangıcı, dinin batıni yanları ve Şeb-i aruz gibi bir çok kavram konuya yön verdi. Şarkıda, geçmişle olan kavganın gereksizliği, yaşanan günün ve anın önemi, doğum, yaşam ve ölüm arasındaki yakın ilişkiyi anlatmaya çalıştık. Bu kavramların hepsi zaman merkezliydi ve zamanda su gibi akıp geçiyordu.

İkinci video klibinizi hangi şarkınıza çekmeyi düşünüyorsunuz? Bu yönde gelen dinleyici talepleri hangi şarkılarda yoğunlaşıyor?
Erdem: İnanın biz de bilmiyoruz. Albüme o kadar yoğun bir ilgi var ki, bu durum bizim manevra yapmamızı güçleştiriyor. Önceleri yeni video için "Kara Duvak" şarkısını düşünmüştük açıkçası ama videoya karar verirken bir çok ayrıntıyı göz önünde bulundurmanız gerekiyor.
Serter: Mevsim şartları, sosyal medya, şirket öngörüleri ve sevenlerimiz gibi?
Erdem: Bu yüzden daha çok sevenlerimizin isteklerine önem vereceğiz gibi gözükmekte. Şu an için ilginin ziyadesiyle yoğunlaştığı 5 eser var. Bu yüzden bizim de kafamız karışık.

Üçüncü albümde de rock altyapıların hakim olduğu ama geleneksel yönünüzden de kopmadığınız görülüyor. Sizin için rock müziği ve geleneksel ezgileri kendi yorumunuzla birleştirip hayata geçirdiğinizi söyleyebilir miyiz?
Erdem: Tabiki söyleyebiliriz, bu böylede olmalı bizce.
Serter: Biz başlattığımız akımla tüm şimşekleri üzerimize çekmiştik, daha da çekeceğimize emin olabilirsiniz. Bir kişinin bizi dinlemesidir önemli olan, neden dinlediği değil bizce.
Tuna: Biz, David Bowie'lerle, Bob Dylan'larla ya da Tom Waits'lerle büyümedik. Bizim Pir'imiz, Aşık Veysel'dir, Aşık Mahsuni'dir, Edip Harabi'dir, Neşet Ertaş'dır. Nerede yaşadığını unutmamalı insan ve unutmamalı ki bu gün özendikleri ve savundukları; dün bu topraklarda yaşamak için savaş verenlerdir. Bizim ülkemiz kültürler okyanusudur ve bizler bu okyanusta ancak birer su damlasıyız. Bu yüzden daha da Türk'leşeceğiz ve kültürümüze sahip çıkacağız.

Uzun yıllar boyunca bir arada olan bir grupsunuz. Sizi bu kadar sağlam bir şekilde bir arada tutan faktörler nelerdir?
Okan: Aşktır herhalde.
Erdem: O ne demek?
Okan: Evli gibi değilmiyiz 12 yıldır?
Serter: (Gülüşmeler) Bu mu yani?

Albüm kapağında "K.G.B" albümünüzde olduğu gibi grup fotoğrafı yerine, bir saat görseli bulunuyor. Bu görsel çalışması, şarkıları daha ön planda tutmak adına yaptığınız bir tercih miydi?
Tuna: Kesinlikle doğru, süper tespit!
Serter: Albümümüzün görsel yönetmenliğini, çocukluktan beri tanıdığımız ve şu an da başarılı bir reklamcı olan Enes Erkan üstlendi. "Akıyor Zaman" temasını, fotoğraf çekimlerinden sahneye kadar her ayrıntısıyla düşündü ve çizdi. Albüm içi ve poster fotoğraflarımızı ünlü fotoğrafçı Murat Süyür çekti. Daha sonrasında elimizdeki tüm materyalleri, Türkiye şartlarında uygulanabilir bir formata getirip sevenlerimizle paylaştık. Zaman temasını vurgulamak amacıyla 70'ler, 80'ler, 90'lar ve 2000'ler olmak üzere dört dönem seçtik kendimize. Her biri için ayrı dekor ve ayrı kostüm çalışması yapıldı. Büyük ve tecrübeli bir ekiple çalıştık. Sonucun tatmin edici olduğu da, sevenlerimizden gelen olumlu yorumlarla tasdiklenmiş oldu.

Dijital dünya ile aranız nasıl? Hayranlarınızın size doğrudan ulaşabileceği mecralar var mı?
Okan: İnternet hayatımızda bu kadar önemli bir yere sahipken, bizim grupça çok kötü internet kullanıcıları olmamız da başlı başına bir konu. Açıkçası sürekli müzik yapmaktan ve müzik düşünmekten dış dünyanın hızına pek ayak uydurabildiğimiz söylenemez.
Serter: Tabi ki hayranlarımızın bize ulaştığı mecralar var. Resmi internet sitemiz dışında sosyal medyadaki resmi hesaplarımızdan da bizlere ulaşabilir ve grupla ilgili haberleri alabilirler.

www.aveamuzik.com
30.05.2011

23 Mayıs 2011 Pazartesi

RÖPORTAJ / Murat Boz - Aşklarım Büyük Benden

Çocukluğundan bu yana her daim içindeki müzik aşkının peşinden giden Murat Boz, 2000'li yılların en sevilen erkek vokallerinden biri olacağının ilk sinyalini; 1998 yılında bir gazetenin düzenlediği liselerarası müzik yarışmasında en iyi erkek solist seçilip, Türkiye birincisi olduğunda verdi. Eğitimini de müzik üzerine yapmış olan Murat Boz, 2006 yılında yayımladığı "Aşkı Bulamam Ben" şarkısıyla geniş kitlelerce çok kısa bir sürede tanınmayı başardı. Sahne duruşu, fiziği, sesi ve şarkılarıyla olduğu kadar, çıkış yaptığı sene tüm yarışmalarda "En İyi Çıkış Yapan Sanatçı" kategorisinde tüm ödülleri kazanmasıyla da dikkat çekti. Peş peşe başarılı işlere imzasını atan sanatçı, bu ay müzikseverlerle buluşturduğu "Aşklarım Büyük Benden" albümüyle de başarı çıtasını yukarı çekmeye devam ediyor. Murat Boz, bu hafta yeni albümünün heyecanıyla sorularımızı yanıtladı.

Albüm hazırlıkları tam olarak ne zaman başladı?
Bu albüm aslında o kadar parça parça oluştu ki. 2009'da "Şans" albümü çıktığında biz bu albümle ilgili fikir üretmeye başlamıştık ama harekete geçtiğimiz tarih, bundan bir sene önceydi. Single mı yapsak, albüm mü yapsak, maxi single mı yapsak ya da sadece birkaç duygusal şarkıdan oluşan bir proje mi yapsak derken bugün "Aşklarım Büyük Benden" albümü dokuz şarkı halinde müzik marketlere dağıtılmış oldu.

Albüme giren ilk şarkı hangisiydi?
Albüme ilk olarak "Kalamam Arkadaş" girmişti. Bir sene önce o şarkıyı Ayşe'den(Özyılmazel)ve Mert'ten (Ekren) almıştık.

Yaz mevsimi yaklaşırken herkes hareketli şarkıları tercih ederken siz "Aşklarım Büyük Benden" gibi duygusal bir çalışmayla karşımıza çıktınız. Biraz önce de duygusal şarkılardan oluşan bir projeden bahsetmiştiniz. Duygusal çalışmalara daha mı yakın duruyorsunuz?
"Aşklarım Büyük Benden" albümü şekillenirken, daha önceki albümlerden de tecrübelerimi yansıtmaya çalıştım. Bir önceki albümlerde hareketli şarkıları ön plana aldık ve klipler onlara çekildi. Sonra baktık ki "Özledim" ve "Buralardan Giderim" şarkıları da çok beğenildi. Bu şarkılarla ilgili yapıcı eleştiriler aldım. İnsanlar "Neden biraz daha orta tempo şarkılara yönelmiyorsunuz?" gibi önerilerde bulundu. Bu albüm de dönem olarak biraz bu tarz şarkılar istiyordu ve dolayısıyla biraz orta tempo şarkılardan oluştu. Hiçbir zaman albümlerimi yaza yetiştirme kaygım da olmadı. Ne zaman içime sindiyse o zaman çıkardım. Bu eleştirileri değerlendirerek ve daha önceki tecrübelerden yola çıkarak böyle bir albüm çıktı ortaya. Bu albüm, genel olarak önceki albümlere göre daha ağır bir albüm oldu diyebilirim.

İkinci klip şarkısı olarak "Hayat Öpücüğü"ünü seçmenizde hayranlarınızın tepkileri mi etkili oldu? Nasıl karar verdiniz?
Tepkileri sizlerden takip ediyorum. Dijital ortamlarda bakıyorum ve orada "Hayat Öpücüğü" güzel gidiyor. Şarkıların dinlenme oranları arasında çok büyük farklar bulunmuyor. O yüzden favori göremiyorum. Bu durum dijital ortama da yansımış vaziyette. Şarkılar arasında rakamsal olarak büyük bir uçurum yok ama "Hayat Öpücüğü" önde gidiyor. "Kalamam Arkadaş"a klip çek diyen var, "Korkma" şarkısına çek diyen var. Türk sanat müziğinden hoşlananlar da "Korkma"yı favori gösteriyor. Daha önceki albümlerimde yaşamadığım ve almadığım geri dönüşleri bu albümde alıyorum. Hem ticari hem de beğeni olarak... İlk olduğu için benim için de çok heyecan verici.

Aldığınız en değişik geri dönüş neydi?
Genelde beğenilerini veya beğenmediklerini belirttiler. Çok dikkat çekebilecek bir tepki almadım. Yalnızca "Aşklarım Büyük Benden"le ilgili ufak bir sıkıntı yaşadım. Hadise'nin albümü var biliyorsunuz, "Aşk Kaç Beden Giyer?". Twitter'da bir hayran, "Aşk Kaç Beden Giyer?" yazıp eşittir yapıp "Aşklarım Büyük Beden" yazmıştı. Bu çok enteresan bir bakıştı. Şarkımın ismiyle ilgili ilk çıktığında böyle söylentiler yayılmıştı. Bunları düzeltene kadar çok uğraştık.

Geçmiş albümlerinizde sözü ve müziği size ait şarkılarınız vardı. Bu albümde imzanızı taşıyan bir şarkı göremiyoruz?
Bir önceki albümde dört tane şarkım vardı. Bu albümde de olacaktı ama direkten döndü. Ben kendi şarkılarıma karşı biraz acımasızım. İçime sinmedi ve olmadı. "Aşklarım Büyük Benden" albümü bu açıdan benim için çok önemli. Her şarkı tek tek "İşte budur!" dediğim şarkılar. O anlamda kendi bestelerimi uygun görmedim bu albüme. Acımasız bir yorum belki ama böyle oldu.

Albümlerinize genel olarak baktığımızda hep aynı bestecilere takılıp kalmadığınızı görüyoruz. Bu bilinçli bir tercih mi?
O benim tamamen müziğe bakış açım. Ben bunu Soner'e(Sarıkabadayı) de söylüyorum Ersay'a(Üner) da söylüyorum, herkese söylüyorum. Benim içime sinmesi lazım. Sekiz tane Fettah Can şarkısı da olabilirdi bu albümde ama olmadı. Ben renklere çok önem veriyorum. Rock bir albümde de, pop bir albümde de renkler ayrı tatlar katar. O yüzden tespitiniz çok doğru bir tespit. Genel olarak albümlerimde tek isim takıntım yoktur.

"Hayat Öpücüğü" şarkınızda imzalarını gördüğümüz Reşit Gözdamla ve Bülent Ay'la müzikal ortaklığınızdan bahseder misiniz?
Bülent Ay benim çok eski arkadaşım. Daha önce çalışma fırsatımız olmamıştı. Çok önemli bir müzisyendir. Sevgili Emre Altuğ'la çalışıyor senelerdir. En son mailleştik, bir şarkı göndermiş. Hatta bir şarkı daha var bu albüme girmemiş olan ama bir sonraki albüme girecek.

Bu albüme niçin girmedi?
Biz bir albüm yaparken, belli bir orta tempo adedimiz, belli bir hareketli ve duygusal şarkı adedimiz vardır. Şarkı güzel olmadığından değil tabi ki, yalnızca albümde belli olan rakamlara ulaşmıştık. Bülent'in o şarkısı da en az "Aşklarım Büyük Benden" kadar ya da "Hayat Öpücüğü" kadar güçlü bir şarkı. O yüzden biz de bir sonraki albümde değerlendirmeye karar verdik.

Peki Erdem Kınay ve Deniz Erten albüme nasıl dahil oldular?
Deniz'le daha önceden bir arkadaşlığımız vardı. Hep çalışmak istemiştik fakat bir türlü fırsat olmadı. Sağ olsun bu albümde bizimleydi. Erdem Kınay ise tartışmasız Türkiye'nin en başarılı müzik adamlarından bir tanesi. Benim için de onunla çalışmak çok büyük bir şanstı. "Geri Dönüş Olsa" da şarkısında çalıştık ve sıcacık bir yaz şarkısı oldu.

Son günlerde sıkça ismini duyduğumuz Gülşah Tütüncü de albümünüzde yerini alan isimlerden bir tanesi...
Gülşah benim çocukluk arkadaşımdı. Gülşah'la biz 90'lı yılların sonunda 2000 senesinin başında bir grup kurmuştuk. O grupta Gülşah keman çalıyordu, ben de solist olarak yer alıyordum. Müzikaller yapıyorduk, aryalar söylüyorduk, Türkçe ve yabancı pop çalıyorduk, çeşitli şovlar yapıyorduk. Bağdat Caddesi'nde bir mekanda çıkıyorduk. Albüme girişiyle alakalı olarak da; bir baktım seneler sonra Gülşah ismi etrafta konuşuluyor. Ben de anlamadım Gülşah kimdir, Tarkan'la da çalıştı, Mustafa Ceceli'yle de çalıştı deniyor. Bir gün Gülşah'ın şarkılarını dinlemek için, onu ofisimize davet ettik. Sonra otururken içeri Gülşah girdi. "Nasıl yani sen o Gülşah mısın?" diye şaşırdım. Böyle de enteresan bir hikayeydi Gülşah'ın bu albüme girişi. Gülşah'ın şarkısı albümde çok farklı bir renk oldu. Ozan Doğulu şarkının aranjesini yaptı. O da keza Türkiye'nin en başarılı müzik adamlarından biri. Çalıştığımız isimlere şimdi tekrar bakıyorum da gerçekten çok şanslıymışım.

Albümde aynı zamanda prodüktör koltuğunda oturuyorsunuz. Gelecekte genç isimlere prodüktörlük desteği verme gibi bir planınız var mı?
Prodüktörlük konusunda yakında güzel işlerle karşınıza çıkacağız. Prodüktörlük yavaş yavaş ağır basıyor. Güzel ve yepyeni iki isim var. Şimdi isimlerini açıklayamayacağım. Onlarla ilgili çok güzel projelerimiz var. Tahmini, önümüzdeki sene onlarla güzel işlere imza atacağız.

Murat Boz'un prodüktörlüğünde albümü çıkacak olan genç müzisyenlerin ne gibi avantajları bulunuyor?
Benim gibi bir prodüktörü olan bir müzisyen aslında şanslıdır çünkü ben sektörde şarkıcı olarak da var olmuş biriyim. O yüzden benimle çalışacak müzisyenlerin birçok avantajları olacak. Daha doğru, daha titiz adımlar atmalarını sağlayacağım. Tabi bu kadar şeyi yaparken, onların yeteneklerini es geçmek de haksızlık olur. Birlikte çok güzel işlerle imza atacağız.

Peki sizinle çalışacak genç müzisyenler için ne gibi kriterleriniz bulunuyor?
Ben pek bu şekilde bakmıyorum. En nihayetinde dışarıdaki insanların beğenmesi önemli. O yüzden kendi başıma karar almam. Görüşlerini ve fikirlerini aldığım insanlar var. Kafamda belli bir kriter yok. Şöyle olmalı, böyle yapmalı diyemem. Tabi ki müzik kulağı olmalı, şarkı okuyabilmeli. Onun dışında geri kalan her şey halkımızın takdirine kalmış.

Albümünüze geri dönersek, bu albümde mutlaka klipleneceğini düşündüğünüz şarkılar var mı?
Bir önceki albümde versiyonlarıyla birlikte toplamda on dört şarkı vardı. Biz sekiz tanesine klip çekmiştik. Bu albümde de bütün şarkılara klip çekeceğim, öyle bir isteğim var. Minimum beş klip muhakkak çekerim ama kuvvetle muhtemel, şarkıların hepsine klip çekeceğim.

Geçmiş dönemlerde yapmış olduğunuz düetler ve müzikal ortaklıklar gibi projeler içinde sizi yine görebilecek miyiz?
Olabilir tabi ki. Ben müzikle ilgili her şeye açığım. Zaten arkadaşlarımla düetler yaptım, kliplerinde oynadım. Benim için çok açık bir kapıdır bu düetler. Amerika'da ve Avrupa'da seneler öncesinde başlamış ve bize biraz geç gelmiş bir olgu. Özellikle de iki erkeğin düet yapmasına çok rastlamadık. En son Kenan(Doğulu) ve Yalın yaptılar. Böyle şeylerin daha çok yapılması lazım. Müzikal ortaklıklara kapım açık ama yakın gelecekte böyle bir projem yok. Ayrı bir proje olarak sürprizlerimiz olacaktır. Benim projem olmadığı için şimdilik açıklayamıyorum.

Bu yıl müzik adına en çok beğendiğiniz işler hangileri oldu?
İşlerimin yoğunluğundan dolayı fazla takip edemedim, hepsi de arka arkaya çıktı ama ilk etapta aklıma gelenler derseniz, Mustafa Ceceli ve Elvan Günaydın'ın "Eksik" düetini seviyorum. Sinan Akçıl'ın "Atma" şarkısını çok beğeniyorum. Betül Demir'in "Hop Dedik" şarkısına bayılıyorum. Bir de Yalın'ın yeni çalışmasını çok merak ediyorum.

Son olarak, bu yıl Murat Boz konserleri nasıl geçecek biraz bahsedebilir misiniz?
Dinleyiciler albümde duydukları alt yapıları benim konserlerimde pek duymazlar. Genelde ters köşe yaparım. Şarkıların farklı bir orkestrasyonu var. Albümün ilk konserlerinde bunu yapmıyorum tabi ki, algıda seçicilikten dolayı. Şarkıya yeterince alışmaları, dinlemeleri, tanımaları gerekiyor. Aradan belli bir süre geçtikten sonra ise sahnemi sürekli değiştiririm. Sahne aranjmanlarım ayrıdır. Görsel şovlarımız ise muhakkak her konserimizde olur. Ekibimiz o konuda gerçekten çok başarılı.

www.aveamuzik.com
23.05.2011

16 Mayıs 2011 Pazartesi

RÖPORTAJ / emre aydın - Kağıt Evler

Rock müziğin en güçlü isimlerinden Emre Aydın, 2006 yılında yayımladığı ve büyük patlama yaratan ilk albümü "Afili Yalnızlık"ın başarı çıtasını daha da yukarıda tutarak hazırladığı "Kağıt Evler" albümüyle müzik dünyasının gündeminde yer almaya devam ediyor. Albümün her video klip çalışmasıyla müzik listelerinde üst sıralara tırmanan sanatçı; hüznün diğer yüzünü, kaleme aldığı olgun şarkı sözlerinde dile getiriyor. Emre Aydın; dört yıl boyunca şarkılarına yön veren etkenleri, önümüzdeki günlerde izleyeceğimiz klip şarkısını, İngilizce albümünün son gelişmelerini ve "Kağıt Evler" albümünün perde arkasını anlattı.

İlk albümünüzün yayımlandığı dönem Türkiye'de pop-rock yükselişe geçmişti ve kaliteli işler çıkıyordu. Sizce bu kadar ilgi görmeniz ve sıyrılmanız nelerin sonucunda gerçekleşti?
Her zaman öncelikle ürünün yeterli olması gerektiğini düşünüyorum. Burada ürün albüm elbette. İyi şarkıları, doğru bir prodüktörle çalışıp, etkin bir şekilde sunabilirseniz dinleyiciye geriye sadece şans faktörü ve çevresel etkenler kalıyor sanırım. Yaptığım işi çok severek ve büyük bir hevesle yapıyorum ayrıca. Zannediyorum ki bu da dinleyiciye yansıyor.

"Kağıt Evler" ve "Afili Yalnızlık"a bakıldığında söyleyebileceğiniz en net fark sizce nedir?
"Kağıt Evler" daha olgun bir albüm. Daha kaliteli ve daha alternatif bir iş ama "Afili Yalnızlık"ı da seviyorum hala.

"Afili Yalnızlık" ile elde ettiğiniz büyük başarıdan sonra "Kağıt Evler" size ne gibi sorumluluklar yükledi?
İkinci albüm sendromu yaşadım diyemem. Daha iyi şarkılar yazıp, daha iyi bir ses kalitesiyle sunmak gerektiğini düşünüyorum hep. Bu durum, bundan sonraki albümlerim için de geçerli elbette. Bununla birlikte "Kağıt Evler"de ortaya çıkardığımız işi sevdiğim için gerisine pek kafa yormamaya çalıştım. Sanıyorum bunu başardım da.

"Kağıt Evler" albümünde sizi daha olgun sözlerle dinliyoruz. Dört yıllık bu süreçte yazdığınız şarkılara neler yön verdi?
Bakış açınız her açıdan değişiyor tabii dört yılda. Dört yıl uzun bir süre. Bu durum da, şarkılara mutlaka yansıyor. Bir albüm yapmadan, hatta şarkı yazmadan önce en temel motivasyonum iyi bir şarkı yazma isteği oluyor. Daha sonra elbette yaşadıklarımdan, çevremde olanlardan, okuduğum veya izlediğim herhangi bir olaydan faydalanıyorum.

Bir röportajınızda "Bu Yağmurlar" şarkısıyla ilgili tereddütleriniz olduğunu ve albüme almayı düşünmediğinizi söylemişsiniz. Bu tereddütler neydi?
Çıkış şarkısı olabilecek kadar güçlü bir şarkı olmadığını düşündüğüm bir dönem olmuştu. Yanılmışım.

Başarınızın, toplum olarak yalnızlık ve hüzün gibi temalardan beslenmemizle bir ilgisi olduğunu düşünüyor musunuz?
Evet buna katılıyorum. Bu toplumun bir bireyi olarak ben de bu kavramlardan besleniyorum en nihayetinde.

Son albümünüzde de bir cover şarkıya ver yerdiniz ve "Duymak İstiyorum"u tekrar yorumladınız. Bu şarkının sizin için özelliği nedir?
Uzun yıllar çok severek dinlediğim bir şarkıydı. "Kağıt Evler" albümüne çok uygun olduğunu düşündüm.

Sıradaki klibin hangi şarkıya geleceğini belirlediniz mi? Klipler konusunda nasıl bir planlamanız var?
"Tam Dört Yıl Olmuş Dün"e bir klip çektik. Ne zaman yayınlanır onu şu an bilmiyorum. Eylül veya Ekim gibi yeni albümü çıkarmak gibi bir planımız var. Dolayısıyla "Kağıt Evler"e başka bir video çeker miyiz, pek sanmıyorum.

Hazırlıklarını sürdürdüğünüz İngilizce albüm ile ilgili son gelişmelerden biraz bahsedebilir misiniz?
Şu an sadece çok iyi bir albüm olduğunu düşündüğümüz an çıkacağı bilgisini verebilirim. Bunun dışında çok kesin bir şey yok çünkü. Londra'da kayıtlarına başlamıştık ama bir aksilik yaşadık ve prodüktör değişikliğine gittik. Şu an hem kayıtlara hem de şarkı yazımına devam ediyoruz. Türkçe albümden önce çıkarmayı planlıyorduk ama yetişemeyebilir. İlk kez İngiltere'de yayınlanacak.

Türkiye'de fiziksel olarak yayınlamadığınız "Falling Down" şarkısı da İngilizce albüme dahil olacak mı?
Bu konuda kararsızım. Diğer şarkıların oluşturduğu bütünlüğe zarar verir mi bilemiyorum.

"Ezel" dizisinde ufak bir bölümde rol aldınız. Oyunculuğu sevdiniz mi? Kendinizi yakın hissettiğiniz olası bir oyunculuk teklifinde kararınız ne yönde olur?
Evet, altından kalkabileceğim bir sinema filmi için böyle bir şımarıklık yapabilirim ama temelde elbette oyunculuk bambaşka bir iş ve ben bu iş hakkında hemen hemen hiçbir şey bilmiyorum

www.aveamuzik.com

RÖPORTAJ / Efsun - Sessiz Olmalıyım

Türk rock müziğinde yepyeni bir soluk olan Efsun'un müzik yolculuğu henüz albümü yayımlanmadan, İstanbul'un çeşitli semtlerinde sahne aldığı mekanlarda seslendirdiği bestelerinin dikkat çekmesiyle başladı. Efsun, 2006 yılında yayımladığı ilk albümü "Duy Sesimi" ile "profesyonel müzik dünyasında ben de varım" mesajını verdi. Asıl çıkışını ise bu yılın başında yayımladığı "Sessiz Olmalıyım" albümüyle gerçekleştiren genç şarkıcı, "Yavaş Yavaş" şarkısıyla kısa sürede rock müzik severlerin ilgisini çekti. Özellikle alternatif rock dinleyicilerinin yakından tanıdığı Haluk Kurosman'ın prodüktörlüğünde hazırlanan albümde yer alan on şarkının da sözleri Efsun'un imzasını taşıyor. Türk rock müziği kulvarındaki duruşu, yorumu ve kuvvetli kalemiyle de beğeni kazanan Efsun'la son albümünü konuştuk.

İlk albümünüz "Duy Sesimi"den sonra 4 yıllık uzun bir ara geldi. Bu aranın bu kadar uzun olmasının sebebi neydi?
Birkaç neden var ama esas olarak bu aranın bu kadar uzun olmasının sebebi, 2 yıl önce albümü hemen hemen bitirmişken prodüktör Haluk Kurosman'la karşılaşıp, bütün süreci baştan ele almamız oldu. Bütün şarkıları tekrar kaydettik ve baştan bir repertuvar çalışması yaptık.

Haluk Kurosman ile yollarınız nasıl kesişti?
Biz albüm üzerinde çalışırken tesadüfen tanıştık ve şarkılarımızı dinledi. Bir süre sonra telefonla görüşürken birlikte yola devam etmeye karar verdik. Sonrasında albüme girecek parçaların bir kaçı değişti. Kayıtları Haluk'un stüdyosuna taşıyıp orada üzerlerinde çalışmaya devam ettik. Haluk'un maNga Eurovision kayıtları araya girince de bir süre kayıtlarımıza ara verdik.

İlk albümünüzün adı "Duy Sesimi" iken, ikinci albüm "Sessiz Olmalıyım" ismiyle geldi. Bu ironinin özel bir sebebi var mı?
Kendiliğinden oluştu. Biz altını çizmiş olduk sanırım ama şarkı sözlerini incelediğinizde anlamı aynı yere çıkan bir söylemle karşılaşıyorsunuz. "Duy Sesimi" sesi duyulmayanlar için yazılmıştı. "Sessiz Olmalıyım" ise sesi çok çıkanların bir an durup kendisini ve başkalarını dinlemesi için bir öneri. Sonuçta zıtlık gibi görünse de aynı amaca hizmet ediyor bence.

Albümde tüm sözler size ait. İlk albümden bu yana, dört yıl içinde söz yazarlığınızın ne yöne doğru gittiğini görüyorsunuz?
İlk albümde idealize edilmiş durumlardan yola çıkarak şarkıları yazdığımı fark ediyorum. Çoğu şarkımda, olmasını istediğim durumları referans almışım. Bu albümde gerçekte olup bitenle ve onun acılı yanlarıyla daha fazla yüzleştiğimi gördüm. Cevaplardan çok sorulara yer verdiğim bir albüm oldu.

Zaten albümdeki sözlere baktığımızda genelde daha hayal kırıkları ve umutsuzluk gözümüze çarpıyor. Albümdeki şarkı sözleri nasıl bir döneminizde oluştu?
Kendime ve olaylara ışık tuttuğumda karşılaştığım manzara böyleydi. Özellikle çok karamsar bir dönemim olduğunu zannetmiyorum ama çevremde olan biteni daha gerçekçi sorguladığımda ortaya bu sonuç çıktı diyebilirim. "Bu kadar Polyannacılık yeter" dedim herhalde.

İlk albümden bu yana birlikte ilerlediğiniz Özer Dönerkaya ile müzikal frekansınızın istikrarlı bir şekilde devam etmesini nelere bağlıyorsunuz?
Biz müziği uzun zamandır birlikte yapıyoruz. Bu süreçte öğrendiğimiz ve benimsediğimiz birçok şeyi aynı anda özümsedik. O yüzden birlikte hareket etmekte zorlanmıyoruz. Mesela şu "kanun, darbuka işinden sıkıldım artık" dediğimde bir dakika bile düşünmedik.

Şarkılarınız, aslında rock formatında olmasına rağmen pop müzik dinleyicileri tarafından da kısa sürede benimsendi. Sizce müziğinizin belirli bir kitlesi var mı?
Çok geniş bir yelpazede dinlenildiğinin farkındayız. Bir yandan odaklamak istiyoruz ama sınırlandırmak da istemiyoruz. Sonuçta müzik sizden çıktığında ona kimin sahip çıkacağını belirleyemezsiniz ama bu müzik genelde her yaştan genç düşünen insanlara hitap ediyor diye düşünüyorum. Kendisini sorgulamaktan, yenilemekten korkmayan, dinamik insanların dinleyeceği bir müzik.

Kadına yönelik şiddeti protesto ettiğiniz "Duy Sesimi" şarkısının öyküsünü anlatır mısınız?
Bir televizyon haberinde duyduğum hazin bir olay sonucu bu şarkıyı kaleme aldım. Önceleri kendime sakladığım bir parçaydı. İlk albüme almaya son anda karar verdik. O yüzden akustik gitarla canlı çalıp kaydetmiştim. O albümün en dramatik anları o kayıtta yaşandı ve albüme ismini verdi. Özer'in bir de aynı temayla yaptığı enstrümantal çalışma da gizli bir şarkı olarak albümde yer almıştı. Bu albümde yoğun bir düzenlemeyle tekrar ele aldık. Sahnede de hakkını vererek çalıyoruz artık.

İkinci video klip için belirlediğiniz bir şarkı var mı?
"Yok Mu?" parçası şu anda önde gidiyor. "Yavaş Yavaş" ilk albümle köprü oluşturan bir parça aynı zamanda. Bu albümün genel karakteristiğini ise "Yok Mu" daha net tanımlayacak.

Müzikal ortaklıklarınızdan bahsedelim biraz. Cartel'in albümünde yer alan düetiniz "Kutsal Damlalar"ın hikayesi nedir?
Haluk Kurosman'ın yaptığı bir projeydi Cartel. Stüdyoya gidip gelirken dinliyorduk bir şekilde. Bir gün bir bayan vokal aradıklarını söylediler. Ben de Haluk'un ısrarıyla denedim. Çok beğendiler. Bu şekilde rap dünyasına da girmiş oldum.

www.aveamuzik.com

7 Mayıs 2011 Cumartesi

Nouvelle Vague'dan ard arda iki konser!

Nostaljik, punk ve new wave şarkıları kendilerine has müzikleri ve yorumuyla harmanlayan Nouvelle Vague; İstanbullu hayranlarının karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Ön grup olarak La Boetie'nin sahne alacağı ve iki gün ard arda verecekleri konserlerde sizleri zaman yolculuğuna davet eden Nouvelle Vague; Joy Division'dan XTC'ye, Depeche Mode'dan The Cure'a sevilen isimlerin şarkılarını seslendirecek.

Bossa Nova, caz ve 60'lı yılların pop standartlarını izleyerek yepyeni bir tarz yaratan Fransız ikili Marc Collin ve Olivier Libaux; vokaliyle dinleyicileri kendisine hayran bırakan solistleriyle birlikte Babylon sahnesinde dinleyicileriyle buluşacak. Eski klasikleri yorumlayan, özellikle "Too Drunk To Fuck", "Love Will Tear Us Apart", "In A Manner Of Speaking" gibi şarkılara getirdikleri yorumla beğeni kazanan; Portekizce Bossa Nova ve İngilizce New Wave anlamına gelen Nouvelle Vague, geniş repertuvarlarıyla 10 ve 11 Mayıs akşamı sahneyi fethedecek.


www.ttnetmuzik.com

3 Mayıs 2011 Salı

Katy Perry listelerde zirvede!

Pop müziğin başarılı ismi Katy Perry, başarıya doymuyor. Son albümü "Teenage Dream" ile büyük bir çıkış yakalayan Katy Perry, müzik dünyasının en önemli listelerinden Billboard'un "Pop Şarkıları" listesinin 18 yıllık tarihinde, "Teenage Dream" albümüyle listenin bir numarasına 3 şarkı ile giren üçüncü albüme imza attı.

Geçtiğimiz yıl yayınladığı albümünün yeni single'ı "E.T"nin Billboard listesinde 2. sıradan 1. sıraya yükselmesiyle bu başarıyı elde eden sanatçının önceki single çalışmaları "California Gurls (feat. Snoop Dogg)" ile "Firework" şarkıları da çok uzun süre boyunca listenin bir numarasında kalmıştı. Katy Perry'nin ikinci stüdyo albümü "One Of The Boys"un, 5 milyonun üzerindeki satış rakamıyla 2008 yılının en çok satan albümleri arasına girmesi ve "I Kissed a Girl" ile "Hot N Cold" şarkılarının da multi platinum sertifikası elde etmesiyle dünya müzik piyasasının dikkatini çeken Katy Perry, yeni albümünün bu başarısıyla müzikseverlerin ilgisini çekmeye devam ediyor.


www.ttnetmuzik.com