20 Temmuz 2010 Salı

Şebnem Ferah'tan "Eski"ye klip!

Rock müziğin başarılı temsilcilerinden Şebnem Ferah, geçtiğimiz yıl sonu yayınladığı altıncı stüdyo albümü "Benim Adım Orman" ile dört senelik aranın ardından hayranlarını sevindirdi. İlk video klibini "Yalnız" adlı şarkısına çeken Şebnem Ferah, ikinci video klibinin çekimlerini de geçtiğimiz günlerde tamamladı.

Albümde akustik versiyonun da yer aldığı ve albümün öne çıkan duygusal şarkılarından "Eski"ye çekilen video klibin yönetmenliğini Emir Khalilzadeh üstlendi. Performans görüntülerinin yer aldığı klipte Şebnem Ferah'a klavyelerde Ozan Tügen, bas gitarda Buket Doran, gitarda Metin Türkcan ve davulda Aykan İlkan'dan oluşan grubu eşlik etti. 50 kişilik bir ekip çalışması ile 16 saatte tamamlanan klip, 16 mm. formatında çekildi. Dört senelik bir aranın ardından yayınladığı "Benim Adım Orman" albümü ile beraber seyircileriyle konserlerinde bir araya gelerek özlem gideren başarılı sanatçı, yer aldığı bir gençlik festivali kapsamında Türkiye'yi gezmeye ve hayranlarıyla buluşmaya devam ediyor.


Gripin ve Hayko Cepkin bir arada!

Başarılı rock grubu Gripin, Mart ayında yayınladıkları ve milatları olarak tanımladıkları dördüncü stüdyo albümleri "M.S. 05.03.2010" ile müzikseverlerin beğenisini kazanmaya devam ediyor. Sözleri Birol Namoğlu, müziği Yunan sanatçı Antonis Bardis'e ait olan duygusal çalışma "Durma Yağmur Durma" şarkısıyla aylardır müzik listelerindeki yerini koruyan Gripin, Türkiye'nin dört bir yanında sevenleriyle bir araya geliyor.

Profesyonel müzik dünyasına adım atmadan önce İstanbul'un ünlü performans mekanlarında sahne alan ve eski şarkılara getirdikleri yepyeni yorumlarla adını duyuran Gripin, başarılı sahne performansları ile beğeni toplamaya devam ediyor. Bu yıl birçok ilde hayranları ile bir araya gelen grup, 17 Temmuz Cumartesi günü Marmara Adası'nda düzenlenen müzik festivali kapsamında sahne alacak. Gripin, 23 Temmuz Cuma akşamı da İstanbul'lu dinleyicilerinin karşısına çıkacak. Bu yıl sahnesinde birçok sanatçıyı ağırlayan ve yaz mevsiminin değişmez konser mekanlarından Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda gerçekleşecek olan konserde Gripin ve rock müziğin başarılı temsilcilerinden Hayko Cepkin aynı sahneyi paylaşacaklar.


Demet Akalın, yönetmen koltuğuna oturdu!

"Zirve 2010" isimli albümü ile aylardır müzik listelerinin üst sıralarındaki yerini alan Demet Akalın, üçüncü klibini sözü ve müziği sevilen sanatçı Tan'a ait olan ve kısa sürede albümde öne çıkan şarkılardan "Çanta" isimli şarkısına çekti. Çeşme'de çekilen klibin yönetmenliğini Demet Akalın üstlendi.

Türk pop müziğinin başarılı yorumcularından Demet Akalın, yönetmen koltuğuna oturduğu "Çanta" şarkısının video klibini geçtiğimiz günlerde Çeşme'de çekti. Şarkının söz ve müziğine imzasını atan Tan'ın da sanatçıya eşlik ettiği klipte, Demet Akalın ilk kez yönetmenlik yaptı. Hareketli bir yaz klibi ile hayranlarının karşısına çıkacak olan Demet Akalın, klipte birbirinden renkli görüntüleri ile dikkat çekiyor. Bir yandan yaz sezonu boyunca birçok konser vererek dinleyicileriyle bir araya gelen başarılı sanatçı, yoğun konser programına devam edeceğini ve albümde bulunan diğer şarkıları da kliplendireceğini söyleyerek hayranlarını sevindirdi.


Soner Sarıkabadayı'nın "Pas"ı hazır!

Son yılların en çok dikkat çeken şarkılarına imza atan genç besteci Soner Sarıkabadayı, "Pas" isimli midi albümü ile müzikseverlerin beğenisini toplamaya devam ediyor. Sarıkabadayı, kısa sürede müzik listelerinde üst sıralara yerleşen "Pas" şarkısının video klibi için geçtiğimiz günlerde kamera karşısına geçti.

Mayıs ayında yayınladığı yeni midi albümü "Pas" ile günden güne hayran kitlesini genişleten Soner Sarıkabadayı; "Pas" ve büyük ilgi gören "Buz" şarkısının iki versiyonu ile beraber, Murat Boz'dan dinlediğimiz "Sallana Sallana" şarkısına ve "İki Medeni İnsan" düetine yer verdiği albümü ile beğeni topluyor. Geçtiğimiz günlerde albümün ilk video klibi, albüme ismini veren "Pas" şarkısına çekildi. Yönetmenlik koltuğunda Tolga Ataş'ın oturduğu video klip Beykoz Kundura Fabrikası'da çekildi. Klip, 3 saat gibi kısa bir sürede çekilen görüntülerin yanı sıra, Soner Sarıkabadayı'nın sahne performansından oluşuyor. Sevilen şarkının klibi, ekranlarda yayınlanmaya başladı.

www.ttnetmuzik.com

Selmi Andak'ı kaybettik

Türk pop müziğinin duayen isimlerinden müzik yazarı ve besteci Selmi Andak, parkinson hastalığı nedeniyle bugün saat 12:00'de, uzun süredir tedavi gördüğü Balat Musevi Hastanesi'nde vefat etti. 89 yaşındaki Selmi Andak'ın; zatürre nedeniyle durumunun ağırlaştığı ve bir haftadır yoğun bakım servisinde tedavi gördüğü belirtildi.

Selmi Andak, 1921'de İzmir'de doğdu. İstanbul Belediye Konservatuarı'ndaki müzik eğitiminin ardından Paris'te "Ecole Normali de Musique"de (Yüksek Müzik Okulu) kompozisyon bölümünde öğrenim gördü. Cumhuriyet Gazetesi'nde 58 yıldır müzik yazarlığının yanı sıra müzik eleştirmenliği de yapan Selmi Andak, sanat hayatında 70. yılını kutlamaya hazırlanıyordu. Nükhet Duru, Semiha Yankı, Ajda Pekkan, Nilüfer gibi pek çok sanatçı tarafından seslendirilen ve Türk pop müziğine kazandırdığı sayısız bestelerle müzik dünyasının saygı değer bir ismi olan Andak, basın şeref kartı sahibiydi ve Türkiye'yi uluslararası müzik yarışmalarında jüri üyesi olarak çok kez temsil etti. Selmi Andak'a son olarak geçen ay düzenlenen ve Uluslararası Festivaller Federasyonu FIDOF ile Dünya Festivaller ve Sanatçılar Birliği WAFA tarafından desteklenen "Uluslararası İstanbul Şarkıları Yarışması"nda "Yaşam Boyu Sanat Ödülü" verilmişti. 1998 yılında "Devlet Sanatçısı" ünvanını alan müzisyenin; 2000 yılında yayınlanan "Bir Sevgi Yeter - Selmi Andak", 2003 yılında yayınlanan saygı albümü "Uluslararası Ödüllü Selmi Andak Şarkıları" ile Eurovision Şarkı Yarışması Türkiye finalleri için hazırladığı "Eurovision Şarkı Yarışması Türkiye Finallerinde Selmi Andak Besteleri" albümleri bulunuyor. Duayen sanatçının bestelerinden oluşan ve birbirinden değerli yorumcuların yer aldığı iki karma albüm "Bal Gibi Olur" ve "Ben O Şarkıyı Henüz Yazmadım" kısa bir süre önce müzikseverlerin beğenisine sunulmuştu. "Galatasaray Şampiyonluk Albümü"ne de "Galatasaray 100.Yıl Marşı" ile katkıda bulunan Selmi Andak; "Uyuyan Güzel", "Bir Garip Orhan Veli", "Bu Şehr-i İstanbul ki" müzikalleri ile "Galatasaray Belgeseli" ve "İpek Yolu" belgeselinin müziklerine de imzasını attı. Selmi Andak, bugüne dek yapmış olduğu 800 beste ile müzik dünyasına ışık tutmuştu. Ölümü ile sanat camiasını üzüntüye boğan Selmi Andak, dillerden düşmeyen besteleri ve Türk müziğine yapmış olduğu katkılar ile hatırlanmaya devam edecek.

www.ttnetmuzik.com

Candan Erçetin hayranlarıyla buluşuyor!

Türk pop müziğinin önemli kadın yorumcularından Candan Erçetin, beğeni toplayan son albümü "Kırık Kalpler Durağında" kapsamında düzenlenen konser turnesine hazırlanıyor. 17 Temmuz Cumartesi akşamı İstanbul'da başlayacak olan Candan Erçetin konserleri, 3 Ağustos'ta Bursa'da son bulacak.

Dillerden düşmeyen şarkıları ve kendine has yorumu ile her yaştan müzikseverin severek dinlediği sanatçılardan olan Candan Erçetin, İstanbul'un yaz akşamlarına ayrı bir güzellik katan ve artık geleneksel hale gelen Harbiye Açıkhava Konserleri'nde sahne alacak. 17, 18 ve 20 Temmuz tarihleri olmak üzere 3 gün boyunca İstanbul'lu hayranlarına şarkılarını söyleyecek olan Candan Erçetin; 23 Temmuz Cuma akşamı Altınoluk Antandros Amfi Tiyatro, 24 Temmuz Cumartesi akşamı Çeşme Açıkhava Tiyatrosu, 26 Temmuz Pazartesi akşamı Bodrum Antik Tiyatro, 27 Temmuz Salı akşamı Denizli Açıkhava Tiyatrosu, 29 Temmuz Perşembe akşamı Antalya Konyaaltı Açıkhava Tiyatrosu'nda sahne alacak. Turnenin son konserini Bursa'da verecek olan sanatçı, 3 Ağustos Salı akşamı Bursa Kültür Park Açıkhava Tiyatrosu'nda Bursa'lı sevenleriyle bir araya gelecek.

www.ttnetmuzik.com

Boğaza karşı Rihanna!




Geçtiğimiz sene ülkemizi ziyaret eden Kylie Minogue'in muazzam konserine gidemediğim için bunun acısını 3 Haziran akşamı gerçekleşen Rihanna konserinde çıkarmaya karar verdim. Dünya gözüyle bir "dünyaca ünlü pop yıldızı" görmüş olurum diyerekten Kuruçeşme Arena'daki 15 bin kişilik kalabalığın arasındaki yerimi aldım.


Garanti Bonus Card'ın 10. yılı şerefine "The Last Girl On Earth" turnesi kapsamında Türkiye'ye getirdiği ve son dönemde yaşadığı dayak olayları ile gündemde olan Rihanna, Türkiye'deki ilk konserini vermiş oldu. Konser öncesi etrafta bolca ünlü şahsiyete rastlamak da mümkündü. Şunu görmüş olduk ki, günler öncesinden "yılın rock konseri Rihanna konseri olacak" diyen Mehmet Tez, ne kadar da haklı olduğunu kanıtladı. Her ne kadar bu yıl Sonisphere Festival olduğu için "yılın rock konseri" diyemesem de sonuçta Rihanna bildiğiniz rock star'lar gibi sahnedeki yerini aldı. Bunda tabi ki Extreme grubunun efsanevi gitaristi Nuno Bettencourt'un payı da %80 civarında.


Etrafta gırla cüzdanı şişik gençlerimizin ve manken gibi kızlarımızın bulunduğu konser için 650 bin dolar aldığı iddia edilen Rihanna, tam saatinde sahnedeki yerini aldı. Sade ve yüksek belli bir mayo altı ve göbeğini açıkta bırakan deri bir üst giyen Rihanna'nın şarkılarından çok kıyafet değiştirmesi istek aldı seyirciden. Her şarkıdan sonra birkaç dakikalığına ortadan kaybolan Rihanna'nın arkasından yurdumun ikoncan kızları "hadi yaaa kıyafet değiştirsin artııaak" diye bağırsa da Rihanna gayet güzel bir kıyafet seçimi yapmıştı, aynı kıyafetle de konseri tamamladı. Rihanna, konsere son albümü "Rated R"dan "Hard" şarkısı ile başladı ve "Te Amo", "Rockstar 101", "Shut Up And Drive", "Rehab", "Rude Boy", "Hate That I Love You", "S.O.S", "Don't Stop The Music", "Disturbia" gibi birbirinden hit olmuş şarkılarını tek tek seslendirdi. Her şarkıda ayrı ayrı koreografiler izledik, hatta "Disturbia" şarkısında devasal robot gibi dansçılar da Rihanna'ya eşlik etti.


Neredeyse 10 kişilik bir dansçı kadrosu ile beklenenin üzerinde bir performans gösteren Rihanna'nın konseri boyunca, turne için hazırlanmış ve "Rihanna dünyada kalan son insan olsaydı ne olurdu?" teması içeren videolar seyrettirildi. "Rockstar 101" şarkısında bir arada gerçekten de kendimi Whitesnake konserinde gibi hissettim. Nuno'nun gitar tonları ve soloları bize bir pop konserinden çok rock konseri izletmiş oldu. Rihanna da her ne kadar gitar çalmasa da, eline siyah bir elektro gitar alıp çalıyormuş gibi yaparak kendinden geçti. Bu da yetmedi, aldığı davul derslerini gösterircesine sahneye ayrı bir davul getirterek bir de davul çaldı.



Seyirci ile iletişimi tam bir dünya starı standartlarında az biraz yapmacık olsa da "i love you guuuyyss", "heey istanbuuull" naraları atan Rihanna'nın konser boyunca yüzünden gülümsemesi eksik olmadı. Hatta bir şarkısını da sahnede oturarak seyircilerle göz göze söyledi. Bir oraya bir buraya hareket eden, yerlerde de sürünen Rihanna o mayo ile nasıl oldu da frikik vermedi valla helal olsun. Geçtiğimiz günlerde Mika seyircisinin coşkusunu takdire şayan bulduğum için Rihanna'nın topladığı 15 bin kişilik kalabalıktan o kadar da ses çıkmadı diyebilirim. Bir ara Rihanna görüntüleri yansıtılan sahne önü seyircilerinin coşkusunu izledi ve projeksiyondan onlara el salladı. Fakat yine de alanda kayda değer bir heyecan yoktu. Zengin çocukları o kadar harekete, tezahürata, alkışa programlı olmasa gerek.


Konserin en coşkulu anı ise tabi ki finaliydi. "Umbrella" şarkısı ile 90 dakikalık konserini tamamlayan Rihanna, bu şarkıda seyircileri konfeti yağmuruna tuttu. Konser alanının belirli yerlerine yerleştirilen düzeneklerden birdenbire konfetiler havaya uçuşmaya başladı. Hatta arada şemsiyelerini açanlar bile oldu. Konser bittiği anda "Dream is over. Wake up!" yazısı ile uyandık, Rihanna'yı dünya gözüyle izlediğimizi algıladığımız gibi turnenin bir parçası olan "What a Wonderful World" şarkısı banttan dinletildi. İstanbul için güzel bir konser deneyimi olmuş oldu Rihanna. Şimdi de ısrarla Madonna'yı bekliyoruz!

Fotoğraflar:
http://armrd.deviantart.com/ (Fotoğrafları büyük boyutlu görebilmek için üzerilerine tıklayın)

19 Temmuz 2010 Pazartesi

RÖPORTAJ / Göksel - Hayat Rüya Gibi

Son dönemin dikkat çeken başarılı bayan yorumculardan Göksel, geçtiğimiz sene Nisan ayında yayınladığı albümü "Mektubumu Buldun Mu?" ile her yaştan müzikseverin beğenisini kazandı. Albümünde 70'li yılların sevilen şarkılarına kendine has yorumu ile tekrar hayat veren Göksel, hayranlarından gelen yoğun istekleri kırmayarak, bu yıl yine Nisan ayında projenin devamı olan "Hayat Rüya Gibi" albümünü yayınladı. Geçtiğimiz sene ilk nostalji albümü ile müzik kariyerindeki planlarını konuştuğumuz başarılı sanatçıyla "Hayat Rüya Gibi" albümü için tekrar bir araya geldik.

Bu albümde de yine "Mektubumu Buldun mu" albümündeki isimlerle çalıştınız. Nasıl bir hazırlık aşaması geçirdiniz?
Zaten o albümün devamı olduğu için bu albüm bir değişiklik yapma gereği duymadık. Bunu hikayenin devamı olarak düşünecek olursak, karakterleri değiştirmek çok uygun olmayacaktı. Bütün ekip aşağı yukarı aynıydı. Yapımcılarım Cengiz Erdem ve Deniz Erdem. Aranjörlerim Serhat Ersöz, Selim Öztürk ve supervizor olarak Orkun Tunç vardı işin başında. Yani aynı ruhu korumaya çalıştık ama yine de ne olursa olsun bir nebze değişiklik oluyor. İnsanın o dönemdeki hayatındaki değişiklikler ve ruh hali ile bu albüm biraz daha neşesi bol bir albüm oldu.

Albümdeki şarkılara nasıl karar verdiniz ve repertuvar aşamasında kaç şarkı dinlediniz?
5000'in üzerinde şarkı dinlemiş olabilirim. Hep beraber dinledik bunları. Danıştığım çok insan oldu. Hakan Eren, Naim Dilmener, bana mail yolu ile ulaşan dinleyicilerim... Ama sonuç olarak fark ettim ki herkesin kendi dünyasında hatıralarına denk gelen, belki de kendisi için özel olan bazı şarkılar var. O şarkılar benim için özel olmayabiliyordu. En iyisi ben benim için özel olan şarkıları söyleyeyim dedim, sonuçta kendi seçimlerimden oluşan bir albüm oldu. Bunda da en çok sevdiğim, sesime kimliğime uyuşması dikkat ettiğim unsurlardı.

Henüz ilk nostalji albümüne dinleyiciler olarak doyamamışken Bu projenin ikincisini yapma fikri nasıl gelişti?
Hiç aklımda yoktu hakikaten fakat o yapım süresi ve ondan sonraki dönemde çok güzel vakit geçirdim. Evet biz müzik yapıyoruz ama dinleyici ile bu kadar buluşmuş olması bir müzisyen için çok tatmin edici bir duygu. O zaman ortak bir coşku yaşıyorsun ve dinleyicinin de bu memnuniyetten ötürü böyle bir talebi oldu. Başka başka şarkılar için öneriler getirmeye başladılar. Tabii ki yapımcılarım da öyle. Baktım ki herkes memnun, ben de memnunum niye yapmayacağım ki ikincisini dedim. Nasıl olsa daha çok albüm yapacağım, iki tanesinde de sadece yorumcu kalayım.

Bu albümler üçleme mi olacak?
Hayır, herkes aynı soruyu soruyor. Bundan sonra müzikal kariyerim böyle gidecekmiş gibi bir endişeye kapılıyor insanlar ama öyle değil. Kendi yazdığım şarkıları söylemek için büyük bir istek duyuyorum aynı zamanda. Onun için iki nostalji albümünün süresi birbirine yakın oldu. Bir yıl sonrasında çıkardım.

Albümünüzün tanıtımı için önümdeki dönemde neler yapacaksınız?
Şu anda bu albüm ilgilenilmesi gereken bir bebek gibi. Onun tanıtımını yapmak ve insanlara doğru anlatmak gerekiyor. Bolca konser yapmamız gerekiyor. Bir turnemiz var, yaz boyunca konserler devam edecek. Ancak sonbahara doğru yeni albüm için çalışmaya başlayabilirim.

Bundan sonra da değişik konseptlerde çalışmalar yaparken görecek mi dinleyiciler sizi?
Belki birkaç sene sonra içimden bir şey yapmak gelebilir ve yapabilirim. Çünkü her şeyden önce yorumcuyum. Müziğe yorumcu olarak başladım. İlk aşkım şarkı söylemekti, şarkı yazmak onun sonrasında gelen bir şey oldu. Başka denemeler yapabilirim, sesimi başka renklere sokabilirim.

Diğer sanatçı arkadaşlarınızla gerçekleştirdiğiniz ortak projelerde ve düetlerde kriterleriniz nedir?
Her şey herkese yakışmayabilir. Bir kıyafet çok güzeldir, olağanüstüdür ama size yakışmaz. Diğeri daha sıradandır ama bir giyersiniz muhteşem bir şeye dönüşür. Ona dikkat ediyorum. Mesela "Dursun Zaman" ile ilgili olarak çok da üzerine kafa yormamıştım. Çok sevdiğim arkadaşlarımla ve müzisyenlerle ortak bir çalışma yaptık. Bu bana uygun mudur, olur mu olmaz mı diye düşünmedim. En son projemiz de Gökcan Sanlıman'ın albümünde seslendirdiğim "Good Bye My Love" oldu.

İlk video klibinizi "Sevil Neşelen" şarkınıza çektiniz, kliplendirmeyi düşündüğünüz diğer şarkılarınız hangileri?
"Başıma Gelenler", "Kabahat Seni Sevende" ve "Ah Nerede" şarkıları ilk etapta öne çıktı. Ama yaz olduğu için böyle olduğunu düşünüyorum. Çünkü slowlarını daha çok seviyorum bu albümün.

Birçok sanatçı nostaljik şarkılardan oluşan albüm projelerine imza attı. Sizin albümünüzü bu projelerden ayıran özellikler sizce nelerdir?
Yakıştı galiba bana. Az önce söylediğim elbise hikayesi gibi. Nostalji albümü yapmak kolay bir işmiş gibi görünüyor, herkes hevesleniyor. Hepimizin sevdiği şarkıları tüm şarkıcılar söylemek ister. Şarkıların orijinal versiyonlarını çok bozmamamız bugüne uyarlamaya çalışmamamız sayesinde o zamanı o yüzden daha çok hissediyor insanlar. Sanki o dönemi bu güne taşıyoruz müziğimizle.

Türkiye'nin en büyük müzik değerlerinin eserlerini tekrar yorumladınız iki albümde de. Bu konum size ne gibi sorumluluklar yüklüyor?
Tabii ki bu şarkılar daha önce çok önemli yorumcular tarafından yorumlanmış ve o halleriyle çok beğenilmiş şarkılar. Bu zaten başlı başına bir sorumluluk. Biz orjinaline yakın altyapılar kullandığımız için aslında bütün yük benim üzerimde oluyor. Ben o şarkıları daha iyi söylemeliyim iddiasında değilim ama bana ait bir şarkıymış havasına sokmam gerekiyordu, o şarkı artık bana ait olmalıydı. Onu yapabilmek için de şarkının ruhuna giriyorum. Şarkının hikayelerini doğru özümseyip doğru anlatmaya çalışıyorum.

Yorumlarken endişe duyduğunuz bir şarkı oldu mu?
En çok "Kabahat Seni Sevende" için endişe duydum. Çünkü hakikaten zor bir şarkı. Zor bir arabesk gırtlağı ve bitmek bilmeyen bir melodi hattı var. Tamamen arabesk gırtlağı istiyor. O yüzden kendime ait bir şekilde bir formül bulup ikisinin ortasında bir şekilde söylemem gerekiyordu çok seviyordum şarkıyı, dedim ki yapacağım.

Teoman ile "Palavra" şarkısında düet yapmaya nasıl karar verdiniz?
Ben hep Teoman'ı Alain Delon'a benzetirim. "Palavra"da Alain Delon'un o sesi ve Teoman'ın sesi, ikisinin duruşları yüzünden hep aklımdaydı. Ortak arkadaşlarımız da var ve hep beraber ortaya çıkan bir fikir oldu. Kimse kimseye bir şey teklif etmedi. Teoman da çok severmiş şarkıyı, o da çok sevinerek yaptı.

İlk albümde yer vermek istediğiniz ama yer veremediğiniz şarkılar var mı bu albümde?
Tabii var. Mesela "Kabahat Seni Sevende" bir önceki albüme de girsin mi girmesin mi diye konuşup koyamadığımız bir şarkıydı. "Eylül'de Gel" ve "İçime Sinmiyor" hep içimde kalmıştı bir önceki albümde olmadığı için.

Yasal dijital müzik platformları hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz?
Şimdi yasal olarak konumlandırıldığında bence herkes için çok faydalı olabilecek bir şey. Arşivleme açısından. Ne de olsa CD bir plastik parçası, yok olup gidiyor. Yeni müzisyenlere kendisini anlatması açısından daha kolay imkanlar sunuyor. Albüm hazırlamak, yapımcı bulmak ve piyasaya sürmek o kadar kolay şeyler değil aslında. İnternetin müziğe katkısı olacaktır. Dijital platformlar daha da büyüyecektir. Sadece şu anda insanlar tam olarak algılayabilmiş değil bazı şeyler tam doğru olarak yapılmıyor. Zaman içerisinde her şey rayına oturduğunda hem dinleyiciler hem de müzisyenler açısından çok faydalı bir şey haline gelecek.

Bu aşamada en çok kime pay düşüyor?
Platform sağlayıcıların birilerini harekete geçirmesi, meslek birlikleri ve yapımcıların da bir şeylere sahip çıkması gerekiyor. Biz müzisyenlerin de en azından insanlara bu platformları anlatmamız gerekiyor.


www.aveamuzik.com
19.07.2010

13 Temmuz 2010 Salı

Bülent Ortaçgil'den 40. yıl özel konseri!

Sanat hayatının 40.yılını dolduran ünlü müzisyen Bülent Ortaçgil, bu önemli günü müzikseverlerle beraber kutlamaya hazırlanıyor. Kendine özgü, sade ve naif müzik tarzı ile Türk müziğine unutulmaz şarkılar ve ortak çalışmalar kazandıran Bülent Ortaçgil, hafızalarımıza kazınan şarkılarını sevenleri için seslendirecek.

Her yaştan müzikseverin çalışmalarını yakından takip ettiği Bülent Ortaçgil, 21 Temmuz Çarşamba akşamı, Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda, binlerce dinleyicisinin karşısında sanat hayatının 40. yılını kutlayacak. Dünden bugüne akıllarda kalan tüm Bülent Ortaçgil şarkılarının hep bir ağızdan söyleneceği konserde, müzik dünyasından sevilen isimler Ortaçgil ile beraber sahne alacak. Bu özel konserde usta sanatçıya; Akın Eldes, Serhat Ersöz, Birsen Tezer, Bulutsuzluk Özlemi, Candan Erçetin, Erkan Oğur, Ezginin Günlüğü, Feridun Düzağaç, Fuat Güner, Gürol Ağırbaş, Grup Gündoğarken, Jehan Barbur, Levent Yüksel, Mirkelam, Mor ve Ötesi, Pinhani, Yaşar ve Zuhal Olcay gibi ünlü sanatçılar eşlik edecek.


www.ttnetmuzik.com

Aydilge'nin yepyeni "Takıntı"sı!

Kendine has vokaliyle dikkat çeken, tüm söz ve müziklerin kendisine ait olduğu ilk albümü "Küçük Şarkı Evreni" ile rock müzik dünyasına adımını atan Aydilge, 2009 yılında ikinci albümü "Sobe" ile müzikseverlerin karşısına çıktı. İkinci albümünde de yine bir çok şarkıda kendi imzası bulunan genç müzisyen, yaz mevsimini yepyeni bir single ile karşıladı.

Aydilge'nin "Takıntı" isimli single çalışmasında tek şarkı yer alıyor. Sözleri Aydilge'ye, bestesi Aydilge ve Cem Sarıoğlu'na ait olan şarkıda tüm takıntılı aşklara sesleniliyor. "Takıntı" ile aşkın en tehlikeli ve yoğun halini anlattığını ifade eden Aydilge, geçtiğimiz günlerde şarkının video klibi için kamera karşısına geçti. Ülkemizin önemli fotoğraf sanatçılarından Gökhan Palas'ın yönetmenliğinde, Öykü Onur Tanyel'in süpervizörlüğünde çekilen klip, çizgi roman formatında olması ile dikkat çekiyor.

www.ttnetmuzik.com

Genco Ecer'den "U Dönüşü"!

Geçtiğimiz yıl Haziran ayında yayınladığı ilk albümü "Kandıramazsın" ile müzik dünyasına merhaba diyen ve sözü müziği kendisine ait olan "Kandıramazsın" şarkısı ile tanınan genç şarkıcı Genco Ecer, kısa bir aradan sonra ikinci çalışmasını maxi single olarak piyasaya sürdü. "U Dönüşü" adını verdiği çalışmada 4 yeni şarkı yer alıyor.

Sözü ve müziği son günlerin en çok dikkat çeken şarkı yazarı Soner Sarıkabadayı'ya ait olan ve albüme ismini veren şarkı ile çıkışını gerçekleştiren Genco Ecer; sözleri ve müziği kendi imzasını taşıyan "Yalvaracak", "Yalana Doydum" ve "Bile Bile" şarkılarına da single çalışmasında yer verdi. Tolga Kılıç ve Emirhan Cengiz, çalışmanın aranjelerini üstlenirken, albümün masteringi Pieter Sanpper tarafından yapıldı. Bu yıl Ocak ayında ilk albümünü yayınlayan ünlü müzisyen Cihan Okan'ın da vokal koçu olarak destek verdiği single çalışmasında Ufuk Ergin süpervizörlüğü üstlendi. Geçtiğimiz günlerde "U Dönüşü" şarkısına Murat Onbul yönetmenliğinde video klip çekilirken Genco Ecer, son dönemde birçok sanaçının albüm fotoğraflarında imzası olan Mehmet Turgut'un objektifinin karşısına geçti.


www.ttnetmuzik.com

Hepsi, "Geri Dönüşüm" şarkılarıyla sahnede!

Sevilen pop grubu Hepsi, üç kişi kaldıktan sonra yayınladıkları ilk albümleri "Geri Dönüşüm" ile müzikseverlerden büyük beğeni topladı. Cemre Kemer, Eren Bakıcı ve Yasemin Yürük'ten oluşan Hepsi, son albümlerinde yer alan şarkılarıyla beraber hareketli dans performanslarının renk kattığı konserlerine devam ediyor.

Müzik dünyasından Soner Sarıkabadayı, Burak Ekinil, Erkin Arslan, Şebnem Özberk, Gaye Biçer, Pınar Andı, Balca Tözün gibi isimlerden şarkı desteği alarak yayınladıkları "Geri Dönüşüm" albümünde aynı zamanda grup üyelerinden Cemre Kemer'in de iki şarkısı yer alıyor. Renkli koreografileri, hareketli şarkıları ve yüksek enerjileri ile konserlerinde seyircilerini coşturan Hepsi grubu, İstanbul'daki hayranları ile bir araya gelmeye hazırlanıyor. Türkiye'de r&b müzik yapan ilk kız grubu olma ünvanını taşıyan Hepsi, beğenilen sahne şovları ile 16 Temmuz Cuma akşamı Kuruçeşme Arena'da sahne alacak.


www.ttnetmuzik.com

Mustafa Ceceli'den remix albüm!

Müzik dünyasının sevilen isimleri Kenan Doğulu, Sezen Aksu, Nükhet Duru, Ozan Doğulu, Emre Altuğ, Sıla, Levent Yüksel, Serdar Ortaç, Bengü, Gülşen, Gökhan Tepe, Murat Boz, Ziynet Sali, Hepsi, Burak Kut, Hande Yener, Ajda Pekkan, Emel ve Sertab Erener gibi birçok müzisyenle çalışarak aranjörlük kariyerinde önemli bir noktaya yükselen Mustafa Ceceli, mikrofon başına geçerek yorumculuğu ile de sevilen bir isim oldu.

Ortak projelerde seslendirdiği "Unutamam" ve "Karanfil" şarkıları ile beraber yorumculuğa adım atan Ceceli, geçtiğimiz yılın sonunda kendi adını verdiği ilk solo albümünü yayınlayarak, kısa sürede geniş bir hayran kitlesi elde etti. İlk albümü ile iddialı bir çıkış gerçekleştirerek bu yıl "En İyi Albüm", "En İyi Erkek Pop Müzik Sanatçısı", "En İyi Çıkış Yapan Sanatçı" dallarında bir çok ödül kazanan Mustafa Ceceli, iki CD'den oluşan bir remix albüm hazırladı. İlk albümünde seslendirdiği "Bana Uyar", "Gidersen", "Limon Çiçekleri", "Kanaryam", "Şarkı", "Kendimce", "Neme Lazım" gibi şarkılarına yaptığı remixlerden oluşturduğu albümde, sanatçının kardeşi Sinan Ceceli'nin de hazırladığı remixler bulunuyor. Ozan Doğulu'nun "130 bpm" albümünde seslendirdiği ve bir Sezen Aksu şarkısı olan "Hata"ya da albümünde yer veren sanatçı, bu çalışmasını ilk albümüyle beraber iki CD halinde piyasaya sürdü.


www.ttnetmuzik.com

Kıraç'tan Temmuz ayı turnesi!

Geçtiğimiz sene yayınladığı ve sevilen türküleri kendine has tarzı ile yorumladığı albümü "Yolcu"nun büyük ilgi görmesinin ardından müzik çalışmalarını sürdüren Kıraç, Temmuz ayındaki yoğun konser programı ile Türkiye'yi gezmeye başladı.

11 Temmuz Pazar akşamı Çatalca'da hayranları ile buluşan Kıraç, Temmuz ayı boyunca devam edeceği yaz turnesiyle yüzbinlerce hayranı ile bir araya gelecek. Konserlerinde yoğun ilgiyle karşılaşan ve izleyenleri her konserinde coşturan sanatçının Çatalca'da başladığı turne Yalova Çınarcık'ta son bulacak. Kıraç'ın yaz turnesinde sahne alacağı şehir ve tarihler ise şöyle; 17 Temmuz Cumartesi Ankara Kızılcahamam, 18 Temmuz Pazar İstanbul Beykoz, 23 Temmuz Cuma Adapazarı Akçakoca, 24 Temmuz Cumartesi Antalya, 25 Temmuz Pazar Erzincan Refahiye ve 31 Temmuz Cumartesi Yalova Çınarcık.


www.ttnetmuzik.com

Dolapdere Big Gang'ten yaz turnesi!

Türk müziği enstrümanları ile dünyaca ünlü yabancı şarkıları yepyeni bir düzenleme ile tekrar yorumlayan Dolapdere Big Gang, geçtiğimiz aylarda yaynladığı üçüncü albümü "Art-ist" ile bilinen çizgisinden şaşmayarak yine dünya çapında sevilen şarkıları alaturka yorumlarıyla icra edip dinleyicilerin beğenisine sundu. Albüm için uzun bir repertuvar çalışması yaparak "Beggin", "We'll Rock You", "Naughty Girl", "Shape Of My Heart", "Please Don't Stop The Music", "Are You Gonna Go My Way" ve "Black Or White" gibi şarkılara yer veren grup, yaz boyunca sahnede olacak.

Albüm ve klip çalışmalarını tamamladıktan sonra hız kesmeden bir yaz turnesine çıkmaya hazırlanan Dolapdere Big Gang, Temmuz ve Ağustos aylarında pek çok yazlık mekanda sahne alacak ve tatilcileri coşturacak. Eski ve yeni şarkılarına yer verecekleri repertuarları ile bazı konserlerinde sürpriz sanatçıların da eşlik edeceği Dolapdere Big Gang; 14 Temmuz Çarşamba akşamı Kuşadası Jadebeach'te, 15 Temmuz Perşembe akşamı Bodrum Türkbükü Overall'da, 16 Temmuz Cuma akşamı Bodrum XLarge'da ve 17 Temmuz Cumartesi akşamı Çeşme Alaçatı 11 Beach Club'ta sahne alacak ve hareketli şarkıları ile seyircilere eğlenceli saatler yaşatacak.


www.ttnetmuzik.com

Ajda Pekkan ve Enbe'den müzik ziyafeti!

Pop müziğin divası Ajda Pekkan, yaz sezonu ile başladığı konser serisine devam ediyor. Türk Pop Müziği'nin en saygın isimlerinden olan sanatçı, şef Behzat Gerçeker yönetimindeki Enbe Orkestrası ile yarın akşam Kuruçeşme Arena'da sahne alarak İstanbul'lu müzikseverlerle buluşacak.

Sözü ve müziği Serdar Ortaç'a ait olan hareketli şarkı "Resim" ile geçtiğimiz seneye damgasını vuran usta sanatçı, müzik listelerinin zirvesindeki yerini uzun süre korudu. Radyolarda, müzik kanallarında ve gece klüplerinde de en çok istek alan şarkılardan biri olan "Resim" ile konserlerinde de seyircilerini coşturan Ajda Pekkan, 9 Temmuz Cuma akşamı tekrar hayranları ile bir araya geliyor. Behzat Gerçeker yönetimindeki Enbe Orkestrası ile birlikte aynı sahneyi paylaşacak olan Ajda Pekkan, Kuruçeşme Arena'da yine günlerce konuşulacak bir performansa imza atacak.

www.ttnetmuzik.com

7 Temmuz 2010 Çarşamba

Kenan Doğulu sahnede!

Türk pop müziğinin sevilen sanatçılarından Kenan Doğulu, geçtiğimiz sene yayınladığı "Patron" albümü ile yoğun bir konser temposuna girdi. Gençlik ve üniversite festivallerinin aranan ismi olmasının yanı sıra, birçok özel konserde de sahne alarak yüz binlerce hayranı ile biraraya gelen sempatik sanatçı, önümüzdeki günlerde tekrar dinleyicilerinin karşısına çıkacak.

Son olarak, kardeşi Ozan Doğulu'nun geçtiğimiz ay yayınlanan albümü "130 bpm" de seslendirdiği ve bir Çiğdem Talu-Melih Kibar şarkısı olan "Bunlar da Geçer" ile beğeni toplayan Kenan Doğulu, 9 Temmuz Cuma akşamı, Su Ada Club (Galatasaray Adası) konser alanında sahne alacak. Özel ışık şovları ve renkli dans koreografileriyle süslediği konser performansları ile müzik dünyasının en başarılı performans sanatçılarından biri olan Kenan Doğulu, boğaz manzarası eşliğinde müzikseverlere eğlenceli saatler yaşatarak, en sevilen şarkılarını hayranlarıyla hep bir ağızdan seslendirecek.


Göksel'in şarkılarıyla nostaljiye yolculuk!

Geçtiğimiz sene yayınladığı "Mektubumu Buldun Mu?" albümü ile eski şarkılara kendi yorumuyla tekrar hayat veren Göksel, hayranlarının yoğun ilgisi sonucu bu sene tekrar eski şarkılardan oluşturduğu bir cover albümü yayınladı. İlk nostalji albümünün devamı niteliğindeki "Hayat Rüya Gibi" albümünde de 70'li yılların unutulmaz eserlerini seslendiren Göksel, son iki çalışmasındaki farklı yorumu ve oluşturduğu repertuvarı ile müzikseverlerin beğenisini kazandı.

"Başıma Gelenler", "Ah Nerede?", "Sevil Neşelen", "Hasretinle Yandı Gönlüm", "Tek Başına", "Palavra Palavra", "Olmaz Olsun", "Kabahat Seni Sevende", "İçime Sinmiyor", "Deli Etme Beni Aşk" "Eylül'de Gel" gibi 70'li yılların en sevilen eserlerini topladığı "Hayat Rüya Gibi" albümü ile dinleyenleri tekrar nostaljik bir yolculuğa çıkaran Göksel, albümün ilk video klibini "Sevil Neşelen" şarkısına çekti. Konserlerinde de yer verdiği nostaljik öğelerle dinleyicileri geçmiş yıllara götüren başarılı sanatçı, 9 Temmuz Cuma akşamı, Çubuklu Hayal Kahvesi'nde vereceği konserle dinleyicilerine unutulmaz bir gece yaşatmaya hazırlanıyor.


6 Temmuz 2010 Salı

RÖPORTAJ / Gece Yolcuları - GC 2010


2000'li yılların rock müziğe kazandırdığı en başarılı gruplardan olan Gece Yolcuları, bu yıl Nisan ayında yayınladıkları yeni single çalışması "GC 2010" ile müzik çevrelerinden yine tam not aldı. "Bir Bilsen" şarkısının video klibi ile ekranlarda sıkça rastladığımız grubun sevilen vokali Edis İlhan ile Gece Yolcuları'nın renklerini Avea Müzik sayfalarına taşıdık.

Albümlerinizin mutfağında hep Cem Özkan imzası gördük. Bu defa nasıl bir ekiple çalıştınız?
Cem Özkan ile üç albüm bir single süresince hep beraber çalıştık. Sizin dilinizden anlayan bir ekiple çalışmak her zaman insana güven veriyor. Rahat çalışma imkanı sağlıyor. Sizi anlamayan insanlarla çalışmak huzursuz ediyor, size orada zaman kaybettirebiliyor, hayal ettiğiniz bir şeyi hayata geçiremiyorsunuz. Dolayısıyla sizi anlayacak bir ekiple çalışınca, orada zaten Gece Yolcuları'nın parmak izini basmasına sebep oluyor. Oradaki bir melodiyi duyduğunuzda "Hah işte! Bu Gece Yolcuları'nın şarkısı!" demenize sebebiyet veriyor. Cem Özkan ile çalışmayı da bu açıdan çok seviyoruz. GC 2010'da yine onunla çalıştık. Güzel bir çalışma olduğunu düşünüyoruz. Cem Özkan da zaten Gece Yolcuları ailesinden biri. Tatlı bir dostluğumuz var. Dolayısıyla yine çok severek çalıştık.

Müzik kariyerinizde ilk defa bir single ile dinleyicilerin karşısına çıktınız. Albüm yerine single olmasının sebebi neydi?
Müzik dünyası artık değişiyor. Dijital platformların açılması ile müzik dünyası da başka bir yere gidiyor. Belki bundan sonra birçok sanatçı da bunu tercih edecektir. Single'lar çıkacak, belki bunlar daha sonra albümde toplanacak. İki veya daha fazla şarkı ile maxi single'lar çıkacak. Bizim de ilk denememizdi bu. Firmamızın da aldığı karar bu yöndeydi. Biz şarkılarımızı sadece dijital platformlar üzerinden ulaştırmayı düşünürken, aynı zamanda fiziki olarak da sunalım dedik. Güzel bir şey yaptığımızı düşünüyorum. Yaptığımız işin formatı önemli değil aslında, önemli olan Gece Yolcuları'nın şarkılarının insanlara ulaşması. Single, albüm veya dijital olması hiç önemli değil. Single sadece bir format. Amaç ise şarkılarımızı ulaştırmak.

Yani, "Gece Yolcuları single'ı sevdi, bundan sonra da single yayınlayabilir" diyebilir miyiz?
Tabi, neden olmasın? Albüm yapmak tabi ki bir sanatçı ve grup için önemli bir şeydir ama single'ın da ayrı bir keyfi olduğunu düşünüyorum. Bir kere çok enerji dolu oluyorsunuz çünkü 4-5 ayda bir yeni bir şeyler üretiyorsunuz. Heyecanı da aslında çok büyük. İnsanı da daha zinde tuttuğunu düşünüyoruz. Özellikle rock grupları için single'ı özellikle tavsiye ediyoruz. Kayıtlar esnasında ne demek istediğimizi anlayacaklardır. Bir albüm kaydedip 2-3 yıl beklemek gibi değil bu. İnsanı daha bile taze tutuyor olabilir.

Single'da yer alacak şarkılara nasıl karar verdiniz?
Bizde şöyle bir durum var, herkes eteğindeki şarkıları döküyor ortaya. Sonra bütün herkes o şarkıya sahip çıkıyor ve "Gece Yolcuları" gömleği o şarkıya giydiriliyor. Biz bu single'ın kayıtlarına girerken 10 tane şarkımız hazırdı aslında. Fakat bu iki şarkıya yükseldik ve bunların üzerine yüklendik. Bir hareketli, bir de slow tempoya yakın bir şarkı oldu. Enerjimizi yükseltti bu şarkılar, her birimizin hoşuna gitti. Klasik "Gece Yolcuları" şarkıları oldu. Hatta Uğur bir röportajında "Gece Yolcuları'nın kısa kollu albümü" gibi güzel bir benzetme yapmıştı. Hem mini bir albüm olması hem de yaza girerken çıkmış olması dolayısıyla bu da çok yerinde bir benzetme oldu.

Peki hazırladığınız diğer şarkılar?
Birçok şarkı var aslında ve yapmaya da devam ediyoruz. Niyetimiz bundan sonra bir albüm çıkarmak ama kendimizi sınırlandırmıyoruz. Bu single olabilir, dijitalden paylaşım olabilir. Albüm tabi ki yapılacaktır. O her zaman aklımızda ama bir zaman verip de dinleyicilere mahçup olmak da istemiyorum.

Bugüne kadar yapmış olduğunuz şarkılarda keskin bir hüzün teması göze çarpıyor. "GC 2010"da da yine hüzün hakim...
Evet, aslında hüzünlü ve melankolik şarkılarımız daha çok ön plana çıkıyor. Normalde çok dinamik şarkılarımız da var. Bambaşka konular anlattığımız ve konserlerimizde çaldığımız şarkılarımız var. Çekirdek dinleyici kitlemiz onları bilirler. Fakat genelde ön plana çıkanlar hüzünlü aşk şarkılarımız oldu. Demek ki bunu iyi beceriyoruz. İnsanlar da bunu alabiliyor. Ben bunda kötü bir şey görmüyorum çünkü birçok grup sadece aşk parçaları yapmıştır. Bir kısmı sadece protest işler yapmıştır. Güzel olsun ve ustalıkla yapabilelim, insanlar beğensin, önemli olan budur. Aşk da sevgi gibi, nefret gibi, barış gibi çok evrensel ve insana dairdir. Zamanı ve mekanı yoktur. 50 yıl sonra da aşk aşktır, Kamboçya'da da aşk aşktır, burada da. Evrensel duygulardan bahsetmek bir sanatçının da görevidir. Aşk, hüzün, ayrılık, acı, nefret her şey insana dair olduğu için bunda kötü bir şey yok. Başka arkadaşlarımız da başka temalı işler yapsınlar. Bu anlamda biz iyisini yapabiliyorsak ne mutlu bize.


"Bir Bilsen" şarkısının hikayesini bize anlatabilir misiniz?
Çok hüzünlü bir durumu var aslında bu şarkının. Tek gitarla bile çalınıp söylenebilir. Grup müziğinde ise ilk kayıtta bu halini aldı. Ben biraz daha slow hayal etmiştim ama dinamiği çok güzel oldu. Bir "Gece Yolcuları" şarkısına dönüştü. "Benim" değil, "bizim" şarkımız oldu bundan sonra da. Güzel bir aşk parçası olduğunu düşünüyorum. Sözler de naif ve hoş. Özellikle ikinci bölüm için bazen "Yahu ne güzel yazmışım!" diye düşünüyorum.

Peki single'da yer alan ve Uğur Arslantürkoğlu'nun şarkısı olan "Dönülmüyor"?
Uğur'un şöyle bir özelliği vardır. "Unut Beni" şarkısı, sizlere merhaba dediğimiz bir şarkıdır ve hit olmuştur. Uğur mesela bugüne kadar hikayesini hiç anlatmamıştır. Hep şunu söyler; "Benim de çok sevdiğim şarkılar vardır ama hikayesini dinleyince benim hikayemden farklı olduğunu duyup hayal kırıklığına uğramışımdır, o yüzden herkes kendi hikayesini bulsun" der. O yüzden onun şarkısının hikayesini burada ben anlatamam. Aslında Uğur'unki de çok güzel bir bakış açısı. Şarkıyı sevmek, zaten şarkıyla bir empati kurmaktır. Karşı taraf "Ben de bunu yaşamıştım!" dediği anda şarkıyla bir empati kurarsınız. Uğur da burada olsaydı eminim ki hikayesini anlatmazdı.

"Bir Bilsen"in klip aşamasından bahsedersek?
Klibimiz Fransa'da yaşayan ve ara ara Türkiye'ye gelen, Türk yönetmen Meta Akkuş tarafından çekildi. Onun haricinde yine model bir arkadaşımız geldi. Klipte performans görüntüleri ön plandaydı. Zaten hikaye anlatmak değil de daha tatlı, naif bir klip çekmek istedik. Benim bir şanssızlığım oldu. Gözümde bir problem oldu o bizi bir süre çok gerdi ama sonuç olarak hoş bir sonuç elde ettik.

Şarkının sözleri ile klipte yer alan oyuncunun hareketlerinin tezatlığı senaryonun bir parçası mıydı?
"Aşk neydi çok eskiden" derken, nakaratta eskiyi de gösterip aynı zamanda kızın eskiden ne kadar mutlu olduğuna değinen bir ironi vermek istedik, bu yüzden de hareketlerle sözler zaman zaman tezatlık yarattı.

"Dönülmüyor" da kliplenecek mi?
Biz çok isteriz! Belki sonbahara doğru olabilir. Keşke elimizde olsa da birçok şarkımıza klip çekebilsek. Tabi ki amacımız "Dönülmüyor"u da kliplendirmek. Umarım yapabiliriz.

Resmi internet sitenizde grubun müzikteki hedefi için "kendi müzik anlayışını ve kulvarını oluşturmak" diye bir ifade var. Şimdi bu hedefin neresindesiniz?
İlk çıktığımız anda böyle bir manifesto koymak çok riskli bir şeydi. "Biz melodik pop rock yapıyoruz" diyorduk ama aslında amacımız "Gece Yolcuları müziği yapıyoruz" demekti. Kendi sesimizin peşindeyiz. Biraz daha özgün olmak çok büyük zorluklar getiriyor. Herhangi birini dinlediğimizde "Aaa bak, bu şuna benziyor!" demek çok kolay bir şeydir. Siz kendinize ait bir şeyler yapmak isterseniz o biraz daha zorlu bir yoldur. İlk albüm çıktığından bu yana altı yıllık süreçte Gece Yolcuları'nın dediğinin arkasında yer aldığını görüyorum. Çünkü bir rock müzik yelpazesi var ve aklınıza gelen ilk 10 grubu sayarsanız Gece Yolcuları'nı da bu ilk 10 içinde sayarsınız. Kendine ait bir rengimiz var o yelpazenin içinde. Başka bir grup da kendi rengini oluşturmuştur. 2000'li yıllarda çıkan ve akranımız olan birçok grubun da bunu başardığını görüyorum. Bir kısmı kendi müziğini yarattı. Gerektiğinde kendi müziğimize Türk müziği enstrümanları kattık, gerektiğinde başka bir rap sanatçısı arkadaşımızla, gerektiğinde senfoni ile... Tüm bunlar hep bizim isteğimizle oldu ve hepsi bizim kendi rengimizi oluşturdu. O anlamda kitlemiz de bizi yalnız bırakmadı. Yüz binlerce insanın gözünün içine bakarak şarkılarımızı söyleme imkanını bize verdiler, onlara da çok teşekkür ederim.

Albüm kapağındaki bu renkler de bahsettiğiniz, Gece Yolcuları'nın kendi rengini oluşturmasının bir simgesi mi?
Evet anlam olarak bu da var tabi ki! Görsele baktığınızda koyu renk gökyüzü tam artık aydınlığa vurma rengidir, tam gece değildir. Rengarenk gökkuşağı renkleri de var. Gece Yolcuları'nın geçtiği yerleri rengarenk boyadığını anlatır bu kapak. Ağaç, hayat ağacıdır. Orada bulunan yıldız, bize yol gösteren ve gitmek istediğimiz yıldızdır. Sembolik bir anlatımı var aslında ama bizim çok keyifle tasarladığımız bir kapaktı ve renkleri bahar ve yaza bir armağandı aslında. Tasarımlar da onun üzerinden çıktı. Semboller bizim hayallerimizi, hedeflerimizi simgeliyor ve biz bu yolculukta geçtiğimiz yerleri konserlerimizle, şarkılarımızla rengarenk boyamaya çalışıyoruz.

Gece Yolcuları'nın bir sonraki adımı nedir?
Şu an büyük bir turneden geldik. Kendi işlerimizle beraber bir ayda belki 23-24 şehir gezdik. Çok güzel bir turneydi bizim için. Bundan sonra da yine konserlerimiz devam ediyor. İnternet sitemizden ve sosyal ağlardan da dinleyicilerimiz bizi takip edebilir ve gerekli bilgilere ulaşabilirler. Belki bir iki projemiz olabilir. Başka sanatçılarla ortak projeler düşünüyoruz ama henüz netleşmeden açıklamayalım.

Sadece dijital alanda şarkılarınızı yayınlamaya sıcak baktığınızı söylediniz. Peki sanatçı gözüyle, dijital platformların gelişmesi için ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
Dijtial satışın önümüzdeki yıldan itibaren fiziksel satışı geçeceğini duymuştum. Belki geçmiş bile olabilir. Geleceğin dijital satışta olduğunu bilmek gerek. Ben şahsen korsan indirmiyorum. Onun yerine lisanslı, anlaşmalı, yasal siteler var. Bu sitelerde indirmekten de öte sadece dinleme şansınız da var. Radyonuzu oluşturabiliyorsunuz, istediğiniz sanatçının istediğiniz şarkısını dinleyebiliyorsunuz. Belki indirmeden çok dinleme öne geçecektir. Bu anlaşmaların bu yönde yapılması gerekiyor bence. Çünkü bu platformlar müzik sektörünün geleceği olacaktır. Satıştan da öte hem yapımcıyı, hem besteciyi, hem yorumcuyu koruyabilecek, hem de siteye kazandırabilecek. Dolayısıyla bunların lisanslandırılması en büyük ölçüt diye düşünüyorum. MÜYAP'ın önemli çalışmaları var, bir müzisyen olarak onlara saygı duyuyorum. Bazı arkadaşlarımız hiç ilgilenmiyor, bence gelecek dijitalde ve biz buna ayak uydurabileceğiz diye düşünüyorum. İnternetin yaygınlaşması ile beraber adapte olacağız. Özellikle de sadece şarkı dinlemede anlaşmalara biraz daha dikkat edilebilir. Bu arada sizlere de çok teşekkür ediyorum. Büyük emekler harcıyorsunuz, sanatçıların reklamlarını yapıyorsunuz. Bu kadar emek veren dijital platformlar artmışken gidip de korsan ve kalitesiz müziği indirmektense, o siteye üye olup, oralardan indirip müzikte üretime destek verelim. Müzik erozyona uğruyor. İyi bir şeyler yapmak istiyorsunuz ama evdeki hesap çarşıya uymuyor. Birçok genç arkadaşlarımı görüp, onlara çok üzülüyorum. Böyle giderse, o çocuklar belki beş sene sonra istedikleri şeyi yapamayacaklar. Dijital bizim geleceğimiz. Sizin gibi platformlara ben teşekkür ediyorum. Umarım kısa sürede altyapılar daha da çok gelişir ve iki-üç sene sonra tekrar burada oturup "Bak o günlerden bu günlere geldik!" diye konuşuruz.

03.07.2010