26 Mart 2010 Cuma

Karşınızda Daft Rock! : "Does It Offend You, Yeah?"

Televizyonda "The Office" sitcom'unu izlerlerken "Does it offend you, yeah?" cümlesini duydukları anda grup isimlerine karar veren Does It Offend You, Yeah?, ilk albümleri ‘’You Have No Idea What You’re Getting Yourself Into’’dan çıkan hit parçalarla ve bu ay çıkan yeni albümleri ‘’Don’t Say We Didn’t Warn You’’nun tanıtım turnesi kapsamında Türkiye’ye ilk defa geldi ve hayranlarını çıldırdıp, mükemmelin de ötesinde bir konser yaşattı. Electo-rock’ın önde gelen isimleri arasında yer alan, hatta kuzenim Dilara'nın "onlar benim Daft Rock"ım diye tabir ettiği DIOYY, İngiltere’nin Justice’e, Digitalism'e ve Daft Punk’a cevabı olarak gösteriliyorlar. ‘’We Are Rockstars’’ ve ‘’Let’s Make Out’’ gibi hit parçalarının yanında Bloc Party, Muse ve The White Stripes’a yaptıkları remix’ler ile de listeleri sık sık zorlayan grubun parçaları ‘’Fast&Furious’’, ‘’Gossip Girl’’ ve ‘’Chuck’’ gibi ünlü TV ve sinema eserlerinde yer almış. Basın bültenlerinin yalancısıyım. The Prodigy'nin "Invaders Must Die" albümleri ile İrlanda ve Avustralya turnelerinin ön grubu olarak perdeyi açan grup, aynı zamanda 2008 yılında da Bloc Party ve Nine Inch Nails'in Kuzey Amerika konserlerinin açılış grubu olarak sahneye arz-ı endam etmiş. Last.fm’de 2008’in en çok dinlenen 9. grubu olmak ve ITunes’un yine aynı sene yayınladığı ‘’En İyi Alternatif Müzik Grupları’’ listesinde yer almak grubun yakaladığı uluslararası başarının ufak göstergeleri. 20 Mart Cumartesi gecesi GHETTO’yu birbirine katan grubun konseri 23:30 civarlarında başladı. Başladığı andan sonuna kadar bir saniye bile temponun düşmediği ve etrafta pogo yapan insanlarla beraber oradan oraya savrulduğum konser, ancak 1 saat sürdü. Grubun vokali James Rushent'in her "one, two, one, two, three, four!" sayışında daha çok hareketlendiğimiz konser, daha nihai zıplama ve dans etme seviyesine ulaşamamışken bir anda kapıda bulduk kendimizi. Gözüm, insanları coşturma konusunda şimdiden uzmanlaşmış bu alternatif grubun üzerinde. Hızlı geçecek bir cumartesi gecesi evden çıkmaya hazırlanan insanlar için demlik olarak DIOYY şarkılarını önerirken, aşağıda yer alan video ile de Ghetto performanslarından ufak bir örnek sunmuş olayım.


24 Mart 2010 Çarşamba

RÖPORTAJ / Ayşe Özyılmazel - Ayşe Özyılmazel

Yıllardır yazılı basından tanıdığımız bir isim olan Ayşe Özyılmazel, kaleme aldığı şarkılarını, içinde yetiştiği müzikal geçmişi ile birleştirdi ve geçtiğimiz sene sonunda kendi adını verdiği ilk albümünü yayınladı. "Enerji" adlı hareketli şarkısı ile müzik listelerine hızlı bir giriş yapan, şimdilerde sözü ve müziği Yalın'a ait olan "İki Sakin" şarkısının video klibi ile ekranlarda yer alan Özyılmazel, albümünün hikayesini anlatıyor.

Aslında sizin albümden çok öncesine dayanan bir müzik geçmişiniz var. Albüm öncesi müzik adına yaptıklarınızdan biraz bahseder misiniz?
Doğup büyüdüğüm ve bulunduğum yerlerin içinde zaten müzik hep vardı. Müziğin içinde büyüdüm, yetiştim. Hep bir merakım vardı. O sahnelerin, o kulislerin içinde yaşadım. Çocukluğumdan beri o tozu bir kere yutmuşum zaten. Sonra 2001 ve 2004 yılları arası İstanbul Gelişim Orkestrası ile birlikte sahnedeydim. Orada zaten müziğin babalarıyla bir aradaydık. Çok mutlu olduğum bir dönemdi. Evet dediğiniz gibi müzikle alakalı bir geçmişim vardır. Bundan sonra geleceğim de var.

Bu kadar uzun süre müziğin içinde bulunduğunuz halde albüm neden şimdi çıktı? Bu dönem sizin için özel bir dönem mi?
"Her şeyin bir zamanı vardır" derler ya ben hayatı çok zorlamamayı tercih edenlerdenim. "Israr etmeyeyim nasıl olsa o gelir önüme" diyenlerdenim. Bir de benim hazır olmam lazımdı. Şarkıların içinde bulunmam lazımdı, sözlerde ve müziklerde işe dahil olmam lazımdı. Hakikaten "Tamam artık. Bu iş güzel oldu" dediğim anda zaten albümü çıkaracaktım. O zaman da bugün oldu. Albüm de bu yüzden bu zamana denk geldi.

Peki albüm çıkararak profesyonel sahaya adım atma fikri ne zamandır aklınızdaydı?
Aklımda hep vardı ama ama fikrin yürürlüğe girmesi ne zamandı dersen, Mert Ekren ile buluşmamız bir yıl önceydi. 2008'in sonunda diyelim.

Kayıt aşamaları ne kadar sürdü, ne gibi zorluklarla karşılaştınız?
Okumalar, kayıtlar, mix, mastering iki ayda bitti. İki ay bile değil bir buçuk ay içerisinde bitirdik. Çünkü bir yıl çok demlenmiştim ve artık stüdyoya bir kere gelip, iki - üç şarkıyı söyleyip çıkıyordum. O kadar biliyorduk ki artık şarkıları... Neresinde ne yapacağız, mix nasıl olacak, o kadar biliyorduk. Çok beklediğimiz için artık olaya hakimiyetimiz vardı. Kayda girip de "Ne yapalım acaba şimdi?" demedik hiçbir zaman. Hep ne yapacağımızı bildiğimiz için herhangi bir zorlukla da karşılaşmadık.

Müzik kariyerinizde atacağınız adımlar konusunda yorumlarını en çok dikkate aldığınız isimler kimler?
Mutlaka güvendiğim, inandığım dostlarım var ama bizim özellikle Mert Ekren'le aldığımız bir kararımız vardı. Bu iş bizimdir, bizim müziğimizdir. Her şeye biz karar verdik. Birileri bir soru sorduğunda onun bakış açısı, onun mantığıyla, yaşamıyla, korkularıyla paralel cevapları oldu. Normaldir, çünkü her zaman karşındaki apayrı biri oluyor. Yaşamın çok ayrı, kaderin ayrı bir kere. Onun için insanlara sormadım. Mert'le oturuyoruz, konuşuyoruz, tartışıyoruz ve bir karar alıyoruz. Ama yine biz alıyoruz o kararı. Dinlemiyorum insanları galiba.

Mert Erken ile nasıl bir araya geldiniz?
Biz Mert ile bebeklik arkadaşıyız. Mert Erken'i ilk ne zaman gördüğümü hatırlayamayacak kadar yaşım ufaktı. O dediğim tarihte zaten Mert'le ikimiz üç yıl kadar İstanbul Gelişim Orkestrası'nda şarkı söyledik. Beraber müzik yaptık ama Mert'le bu son yakınlığımız ve bu işlere başlamamız bir buçuk yıl gibi bir süre içinde gerçekleşti.

Sözü ve müziği Yalın'a ait olan "İki Sakin" özel olarak sizin için yazılmış bir şarkı mı?
O şarkı aslında üzerimize dikildi. Şarkıdaki ilk cümle benimdir. O cümleyle ben Yalın'a gittim, çok beğendi. Şarkının hikayesini anlattım çünkü benim yaşanmış bir hikayemdi. Yalın bunu oturup hemen oracıkta yazdı. Çok havaya girdi. Durumu da gördü, hikayesini de çok anladı ve anında yazdı. Albümde Mert'le ikimizin hariç bir de dışarıdan Yalın'ın emeği vardır. Bu da aslında benim bir hikayemdir. Zaten Yalın çok değer verdiğim bir dostum ve çok önemli bir müzisyen.

Albümü babanıza dinlettiğinizde tepkisi nasıl oldu?
Biz Mert'le çok emindik yaptığımız işten. İçimizde en ufak bir şüphe yoktu çünkü çok yaptık, çok bozduk. O kadar inanmışız ki artık. Ben çok emindim babamın da beğeneceğine. Öyle de oldu zaten. Ayrıca babam sevmeseydi bile asla umurumda olmazdı. Çünkü ben ve Mert çok inanmıştık. Bu Mert'le ikimizin işiydi ve gerisi hiç önemli değil bence.

Hıncal Uluç sizin için bir yazısında "geleceğin Sezen Aksu'su" benzetmesi yaptı. Buna ne diyorsunuz?
Teşekkür etmek istiyorum Hıncal'a ama bende Sezen Aksu'nun yeri çok büyüktür. Benim için çok mühim bir insan. Bütün gençliğimin tarihine imza atmıştır müzikleriyle. Hatta hayatıma imza atmıştır. Hıncal Uluç'un söylediği şey çok büyük bir iltifattı. İnsan hem teşekkür ediyor, hem de çekiniyor. Daha ne demek? O kıvama gelsek ne mutlu olur bana. Kendisi albümü dinleyince öyle görmüş ve öyle değerlendirmiş ama ben bir şeyi yaparken birini geçmek, birine varmak, biri gibi durmak için hiçbir şey yaratmıyorum. Yine de aslında söyledikleri çok fazla bir iltifat olmuştu.

Albüm ilk çıktığı dönem olumlu eleştiriden çok olumsuz eleştiriler aldınız. Bu sözlerin hedefinde olmak sizi ne derece etkiliyor?
Bana hiç zarar vermiyor. Demek ki dinliyorlar, demek ki merak ediyorlar, demek ki takip ediyorlar. Ne güzel işte daha ne olsun? Hiç önemli değil söylenenler. Herkes ne istiyorsa söylesin, yazsın ve çizsin. Başımın üzerinde yeri var hepsinin. İstediklerini yazıp söyleyebilirler. Ben mutluyum.

Bir seçim yapmak durumunda kalsaydınız eğer, müzik mi önceliğiniz olurdu köşe yazarlığı mı?
Buna şimdi net bir cevap veremiyorum. Eğer öyle bir seçme durumu olursa buna ancak o zaman bakabilirim.

Müzik dünyasında yapılan ortak çalışmalarla ilgili ne düşünüyorsunuz? Siz nasıl bir proje içinde bulunursunuz?
Ben her türlü müzikle alakalı mutlaka bir şeyler yapmak istiyorum. Rock, pop, arabesk... Hiç önemli değil. Müzikten güzel hiçbir şey yok bu hayatta. O yüzden kim gelirse gelsin. Her şekilde bir çalışma olabilir bu. Düet olur, yeni bir şarkı olur.

İlk albümle müzik marketlerdeki yerinizi aldınız. Artık sizden sürekli yenilenen bir diskografi görecek miyiz?
Müziğe devam edeceğim. Allah eğer o yeteneği ve müziği bende tutmaya devam ederse mutlaka devam edeceğim.

İnternetle de haşır neşir biri olarak dijital platformları nasıl buluyorsunuz?
Dijital satışlar herkes için çok önemli. Bir kere güzel bir iş yapılıyor. Sektörde yeni olduğum için geri dönüşleri henüz bilmiyorum ama bu şekilde devam etsin. Hak aramak açısından yapılan çalışmaların her zaman yanındayım.

2 Mart 2010 Salı

RÖPORTAJ / Burcu Güneş - Sihirbaz

Türk pop müziğinin önemli kadın vokallerinden Burcu Güneş, müzik kariyerinde ikinci kez prodüktör koltuğuna oturduğu "Sihirbaz" albümünü geçtiğimiz yaz müzikseverlerle buluşturdu. Söz ve müziklerinin çoğunda Burcu Güneş'in kendi imzasının bulunduğu albümün hareketli çıkış şarkısı "Gözlerinde Bıraktım Aşkı" ile beğeni kazandı ve uzun süre müzik listelerinde üst sıralarda yer aldı. Şu sıralar Sevgililer Günü için hazırlanan ve Selami Şahin ile düet yaptığı "Ben Bir Tek Adam/Kadın Sevdim" çalışmasıyla ekranlarda sıkça gördüğümüz güçlü yorumcu, kendi deyimi ile "yeteneklerinin tekrar farkına vardığı" albümünü anlattı.

"
Sihirbaz"ın hazırlık döneminden ve yapım aşamasından biraz bahseder misiniz?
"Sihirbaz"ın hazırlık dönemi daha önceki albümlerimin içinde kendimi en yalnız hissettiğim hazırlık dönemiydi. Bugüne kadarki müzikal tecrübemi katabileceğim, aynı zamanda da içimden gelen müziğin sunuluşunda kültür farklılıklarını birleştirmeyi gözettiğim, bendeki olgunluğa ait birçok iz bulduğum bir süreçti. Bilinçli olarak yazılmış, albüme konulmuş şarkılar olduğu gibi, bir şarkıyla birkaç aranjörün çalıştığı, sonucundan tatmin olana kadar denendiği, her albümde olduğu gibi zamanın unutulduğu, sadece müziğin ve yaratıcılığın var olduğu, meşakkatli bir yapım aşaması oldu.

"Sihirbaz" müzikal çeşitliliği ile göze çarpan ve aşkı derinlemesine ele alan bir albüm. Repertuvar seçiminde nelere dikkat ettiniz?
Albüm repertuvarında aşk en çok ilham aldığım duygu anladığınız üzere. Samimi, bizden, sıcak melodiler olmasına dikkat ettim. Saf ve yalın duyguların aktarıldığı sözler ve aşkın bir insan üzerindeki öğretisi, yüceliği, güzelliği, olumlu ve olumsuz etkileri ile tamamı aşkla dolu bir albüm repertuvarını oluşturdu. Her şarkının ayrı bir atmosferi ve yarattığı bir dünya olsun, dinleyiciyi bir yerden alıp başka bir yere götürsün istedik. Tarifi mümkün olmayan duygular yaşandı. Müzik gerçekten böyle bir şey. Müzik direktörüm Tufan Taş ile bazı şarkıların doğuşu ve aranjelerini tasarladığımız esnada haftalarca çalıştık, durup baktık, çaldık dinledik, oturup hayal kurduk, ne çalar, nasıl çalarsa bu ruhu kazanır şarkı diye, bu hissi daha içinde nasıl veririz ve yaratırız diye. İnanın bu hayatımdaki şarkı yazmaktan sonraki en zevkli süreç.

"Sihirbaz"ın prodüktör koltuğunda sizi görüyoruz. Albümün prodüktörlüğünü üstlenmiş olma deneyimi size neler kazandırdı?
Prodüktör olarak aldığım sorumluluğun farkındalığı ve anlamı biraz değişmişti bu albümde. Kendimi piyasadaki değişen müzikal koşulların içinde bir hedef koymak ve başından sonucunu hayal ederek işe başlamam gereken bir sürecin içinde buldum. Hem benden yorumcu ve vokal olarak beklenilenleri karşılamak, hem de repertuvarı iyi şarkılarla dolu arşivlik bir albüm daha ortaya koymam gerekiyordu. Çıtayı hep yüksekte tutmuş biri olarak işim hem kolay, hem de zordu. Pop yaparken işe müzikal çeşitlilik katmak ve popüler kültürü düşünürken işin dozunu iyi ayarlamak lazım ki içten gelen yaratıcılığa, müzikal yeniliklere veya deneyselliklere de fırsat kalsın. Tabi bir de repertuvarın hazırlanışı sırasında, bu işin tanıtım kısmı da kendini inceden hissettirmeye başlar. Bunun devamında görsel imaj, yani paketin bir diğer önemli kısmı olan pazarlama. Prodüktör bunları da düşünmek zorundadır. Benim için en çok yalnız kaldığım ve kendimi en çok dinlediğim albüm hazırlanış safhası oldu ve bu deneyimler bana öyle güzel geldi ve öyle bir kendime güven, inanç ve gücü tazeledi ki yeteneklerimin, işimin güzelliklerinin yeniden farkına vardım ve hayatımı kutsadım.

"Ateş ve Suyun Aşkı" şarkısında düet yaptığınız Fuat Güner ile nasıl bir araya geldiniz? Düet fikri nasıl gelişti?
Bir gün Fuat Abi bana gelmişti. Bizim birbirimizle olan dostluğumuz çok iyidir, her hafta işlerimizden fırsat buldukça bir araya gelir, sohbet eder, yemek yer, gezeriz. Zaten bazı projeler üzerine konuşuyorduk. Albümün biten şarkılarını dinledik ve aranjeler üzerine konuştuk, fikirlerini aldım, ki benim için onun fikirleri çok değerlidir. Sonra giderken "Ya biz vokal yapamayacak mıyız abla?" diye takıldı bana. "Birlikte bir şarkı da koyamadık gitti hala" dedi gitti Fuat Abi. Benim kafama takıldı, aşağı stüdyoya inip hemen eski şarkıları açtım. Birden bir kayıt dikkatimi çekti Can Yücel'in " Ateş ve Suyun Aşkı" şiirini bestelemiştim. Fuat Abi'yi arayıp telefonda söyledim, çok etkilendi, dahası heyecanladı. Onun için de, benim için de heyecan çok önemlidir ve heyecan varsa üzerine gitmek gerekir. Şarkıyı bir araya gelip kaydettik, sonra bazı yerlerini değiştirip nakarat yazdı Fuat Abi. Birkaç gün içinde de aranjeye başladı Artun Sürmeli ile birlikte. Bir gece beni çağırdı, dinledim, harika olmuştu. Okumaya girdik. Sonuç herkesin tüylerini kaldırıyorsa stüdyoda, günlerce çalışılmasına rağmen, bıkmadan dinlemek istenilen halde ise şarkı hala bizler tarafından, dinleyici de beğenir diye düşündük, albüme koyduk.

Albümde Selami Şahin'in de iki şarkıda imzasını görüyoruz. Kendisi ile bir araya gelişinizden bahseder misiniz?
Selami Abi ile sık sık karşılaşır olduk ve hatta olmadık yerlerde olunca bunun bir tesadüf olmadığını söyledim ona, "Bizim galiba bir araya gelmemiz gerekiyor artık" dedim. Güldük. Ayaküstü bir karşılaşmamızda da bana "Bundan İbaret"i söyledi. Çok sıcak bir melodisi vardı, çok etkilendim. Birbirimizi aradık sonrasında şarkıyı aldım. Hatta birkaç şarkı daha yollamış, birini daha beğendim, aldım. Hareketli bir şarkı "Benim Gibi Sevgili Bulamazsın". Okumalarda da yanımdaydı stüdyoda. Çok eğlendik birlikte, biliyorsunuz çok şakacı biridir Selami Abi ve beni saatlerce güldürür. Her bir araya gelişimizde kahkahalardan ortalık çınlar. Türk müziğinde yüzlerce şarkı yazmış, romantik aşk şarkılarının vazgeçilmez ismidir. Benim çok saygı duyduğum ve sevdiğim biridir. Birlikte çalıştığımız için çok mutluyum.

"Gözlerinde Bıraktım Aşkı" şarkısına albüm çıkışından uzun bir süre sonra klip gelmesi şarkının popülerliğini uzatmak adına belirlenmiş bir strateji miydi?
Öyle zannedildi ama hayır. Biz ramazandan sonra klip çekelim dedik ama o arada da anlaşmalarımızla ilgili değişiklikler oldu ve yönetmen değişti. Kısacası işle ilgili bir takım değişiklikler ve yönetmenler aradaki zamanı uzattı.

İkinci video klip şarkınızı nasıl belirleyeceksiniz? Belirlenmiş bir şarkı var mı?
"Sihirbaz" ya da "Mutluyuz" olabilir.

"Gözlerinde Bıraktım Aşkı"nın albümde ayrıca iki farklı remix düzenlemesi var. Remix çalışmalarının son dönemlerde popülerlik kazanmasını siz neye bağlıyorsunuz?
Tüm dünyada tutan şarkıların veya etkisini yükseltmek istediğin bir şarkının remix düzenlemeleri yapılıyor. Bu da son derece doğal. Bizdeki yansıması da güzel. Şarkıyı farklı farklı yeniden dinletmek ve tanıtımı adına da doğru buluyorum.

Albümde sekiz şarkının söz ve bestesinde Burcu Güneş imzası bulunuyor. Bu şarkılar nasıl bir döneminizin ürünü olarak ortaya çıktı?
Hepsi yalnız, arayan, deneyen, bekleyen, isteyen bir dönemin ürünü.

Albümde Tufan Taş, Erhan Bayrak, Artun Sürmeli, Mustafa Ceceli ve Semih Tuncer'den oluşan bir aranjör kadrosu görüyoruz. Müzikal açıdan bütünlüğü koruma endişesi yaşadığınız oldu mu?
Hayır. Çünkü Bu arkadaşlarımın hepsi son derece profesyoneller ve birbirlerinin işlerini tanıyan, bilen ve birbirleriyle muhabbeti olan insanlar.

Korsana karşı duran yasal dijital müzik platformlarının daha etkili olması açısından sizce ne gibi çalışmalar yapılabilir?
Dijital müzik platformları ve sanatçılar daha fazla işbirliği içinde olabilirler. Albümlerin çıkış ve tanıtım döneminde daha farklı ve ortak projeler yapılabilir. Ayrıca bu çalışmalar konserlere kadar uzayan bir sürece de yayılabilir.

www.aveamuzik.com
01.03.2010