Doksanlı yıllardan bu yana Türk pop müziğinin temel taşlarından biri olarak gösterilen Deniz Seki, müzikten ve dinleyicilerinden uzak kaldığı dönemde kaleme aldığı şarkılarıyla 2011 yılının Şubat ayında "Sözyaşlarım" adlı son albümünü müzikseverlerle buluşturdu. Bu süreçte geçirdiği zorlukları ve duygularını birebir yansıtan şarkılarıyla müzik dünyasına tekrar merhaba diyen sanatçı, duygu yüklü sözlerinin müziğe döküldüğü ve dinleyicilerine ulaştığı bu heyecanlı süreci bizimle paylaştı.
"Sözyaşlarım" ismi nasıl ortaya çıktı?
Dökülen gözyaşlarının söze akıtılmış hali olarak kendi içinde şekillendi. Çok da yakıştı albüme. Gerçekten de çok zor yaşanan bir dönemde yazılan şarkılar olduğu için; içinde umut da var, hüzün de var, ümit de var, kırgınlıklar da var, hayaller de var ama gerçekten hepsi benim "Sözyaşlarım".
Peki bu sizin aklınıza gelen bir isim miydi?
Benim Ebru diye bir arkadaşımla ortak çalışmamız sonucunda ortaya çıkan bir isim "Sözyaşlarım" ama tabi ki de neticede benim fikrim.
"Sözyaşlarım" albümünde karşımızda nasıl bir Deniz Seki var?
Bir kere daha olgun, daha güçlü, mağrur, ayaklarının üzerinde duran, tecrübe denen şeyden payesini almış, Allah'ın sevgili kulu olan bir Deniz Seki görüyorsunuz. Kendimi anlatmak çok zor oluyor ama ben böyle hissediyorum açıkçası. Daha şen şakrak, daha hayata pozitif bakan, hayatı kucaklayan, imkansız hiçbir şeyi içinde barındırmayan. Benim için imkansız yok artık. Bir tek ölümün çaresi yok. Onun dışında her şeyin çaresi var. Bu felsefede bir Deniz Seki görüyorsunuz.
Peki albüme girecek şarkıları nasıl belirlediniz?
Onlar kendilerini yine kendileri belirledi. Dilim kalemim oldu. Yazdım, söyledim.
Üretim konusunda hiçbir duraksama yaşamadığınız açıkça görülüyor. Albümdeki on şarkıdan sekizinin size ait oluşuyla yine söz yazarı ve besteci kimliğiniz ortaya çıkıyor. Peki sizin üretimlerinizi besleyenler nelerdir?
Ben hayattan besleniyorum. Bulunduğum ortamdaki her aldığım kokudan, dokunduğum dokudan, hissettiğim her duygudan besleniyorum. Bu da söze dökülüyor, müziğe dökülüyor. Sonra sese dönüşüyor ve şarkı olarak da gelip sizin kalbinize dokunuyor.
"Hayallerim Hayal Oldu" şarkınızda "Ağlamadan çalamaz hiçbir saz" diyorsunuz. Şarkılarınız da böyle mi ortaya çıktı?
Doğru, ağlamadan çalamaz hiçbir saz. Ağlamadan şarkı yazılmaz. Notaya dökülmez, dile gelmez. Yani tabi bu illa çok dokunaklı, çok acıklı bir hayat hikayesini temsil ediyor. Yanlış algılanmasın ama hayatın hüznüyle, derinliğiyle sana sunduğu her şeyi kabullenip, teşekkür edip, yolunda yürümek devam etmek esnasında çıkan bir şarkıydı. Gerçekten de ağlamadan çalamaz hiçbir saz.
Albümde yer alan cover çalışması "Herkes Kendi Yolunda" albüme nasıl dahil oldu? Bir cover başından beri düşündüğünüz bir şey miydi?
Ben uzun zamandır çok yıpranmamış, çekmecede bekleyen, zamanı geldiğinde yeniden söylenecek eski şarkıları ayıklayıp hayata geçirmeyi çok seviyorum. Bazı şarkılar ister istemez yıpranıyor. Bu yıpranmamış, taptaze ama o günkü duygusu daha dün yazılmış gibi de yeni olan bir şarkı. Sesime de çok yakıştı. Bu kardeşim Serdar Seki'nin bana çok yakıştırdığı bir şarkıydı. Aslında albüme cover bir şarkı koymaya niyetim yoktu ama o kadar güzel oldu ki albümün hikayesiyle. Albümün sıralamasında bile direk olarak ikinci şarkı oldu. Özellikle bunu yaptım. Albümdeki sıralamaya da dikkat edersen "Suya Hapsettim"le başlıyor ve "Bitti" ile bitiyor. Bir şey anlatıyor, bir öyküsü var. Albümün kendi içinde içsel bir yolculuğu var. Sıralamayı da ona göre yaptım.
Gazeteciliğiyle tanıdığımız Onur Baştürk imzalı "Soysuz Şövalyeler"in hikayesi nedir? Bu şarkıda sizi çeken ne oldu?
Onur benim zaten çok yakın bir dostum. Birbirimize duygularımızı paylaşıp hayatın içinde sırlarımızı birbirimize rahatlıkla söyleyebildiğim kadar güvendiğim, içimde yaşayan biri. Yaşadığım her şeye de yakından şahit. Bana yazmak istediği bir mektup tadında, onun çok güzel bir hediyesi bu şarkı aslında. Şarkıyı da çok sevdim ve çok da güzel olduğunu düşünüyorum.
"Aşk Müzikali" şarkınızda da "Kaderini yaşa ya da yenisini yaz" diyorsunuz. Peki siz şu an hangisini tercih ediyorsunuz?
Her şey bizim elimizde. Tabi ki de alın yazısı denen bir şey var ama ben bunun bir tek bundan ibaret olmadığını düşünüyorum. Arada yaşadığımız o hayat denilen, ömrümüzün biçildiği her şeyin yenisini yazmak bizim elimizde. O yüzden de kaderini yaşa ya da yenisini yaz!
Bir önceki albümünüzün kapanış şarkısı "İçimi Döktüm"deki kendinizle hesaplaşmanızdan sonra, bu albümde de kapanış şarkısı "Bitti"de kalbinize verdiğiniz sözler yer alıyor. Bu şarkılar nasıl ortaya çıktı?
"İçimi Döktüm" şarkısına bir klip çekemediğim için hep çok üzülürüm ama ilerleyen yıllarda ona bir klip mutlaka çekeceğim. Yaşayarak ortaya çıkıyor bu şarkılar. Hayat ne sunduysa onu yaşayarak, anlamlar çıkararak, dersler alarak, tecrübeler elde ederek, durmadan yazarak, dimdik ayakta durarak ve tabii ki hayatı kucaklayarak.
Sırrınız samimi olmakta mı aslında?
Sırrım samimi olmak, gerçek olmak, dertleşmek, size yaşadığımı sözlü olarak değil de melodik bir dille şarkılarla anlatmak ve duygularımı paylaşmaktan ibaret. Zaten sanat da başlı başına bu değil midir?
Yeni albümün ilk konserini de verdiniz. Uzun bir aradan sonra yeni şarkılarınızı seslendirmek size neler hissettirdi?
Muhteşemdi! Muhteşem bir seyirci, muhteşem alkışlar. İndirmediler beni sahneden. Üç kere bis yaptım. Çok enteresan, bu albümde beni dinleyen seyircilerde şunu fark ediyorum, inanılmaz içten ve gerçek alkışlandığımı görüyorum. Her şarkıda aynı derece alkış aldığımı görüyorum ve bu beni inanılmaz mutlu ediyor. En az bir kırk yıl daha şarkı yazarım. Ömrüm yettiği sürece. Müthiş güzel bir dinleyicim var. Allah'ın sevgili kuluyum, bu herkese nasip olmaz çünkü. Kimi şarkıyı alkışlar. Şarkıyla beraber beni de alkışlamaları iki kere daha özel ve önemli benim için.
Deniz Seki dinleyicilerinin farkı nedir sizce?
Her biri özenle duygularını ve kendilerini ifade ediyorlar. Kalemleri kuvvetli, ifadeleri çok kuvvetli. Deniz Seki hayranı olmak kolay değil demişler!
www.aveamuzik.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder