21 Eylül 2011 Çarşamba

RÖPORTAJ / Emre Altuğ - Zil

Geçtiğimiz yaz "Çifte Kavrulmuş" ve "Sev Diyemem" isimli şarkılarıyla müzik listelerinde üst sıralarda yer alan Emre Altuğ, bu iki şarkıyı da içeren yeni albümü "Zil" ile hayranlarının karşısına çıktı. İlk video klibini sözü ve müziği Soner Sarıkabadayı'ya ait albüme adını veren şarkısına çeken sanatçı ile yeni çalışmasını masaya yatırdık.

Albüm öncesinde "Emre Altuğ'dan" maxi single'ı geçtiğimiz yıl Mayıs ayında dinleyicilerlerle buluşturdunuz. Tam bir sene sonrasında albümü yayınlandınız. Öncelikle single olarak mı yola çıkmıştınız? Albümü neden bu kadar uzun süre bekledik?
Şöyle ki "Çifte Kavrulmuş" ve "Sev Diyemem" çok sevildi. Ben de dolayısıyla iki şarkılık bir single yapayım dedim. Zaten o dönem çok yoğundum. Layıkıyla bir albümü bitiremem hiç olmazsa layıkıyla iki şarkı yapmış olurum diye düşündüm. Fakat sonra o iki şarkı üç oldu dört oldu öyle olunca da sonrasında bir cesaret geldi bana ve albüme dönmeye karar verdik. Yoksa Ocak Şubat ayı gibi çıkıyordu single ancak ben orada meseleyi durdurup, daha doğrusu başka bir mesele başlatıp albüme yönlendim. Bu yüzden yazı buldu.

Bu kadar yoğun bir tempoda bir albüm hazırlığı sizi çok zorladı mı?
Yani evet yoruldum ama zorlamadı çok fazla çünkü beraber çalıştığım insanlar hayatımı kolaylaştırdı. Ne yapacağımızı biliyorduk. Bütün aranjör arkadaşlarım ve yapım şirketim bütünlük içinde çalışınca her şey planlı ve programlı ilerledi. Böylelikle zaten yaptığım işten çok büyük bir keyif aldığım için hiçbir sorun yaşamadık.

Yine bir Soner Sarıkabadayı şarkısı ile çıkış yaptınız. Soner Sarıkabadayı ile müzikal uyumunuz hakkınde neler söylemek istersiniz?
Soner'in benimle uyuşan çok önemli bir özelliği var. Yoksa bugüne dek dönem dönem gerçekten iyi işler yapan çok başarılı arkadaşlarımız oldu ama çok yakın hissedemedim onlara kendimi. Soner'le bir şey var çok yakın hissettiriyor bana kendini. Senelere kalan melodiler yapıyor ve sözler yazıyor. Derinlikli şeyler, kabak çekirdeği tadında bir çıtırdadıp atılacak şeyler değil. Üç beş sene sonra on sene sonra da yine dinlenilecek şeyler ve bir şeyler anlatacak insanlara. Bu da beni çok çekiyor açıkcası ve bu benim üretim hayatım boyunca özen gösterdiğim ve prensip edindiğim bir özellik ve bunu Soner'de de görmek beni ona yakınlaştırdı. Soner zaten bu işe başladığında benim ilk albümüm çıkmıştı. Bir araya geldiğimizde güzel bir sinerji oluştu. "Çifte Kavrulmuş" ile bunu yakaladık "Zil" ile de iki üç misliye katlayarak devam edecek bu durum.

Albümde çeşitli şarkı yazarları var. Siz bu şarkıları albüme alırken nelere dikkat ettiniz?
Bir tek şey var çok önemli olan "Keşke ben yazmış olsaydım bu şarkıyı" dediğim şarkıları albüme koydum. Yani başkası için bir seçim kriterim olamaz. Hangi şarkının hit olacağını bilmek konusunda bir iddiam yok bir formülüm de yok. Ancak kalbimin sesini dinleyebilirim ve o noktada bu şarkıyı ben yapmalıydım ya da bu şarkı benden çıkmış gibi diyebildiğim şarkıları seçiyorum çünkü ben sevmezsem kimseye sevdiremem şarkıları. Tek önemsediğim kriter budur.

Peki ne kadar sürdü tüm bu hazırlıklar?
Yaklaşık sekiz dokuz ay kadar sürdü.

Bu sürede çok sayıda şarkı dinlemişsinizdir...
"Çifte Kavrulmuş" ve "Sev Diyemem" single'larından sonra başkalarından şarkı alıp söylemeye başladığımı fark eden besteci ve söz yazarları çok sayıda şarkı göndermeye başladılar. Hepsini dinleyemedim ama dinleyip aralarından seçtiklerim bunlar.

Albümün geneline baktığımızda düzenlemelerde de farklı isimler görüyoruz. Farklı isimlerle çalışmasına rağmen Emre Altuğ çizgisinde kalmayı nasıl başarıyorsunuz?
İki nedeni var bunun. Bunun ilki müzik direktörlüğümü kendim yapıyorum yani yönlendirmeleri kendim yapıyorum. İkincisi ve daha önemli olanı ise orada gördüğünüz isimler benim yedi albümdür beraber çalıştığım insanlar dolayısıyla beni senelerdir çok iyi tanıyan ve ne istediğimi bilen isimler, bu durum otomatik olarak kendi içinde bir tarzı barındırıyor. Sonunda benim yönlendirmelerimle hepsi birbirinden farklı ama bütününde tek bir Emre Altuğ çıkıyor ortaya.

Müzik konusunda uyumu mu yoksa farklılıkları mı tercih ediyorsunuz?
Farklı soluk ve tarzları, farklı dokunuşları seviyorum. Aynı isimlerle çalışıyor olsam da onun farklı bir yönünü ortaya çıkarmaya çalışıyorum ve aynı zamanda parçanın ne istediğini ortaya çıkarmayı istiyorum. Ben şarkıyı değil de şarkı beni bir yerlere götürsün istiyorum. Dinleyip sevdiğim şarkıların ruhunu bozmadan onu farklı formata sokmadan farklılaştırmaya çalışıyoruz.

"Zil" çıkış şarkınız ama radyolarda "Tek Aşkım" da öne çıkmaya başladı. Kliplendirmeyi düşünüyor musunuz?
"Bu Son Olsun" da var mesela Mayıs başında radyolara gönderdiğimiz bir şarkı ardından "Zil" çıktı ve "Tek Aşkım" bir yaz şarkısı olarak ön plana çıktı. İlerleyen zamanlarda çekebiliriz belki. Çok egosantrik olmaya gerek yok bu aşamada dinleyicilerin yönlendirmesi de bizim için önem taşıyor.

"Tek Aşkım"ın sözü ve müziği size ait. Nasıl bir dönemin ürünü?
Yeni çalışmaya başladığım bir dönemin ürünü iki yıl evvel yazdığım bir şarkı ve sözlere baktığın zaman evlilik yemini gibi bir şarkı ben yaparken Çağla'ya yapmış olabilirim ama artık dinleyenlerin şarkısı kimi isterlerse onu hayal ederek dinleyebilirler. Ben bu şarkıyı bu sene evlenecek olanlara armağan ediyorum çünkü sözleri "Melekler şahidim sonuna kadar ömrümün ben seninim sen benim" şeklinde.

"Yalan Dünya" tasavvufi boyutu olan değişik bir şarkı. Bir hikayesi var mı?
Bu şarkının yedi sekiz yıldan beri kovaladığım bir şarkı olduğunu söylemiştim başka yerlerde. Bu şarkının söz ve bestesinin Haydar Demir'e ait olduğunu bilmeme rağmen hiçbir şekilde kendisine ulaşamadım. Sonra bir müzisyen arkadaşım vasıtasıyla yedi sekiz ay sonra ancak kendisine ulaşabildim. Sonra konuştuk. Sağolsun şarkıyı benden esirgemedi. Ben bu şarkının anlatmak istediği şeyin pop versiyonunu bir evvelki "Kişiye Özel" albümde "Ortam İnsanı" ile anlatmıştım ve "yalnız yiyen yalnız ölür" şeklinde bir söz yazmıştım ve "Yalan Dünya"da aslolanın arkadaşlık ve paylaşmak olduğunu, aşk olduğunu anlatan felsefik tasavvufî yönü olan bir şarkıdır ve benim için çok özel bir şarkıdır.

"Bu Son Olsun"u yeniden seslendirmeye nasıl karar verdiniz?
Çok iyi bildiğimiz bir şarkı tabi ki ama ben bunu tekrar bir dönem dizisinde duydum ve o sırada kucağımda Kuzey vardı. Yeni doğmuştu ve ben o şarkıyı bambaşka algıladım. Sanki yıllar önce dinlediğim şarkı değildi ve çok heyecanlandım albümümde olması için çünkü yalnız benim kendi oğluma değil bütün insanlara karşı temennimi taşıyor. Her insanın kendisine karşı her yeni günü doğum günü olarak kabul etmesine yönelik, bir daha ağlamamak üzerine temennisi olan bir şarkı. Bundan daha güzel bir temenni olabilir mi? Şarkının Mehmet Ergin Soyarslan'a ait olduğunu biliyordum. Mehmet Ağabey benim çok sevdiğim değerli bir ağabeyimdir. Onunla aynı zamanda bir sinema filmi yapmıştık. Şarkıyı kendisinden istedim o da memnuniyetle verdi. Cem Karaca'dan sonra bana kısmet oldu bu şarkıyı söylemek.

Bu aralar dizi, televizyon programı, albüm derken çok yoğun bir tempoya girdiniz, nasıl ayak uyduruyorsunuz?
Ben durduğum zaman mutsuz oluyorum. Kendimi işe yaramaz hissederim durduğum zaman.

Bu albümde iki şarkınız var. "Tek Aşkım"ı konuşmuştuk peki ya "Hastasıyım" nasıl oluştu?
"Hastasıyım" nerdeyse bitmeyecekti. Sevgili Merih Ermakastar benim çok sevdiğim bir arkadaşımdır, o da bana benzer. Biz bir şey yapmayacak mıyız beraber dedi. Otur dedim çünkü o sırada yarım kalmış bir şarkım vardı. "Hastasıyım"ın sadece nakaratını yazmıştım. Beraberce şarkıyı bitirdik ve şarkının geri kalanını bana bırak diyerek aldı gitti. Şarkıyı yaparken nasıl bir şarkı istediğim üzerine çok konuşmuştuk zaten. Sonra sevgili Hakan'la ve Yaman'la bitirdiler ve getirdiler. Çok güzel oldu.

İlk kez bir albümünüzde bu kadar az şarkınız var. Zamansızlıktan mı böyle oldu?
Evet maalesef. Hazır olan şarkılarımı artık bir sonraki albüm için saklıyorum.

Peki neden on şarkıya yer verdiniz?
Öyledir adettir ya. Hala Türkiye'de single'ı satın almaya değer görmeyen insanlar var. Hak veriyorum az şarkı var ama ona göre fiyat belirleniyor sonuçta. Arşiv oluşturan dinleyiciler için "Çifte Kavrulmuş" ve "Sev Diyemem" şarkılarını da albüme ekledik. On şarkı bence ideal bir sayıdır. Her şarkı sindirilerek uzun zaman dinlensin istiyorsanız böyle olmalı fazlası bunu zorlaştırır bence. Çok lay lay lom bir yaz geçirelim albümü yaptıysanız remix'ti falan onlarda dinlenebilir ama ben derinliği olan şarkılar yapmak istediğim için onbeş şarkı yapamam yaparsam da üç sene albüm yapamam ondan sonra.

www.aveamuzik.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder