Henüz yedi yaşındayken müzikle tanışan ve İzmir Devlet Konservatuarı'nın çocuk korolarında yer alan Tuğba Özerk, güçlü sesi ve etkileyici yorumunu ilk olarak Sezen Aksu'ya fark ettirdi. 12 yaşında Sezen Aksu'nun vokalistliğini yapmaya başlayan Özerk, küçük yaşına rağmen içinde barındırdığı büyük yeteneği ile bir anda beğeni kazandı. 2003 yılında "Dün Gibi" albümünü dinleyicilerle buluşturan genç sanatçı, sırasıyla "Tuğba Özerk", "Yıkıldı Duvarlarım" albümleri ile müzik arenasındaki yerini sağlamlaştırdı. Geçtiğimiz sene yayınladığı dördüncü albümü "Aşkın Her Hali"nde söz yazarı ve besteci yönünü de gözler önüne seren Özerk, şu sıralar albümün ikinci video klibi "Gidesim Geldi" ile ekranlarda sıkça yer alıyor.
"Aşkın Her Hali" albümünün oluşum sürecinden biraz bahseder misiniz? Kimlerle çalıştınız?
Dokuz tane şarkının söz ve müziği bana ait. En büyük yenilik bu sanırım. Bunun haricinde Erhan Bayrak müzik direktörlüğümü üstlendi. Yapımcılarım Cengiz Erdem ve Deniz Erdem. Çalışma sürecimiz bir senelik bir süreç içerisinde gerçekleşti. Çoğu benim şarkılarımdan oluşan, her şarkıda farklı farklı aşkın hallerini dile getirdiğim ve çok özenli bir çalışma ile ortaya çıkmış bir albüm.
Bu albümde aşkın hangi hallerine rastlıyoruz?
Aşkın birçok hali var. Her halini anlattım galiba. Tutku hali, sevgiye dönüşmüş hali, acı hali... Nefret de var, hüzün de var, isyankar hali de var. Onun için albümün adı zaten "Aşkın Her Hali" oldu.
"Bitter Çikolata" da "Lo Lo" gibi farklı müziği ve sözleri ile dikkat çeken, çabucak dillere dolanan bir şarkı oldu. Bu şarkı nasıl oluştu?
"Bitter Çikolata" değişik bir şarkı. Hayatın acılığından bakarsak "bitter" lafı benim çok hoşuma gidiyor. Bitter lafından bitter çikolata aklıma geldi. Severim de ben bitter çikolatayı. İşin gerçeği, o bitter çikolata lafı kendi kendime konuşurken beni etkiledi. Bu aslında tutkulu bir aşkı anlatan, cilveli bir aşk şarkısı. Yalnız bitter çikolata bildiğiniz gibi sütlü çikolatadan biraz farklıdır. Sütlü çikolata yerken çok tatlıdır ve çok keyiflidir ama bir süre sonra içinizi bayar. Fakat bitter çikolata daha acımsıdır, içinizi baymaz yerken. Daha hoş, dolu bir keyif verir insana. O yüzden "Bitter Çikolata" oldu şarkı.
Sizce bir çıkış şarkısının en önemli özelliği ne olmalıdır?
Melodik yapısı farklı olmalıdır. Özellikle şu an için, piyasa şarkılarından konuşuyorsak farklı olmalıdır. Havası farklı, sözleri değişik olmalıdır. İnsanlarda bir anda "çok enteresan" etkisi uyandırıyorsa, o şarkı yerini buluyor demektir. Dikkat çekebilmelidir. Çıkış şarkısı dikkat çekme şarkısıdır. O şarkı dikkati çeker, devamında da diğer güzel şarkılar ortaya çıkar. "Bitter Çikolata" da böyle bir şarkı.
"Aşkın Her Hali" albümü, söz yazarı ve besteci kimliğinizle bugüne kadar gittiğiniz en ileri nokta. Bu yönünüzü bu kadar yoğun olarak dördüncü albümünüzde görmemizin sebebi nedir?
Galiba olgunlaşma sürecindeydim. Dört albümdür de yazıyordum ama bir önceki albümde "Acı Hatıralar"da bu daha çok ortaya çıktı. Onun tadını alınca insan kamçılanıyor. Evet, doğru bir şey yapıyorum, doğru yoldayım, insanlar çok sevdi diyorsunuz. Etrafınızdaki insanlar da çok önemli. Mesela Erhan Bayrak beni bu konuda çok destekledi. Benim korkularımı uzaklaştırıp bana daha çok inandı. Yapımcılarım bana çok inandılar. Türkiye'nin en iyi sesi olduğuma beni hep inandırdılar. Öyle bir davranıyorlar ki sanatçılarına, gerçekten en üstte hissediyorsunuz kendinizi. Zaten bu his sayesinde yapmak istediğiniz şeyleri yapabiliyorsunuz. Bu destek çok önemli. Hem bu destekle, hem de yaşamış olduğum hayata dair anılarım yansıdı. Olan bir yetenek, yaşanılan acılar ve mutluluklarla katmerlendi.
Sözü ve müziğine kendi imzanızı attığınız pek çok şarkınız var. Repertuvarınızı oluştururken albüme dahil edeceğiniz şarkılara nasıl karar verdiniz?
Seçemiyoruz, çok zor oluyor. Albümde hep böyle şeyler yaşandı. Hep yeni bir şeyler çıktı. Ama ben her zaman en çok sevdiklerimi istedim. Erhan Bayrak "bu olmalı bence" dedi. Ben "bunu çok seviyorum, bu şarkı benim için özel" dedim. Yapımcılarım da aynı şekilde. Hep beraber onların prodüktör ve yapımcı kafasıyla benim ruhumu katarak koymak istediğim parçalar birleşti, böyle bir repertuvar oluşmuş oldu.
Kendi söz ve bestelerinizi başka bir sanatçıya vermek isterseniz ne gibi kriterleriniz olur?
Bunu aslında çok isterim. Kriter derken; sesi güzel olsun, güzel seslendirsin bu yeterli. Çünkü ben çok kolay okunabilen şarkılar yazmıyorum. Çok tekdüze söylenebilecek şarkılar yazmıyorum, ses gerektiren şarkılar yazıyorum. O açıdan sesinin güzel olması gerekiyor.
Türkiye'de şarkılarınızı seslendirmesini istediğiniz sanatçılar kimler?
Mesela bir Ajda Pekkan'ın benim şarkımı söylemesini çok isterim. Böyle şeyler benim için çok büyük gurur olur, onur duyarım.
Bu albümde en çok dikkat çekeceğini düşündüğünüz şarkılar hangileri?
"Gidesim Geldi" şu anda çok iyi gidiyor. İkinci klibimizi bu şarkıya çektik zaten. Bunun dışında "Yaprak Yaprak" çok seviliyor. "Eros", "Hazin Hikaye". Albüm zaten radyolarda sürekli çalınıyor. Bu çok güzel bir şey. Hemen hemen hepsi çok sevildi, çalındı ve dinleniyor.
"Gidesim Geldi"nin video klibinden biraz bahsedersek?
Klibimizi Kemal Başbuğ çekti. İç mekan sahnelerini Fulya'da otel odası haline getirdiğimiz bir rezidansta, dış mekan sahnelerimizi de Nişantaşı'nın ara sokaklarında çektik. Yaklaşık bir tam günümüzü alan bir çalışma oldu.
Müzik kariyerinizde Sezen Aksu ve Nazan Öncel gibi isimlerin desteklerini almış olmak size neler hissettiriyor? Bu durumun ne gibi avantajlarını yaşadınız?
Mutlaka çok büyük avantajları var. Çok küçük yaştan bu işe başlamış oluyorsunuz ve Sezen Aksu'nun yanında yetişmiş olarak 1-0 galip başlıyorsunuz. "Bu kız kesin çok iyidir" diyorlar, dikkat çekiyorsunuz. Fakat bunun büyük bir sorumluluğu da var. İyi bir şeyler yapma hissiyatı içinde oluyorsunuz. Çok iyi bestecilerle çalışmış olmak, şarkının hakkını vermek, olması gereken yerlere getirmek... Bunlar tabii ki çok büyük sorumluluklar ama ben bugüne kadar hep faydasını gördüm. Müzik hayatımda hep iyi şeyler oldu ve herkese de çok şey borçluyum bu anlamda.
Çalışmalarını hep albüm olarak piyasaya süren bir sanatçı olarak, şu sıralar sanatçılar arasında yoğunlaşan maxi single çalışmalarına nasıl bakıyorsunuz?
Ben single mantığını sevemiyorum. Maxi single yapılacağına dijital satış yapılabilir. Çünkü tek şarkı dijital satışa müsait. Bizim ülkemizde pek single mantığı yok. Hala tek tek single olarak çıkıyor şarkılar, sonradan albüme giriyor ama ben bu mantığı doğru bulmuyorum. Zaten alım gücü de düşük bizde. Yani herkes gidip hem o single'ı, sonra da o albümü alamaz. Dijital ortama sunulduğunda ise, bir şarkıyı da satın alabiliyorlar, on şarkıyı da satın alabiliyorlar. Nasıl bir strateji uygulamayı düşünüyorlar bilmiyorum ama single mantığını doğru buluyorum dersem yalan olur.
Fotoğraflarınızda birçok sanatçının son zamanlarda tercih ettiği Mehmet Turgut'un imzası bulunuyor. Peki sizin kendisini tercih etme nedeniniz neydi?
Makyaj ve styling'imi yapan Dilek Sarı sayesinde biz daha öncesinde de tanışıyorduk. Sonra şirketle de bazı çalışmalar yaptıklarını gördük. Beraber karar verdik. Biz her şeye yapımcılarımla birlikte karar veriyoruz. Şirketimiz kendisi ile çalışmamızı önerdi, onlar da uygun gördüler. Biz de sonuçtan çok memnun kaldık. Hem çok başarılı bir fotoğraf sanatçısı, hem de çok sevdiğimiz bir dostumuz. Fotoğraflar çok beğenildi. Hatta çok yakında yine bir çalışma yapacağız.
Bir dönem oyunculuk da yapmıştınız. Uzun süredir oyuncu olarak sizi ekranlarda görmeyişimizin sebebi nedir?
Oyunculuğa ben çok sıcak bakıyorum, çok severek yapıyorum. Çalıştığım yönetmenler de oyunculuğumu çok beğeniyordu. Sanatçı bir ruhta birkaç şeyin barınabileceğine inanıyorum. O yüzden de becerebildiğimi düşünüyorum. Daha önce dizi ve sinema filmi teklifi geldi fakat albüm aşamasında olduğum için yapamadım. Şimdi de oyunculuk yapmayı çok isterim.
Katıldığınız bir radyo programında öneri olarak getirdiğiniz "Müzik Piyasası Denetleme Kurulu oluşturulması" fikrini biraz açabilir misiniz?
Nasıl ülkemizde RTÜK, EPDK gibi denetleme kurulları var, aynı mantıkta bir kurul oluşturulmasını önerdim. Her şey açık ama denetleyen bir birim yok. Yani her albüm, her şarkı, her şarkıcı her dakika olmalı mı? Hayır olmamalı. Bunun bir şekilde denetlenmesi gerekiyor dedim. Fakat bu denetleme yazılanları, çizilenleri, melodiyi, sözü kapsamıyor. Melodiler ve sözler zaten özgürdür. Bunu biliyoruz ama şarkı söyleme yetisi olmayan bir insan şarkı söylememeli mesela. Bunun gibi bir denetleme. Ya da Unkapanı mantığındaki firmaların hala daha böyle albümler yapıyor olması, daha önce zamanında alınmış yapımcı belgelerinin hala daha bu işler için kullanılıyor olmaları gibi. Çok iyi bir denetleme kurulu olursa bu iş çözülür ve müzik piyasası da kurtulur demek istedim.
Sizce müzik piyasasına yön veren ve müzik gündemini oluşturan en önemli birim hangisidir?
Radyoların başı çektiğine inanıyorum. Çünkü bir radyo şarkıyı çalmaz ve tanıtmazsa tutunmak çok zor. Bir iki tane müzik kanalı ile olacak bir şey değil. Yerel ve ulusal olmak üzere birçok radyo var. Tabi ki öncelikli olarak değerlendirilmeleri gerekiyor. Radyolar daha gerçek oluyor. Çok dinleyici ile birebir ilişkide olduğu için genelde dinleyici istekleri çok önemseniyor, onlar çalınıyor. O açıdan radyolar da radyoculuk da bence dünya çapında çok önemli.
Dijital müzik platformları sizce müzik sektörüne ne derece yön veriyor?
Benim dijital platformlarda satışlarım çok iyi gidiyor. Şirketimden bunu öğreniyorum ve çok mutlu oluyorum ama tabi ki çok daha iyi gidebilir. Neden? Çünkü bedava müzik indirilen siteler var. Bunların çoğu virüslü siteler. Keşke insanlar buna bilinçlense. Aslında bir tane şarkıyı indirmek çok ucuza geliyor. Single mantığı yani. Bir şarkıyı beğeniyorlarsa onu satın alıp, indirip dinleyebilirler. Bu çok faydalı bir durum. O açıdan da dijital platformlar aslında çok önemli. Bunun devam etmesi lazım ki biz üretebilelim. Üretime devam etmemiz için zaten başka bir şansımız da yok. Eğer bunlar satılmazsa, bu şekilde devamlı indirilirse ve engellenmezse bir süre sonra üretim duracak. Yavaş yavaş da durmaya başladı. Artık çok zor üretiyoruz. Kötünün iyisiyiz ama tam randıman alamıyoruz. Tam randıman olması için illegal sitelerin tamamen kaldırılması gerekiyor. Aslında yine denetlemeden geçiyor bu iş. Yani bu denetimlerin içinde hepsi var. İnternet ortamı, albüm satış ortamı, şirketler, sanatçılar gibi komple bunların denetlenmesi lazım.
Sizce bu platformların gelecekte ne gibi faydaları olacak?
Bir kere telif hakları çok önemli bir yere gelecek. Her şey yasal olursa, sanatçılar hayatlarını geçindirebilecek konumda olurlar. Bugün çok iyi sesi olup, çok iyi işler yapmış ve hala da yapmaya çabalayan fakat hiçbir şekilde kazanamayan insanlar var. Bunlar müzik piyasasının bitmesinden kaynaklanıyor. O açıdan eğer herşey legal olursa hem sanatçı hem şirket ayakta kalabilecek, hakkını alabilecek, hem de dinleyici dinlemek istediği müziğe kaliteli bir şekilde ulaşabilecek. Müzik sektörü ayakta kalacak. Bir milletin müzik sektörünün durması demek felaket bir durum. Çok korkmalıyız bu durumdan ve herkes bize yardımcı olmalı. Müzik durduğu zaman insanlar ne yapacaklar? Avunabildiğimiz tek şey şarkılar, sözler, besteler, melodiler, sanatçılar... Bunlar hayatta çok önemli şeyler. Dediğim gibi her şey kaliteli ve düzenli olur ve bir denetime tabi tutulursa ancak o zaman ayakta kalacağız.
27.01.2010
www.aveamuzik.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder