28 Nisan 2010 Çarşamba

RÖPORTAJ / Aylin Aslım - Canını Seven Kaçsın

Dört yıllık bir aranın ardından "Canını Seven Kaçsın" albümü ile geçtiğimiz yaz müzik marketlerdeki yerini alan Aylin Aslım, daha sert altyapılar ve vurucu şarkı sözleriyle müzikseverlerin karşısına çıktı. Albümde yer alan sekiz yeni şarkının tüm söz ve müziklerinde kendi imzası bulunan Aylin Aslım; gücünü faşizmin, kapitalizmin ve erkek egemen toplumun taciz ettiği, hor gördüğü, sabrı taşmış kadından aldığını ifade ediyor.

“Canını Seven Kaçsın” yine kadınları ele alan, feminist yanı ve isyanı bol bir albüm. Bu albümde nasıl kadınlar görüyoruz?

Bu albümde dünyada, siyasette, sosyal hayatta iktidarı elinde tutanlara kafa tutan kadınlar var. Önceki iki albüme göre daha açık sözlu, derdini olabildiğince dolambaçsız, az ve öz anlatan kadınlar.

Albümün ismi neden “Canını Seven Kaçsın”?
Dünyayı çok vahşi ve acımasız buluyorum. Kaçacağiımız yer neresi, açıkçası onu da bilmiyorum.

“Canını Seven Kaçsın”da sizinle beraber kimlerin emeğini görüyoruz?
En önemli iki kişi, şarkıların büyük kısmını beraber yazıp düzenlediğim Övünç Dan ve projenin sonuna doğru dahil olan, tecrübesi ve profesyonelliğiyle bize yol gösteren prodüktörümüz Sarp Özdemiroğlu.

Albümün aynı zamanda prodüktörlüğünü de üstlenmiş olmanızın ne gibi avantajlarını ve dezavantajlarını yaşadınız?
Aslında biraz şartlar öyle gerektirdi. Şarkıları ve albümün kimliğini değiştirmek, büyük şirketlere ve radyo-tv'lerde çalınan ana akım müziğe göre hafifleştirmek istemeyince, "bu işi ya kendim üstlenirim, ya da yapmam" kanaatine vardım. Arkamıza şirket desteği almayacaksak, kendi imkanlarımızla yapacağız' dedik. Sarp Özdemiroğlu'yla karşılaşmasaydık çok zorlanabilirdim ama işin söz-müzik kısmını ben, teknik kısmını da o üstlenince, iki prodüktörlü ve tam istediğim gibi bir albüm çıktı ortaya.

Kemikleşmiş bir dinleyici kitleniz olmasıyla beraber, konser performanslarınız ile de festivallerin aranan isimlerindensiniz. Peki albüm için neden 4 sene kadar uzun bir ara verdiniz?
Bol bol konser ve festivallerde çalmak, bir yandan yazma sürecini yavaşlatıyor benim için. Yollarda yazamıyorum mesela. İlla birkaç ay günlük hayattan kopup kapatmam gerekiyor kendimi bir yerlere. Bir de ben biraz yavaş yazıyorum. Bazen bir nakarat için 6 ay çalışmam gerekebiliyor.

Albümün tüm söz ve müzikleri sizin imzanızı taşıyor. Bu sözler ortaya çıkarken siz nasıl bir dönemden geçiyordunuz?
İçimdekileri tam içimden geçtiği gibi, süslemeden ve yumuşatmadan, açıkça ve bağırarak söylemeye ihtiyacım vardı. Lafı dolandırmaya sabrım ve vaktim yokmuş gibi hissediyordum. Yoksa bedenimden dışarı doğru bir şeyler patlayacak gibiydi.

“Kadını taciz eden kapitalizme ve erkek egemen topluma” olan tepkiniz arttıkça müziğinizi daha da sertleştiriyorsunuz. “Ses yükseltmek” sizce nasıl bir çözüm olacak?
Çözüm olacağını iddia etmiyorum. Sadece bunu yapmak bana iyi geliyor. Ayrıca ortada bir sorun varsa, ses yükseltmek, ses çıkarmamaktan iyidir.

İkinci video klibinizi hangi şarkıya çekmeyi düşünüyorsunuz? Şarkıyı dinleyicileriniz mi belirleyecek?

"
Hoşuna Gitmedi Mi - Kız Kaçıran" adlı şarkıya çekeceğiz. Bu, ekipçe aldığımız bir karar.

“Güldünya, Rock Sınıfı, Onno Tunç Şarkıları” gibi önemli projelerde de yer aldınız. Önümüzdeki dönemler için belirlenmiş olan projelerinizden biraz bahseder misiniz?
Şu an sadece bu albüme odaklanmak niyetindeyim.

“Gel-Git” albümünüzle beraber sizin tekrar elektronik müzik yapmanızı bekleyen büyük bir kitle var. Siz buna sıcak bakıyor musunuz?
Üzerinden 10 yıl geçti. On yıl önceki insana geri dönemeyeceğim gibi, on yıl önceki müziğe de geri dönmem beklenmemeli. Ben hep yapmak istediğim müziği yaptım. Şu anda da böyle mutluyum, özellikle de sahnede.

Gün geçtikçe rock müzik arenasında yeni isimler ve gruplar boy göstermeye başladı. Siz son zamanlardaki üretimleri nasıl buluyorsunuz?
Arada ilginç işler çok az da olsa çıkıyor. Rock da pop gibi, ana akımı ve alternatifleri olan bir kültür. İlginç işler de var, sıkıcı olanlar da. Karbon kopya olanlar da var, samimi ve kendi gibi olanlar da.

Korsan artık sanatçıları müziğe ve dinleyiciye küstürmeye başlarken, dijital müzik platformları durumu sanatçıların lehine çevirmeye çalışıyor. Sizin bu platformlar hakkında görüşleriniz neler?
Dijital ortam bizi kurtarabilecek olsaydı, yani insanlar internette müziği satın almaya yanaşacak olsaydı, zaten bu noktaya gelmezdik diye düşünüyorum. Dijital platformların endüstriyi tek başına kurtaracağını düşünmüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder