28 Nisan 2010 Çarşamba

RÖPORTAJ / Redd - 21

Türk rock müziğinin başarılı temsilcilerinden Redd, son albümleri "21" i sevenleriyle buluşturdu. Grubun, "21" adını verdikleri bir karakterin doğum anından ölümüne kadar yaşadıklarını anlattıkları albüm, aynı zamanda bir konsept albüm niteliği taşıyor. Albümdeki şarkılardan hayata dair anlattıklarına, Türkiye'de yapılan rock müzikten albümün görsel çalışmalarına kadar içtenlikle sorularımızı yanıtlayan Redd, bu hafta konuğumuz oldu.

Albüm, içinde bulunan 21 şarkı ile doğumdan başlayıp ölümle sona eren süreçte hayatı ele alıyor. Bu “konsept albüm”ün oluşma hikayesini anlatır mısınız?
Önceki albümlerden biraz daha farklı bir şey yapma konusunda zaten hem fikirdik. Daha sonra bu albümü bir konsept albüm yapsak mı diye düşündük ve şarkıları bir hikayeyi tamamlayacak formlarda yapılandırmaya başladık. Yaklaşık bir yıl boyunca üzerinde çalıştık. Zaman zaman bir roman ya da film gibi sadece bir masada oturup hikâyeyi tartıştık, zaman zaman stüdyoda çalıp albümün sounduyla uğraştık.

Bu 21 şarkıda hayata dair neler anlatıyorsunuz?
Genel olarak tabii ki ıskaladıklarımız olmuş olabilir. 21 şarkıda bütünüyle bir hayatı anlatması zor ama biz ‘21’ isimli karakterin bir sürecini anlatma gayretindeydik ki içinde hayata dair birçok şey var.

Albümün geneline melankoli ve sorgulama hakim. Bu albüm bir anlamda hayatın seyir defteri ise, sizce de hayata hakim olan duygu melankoli midir?
Hayır, aslında tam olarak genelinde karanlık bir albüm değil yine de çok pozitif bir kurgusu yok yaşadığımız hayatın... Her zaman birçok doğal ya da sosyo-ekonomik zorluklar etrafımızı sarıyor. Bizler küçük umut deliklerinden güneşi görmeye çabalıyoruz en büyük mutluluk uzanıp bütün ruhumuzda ve vücudumuzda hissetmek değil midir zaten yaşamı? Ki koşturmaktan buna da az vakit kalıyor.

Tüm şarkıların söz ve müzikleri size ait olması ile beraber, albümün prodüktörlüğünü de üstlenmişsiniz. Her aşamada imzanızın bulunması, üretkenliğinizi ne yönde etkiliyor?
Gayet iyi yönde etkiliyor... Üretmek ve ürettiklerimizle tükettiklerimize karşı en azından bir şeyler verip ödeme derdindeyiz. Bu bağlamda bugün müzikle kendimizi ifade ediyoruz. Bu bir ifade aracı aslında.

Albüm kapağında doğumuyla beraber göbek bağı ile toprağa bağlı bir bebek ve yaşlı bir ağaç görüyoruz. Bu tasarımın oluşumundan bahseder misiniz?
Kartonet tasarımı Adnan Almasoğlu’na ait. Albümü daha demoları varken dinlemeye başladı ve böyle bir kartonete imza attı. ‘21’in hikâyesini gayet başarılı bir şekilde somutlaştırmış oldu kendisi. Biz çok memnun kaldık.

Müziğiniz kadar görselliğe de önem veren bir grup olarak, hangi şarkılara, nasıl video klipler çekmeyi düşünüyorsunuz?
Henüz karar vermedik. Hatta www.redd.com.tr de bu konuda bir sorumuz bile mevcut ama olabildiğince çok şarkı video olarak yakın zamanda karşınıza çıkacaktır.

Tüm grup üyeleri aynı anda askere gitti. Askerlik süreci, albüme nasıl yansıdı?
Albüme yansımıştır elbet ama bunu somut bir dille ifade etmesi güç. Sanırım en basit örneği “Vicdani Redd” olabilir.

Bir çok grubun tarihçesine baktığımızda orijinal kadroyu göremezken, siz 1996’ dan bu yana kimyanızı ve beraberliğinizi nasıl koruyorsunuz?
Biz yıllardır birlikte müzik yaptık. Zaman zaman aralar verdik, dolayısı ile birçok sorunu çözümlerken hem büyüdük hem birbirimizi daha iyi anladık. O yüzden sorun yaşamamız çok zor gibi görünüyor.

Grup olarak, rock müziğe bakışınız ne yönde? Ülkemizdeki örnekleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ülkede eleştiri kültürü henüz istenilen düzeyde değil. Bu yüzden bu konuda pek konuşmanın manası yok ama genel olarak olumlu çalışmaların yanında bir çok pişmemiş iş de var.

Rock müzik icra edenler, örneklerini göremediğimiz benzersiz sözler yazıyorlar. Redd’de de bu durum açıkça görülüyor. Siz bunu neye bağlıyorsunuz?
Sanırım gerçek olmasına. Pop müziğin elle tutulur bir gerçekliği yok, bütün amaç ticari olarak bir kazanç sağlama ve aynı zamanda magazin olarak değer kazanma arzusu. Oldukça basit, ilkel ve gerici bir bakışı var. O yüzden de ülkede müzik bir adım ileri gitmiyor.

Korsan müzik günümüzde sektöre ağır darbeler verirken, günden güne gelişen yasal dijital müzik platformları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Daha uygulaması çok oturmamış gibi geliyor bize. Sonuçta marka kendi gücünü, reklamını müzik üstünden yapar hale geldi. Daha çok bu ilişkide kazanan taraf markalar. Sanatçılar sadece içerik olduklarıyla kalıyorlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder