11 Şubat 2011 Cuma

RÖPORTAJ / Sıla - Konuşmadığımız Şeyler Var


"Konuşmadığımız Şeyler Var" isimli yeni albümünden, önce "Acısa da Öldürmez" sonra da "Oluruna Bırak" şarkılarıyla müzik listelerinin zirvesine yerleşen Sıla, albümünün çıkışından itibaren ilk kez bir dijital müzik platformuna konuştuğu röportajında albümünü anlattı, hakkında yapılan benzetmeleri yorumladı ve muhtemel üçüncü klip kararını açıkladı.

Bir buçuk yıl önce "İmza" albümü için yaptığımız röportajımızda, "Bir yıl içinde başımıza ne geldiyse onu anlattık" demiştiniz. Peki "Konuşmadığımız Şeyler Var" albümünde neleri anlattınız?
Bir değişiklik yok. Her albüm hayatınızın bir dönemini işaret eder. Bakış açınız, duygu ve düşünceleriniz, size ve etrafınıza olanlar... Konuşmadığımız şeyler var sustuğum. Yuttuğum, içeri bağırdığım ne varsa toplamının nispeten dışa vurumudur.

Albümün ismini nasıl seçtiniz? Konuşmadığınız neler var?
Takside menajerim Yasemin'le konuşurken aklıma düştü. Hepimizin cümle aralarında kalan sessiz cümleleri var.

Yakın bir zamanda "Alain Delon" ile çok büyük bir başarı yakalamanıza rağmen son albümde elektronik alt yapılardan biraz daha uzaklaştığınızı görüyoruz. Kendinizi ve yorumunuzu pop ve akustik alt yapılara daha çok mu yakıştırıyorsunuz?
Şarkı ne isterse onu vermek lazım. Bu albümün şarkılarının akustik bir sounda ihtiyacı vardı. Bir de kendi müziğimde daha yakınım akustiğe. Daha sıcak ve samimi geliyor. Bir yandan da sahne çalımımızla albüm aranjmaları ayrılsın istemedim.

Hayatımıza girdiğiniz ilk şarkıda meydan okuyan ve sert mizaçlı bir kadınken, şimdi daha naif ve kırılgan yanlarınıza şahit oluyoruz. Albümün geneline baktığımızda "Daha olgun bir Sıla dinliyoruz" diyebilir miyiz?
Yolculukta mutlaka başınıza bir sürü şey geliyor. Değişiyor bakış açınız, düşünceleriniz. O başkalaşmanın etkilerini yaptığınız her işte, kurduğunuz her cümlede hissediyorsunuz. Mahcubiyetim de asiliğim de baki. Hiçbirinin bir yere gittiği yok. Kendi içlerinde ehlileşiyorlar.

Albümde bizleri enstrümantal bir "Öndeyiş" ile karşılıyorsunuz. Bu fikir nasıl gelişti? Alaturkayı ve "Intro" yerine "Öndeyiş" ismini seçmenizin özel bir sebebi var mıydı?
İntro türkçe değil, o yüzden kullanmak istemedim. Metin Altıok'un "Öndeyiş" ve "Sondeyiş" adında iki şiiri vardır. O da etkiledi beni. "Sondeyiş", hepinizin yakinen bildiği bir Sezen Aksu şarkısı olan "Kavaklar"dır hatta. Ud olmasının herhangi bir sebebi yok. İçimizden geldi.

Efe Bahadır ile müzikal uyumunuzun bu denli tutmasını ve istikrarlı bir şekilde devam etmesini nelere bağlıyorsunuz?
Pencereden dışarı baktığımızda aynı manzarayı görüyoruz biz.

Peki sizin için yapılan "Melih Kibar - Çiğdem Talu", "Sezen Aksu - Onno Tunç" benzetmelerine nasıl bir yorum getiriyorsunuz?
Bir elin nesi var, iki elin sesi var diye yorumluyoruz. Ustalarımızın hakkı var.

Çocukluk arkadaşınız Gözde Kansu ile "Zamanında" şarkısını yazdığınız günden biraz bahsedebilir misiniz?
Tek bir gün değil. Vakte yayılmış bir şarkı. Bizim için bir şarkıdan çok daha fazlasıdır.

"Oluruna Bırak" henüz çok yeni fakat üçüncü video klip için aklınızda şekillenen bir şarkı ve bir senaryo fikri var mı?
"Gol" olacak sanırım. Senaryo hakkında henüz fikrim yok. Önce yönetmene bırakmakta fayda var.

"Vur Kadehi Ustam" dinleyicilerin akustik kaydına aşina olduğu bir şarkıydı. Albümdeki yerini ise çok farklı bir düzenlemeyle alıyor. Bu versiyonda nasıl karar kıldınız?
Ferhat Göçer'in albümünde Ozan Doğulu'nun düzenlemesiyle yer alıyordu ve yeterince güzeldi. Biz aynı yaklaşımın türevleri yerine farklı bir bakış seçtik.

Görsel olarak değerlendirdiğimizde, her albümde daha da kadınsı bir Sıla gözümüze çarpıyor. Görünümünüzdeki bu değişime neler yön veriyor?
Yaşım, beraberinde getirdikleri, ruhum, o anki vaziyetim, bir sürü şey...

Müzik çevrelerinden sizin için sıkça duymaya başladığımız, "Sezen Aksu'nun veliahtı" yorumları hakkında siz ne söylemek istersiniz?
Onur duyuyorum, biraz da mahcup oluyorum. Büyük bir isimdir Sezen Aksu.

İlk albümden bu yana hızla yükselen bir başarı grafiğine sahip olmak size ne gibi sorumluluklar yüklüyor?
Adımlarımı hep düşünerek hatta iki kere düşünerek atmam gerektiğini hatırlatıyor. Daha iyi işler yapmam, daha iyi yazmam, daha iyi söylememin mutlak olması gerektiğini.

Hayranlarınıza baktığımızda, hem yaş aralığı hem de genel olarak dinledikleri müzik tarzı açısından çok geniş bir yelpaze görüyoruz. Siz bir "Türk pop müziği sanatçısı" olarak bu başarıyı neye bağlıyorsunuz?
Samimiyet önemli. Hatta en önemlisi... Yaptığım müziğin bir derinliği olması için çaba sarf ediyoruz. Bu da fark ediliyor.

Düet gibi müzikal ortaklıklara imza atmak için ne gibi öncelikleriniz vardır?
Uyuşmak ilk madde. Aynı dilden konuşup, aynı şeyi istemek. Müzikal olarak da, tavır olarak da.

www.aveamuzik.com
11.02.2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder