29 Şubat 2012 Çarşamba

RÖPORTAJ / Neyse - Neyse


Alternatif müzikseverlerin son dönemde ilgiyle takip ettiği Neyse grubu, 2000'li yıllarda sahne aldıkları çeşitli mekanlarda ve müzik festivallerinde kendine ait bir dinleyici kitlesi edindi. Yaptıkları çalışmaları geçtiğimiz yıl grubun adını taşıyan bir albümle müzikseverlerin beğenisine sunan Neyse, albümün ilk video klibi "Hokkabaz" ile adını kısa sürede daha geniş kitlelere duyurdu. Güçlü altyapıları ve şarkı sözleriyle her geçen gün daha çok müzikseverin beğenisini kazanmaya devam eden grup, albümün ikinci video klibini de "Siyah (Esved)" şarkısına çekti. Sevilen grup, yolda bir yarışma afişi görerek başlayan müzikal yolculuklarını anlattı ve sorularımızı içtenlikle yanıtladı.

Bir araya gelişiniz ve Neyse'nin müzik dünyasına attığı ilk adımların başlangıcından biraz bahsedebilir misiniz?
Neyse grubu çocukluk arkadaşı olan Deniz Ünlü, Selim Kırılmaz ve Aykut Akdağ tarafından 2000 yılında kuruldu. Ağırlıkla 2004-2010 yılları arası, çoğunluğu Beyoğlu'nda bulunan rock barlarda sevdiğimiz rock gruplarının şarkılarını çalmaktaydık albüm sürecine kadar. 2010 yılındaysa gitarist Melih Balta'nın gruba katılması ve Selim Kırılmaz'ın bas gitara geçmesiyle grup son halini almış oldu.

Grubun adının "Neyse" olmasının hikayesinden söz eder misiniz?
2004 yılının Mart ayıydı ve ilk kez bir barda sahne alacaktık. O güne kadar çeşitli isim ve sıfatlar grup ismi olarak düşünülmüş fakat hiçbiri oybirliğiyle içimize sinmemişti. Derken sahne alacağımız haftaya gelmiş bulunduk. O güne kadar denenmemiş olan ünlem, bağlaç, tümleç vs. denenirken Neyse isminde uzlaşmış olduk. Bir isim veya tamlamayla koca bir müzik grubunun varoluşunu temsil etmek o isimler için ağır bir yüktü. Diğer yanda Neyse ismi samimi, mütevazi ve iddiasız tınısıyla sivrilmiş oldu. Böylece veto yemeyen tek isim olan Neyse grubun ismi olarak kaldı.

Sizi profesyonel müzik dünyasına kazandıran "Be The Band" yarışmasına girmeye nasıl karar verdiniz? Bu yarışmanın size neler kazandırdığını düşünüyorsunuz?
Deniz'in yolda gördüğü bir afişi grupla paylaşmasıyla başladı süreç. Zaten hali hazırda şarkıları albüm için hazırlama aşamasındaydık. Yarışma bize bir son yetiştirme tarihi sunuyordu ve bizi bu yolla disipline edecekti. Ne de olsa hepimiz uzun öğrencilik yıllarının getirdiği, bir işi yetiştirmek için bu "son tarih"e bir şekilde alışmış bulunuyorduk. Nitekim kayıtları yetiştirdik ve süreç sonunda yarışmayı birinci tamamlamış olduk. Muhtemelen en büyük kazancımız albüm kaydetmek için uğraşmak zorunda kalacağımız birçok detay ve zorlukla uğraşmamış olmamız oldu. Diğer yanda profesyonel çıkar ilişkisine dayanmayan koşullara sahip olmamızla tıpkı şarkıları üretirkenki gibi samimi, doğal bir ortamda albümü kaydettik. Muhtemelen bu da albümün tınısına etki eden önemli bir faktör oldu.

Yarışmadan böyle bir sonuçla ayrılmamış olsaydınız yine de profesyonel müzik dünyasına giden bu yolu takip etmeye devam eder miydiniz?
Profesyonel müzik dünyası denen şey ile en büyük ortak paydamız muhtemelen başka bir iş yapmaya gereksinim duymaksızın müzik yapmaya devam edebilmek. Bizim bu yol uğrundaki çabamız 11 yıldır farklı şekillerde devam ediyordu ve daha uzun süre devam edebilecek takatimiz olduğuna inanıyoruz.

İlk albüm kimliğinizi tanıtmak açısından önem taşıyan bir çalışmadır. Siz bu albümde yer verdiğiniz şarkıları seçerken özellikle nelere dikkat ettiniz?
Yıllar içinde bestelemiş olduğumuz şarkılar arasında kalbimizin teline dokunabilen şarkıları seçmekten başka hiçbir faktörü katmadık bu seçime. Neredeyse üzerinde hiç düşünüp seçim yapmamıza gerek kalmadı bu konuda. Fazlasıyla organik gelişti şarkı seçim süreci.

İlk albümünüz "Neyse"nin sizleri ve müziğinizi birebir tanımlayan bir albüm olduğunu söyleyebilir misiniz?
Bizlerin total varoluşunu, kimliğini tanımlayan bir albüm olduğunu söylemek çok zor elbet. Ne de olsa en yenisi 2009 yılında bestelenmiş olan şarkılardan oluşuyor albümün şarkıları. Fakat hayatlarımızın belli bir döneminde bestelediğimiz şarkılar olduğundan o dönemlere ait çok karakteristik bazı unsurları taşıdıkları bir gerçek.

Profesyonel müzik dünyasında henüz yolun başında olan bir grup olarak sizi en çok zorlayanlar ve en çok heyecanlandıranlar neler oluyor?

En çok zorlayan şey, müzik endüstrisi denen mecraya giren diğer müzisyenleri de zorlayan bir faktör olan konser nitelik ve nicelikleri. Ama olabilecek olanların boyutu da hayal gücünüzle ilintili olduğundan gelecek bizi hep heyecanlandırıyor. Asıl düşünülmesi gereken konuysa bunlardan ziyade bir arada kalıp müzik yapmaya olan inancımızın devam etmesi. Bugüne kadar başka bir şeyi çok fazla hesaplayamadık; bugünden sonra da böyle olması gerektiğini düşünüyoruz.

Şarkı sözleri ve müziklerde ortak imzalarınız da bulunuyor. Size en çok neler şarkı yazdırıyor?
Çocukluk arkadaşlarının insana daha gerçeği, daha eskiyi, daha samimiyi hatırlatan bir tarafı var. Neyse de çocukluk arkadaşları tarafından oluşturulmuş bir müzik grubu olarak genetiğinde bu bahsedilen unsurlara dair bir şeyler taşıyor. Böyle bir yerden bakınca içinde yaşadığımız kozmopolit hayat bizlere insanın insana yabancılaştığı, atomize ve anonim bireylerin bir arada durmaya çalıştığı eğreti bir manzara olarak gözüküyor. Eğer sanatın işlevlerinden biri de insanın gündelik hayatta ifade etmeye yetemediği hoşnutsuzluklarını ifade etmekse bu Neyse için de geçerli. Yukarıda anlattığımız yerden devamla bizleri belki de en çok rahatsız eden şey insanın insana bu denli yabancılaşıp, bencilleşebildiği günümüz dünyası. Biz bu dünyayı kanıksamamakta ve yaşantıladığımız gerçekliği olabildiğince insanla paylaşmakta diretmeye çalışıyoruz. Haliyle bu durum şarkı sözlerine de yansımış oldu.

Bir sonraki klip için hangi şarkıların üzerinde duruyorsunuz?

Albümü dinleyen insanların favori şarkıları neredeyse albümdeki şarkılara eşit dağılıyor. Dolayısıyla bizim de fikrimiz sürekli değişim geçirebiliyor bir sonraki klip parçasıyla ilgili. Ama illa isim zikretmemiz gerekiyorsa Aydınlık, Devran, Kırık, Yapma Meydan üçüncü video klip şarkısı için öne çıkan adaylar gibi gözüküyor.

Sahnede cover şarkılar da çalıyorsunuz. Neyse'yi dinlemeye gelenler sizin şarkılarınızdan başka kimlerin şarkılarını Neyse yorumuyla dinliyorlar, repertuarınızdan biraz bahseder misiniz?
İlk soruya verdiğimiz cevapta andığımız gibi Neyse uzun yıllar sevdiği grupların şarkılarını coverlayan bir gruptu. Şimdiye kadar her konserimizde bu yıllara ithafen eskilerden bir şarkı çaldık. Bunlar arasında Pearl Jam'den, A Perfect Circle ve Nine Inch Nails'den şarkılar bulunuyordu. Bunlar haricinde Türk sanat müziği klasiklerinden "Şimdi Uzaklardasın"ı ya da Aşık Veysel'den "Kara Toprak" gibi şarkıları da kendi yorumumuzla çaldık. Yeni yorumlar üzerinde çalışıyoruz. Onlar da hazır hale geldiklerinde listemizde yer alacaklar.

Belli bir hedef kitleniz var mı? Kimlere ulaşmayı arzuluyorsunuz?

Müziğimize, hissettirdiklerimize kendini yakın hissedebilecek herkese ulaşabilmek, dokunabilmek istiyoruz. Başlarda bu kitlenin gençlerden oluşacağını varsayıyorduk fakat zamanla çok farklı yerlere, insanlara da ulaşabileceğini görmüş olduk müziğimizin. Bu yüzden konuyla ilgili can çekişen önyargılarımız da şu an için büyük ölçüde kırılmış durumda gibi.

Albümden sonra neler değişti? Nelere yoğunlaşmaya başladınız?

Hayatlarımızda çok büyük değişiklikler olduğu söylenemez. Fakat ister istemez albüm sonrası bir promosyon sürecine girmiş olduk. Bu bizi bir miktar müzikal üretim mesaisinden alıkoyduysa da şimdilerde tekrar müziğe yoğunlaşmaya başladık.

Ne tür tepkiler alıyorsunuz?
Gelen tepkiler beklentimizin üzerinde güzel. Herkesin albümdeki favorisi şarkısı başka. Ya da herkesin grupla ilgili çoğu zaman bizlerin de göremediği farklı şeylere ilgi duyması bizler için sevindirici.

Bundan sonrası için hedefleriniz neler?
Bugüne kadar olduğu gibi birarada kalıp, mümkün olduğu kadar müzikle yoğun ilişki içinde kalmaktan başka uzun vadeli bir plan yapamıyoruz. Malum hayat her şeye kadir olabiliyor. Fakat müzikle kurduğumuz ilişkinin öngördüğümüz şekilde kaldığı sürece suyun yolunu bulacağına dair de ancak için için bir inancımız var.

Yerli/yabancı kimleri beğeniyorsunuz? Kimleri yakından takip ediyorsunuz?
Hepimizin yakınlık hissettiği yerli müzisyenler arasında Çilekeş, Sakin, Erkan Oğur, Mor ve Ötesi, Göksel Baktagir, Apolas Lermi, Aynur Doğan var. Yabancılar arasındaysa A Perfect Circle, Pearl Jam, Tool, Radiohead, Soundgarden, Muse ve yenilerden Kimbra var.

Müzik dünyasının geleceği açısından iyimser misiniz? Siz bu konuda neler yapıyorsunuz?
Müziğin gittikçe para merkezli ve mülkiyetçi bir düzleme yerleştiği bir gerçek. Böylece piyasaya yönelik, bizlerin dinlemediği türde müziklerin kalabalıklaştığı bir müzikal ortama itiliyoruz. Fakat diğer yandan internet çok farklı paylaşım olanakları sunuyor. Buna şarkıları ücretsiz dinleyebilmek, yükleyebilmek de dahil. Şimdilerdeyse online ücretsiz dinlenebilecek konser/performans yayınlamayla ilgili uğraşlarımız var Neyse olarak. Bu gibi yollarla sanatın gerçek tarihsel işleviyle barışık dinleyici ve müzisyenlerin biraraya gelebileceğine dair hala inancımız var.

www.ttnetmuzik.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder