8 Temmuz 2012 Pazar

RÖPORTAJ / Funda Arar - Sessiz Sinema

Güçlü sesiyle müzik dünyasına "Merhaba" dediği ilk günden bu yana müzikseverlerin tüm çalışmalarını ilgiyle takip ettiği Funda Arar, son albümü "Sessiz Sinema"nın şarkılarını kliplendirmeye ve konserlerinde dinleyicileriyle buluşmaya devam ediyor. Son günlerde sözü ve müziği eşi Febyo Taşel'e ait olan "Yok Yok" şarkısının video klibiyle ekranlarda olan sanatçı, son albümü "Sessiz Sinema"nın ilk adımlarından, müzik marketlerdeki yerini alana dek geçirdiği müzik yolculuğunu anlattı.

"Sessiz Sinema", bir yıl kadar kısa bir ara verdiğiniz ilk albümünüz. Size bu kadar kısa bir ara verdiren etkenler neler oldu? Bir yılı biraz geçti, 15 ay kadar oldu. İlk defa bu kadar kısa bir ara oldu. Genelde albümlerim daha uzun bir zamana yayılıyordu ama bu albümde repertuvarımız hazırdı. Şarkılar epeydir elimizdeydi. Üzerinde çalıştık, çok içimize sindi. Yaylı kayıtları için Prag'a gittik. Ben çok heyecanlandım ve bir an önce paylaşmak istedim. Bir önceki albümü dinleyenlerden mesajlar geliyor, hatta arkadaşlarım da "Daha albümü eskitmemiştik" diyorlar ama olsun, onu da dinlemeye devam ederler. Üstüne böyle güzel şarkılar da geldi. Ben zaten çok titiz davranan biriyim. Albüm yapmak için albüm yapanlardan değilim. Yeri gelir içime sinen bir repertuvar oluşması için 4-5 sene beklerim ama demek ki bu albümün zamanı buymuş. Bir de şarkıları çok sevdim. Her şeyiyle elimizde hazır olunca da beklemeyelim dedik.

Müzik kariyerinize baktığımız zaman hiç bir single çalışması göremiyoruz. Hep albümle yola devam edenlerdensiniz. Bu sizin bilinçli tercihiniz mi? Evet. Elbette bir zaman gelir ve single da yapabilirim, karşı değilim. Bir tür nabız yoklama oluyor aslında. Albümün belki 5-6 ay öncesinden o şarkıyı verip dinleyicinin tepkisini almak da doğru bir strateji aslında ama bana hiç denk gelmedi. Ben öyle bir şey yapmadım. Nedense benim dinleyenlerim bence hep albüm bekliyordu benden. Öyle de bir şey var. Single'ı nasıl karşılarlar onu da bilmiyorum ama bu yapmayacağım anlamına gelmez. Öyle bir şarkı olur ki bizi çok heyecanlandırır. Bir an önce yapıp herkesin dinlemesini isteriz. Günümüzde de çok mantıklı. Bir albüm yapıyorsunuz, albüme 12-13 şarkı koyuyorsunuz. Satışlar malum, hepsi değerlendirilemiyor. Oysa tek şarkı ya da iki şarkı olunca ikisine de klip çekip onları sunmak için hem zamanınız hem de maddi gücünüz olabiliyor. Koca bir albüme klip çekmek, onları tanıtmak çok daha zor tabii ki.

Albüm şarkılarına gelirsek, çıkış şarkısı olarak "Sessiz Sinema"yı seçmenizin özel bir sebebi var mıydı? "Sessiz Sinema" sözleri Yıldız Tilbe'ye müziği Febyo Taşel'e ait bir şarkı. Yapımcımız, dağıtımcı firmamız, beraber çalıştığım ekibimiz hep beraber oturduk ve şarkıları dinledik. Çoğunluk bu şarkının üzerine gitti. Hem isim olarak, hem sözler ve melodi olarak çok güzel bir şarkı. "Şöyle bir şey var da o yüzden o şarkıyla çıktık" gibi bir durum yok. Bir de, illa ki birini seçmek zorundasınız. Mantıklı geldi "Sessiz Sinema". Albümün ismi de "Sessiz Sinema"ydı. Onu da soruyorlar, neden diye. Çünkü çok güzel bir isim! Zaten klibi de sessiz sinema formatında çekmiştik. Bütünlük sağlandı yani, albümde her şey birbiriyle bir bütün oldu.

Peki Yıldız Tilbe ile nasıl bir araya geldiniz? Febyo'nun yaptığı üç tane melodi vardı. Güçlü bestelerdi ve güçlü sözler olması gerekiyordu. O dönemde de diğer şarkılarımıza diğer söz yazarı arkadaşlarımız çalışıyorlardı. Ne yapsak derken Febyo, "Yıldız'a bir göndersek belki hoşuna gider, belki bir şeyler çıkarır." dedi. Ben Yıldız'ı aradım. "Febyo'nun bir kaç bestesi var, sana göndermek istiyorum." dedim. Çok mutlu oldu, Febyo'nun bestelerini çok beğendiğini söyledi. Gönderdik bir kaç tane besteyi ve Yıldız Tilbe de bu şarkıya yükseldi. Buna da bence harika sözler yazdı. Ben de gerçekten çok mutlu oldum.

Albümde birlikte çalıştığınız isimler arasında Niran Ünsal, Seda Akay ve Onur Baştürk de var. Onlarla yollarınız nasıl kesişti? Febyo artık benim müzik yolunda da eşim. Bizim kemikleşmiş bir ekibimiz zaten vardı. Mesela Günay Çoban, Saro Secikyan. Onlarla söz yazarı olarak sürekli bir arada çalışıyoruz. Sürpriz isim olarak Febyo'nun erkek kardeşi Daniel Taşel var albümde. "Pişmanım" şarkısı çok beğeniliyor. Niran'a da ben telefon ettim. Ben seviyorum Niran'ın şarkılarındaki duyguyu. O da ben arayınca "Tabii ki" dedi. Seda Akay da çok önemli bir söz yazarıdır. Çok önemli hit şarkılar yapmışlar şimdiye kadar. Ve ikisinden "Var Mısın?" geldi. Albümde slow şarkılar çok güçlü ve çok fazla. Onlar kadar güçlü hareketli şarkılara da ihtiyacımız vardı. Onlar da öyle geldi. Onur'la da ben daha önceki albümlerimde çalışmıştım. "Aslında" diye bir şarkısını okumuştum. Bu şarkıda da Onur yine stüdyoda bir şeyler kaydederken, "Ne yapıyorsun, cebinden çıkar bakalım şarkıları" dedim o da "Yazık"ı bana dinletti. Onu da beğendim. Sözleri ve besteleri çok keyifli geldi. Şarkının sanatçıya yakışması da önemli. Bir şarkı bazen kulağa güzel geliyor ama okuyorsunuz sizde durmuyor. O elbisenin iyi durması lazım.

Febyo Taşel için "Hem eşim hem de müzik yolunda eşim" dediniz. Bu durumun ne gibi artıları ve eksileri oluyor? Ben bu durumun hep avantajını yaşadım, dezavantajı hiç olmadı. Çünkü bu kadar güçlü beste yapan biri, müzikalitesi çok yukarıda olan bir müzisyen ile bir arada olmak hep avantaj oldu. Ben kıskanılıyorum hatta. Beni bilmesi, tanıması çok önemli. Sizinle birlikte çalışanların sizi bilmesi, tanıması, hangi şarkıların, hangi sözlerin size yakışacağını bilmeleri çok önemli bir şey. Biz hep bunu bilerek bir albüm yapmaya çalışıyoruz. Bence o yüzden albümlerim belli bir başarıya ulaşıyor. Febyo'yla da çok uyum içerisinde çalışıyoruz. Söyleyebileceğim hiç bir dezavantaj yok. Başka sanatçılarla da çalışıyor hem, çok da iyi şeyler çıkarıyorlar. Kapatmadım Febyo'yu.

Peki albümün sürpriz ismi, Febyo Taşel'in kardeşi Daniel Taşel albüme nasıl dahil oldu? O zaten reklam müzikleri yapıyor, müzikle ilgileniyordu. Böyle birden "Pişmanım" gibi bir şarkı çıkardı. Hem sözünü hem de müziğini yapmış. "Şimdiye kadar neredeydin?" dedik. Çok beğeniliyor o şarkı. Ben de çok severek okudum. İlk duyduğumda aşık oldum şarkıya. "Hala aşığım sana" diyor zaten nakaratında. Ben de onun şarkısına aşık oldum. Biz Daniel ile iç içeyiz zaten, bir stüdyomuz var, o da orada çalşıyor. Önümüzdeki albümlerde de ondan böyle şarkılar bekliyoruz.

Albüme dahil ettiğiniz her cover şarkı bir Funda Arar şarkısı gibi tınılıyor. Son albümdeki "Hayat Arkadaşı" da yepyeni bir Funda Arar şarkısı gibi. Cover şarkılardaki başarınızın sırrı sizce nedir? Herkes bunu söylüyor! O şarkının son albüme girmesi tesadüf oldu aslında. "Bu albümde cover yapalım mı yapmayalım mı?" diye tartışmamıştık. Mevzusu bile olmamıştı. Bir müzisyen arkadaşım Febyo'ya Mine Koşan'ın bir arşivini göndermiş. O da dinliyordu şarkıları. Dinlerken bu şarkıyı duymuş ve bana dinletti. "Bu bizim albüme olur mu?" dedi. Ben de "Bir deneyelim bakalım" dedim. Sonuçta çok da güzel oldu. Hatta albümün favori şarkılarından oldu. Dillere pelesenk olmuş, çok söylenen şarkılar değil de biraz daha kıyıda kalmış şarkıları ortaya çıkarmak ve yeni bir şarkıymış hissiyatı vermek çok önemli bence. Biz bunu yapmaya çalışıyoruz genelde. Başarılı da oluyoruz diye düşünüyorum. Cover şarkı olayını kıvırıyoruz galiba.

Bunun üzerine bir cover projesi düşünür müsünüz? Artık bu albümle en az bir iki sene ara vermek istiyorum, çok yoruldum çünkü. Konserlerim de olduğu için dinlenemiyorum ama herhalde yeni bir çalışma için iki sene gibi bir ara veririm diye düşünüyorum. Şu anki planım o. Bu arayı verdikten sonra da artık yeni bir albüm mü olur, konsept mi olur bilmiyorum. Yalnız tamamı cover şarkılardan oluşan bir konsept albümü benden isteyenler çok oluyor. Herkes bunu soruyor. Bilmiyorum, kısmet. Cover projesi için o şarkıları bulup çıkarmak da büyük bir çalışma ve zaman istiyor.

Albümün keman kayıtları Prag'da yapılmış. Zaten Febyo Taşel de en batılı Funda Arar albümü olduğunu söylüyor. En başından beri albümün çıkış noktasında batılı bir albüm olması mı amaçlanmıştı? Amaçlanmasından ziyade, bu benim yıllardır istediğim bir çalışmaydı. Prag Senfoni Orkestrası ile bir iş yapmak istiyordum ama bu albüme kısmet oldu. Evet belki de en batılı albümüm. Hiç Türk enstrümanı yok bu albümde. Bir "Leblebi"de var ama o da Yunan şarkısı olduğu için darbukalar, ziller var. Onda bile ne keman var ne de başka bir şey. Şarkılarımız da bizi buraya yönlendirdi. Her şarkıyı gidip de senfoni orkestrasına çaldıramazsınız. Şarkının da ona uygun olması lazım. Bizim repertuvar ona çok uygun çıktı. Öyle çıkınca da bu çalışmayı yaptık. Benim yıllardır istediğim bir şeydi. Çok da beğeniliyor. Altyapıları kulağa çok güzel geliyor. Belki bundan sonraki albümlerimde de böyle çalışmalar yapmaya devam edebilirim.

Kişisel olarak fikrinizi almak istersek, sizce dinleyicilerin öne çıkaracağını düşündüğünüz şarkılar hangileri olacak? Albümle ilgili herkesin bir şarkısı var. O kadar zor ki! Aslında bu çok güzel bir şey. Demek ki albümün tamamında herkese hitap eden şarkılar var. Bir şarkıya yoğunlaşmıyor insanlar. Bir de benim albümlerimde dinledikçe hit şarkılar değişir. Şu an hit olan bir şarkı vardır ama bir ay sonra dinleyici başka bir şarkıya kayar. Böyle gelişiyor genelde. "Şarap Mevsimi", "Leblebi", "Geciken Gözyaşı", "Hayat Arkadaşı" çok seviliyor mesela. Ne yapacağım bilmiyorum. Hepsini seviyorlar. Sosyal medyadan da takip ediyorum. Oturup bir karar vereceğiz. İkinci klibi "Yok Yok"a çektik, hareketli bir şey olsun istedik. Gerçekten bu konuda çok kararsızım, zamanla bakacağız. Aslında öyle bir isteğim var ki, bu albümde en az 7-8 klip çekmek istiyorum.

www.aveamuzik.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder