23 Nisan 2013 Salı

RÖPORTAJ / Mabel Matiz - Yaşım Çocuk

Kendi adını taşıyan ilk albümüyle 2011 yılında profesyonel müzik dünyasında kendini göstererek; özgün müziği ve farklı ses rengiyle kısa süre içinde de büyük bir hayran kitlesi edinen Mabel Matiz, bir yıllık kısa bir aranın ardından yeni albümü "Yaşım Çocuk" ile yeniden dinleyicilerin karşısına çıktı. Hüzün barındıran ses rengi, güçlü kelimeleri ve melodik yapısıyla dikkat çeken şarkılarıyla yalnızca müzikseverlerin değil, sanatçıların da dikkatini çeken Mabel Matiz; Teoman, Göksel ve Cey'lan Ertem gibi isimlerin son albümlerine de birer şarkı verdi. Son dönemde "yeni nesil kent ozanı" olarak gösterilen genç sanatçı, tüm samimiyetiyle "Yaşım Çocuk" albümünün süreçlerini anlattı.

Henüz ilk albümde oldukça geniş bir kitleye isminizi duyurarak büyük bir başarı elde etmiştiniz. İlk albümün bu başarısı "Yaşım Çocuk"un hazırlıklarını ve üretimlerinizi ne yönde etkiledi?
"Yaşım Çocuk" ilk albümün başarısının üzerine ciddi anlamda bir şeyler koymak, aynı zamanda yeni ve bağımsız bir şeyler söylemek zorundaydı benim için. İçimden gelen sesleri ve kelimeleri durdurmadan bozmadan, kendi doğal akışında bu albümde bir araya getirdim. Tekrara ve sahteliğe düşmemeye büyük gayret ettim.

"Yaşım Çocuk"ta yer alan şarkıların ilham kaynakları neler oldu? Bu albüm sizin nasıl bir döneminizi yansıtıyor?
Albümdeki en eski şarkı 2008 yılından ama albüm büyük ölçüde son iki yılda yazılmış şarkılardan oluşuyor. Daha rahat ve özgür bir dönemimin şarkıları diyebilirim bunlar için. Kendimi dünyaya açtım, dağlar denizler dehlizler geçtim, her an her şeyden ilham aldım, almaya çabaladım diyebilirim. Şarkılar yer yer çok kişisel hikayelerden, yer yer ise geniş kalabalıklara, bütün bir topluma mal olabilecek duygu ve durumlardan söz ediyor. Bütün insanlık halleri ve uzak ya da yakın bütün dünya hikayeleri, bir şekilde bu albümün ve şarkıların ilham konusudur.

Şarkılarınızda bir şeytan tüyü var adeta. Şarkılarınızın başarısını ve kısa sürede geniş kitlelere ulaşmış olmanızı nelere bağlıyorsunuz?
Şarkılarımda yalan söylemiyorum. Palavra tek bir dize bile yok bence. Hem bir müzisyen olarak, hem de dinleyici olarak, müzikte en çok aradığım ve önemsediğim şey de bu. Yani sahicilik. Bunu biraz olsun insanlara geçirebildiysem ne mutlu. Ve müziğim herkesi kucaklıyor. Kimlik ayrılıklarını reddediyorum. Sözler tek bir başlıkta topluyor hepimizi: insan. Sanırım sorunun cevabı burada bir yerde yatıyor.

Sizin için yapılan "yeni nesil kent ozanı" yakıştırması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ozanlık müessesesi kolay erişilebilecek bir yer değil. Ben yolun henüz başlarındayım, macera uzun. Dünyaya diyecek ve dokunduracak sözü olan, bunu ciğeri sökülürcesine çıplak, yalın ve olduğu gibi söyleyebilen, her yalnız kadar, ben de bu yola baş koymuş durumdayım. Aşırı özel bir çabaya girmesem de, bu çok değerli bulduğum yakıştırmanın hakkını vermek için elimden geleni yapıyorum, yapacağım.

Albümde vokal koçluğunuzu Tolga Görsev üstleniyor. Neden bir vokal koçuyla çalışmak istediniz?
Müziğin her alanında olduğu gibi; şarkıcılık da uzun, meşakkatli, devamlı bir çalışmayı, süregelen bir kişisel gelişimi gerektiriyor. Bu yolda atılacak her adım, alınacak her yardım o müziğin ve şarkıcının faydasına. Tolga'nın uygun yönlendirmeleriyle, şarkılarımın ve müziğin içine daha rahat girdiğimi, sesimin sınırlarını ve köşelerini biraz daha iyi tanıdığımı söyleyebilirim. Bu bana bir şarkıcı olarak çok şey kattı.

Albümde bir de cover şarkı yer alıyor. Yıldız Tilbe'nin "Aşk Yok Olmaktır"ı albüme nasıl dahil oldu, biraz bahsedebilir misiniz?
"Aşk Yok Olmaktır"ı iki yıldır konserlerimizde çalıp söylüyorduk. Bir şekilde müziğime dahil olmuş şarkılardan biriydi. Aşk üzerine yazılmış en güzel şeylerden biri. Yıldız Tilbe, sağ olsun, büyük bir alçak gönüllülük ve cömertlikle şarkıyı bana hediye etti ve "Aşk Yok Olmaktır" albümün can damarlarından biri oldu böylelikle.

Özge Fışkın ve Göksel'in de iki şarkıda vokalleriyle yer aldığı bir albüm "Yaşım Çocuk". Bu iki sevilen ismin albüm sürecine dahil olması nasıl gelişti?
İkisi de arkadaşım, ikisine de bayılıyorum. Vokal teklifinde bulunan bendim, seve seve kabul ettiler, içtenlikle söylediler. Şarkılarımı yücelttiler sağ olsunlar, ne de güzel oldu.

Albüm kapak tasarımı da yine ilk albümünüzde olduğu gibi oldukça farklı. Albümün görsel tasarım süreçlerinde özellikle nelere dikkat ediyorsunuz?
Müziği yaparken kapıldığım hisler, onu görsel olarak sunma aşamasında da devam ediyor. İnsanlara ilham vermek, genel manzaranın ucunu açık bırakmak hoşuma gidiyor. İlhama ve hayale bu kadar açık şarkıların ana başlığındaki yani kapaktaki resim de bunu desteklemeli diye düşünüyorum. Kapakta bütün kadrajı kaplayan gerçek bir fotoğrafımı görmekten hoşlanmazdım sanırım. Bu yüzden illüstrasyon çalıştık, renklerin ihtimallerin ve dolayısıyla hayallerin ucunu açık bıraktık.

Çıkış şarkınız "Zor Değil", sözleri size, müziği size ve Mete Özgencil'e ait bir çalışma. "Zor Değil"i çıkış şarkısı olarak seçmenizi sağlayan etkenler neler oldu?
"Zor Değil" ilk dinleyişte insanları saran, melodisi ve keskin sözleriyle akılda kalan şarkılardan biri. İlk etapta albümü en geniş kitlelere duyurabilecek, güçlü bir şarkı. Benim için albümdeki birçok şarkı ilk klip şarkısı olabilirdi, hatta uzun süre "Yaşım Çocuk"a klip çekelim diye ağlayıp sızlandım. Ama "Zor Değil"e gelen reaksiyon bambaşka. Bunu fark ettik ve ilk klibi ona çektik.

Şimdiden ikinci video klip için önceliklendirdiğiniz bir şarkı var mı?
"Aşk Yok Olmaktır" ya da "Alaimisema" gibi görünüyor.

Bir röportajınızda "limon, portakal bahçeleri arasında, şarkılar ve türküler içinde, dünya mutlusu bir çocukluk geçirdiğinizi" söylemiştiniz. Şarkılarınızı dinlerken de böyle bir atmosfer hissediliyor. Çocukluğunuzun şarkılarınıza nasıl bir yansıması oluyor?
Çocukluk dönemi insanın ana kimyasının anahtarı bence. Bir şekilde sizi var eden ve oluşturan pek çok şeyin izi oralarda yatıyor. En azından benim için öyle. Gizli yaramaz, içe kapanık, her daim suç peşinde, özgür ve mutlu çocukluk fotoğraflarım, bir şekilde yazdığım şarkılara yansıyor olabilir.

Yasal dijital müzik platformları hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce müzik dünyasında bu yasal platformlar nasıl bir yer tutuyor?
Oldukça önemli ve gerekli buluyorum. Bu yasal platformlar bir yandan müziğin yaygınlaşmasını ve iletimini hızlandırırken, bir yandan da müzik üreticilerinin yasal haklarının korunmasını ve takibini sağlıyorlar. Tüketim çağının ortasında, teknolojinin bütün üretim alanlarına ket vurduğu ve zarar verdiği bu yıllarda, olması gereken, daha da büyümesini yayılmasını dileyeceğim bir sistem bu.

www.aveamuzik.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder