6 Temmuz 2010 Salı

RÖPORTAJ / Gece Yolcuları - GC 2010


2000'li yılların rock müziğe kazandırdığı en başarılı gruplardan olan Gece Yolcuları, bu yıl Nisan ayında yayınladıkları yeni single çalışması "GC 2010" ile müzik çevrelerinden yine tam not aldı. "Bir Bilsen" şarkısının video klibi ile ekranlarda sıkça rastladığımız grubun sevilen vokali Edis İlhan ile Gece Yolcuları'nın renklerini Avea Müzik sayfalarına taşıdık.

Albümlerinizin mutfağında hep Cem Özkan imzası gördük. Bu defa nasıl bir ekiple çalıştınız?
Cem Özkan ile üç albüm bir single süresince hep beraber çalıştık. Sizin dilinizden anlayan bir ekiple çalışmak her zaman insana güven veriyor. Rahat çalışma imkanı sağlıyor. Sizi anlamayan insanlarla çalışmak huzursuz ediyor, size orada zaman kaybettirebiliyor, hayal ettiğiniz bir şeyi hayata geçiremiyorsunuz. Dolayısıyla sizi anlayacak bir ekiple çalışınca, orada zaten Gece Yolcuları'nın parmak izini basmasına sebep oluyor. Oradaki bir melodiyi duyduğunuzda "Hah işte! Bu Gece Yolcuları'nın şarkısı!" demenize sebebiyet veriyor. Cem Özkan ile çalışmayı da bu açıdan çok seviyoruz. GC 2010'da yine onunla çalıştık. Güzel bir çalışma olduğunu düşünüyoruz. Cem Özkan da zaten Gece Yolcuları ailesinden biri. Tatlı bir dostluğumuz var. Dolayısıyla yine çok severek çalıştık.

Müzik kariyerinizde ilk defa bir single ile dinleyicilerin karşısına çıktınız. Albüm yerine single olmasının sebebi neydi?
Müzik dünyası artık değişiyor. Dijital platformların açılması ile müzik dünyası da başka bir yere gidiyor. Belki bundan sonra birçok sanatçı da bunu tercih edecektir. Single'lar çıkacak, belki bunlar daha sonra albümde toplanacak. İki veya daha fazla şarkı ile maxi single'lar çıkacak. Bizim de ilk denememizdi bu. Firmamızın da aldığı karar bu yöndeydi. Biz şarkılarımızı sadece dijital platformlar üzerinden ulaştırmayı düşünürken, aynı zamanda fiziki olarak da sunalım dedik. Güzel bir şey yaptığımızı düşünüyorum. Yaptığımız işin formatı önemli değil aslında, önemli olan Gece Yolcuları'nın şarkılarının insanlara ulaşması. Single, albüm veya dijital olması hiç önemli değil. Single sadece bir format. Amaç ise şarkılarımızı ulaştırmak.

Yani, "Gece Yolcuları single'ı sevdi, bundan sonra da single yayınlayabilir" diyebilir miyiz?
Tabi, neden olmasın? Albüm yapmak tabi ki bir sanatçı ve grup için önemli bir şeydir ama single'ın da ayrı bir keyfi olduğunu düşünüyorum. Bir kere çok enerji dolu oluyorsunuz çünkü 4-5 ayda bir yeni bir şeyler üretiyorsunuz. Heyecanı da aslında çok büyük. İnsanı da daha zinde tuttuğunu düşünüyoruz. Özellikle rock grupları için single'ı özellikle tavsiye ediyoruz. Kayıtlar esnasında ne demek istediğimizi anlayacaklardır. Bir albüm kaydedip 2-3 yıl beklemek gibi değil bu. İnsanı daha bile taze tutuyor olabilir.

Single'da yer alacak şarkılara nasıl karar verdiniz?
Bizde şöyle bir durum var, herkes eteğindeki şarkıları döküyor ortaya. Sonra bütün herkes o şarkıya sahip çıkıyor ve "Gece Yolcuları" gömleği o şarkıya giydiriliyor. Biz bu single'ın kayıtlarına girerken 10 tane şarkımız hazırdı aslında. Fakat bu iki şarkıya yükseldik ve bunların üzerine yüklendik. Bir hareketli, bir de slow tempoya yakın bir şarkı oldu. Enerjimizi yükseltti bu şarkılar, her birimizin hoşuna gitti. Klasik "Gece Yolcuları" şarkıları oldu. Hatta Uğur bir röportajında "Gece Yolcuları'nın kısa kollu albümü" gibi güzel bir benzetme yapmıştı. Hem mini bir albüm olması hem de yaza girerken çıkmış olması dolayısıyla bu da çok yerinde bir benzetme oldu.

Peki hazırladığınız diğer şarkılar?
Birçok şarkı var aslında ve yapmaya da devam ediyoruz. Niyetimiz bundan sonra bir albüm çıkarmak ama kendimizi sınırlandırmıyoruz. Bu single olabilir, dijitalden paylaşım olabilir. Albüm tabi ki yapılacaktır. O her zaman aklımızda ama bir zaman verip de dinleyicilere mahçup olmak da istemiyorum.

Bugüne kadar yapmış olduğunuz şarkılarda keskin bir hüzün teması göze çarpıyor. "GC 2010"da da yine hüzün hakim...
Evet, aslında hüzünlü ve melankolik şarkılarımız daha çok ön plana çıkıyor. Normalde çok dinamik şarkılarımız da var. Bambaşka konular anlattığımız ve konserlerimizde çaldığımız şarkılarımız var. Çekirdek dinleyici kitlemiz onları bilirler. Fakat genelde ön plana çıkanlar hüzünlü aşk şarkılarımız oldu. Demek ki bunu iyi beceriyoruz. İnsanlar da bunu alabiliyor. Ben bunda kötü bir şey görmüyorum çünkü birçok grup sadece aşk parçaları yapmıştır. Bir kısmı sadece protest işler yapmıştır. Güzel olsun ve ustalıkla yapabilelim, insanlar beğensin, önemli olan budur. Aşk da sevgi gibi, nefret gibi, barış gibi çok evrensel ve insana dairdir. Zamanı ve mekanı yoktur. 50 yıl sonra da aşk aşktır, Kamboçya'da da aşk aşktır, burada da. Evrensel duygulardan bahsetmek bir sanatçının da görevidir. Aşk, hüzün, ayrılık, acı, nefret her şey insana dair olduğu için bunda kötü bir şey yok. Başka arkadaşlarımız da başka temalı işler yapsınlar. Bu anlamda biz iyisini yapabiliyorsak ne mutlu bize.


"Bir Bilsen" şarkısının hikayesini bize anlatabilir misiniz?
Çok hüzünlü bir durumu var aslında bu şarkının. Tek gitarla bile çalınıp söylenebilir. Grup müziğinde ise ilk kayıtta bu halini aldı. Ben biraz daha slow hayal etmiştim ama dinamiği çok güzel oldu. Bir "Gece Yolcuları" şarkısına dönüştü. "Benim" değil, "bizim" şarkımız oldu bundan sonra da. Güzel bir aşk parçası olduğunu düşünüyorum. Sözler de naif ve hoş. Özellikle ikinci bölüm için bazen "Yahu ne güzel yazmışım!" diye düşünüyorum.

Peki single'da yer alan ve Uğur Arslantürkoğlu'nun şarkısı olan "Dönülmüyor"?
Uğur'un şöyle bir özelliği vardır. "Unut Beni" şarkısı, sizlere merhaba dediğimiz bir şarkıdır ve hit olmuştur. Uğur mesela bugüne kadar hikayesini hiç anlatmamıştır. Hep şunu söyler; "Benim de çok sevdiğim şarkılar vardır ama hikayesini dinleyince benim hikayemden farklı olduğunu duyup hayal kırıklığına uğramışımdır, o yüzden herkes kendi hikayesini bulsun" der. O yüzden onun şarkısının hikayesini burada ben anlatamam. Aslında Uğur'unki de çok güzel bir bakış açısı. Şarkıyı sevmek, zaten şarkıyla bir empati kurmaktır. Karşı taraf "Ben de bunu yaşamıştım!" dediği anda şarkıyla bir empati kurarsınız. Uğur da burada olsaydı eminim ki hikayesini anlatmazdı.

"Bir Bilsen"in klip aşamasından bahsedersek?
Klibimiz Fransa'da yaşayan ve ara ara Türkiye'ye gelen, Türk yönetmen Meta Akkuş tarafından çekildi. Onun haricinde yine model bir arkadaşımız geldi. Klipte performans görüntüleri ön plandaydı. Zaten hikaye anlatmak değil de daha tatlı, naif bir klip çekmek istedik. Benim bir şanssızlığım oldu. Gözümde bir problem oldu o bizi bir süre çok gerdi ama sonuç olarak hoş bir sonuç elde ettik.

Şarkının sözleri ile klipte yer alan oyuncunun hareketlerinin tezatlığı senaryonun bir parçası mıydı?
"Aşk neydi çok eskiden" derken, nakaratta eskiyi de gösterip aynı zamanda kızın eskiden ne kadar mutlu olduğuna değinen bir ironi vermek istedik, bu yüzden de hareketlerle sözler zaman zaman tezatlık yarattı.

"Dönülmüyor" da kliplenecek mi?
Biz çok isteriz! Belki sonbahara doğru olabilir. Keşke elimizde olsa da birçok şarkımıza klip çekebilsek. Tabi ki amacımız "Dönülmüyor"u da kliplendirmek. Umarım yapabiliriz.

Resmi internet sitenizde grubun müzikteki hedefi için "kendi müzik anlayışını ve kulvarını oluşturmak" diye bir ifade var. Şimdi bu hedefin neresindesiniz?
İlk çıktığımız anda böyle bir manifesto koymak çok riskli bir şeydi. "Biz melodik pop rock yapıyoruz" diyorduk ama aslında amacımız "Gece Yolcuları müziği yapıyoruz" demekti. Kendi sesimizin peşindeyiz. Biraz daha özgün olmak çok büyük zorluklar getiriyor. Herhangi birini dinlediğimizde "Aaa bak, bu şuna benziyor!" demek çok kolay bir şeydir. Siz kendinize ait bir şeyler yapmak isterseniz o biraz daha zorlu bir yoldur. İlk albüm çıktığından bu yana altı yıllık süreçte Gece Yolcuları'nın dediğinin arkasında yer aldığını görüyorum. Çünkü bir rock müzik yelpazesi var ve aklınıza gelen ilk 10 grubu sayarsanız Gece Yolcuları'nı da bu ilk 10 içinde sayarsınız. Kendine ait bir rengimiz var o yelpazenin içinde. Başka bir grup da kendi rengini oluşturmuştur. 2000'li yıllarda çıkan ve akranımız olan birçok grubun da bunu başardığını görüyorum. Bir kısmı kendi müziğini yarattı. Gerektiğinde kendi müziğimize Türk müziği enstrümanları kattık, gerektiğinde başka bir rap sanatçısı arkadaşımızla, gerektiğinde senfoni ile... Tüm bunlar hep bizim isteğimizle oldu ve hepsi bizim kendi rengimizi oluşturdu. O anlamda kitlemiz de bizi yalnız bırakmadı. Yüz binlerce insanın gözünün içine bakarak şarkılarımızı söyleme imkanını bize verdiler, onlara da çok teşekkür ederim.

Albüm kapağındaki bu renkler de bahsettiğiniz, Gece Yolcuları'nın kendi rengini oluşturmasının bir simgesi mi?
Evet anlam olarak bu da var tabi ki! Görsele baktığınızda koyu renk gökyüzü tam artık aydınlığa vurma rengidir, tam gece değildir. Rengarenk gökkuşağı renkleri de var. Gece Yolcuları'nın geçtiği yerleri rengarenk boyadığını anlatır bu kapak. Ağaç, hayat ağacıdır. Orada bulunan yıldız, bize yol gösteren ve gitmek istediğimiz yıldızdır. Sembolik bir anlatımı var aslında ama bizim çok keyifle tasarladığımız bir kapaktı ve renkleri bahar ve yaza bir armağandı aslında. Tasarımlar da onun üzerinden çıktı. Semboller bizim hayallerimizi, hedeflerimizi simgeliyor ve biz bu yolculukta geçtiğimiz yerleri konserlerimizle, şarkılarımızla rengarenk boyamaya çalışıyoruz.

Gece Yolcuları'nın bir sonraki adımı nedir?
Şu an büyük bir turneden geldik. Kendi işlerimizle beraber bir ayda belki 23-24 şehir gezdik. Çok güzel bir turneydi bizim için. Bundan sonra da yine konserlerimiz devam ediyor. İnternet sitemizden ve sosyal ağlardan da dinleyicilerimiz bizi takip edebilir ve gerekli bilgilere ulaşabilirler. Belki bir iki projemiz olabilir. Başka sanatçılarla ortak projeler düşünüyoruz ama henüz netleşmeden açıklamayalım.

Sadece dijital alanda şarkılarınızı yayınlamaya sıcak baktığınızı söylediniz. Peki sanatçı gözüyle, dijital platformların gelişmesi için ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
Dijtial satışın önümüzdeki yıldan itibaren fiziksel satışı geçeceğini duymuştum. Belki geçmiş bile olabilir. Geleceğin dijital satışta olduğunu bilmek gerek. Ben şahsen korsan indirmiyorum. Onun yerine lisanslı, anlaşmalı, yasal siteler var. Bu sitelerde indirmekten de öte sadece dinleme şansınız da var. Radyonuzu oluşturabiliyorsunuz, istediğiniz sanatçının istediğiniz şarkısını dinleyebiliyorsunuz. Belki indirmeden çok dinleme öne geçecektir. Bu anlaşmaların bu yönde yapılması gerekiyor bence. Çünkü bu platformlar müzik sektörünün geleceği olacaktır. Satıştan da öte hem yapımcıyı, hem besteciyi, hem yorumcuyu koruyabilecek, hem de siteye kazandırabilecek. Dolayısıyla bunların lisanslandırılması en büyük ölçüt diye düşünüyorum. MÜYAP'ın önemli çalışmaları var, bir müzisyen olarak onlara saygı duyuyorum. Bazı arkadaşlarımız hiç ilgilenmiyor, bence gelecek dijitalde ve biz buna ayak uydurabileceğiz diye düşünüyorum. İnternetin yaygınlaşması ile beraber adapte olacağız. Özellikle de sadece şarkı dinlemede anlaşmalara biraz daha dikkat edilebilir. Bu arada sizlere de çok teşekkür ediyorum. Büyük emekler harcıyorsunuz, sanatçıların reklamlarını yapıyorsunuz. Bu kadar emek veren dijital platformlar artmışken gidip de korsan ve kalitesiz müziği indirmektense, o siteye üye olup, oralardan indirip müzikte üretime destek verelim. Müzik erozyona uğruyor. İyi bir şeyler yapmak istiyorsunuz ama evdeki hesap çarşıya uymuyor. Birçok genç arkadaşlarımı görüp, onlara çok üzülüyorum. Böyle giderse, o çocuklar belki beş sene sonra istedikleri şeyi yapamayacaklar. Dijital bizim geleceğimiz. Sizin gibi platformlara ben teşekkür ediyorum. Umarım kısa sürede altyapılar daha da çok gelişir ve iki-üç sene sonra tekrar burada oturup "Bak o günlerden bu günlere geldik!" diye konuşuruz.

03.07.2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder