Çocukluğundan beri müzikle iç içe yaşayan Gülçin, henüz sekiz yaşında piyano eğitimi alırken aynı zamanda da Devlet Opera ve Balesi'nin çocuk korosunda yer aldı. Henüz o yaşlarda müziği ve sahneyi tanıyan Gülçin ortaokul, lise ve üniversite eğitimini bale ve modern dans üzerine aldı. Profesyonel müzik kariyerine ise 2005 yılında bir grubun üyesi olarak başlayan ve 2010 yılında da kendi kanatlarıyla uçmak isteyen Gülçin, 2011 yılının ilk günlerinde hayranlarının da merakla beklediği maxi single çalışması "Bravo!" ile dinleyicilere bu defa tek başına merhaba dedi. Farklı tarzı, güçlü sesi, dansları, güzelliği ve pürüzsüz vokaliyle çok kısa sürede dikkatleri üzerine çeken Gülçin'le yaptığımız keyifli söyleşi bu hafta AveaMüzik sayfalarında sizlerle buluşuyor.
İlk solo çalışmanız "Bravo" yayınlandı. Peki solo bir çalışma yapmaya karar verdiğiniz dönemde ne gibi teklifler alıyordunuz?
Gruptan ayrıldıktan sonra solo albüm yapmak için birçok teklif geldi. Bir süre düşündüm. Doğru bir karar vermem gerekiyordu. Aylar sonra da şimdiki şirketimle anlaşma yaptım. Onun dışında zaten albümden önce birçok film ve dizi teklifleri de geldi ama benim için öncelikli olarak müzik olduğundan, benim için bu teklifler çok da önemli değildi.
"Bravo"nun öncesine gidelim biraz... Single çalışmanızdan önce, adımlarınızı artık tek başına atıyor olmanın herhangi bir endişesini yaşadınız mı?
Hiçbir zaman tek başıma karar almaktan ve adım atmaktan korkmadım. Çünkü ben yapamayacağım şeyleri hayal etmiyorum. Öyle bir endişem yoktu, o yüzden hiçbir zaman korkmadım.
Peki özgür olmak size neler kattı?
Özgür olmak güzel. Ayrı sorumlulukları var. Her yaptığınız hata ve başarı size ait. "Acaba ne istesem kendimden?" diye soruyorsunuz. Sizi çok fazla yönlendiren kişiler olmuyor. Tabii ki yardım aldığım, çok değer verdiğim müzisyenler ve prodüktörlerim var ama özgür olmanın da başka sorumlulukları var. Birçok şey üretiyorsunuz. Üretirken, bir yandan da kendimi ifade etmek benim için çok önemliydi, buna da çok dikkat ettik.
Ara verdiğiniz dönemde neler yaptınız?
İki sene ara verdiğim dönemde şarkı seçimleri oldu. Ben gruptan ayrıldıktan sonra bir süre ara vermiştim zaten, kendimi dinlemek istemiştim. Bu arada da birçok şarkı geldi. Ben de demolar yaptım. En sonunda kararlaştırdık. Mayıs ayında da Deniz Erten'le beraber "Ara Ara" şarkısını yaptık. Daha sonra alt yapıları yapmaya başladık. Aktif olarak albüm hazırlığına Mayıs ayından itibaren başladık diyebilirim. Ocak'ta da albüm çıkmış oldu.
2005 yılında müzik dünyasına adım atan Gülçin ile şimdi tek başına yol alan Gülçin'e baktığımızda nelerin değiştiğini görüyoruz?
Tabii ki altı yıl içerisinde yaşadıklarım doğrultusunda ben de olgunlaştığımı düşünüyorum. Bu paralelde şarkılarım da yaşadıklarımdan etkilenerek ortaya çıktı. Giyim tarzım da bu altı yılı yansıtıyor. Değişeyim, ya da şöyle bir imaj oturtayım kendime diye bir çabam hiç olmadı. Tamamen kendimi ifade ediyorum.
Single çalışmanıza gelirsek... İki şarkıda sizin imzanız varken, "Ara Ara"da da bir ortaklığınız mevcut. Ne zamandır kendi şarkılarınızı yazıyorsunuz?
Ortaokuldan beri yazıyorum aslında. Kendimi ifade ederken, konuşmaktan daha çok yazmayı tercih ediyorum ama şarkı haline getirme durumu 2009 sonu ve 2010 yılında başladı. O dönemde birçok demo yaptım. Kafamda duyduklarımı ilk başta demolarıma yansıtmam gerekiyor. Doğru bir şekilde yansıtınca tamamen değişik bir parça olabiliyor. Şarkılarda da yaşadıklarımdan yola çıkıyorum. Birçok işte ve genel olarak hayatta iyi ve kötü birçok şey var. Ben kötü olan şeyleri bile olgunlukla atlatabileceğimize değinmek istiyorum şarkılarda. İnsanlar günlerini benim şarkılarımı dinleyerek güzel geçirsinler istiyorum. Üç - dört dakika da olsa başka bir dünyaya gitsinler istiyorum. Bu benim için çok önemli. Herkesin sevebileceği ve aynı zamanda kendimi de doğru ifade edebildiğim şarkılar yapmaya çalıştım. Çok da güzel tepkiler aldık. Klip de çok ilgi çekti. Dinlenme sayıları da dijital platformlarda çok yüksek. Hepimizin tercihleri hayatımızı yönlendiriyor. Her yaptığımız şey de aslında bir tercih meselesi. Bu single'da ilk defa çok huzurluyum. Çünkü bütün tercihlerim yerli yerinde. İlk defa böyle bir şey yaşıyorum ve bu da beni çok mutlu ediyor.
Peki özellikle mi kendi şarkılarınızla çıkmak istediniz?
Tabii. Benim için önemli olan kendimi ifade etmekti. Aynı zamanda benim için şarkı bulmak da çok zordu. Çünkü ben söylemeyeceğim cümlelerden şarkılar söylemek istemiyorum. Mesela bana şöyle bir şarkı gelirse "Aşık oldum ama bitti, unuttum gitti" gibi şeyler söyleyen bir şarkıyı asla söylemem çünkü ben aşık olsam hiçbir şekilde böyle "unuttum gitti" gibi şeyler söylemem. Benim için her yaşadığım şey, cebime attığım bir derstir. Böyle şeylere çok dikkat ediyorum. O yüzden şarkı bulmak da benim için o anlamda zor oluyor. Bir de biraz farklı bir tarzda olduğu için de önce kendimi bu şekilde göstermem gerekiyordu. Nasıl bir tarz istediğinizi kelimelerle anlatmak çok zor. Müzik anlatılmıyor.
Türkçe R&B - soul - funk müzikte ciddi bir boşluk mevcut. Peki siz bu boşluğu doldurduğunuzu düşünüyor musunuz?
Aslında Türkiye'de tarz anlamında bir boşluk doldurduğumu kesinlikle düşünüyorum. Farklı bir köşede durduğumu düşünüyorum. Farklı bir şekilde değerlendirilmem gerektiğimi düşünüyorum. Tarz anlamında bazı kişiler hip-hop filan diyor. Yaptığım müzik pop aslında ama içinde öyle bir şey ki; "Bravo"da funk var, darbuka da var ama çok gizli. Aynı zamanda "Yastıklara Sarılıp Yatar Mıydın?" şarkısında biraz R&B slow senkopları var ama en sonunda saksafon solo girince jazzy bir hal alıyor. "Ara Ara" tamamen pop ama elektronik etkiler taşıyan bir şarkı. Dünya popu diyebiliriz çünkü Türk pop müziği çok daha farklı. Ben bu albümü pop albümü olarak değerlendiriyorum. Bir boşluk doldurduğumu ve Türkiye'de ilk defa yapılmış bir şeyi yaptığımı düşünüyorum.
Solo kariyerinize albüm öncesinde bir single ile başlamanızın sebebi neydi? Dinleyicilerin nabzını ölçmek mi istediniz?
Ben az ve öz olsun istedim. Bir de gerçekten üstünde önemle çalıştık, çok fazla insanları bekletmek istemedim. Ben sahneden uzak kalmayı da çok sevmiyorum. O yüzden hemen böyle bir ön çalışma olarak bu single'ı çıkardık.
Peki albüm planlarınızda neler var?
Albümle ilgili birkaç tane koyacağımı bildiğim şarkılar var. Onun dışında yeni şarkılar yapacağız bu süreçte. Başkalarından da şarkı alabiliriz, onlara da açığız.
"Bravo"da yer alan şarkılarınız ve yenilenen imajınızla hayran kitlenizin yaş aralığı yelpazesini genişletebildiğinize inanıyor musunuz?
Ben buna kesinlikle inanıyorum ve bunu da deneyimliyoruz aslında. Sözlerden yola çıkınca, sözlerde bir eğlencenin altında aslında çok ciddi şeylerden bahsediyor. "Bravo bin puan" diyoruz ama orada kullandığım metafor da oyun dünyasındaymış gibi fakat aslında ego ile ilgili şeyler anlatılıyor. Eğlencenin altında onu da bulmak gerekiyor. "Yastıklara Sarılıp Yatar Mıydın?"da aslında birçok kişinin hayatında olan trajikomik gerçekler var. Birçok kişiyi duygulandıran ve etkileyen bir şarkı oldu. Benim de ağlayarak yaptığım bir şarkıydı. Çiftler arasında parola şarkısı gibi bir şey olmuş zaten. "Ara Ara" da insanların meşgul olunca birbirine mesaj attığı bir şarkı oldu. İnsanlar arabalarında, evlerinde şarkıları dinlemekten keyif alıyorlar. Özellikle "Yastıklara Sarılıp Yatar Mıydın?" yaş sınırını genişleten bir şarkı oldu. Orta yaşın üzerindeki kişilerin en çok ilgisini çeken bir şarkı bu. Bu yüzden çok mutluyum. Bunu yapmak önemliydi. Hatta bana "Yastıklara Sarılıp Yatar Mıydın?" şarkısını dinleyen başka tanıdığım bir müzisyen arkadaşım, bu sözlerde öyle bir şey var ki yaşından daha büyük şeyler söylüyorsun aslında demişti ve bunun kendisini biraz korkuttuğunu söylemişti. Ama bunlar benim yaşadığım şeylerdi. Yaşımla beraber yaşadığım şeyleri yazdığım için onlar gerçeklerdi. O yüzden bunu da yaş sınırı tanımaksızın herkes algıladı diye düşünüyorum. Umarım zamanla da daha fazla yayılacaktır.
Gelen tepkiler yönünde ikinci video klip için aklınızda şekillenen bir şarkı var mı?
Şu anda "Yastıklara Sarılıp Yatar Mıydın?" şarkısına klip çek diye bir talep var. Talepleri görmezden gelemiyorum. İmza günü talebi de çok geliyor. Demek ki görmezden gelmememiz gereken bir şeyler var. Seyirci ne isterse onu yapmak zorundayız, bu bizim görevimiz.
Güçlü bir sesiniz ve dans eğitiminiz var. Eurovision gibi uluslar arası bir platformda ülkemizi temsil etmeye sıcak bakıyor musunuz?
Tabii ki sıcak bakarım, bu çok önemli bir görev bence. Elimden gelenin en iyisini yaparım ülkem için. Böyle bir şey söz konusu olursa cevabım evet olur.
Peki yarışma için nasıl bir şov hazırlarsınız?
Bu sadece benim isteklerim doğrultusunda olmuyor sanırım ama benim gönlümden geçen İngilizce ve Türkçe karışık, hareketli ve ülkemizi de yansıtan bir müzik olması. Asıl eğitimim dans üzerine olduğu için tabii ki dans ederim, ben dans etmezsem yanlış olur.
Önümüzdeki günlerde sahne alacağınız konserler de olacak. Konserlerinizde nasıl bir sahne şovu düşünüyorsunuz?
Bu aralar onları konuşuyoruz ve planlıyoruz. Daha çok canlı performans ağırlıklı olacak. Kendi şarkılarım dışında Türkçe ve İngilizce cover şarkılar da söyleyeceğim. Dansçılarım tabii ki olacak. Onlar her zaman olacaklar zaten. Dansçılarım yurtdışından geliyorlar, şu an onun organizasyonunu yapıyoruz.
Repertuvarınızda yer vereceğiniz cover şarkılardan belli olanlar varsa bizimle paylaşır mısınız?
Mesela repertuvara koyacaklarımız arasında şimdilik Bon Jovi'nin "It's My Life" şarkısı, P!nk'in "Funhouse" şarkısı var.
www.aveamuzik.com
29.04.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder