9 Ağustos 2010 Pazartesi

RÖPORTAJ / Özlem Tekin - Bana Bi'şey Olmaz

Türkiye'de rock müzik denince ilk akla gelen kadın yorumculardan Özlem Tekin, beş yıl aradan sonra yayınladığı "Bana Bi'şey Olmaz" albümü ile uzun süredir geri dönüşünü bekleyen hayranlarını sevindirdi. Rock müziğe bakışını ve yeni albümünü büyüteç altına aldığımız başarılı sanatçı, sorularımızı tüm içtenliğiyle yanıtladı.

Uzun bir süre müziğe ara vermenize sebep olan ve beş yıl aradan sonra da sizi albüm yapmaya iten nedenleriniz nelerdi?
Bir kere albüm yaptınız mı adam olmuyorsunuz, bir daha hemen yapmak istiyorsunuz. Konser çok önemli bir şey, insan da yeni şarkılarla konserler vermek istiyor. Zaten bu albümü yapacaktım ama biraz dinlenmeye ihtiyacım vardı. Bir de bir şirketle anlaşma yaptığınız zaman 1,5 yılda bir albüm yapmanız gerekiyor, benim anlaşmalarım da bitmişti. Dolayısıyla bir ara verip, şöyle bakıyım "müzikte neredeyim, artık insanlara ne vermek isterim, ne yaşayayım da dinleyicilere yansıtayım, onlara müziğin hangi tarafını gösteriyim, konserlerde nasıl davranmak istiyorum" diye bir düşünme süreci tanıdım kendime. Bence tüm sanatçıların bunu yapması gerek. Yoksa bir buçuk senede bir şarkı yetiştirmekle iş çok kötü bir yere gidiyor. Artık el kamerası ile evden klip çekmeye başladık. Bir de benim geçen albümden sonra bir internet ve korsan şoku yaşadık. Dolayısıyla bize maddi bir geri dönüş olmadı. Aslında geri çekilmemde en büyük etken bu oldu. Hak da veriyorum, özellikle rock dinleyicisinin gerçekten maddi durumu çok yeterli değil. Bizler konserlerden biliriz, bir içki içip konseri seyredebilirler. Onlar pop müzik seyircisine benzemez. Pop dinleyicileri masa yaptırırlar, şampanya açtırırlar, durumları yeterlidir. Fakat rock müzik dinleyicisi öğrencidir, harcı vardır, yurdu vardır, bunları düşünür. Biz bunu bildiğimiz için onu bilerek davranırız. Bir konserde para harcamak onlar için büyük sorundur. Kızamıyoruz da, ama bizim de para kazanmamız gerekiyor ki tekrar bu işi yapabilelim. Bu kanunların açığından kaynaklanıyordu ama yavaş yavaş bu problem yok olmaya başladı. Bu da beni müziğe döndüren etkenlerden biri oldu. Artık insanlar albümün kıymetini anladılar. Bir albümü kapağıyla birlikte almak, o albümün evinde rafında durması, arabasında onun durmasına önem veriyorlar. O yüzden de dinleyicinin albümü alacaklarına inanıyorum. Almazlarsa bir daha da albüm yapmayacağım zaten.

Bir röportajınızda, albümün pop-rock altyapısı için "yola çıkışımız bu doğrultuda değildi" diyorsunuz. Ne gibi sebepler çıktığınız yolun yönünü değiştirdi?
Yok, o yanlış anlaşılmış. Bir isim koyarak çıkmadık yola, bunu anlatmak istemiştim. "Pop rock" gibi bir isim koymadık. Sadece yıllardır çalıştığım müzisyen arkadaşlarımla (Can Şengün, Murat Çekem, Tahsin Endersoy) bir araya gelip ne yapabiliriz diye konuştuk, herkes ortaya birer fikir attı. Ozan Doğulu ile daha sonradan arkadaşlığımız ve çalışmamız başladı. Herkes en sevdiği şeyi, en eğlenceli şeyi ortaya attı ve insanlara enerji verecek bir müzik yapalım dedik. Çünkü bizler de öyle yaşıyoruz. Albümdeki back vokallere kadar istediğimiz müziği yaptık. Levent Candaş bas çaldı, Volkan Öktem davulları çaldı, bu halka hep genişledi. Aynı şekilde düşündüğümüz arkadaşlarımızla toplandık. Biz 80'li yılların sonlarında, 90'ların başında rock müzik ile çok eğleniyorduk. Sizler rock müziği ağlak, arabesk ve depresif bir şey sanıyorsunuz. Günümüzün rock müzik icra edenleri savaşmıyorlar bile. Rock müzik savaşır, düzene hayır der, "dediğinizi kabul etmiyorum, ben istediğimi yapacağım" der. Bizim anladığımız buydu. Yeni jenerasyona bunu tanıtmak istiyoruz. Herkes çok üzülüyor, ağlamaklı, depresyonda. Rock müzik öyle bir şey değil. O sadece rock müziğin bir dalı. Depresyonda olanların dinleyeceği bir dal. Yoksa rock müzik enerji verir. Dans etmek için sadece Demet Akalın, Hande Yener dinlemek zorunda değilsiniz. Rock müzikte de çok güzel eğlence bulabilirsiniz, size enerji verecek sözler ve müzikler bulabilirsiniz. Böyle bir rock türü yok maalesef şu an. Türkçe rock ağlak bir yere gitti. Ona da üzülüyordum dışarıdan bakınca. Dolayısıyla biz de öğrendiğimiz sound ile çok mutlu bir rock albümü yaptık. Bunu yapacağımızı bilmiyorduk gibi bir durum yok. Tabi süpervizörümüzün Ozan Doğulu olması çok anlam kattı. İlk kez çalıştık. Doğulu kardeşler yaptığımız işe güneş açtırdılar. Ozan çok başarılı bir müzisyen, çok da güler yüzlü. Her konuda çok yardımcı oldu. Zaten klavyelerin çoğunu da o çaldı. Bir de onun için çok yeni bir şey yaparak rock çaldı. Antika bir alet olan, çok klasik ve artık iyice 70'lerin klasik synthesizer modelinin orjinalini getirtti ve onu çaldı. Tüm yaylıları o düzenledi, albümde bir tane düzenlemesi de var. Dolayısıyla albüm çok ilginç bir yere gitti tabi ki. Biz sadece eski rock arkadaşları olarak yapsaydık belki bu kadar pırıl pırıl bir albüm yapamayabilirdik. Şu anda 7'den 77'ye rock dinleyicisinden popçusuna kadar herkesin dinleyebileceği bir albüm yaptık. Çok mutlu ve gururluyuz.

O zaman bu albüm çok önemsediğiniz ve hepsi arkadaşlarınızdan oluşan bir grubun ürünü diyebiliriz...
Kesinlikle. Bu yeni orkestra ile kıyamet kopacak. Aynı ekiple konserlerde de çalacağız. Hepsi daha önce de bahsettiğim gibi Türkiye'nin en seçkin müzisyenlerinden oluşmuş insanlar. Gençliğimizde de hepimizin beraber çalışmışlığı vardır. Onlara çok güveniyorum, çok güzel çalışıyoruz. Herkes virtüöz ama ona rağmen herkes de çok alçakgönüllü. Ben de onlara yetişmeye çalışıyorum.

Müzik kariyerinizde ilk kez bir slow şarkı ile çıkış yaptığınızı görüyoruz. "Yatağım Boş" ile çıkış yapmanız, bu olgunluk ve değişim süreciniz sonucu oluşan bir tercih mi oldu?
Hayır, o kesinlikle şarkının büyüsü. Aslında albümün adı "Bana Bi'şey Olmaz". Bu şarkıyla da çıkabilirdim ama o şarkının yeri çok önemli benim için. "Yatağım Boş" bir Burak Uçkun bestesi. Bu albümü bir an önce yapıp, bu şarkıyı konserlerde söylemeyi çok istedim. Duyduğum en güzel balladlardan biri. Burak'ın yüreğine ve müzisyenliğine sağlık. Kendisi şarkıyı benden daha güzel söylüyor. Çok başarılı bir müzisyen olmasına rağmen şu an müzik yapmıyor. Ben onu zorlayacağım ve diğer albüme de bir beste yaptıracağım. "Yatağım Boş" şarkısındaki kıvılcımı ve aşkın başlangıcındaki yan yana durma isteğini o kadar sevdim ki. Ballad bir şarkı ama ayrılık şarkısı değil, onun için çok özel bir şarkı. Slow olup sevgiyi, aşkı anlatan bu kadar güzel bir şarkı ben ömrümde dinlemedim.

2004 yılında başrollerinden birinde yer aldığınız ve bir dizi müziği olan "Sil Baştan" şarkısına bu albümde yer verme fikri nasıl oluştu?
Herkes bu şarkının kayıtlı hali yok mu diye soruyordu ve bu şarkıyı çok beğeniyoruz diyorlardı. O yüzden bu albüme koyduk. Can Şengün de üzerine bir şeyler çaldı.

Geçtiğimiz yıllarda Levent Yüksel'in seslendirdiği, sözü ve müziği size ait olan "Sen Anla" ve Burak Uçkun'un kendi albümünde de seslendirdiği çıkış şarkınız olan "Yatağım Boş" ile eskiye bir dönüş sezildiğini söyleyebilir miyiz?
Bu albüm piyasa bir albüm değil. Onu yapalım, şundan bunu alalım gibi değil. Herkesin, mesela Can Şengün'ün 10 yıl önce yazdığı bir şarkı var burada. Hiçbir yerde kullanılmamış. Bu albüm bizim hayata dair birikimimiz.

Geçtiğimiz senelerde Bengü tarafından pop formatında seslendirilen bir şarkı olan "Yüzde Seksen"i yeni bir rock düzenlemesi ile yorumluyorsunuz. Bu şarkıyı albüme nasıl dahil ettiniz?
Ben o şarkıyı "Tek Başıma" albümüne alacaktım. Karambole geldi ve Bengü'ye gidiverdi şarkı ama başka insanların seslendirmesi kesinlikle önemli değil. Ben o şarkıyı seslendireceğimi biliyordum, söylemeliyim dedim. Albümde benim kaç yıl önce yazdığım "Sil Baştan" var, Murat Çekem'in eski bir şarkısı var. Bunlar bir birikim. 1,5 sene içerisinde, suni ve plastik bir şekilde hazırlanmış bir albüm değil. Bu bizim hayatımız. Bizim yıllardır rock müzikten aldığımız enerji. Yıllardır yaptığımız şeylerin toplanması. Onun için de çok samimi. Onun için albüm kapağında koskoca suratım yok. Bu bir yol ve uzun bir yol. Artık 40 yaşındayım. Bana bir şey de olmadı yani. Oldu ama tekrar kalktım ayağa. Herkese oluyor fakat önemli olan ayağa tekrardan kalkabilmek.

"Aslan Yarim" bir çok kez yeni düzenlemeler ile seslendirildi. Bu defa rock versiyonu ile yorumlamış bir sanatçı olarak, bu türküye albümde yer vermeye nasıl karar verdiniz?
Aslında bir cover koyma niyetim yoktu. Albüme cover konulmasını sevmem. Cover koyanı da sevmem. "Besteniz yok mu sizin?" derim. Fakat bu besteden yola çıkılan bir türkü değil, düzenlemesi ile beni tavlayan bir türkü oldu. Ben türküyü doğru dürüst bilmezken Tahsin Endersoy düzenlemesini dinletti. Kendisi aynı zamanda Kenan Doğulu'nun da gitaristidir. Bizim albüm için değil, başka bir projesi için yapmış. Tam albüm aşamasındaydık ve ben çok beğendiğim için albüme koyduk. Ben söyleyince biraz değişti tabi ki türkü. Pek "Hey Onbeşli" formatı gibi olmadı. Biz de adını "Aslan Yarim" koyduk.

Aslında albüme hiç düşünmediğiniz başka sürpriz çalışmalar da dahil olabilirdi yani?
Ben evlenmem diyordum sen ne diyorsun? İnsan öyle işte, değişiyor. Hepimiz gelişiyoruz. Sen de iki sene önce "bu ne?" dediğin şeylere bayılıyorsundur. "Bir kere röportajınızda böyle demişsiniz" deniyor bana, 7 yıl önce demişim. Kim bilir ne ruh halindeydim. Hepimiz yaşıyoruz bunu. Dolayısıyla demiş olabilirim. Ama şu an dediğimi de hatırlayarak, cover yapanlara karşı hala geri dururum. Özellikle cover ile çıkanlar bence 1-0 mağlup başlıyorlar.

Albüme ismini veren "Bana Bi'şey Olmaz" şarkısında sözleri itibariyle bir gönderme ve tepki seziliyor. Bu şarkı nasıl oluştu?
Can Şengün albümü yapmaya karar verdiğimizde o şarkının müziğini yapıp bana bıraktı. Aslında kimseye bir tepki yok. Bana dedi ki "kendini çok iyi hissettiğin bir günde bu şarkıya söz yaz". "Ben iyiyim zaten" dedim. "Yok yok, çok iyi hissettiğin bir günde buna söz yaz" dedi. "Ver şimdi yazayım" dedim hatta ama kabul etmedi. Hakikaten bir sabah bir kalktım. Haberlerde bir şeyler vardı. Ya deprem, ya küresel ısınma gibi bir felaket haberine uyandığımız bir günün sabahında "dur ya, ne olursa olsun hepsine dayanırız. İnsanlık değil mi bu? Neler geçirdik, buna da dayanırız" diyerek kalktım. Arkadaşlarımı aradım, yardım edilecek bir şeyleriniz var mı diye sordum. Sonra Can'ın bana şarkıyı bırakıp, söz yaz dediği aklıma geldi ve şarkı yarım saatte ortaya çıktı. Hatta gördüğünüz gibi albümün de adı oldu.

www.aveamuzik.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder