3 Ocak 2011 Pazartesi

RÖPORTAJ / Yeşim Salkım - İstanbul'da Aşk

Profesyonel müzik yolculuğuna başladığı 1993 yılında yorumcu kimliği ve duruşuyla net bir tavır gösteren Yeşim Salkım, 17. müzik yılını kutladığı şu günlerde yepyeni bir albümle dinleyicilerin karşısına çıktı. En son geçtiğimiz sene yayınladığı maxi single çalışması "Bambaşka" ile sevenleriyle buluşan Yeşim Salkım, bu defa arayı çok uzatmadan 10 şarkılık albümü "İstanbul'da Aşk"ı müzikseverlerin beğenisine sundu. Tüm söz ve müziklerin Zeki Güner'e ait olduğu, Yeşim Salkım'ın da prodüktörlüğünü üstlendiği albümüyle gündemde olan sanatçı, ikinci kez anne olmanın heyecanını yaşadığı bu günlerde "İstanbul'da Aşk" albümünü anlattı.

Yeni albümünüzün adı "İstanbul'da Aşk". Ayrıca albümün açılış şarkısı da "İstanbul" adını taşıyor. İstanbul sizin için ne ifade ediyor?
Dünyanın en güzel şehri İstanbul. Bu sadece benim için değil tüm dünya için böyle. Tarih boyunca da hep böyle olmuş. Bence İstanbul tutku demek, lütuf demek, aşk demek...

Albümdeki tüm şarkılar Zeki Güner imzası taşıyor. Adını son günlerde sıkça duymaya başladığımız ve sizin de ilk kez çalıştığınız Zeki Güner ile bir araya geliş öykünüz nasıl oldu?
İyi şarkılar aradığım ve ihtiyaç duyduğum bir dönemde basın danışmanım aracılığıyla Zeki Güner'in bana bir şarkı dinletmek istediği söylendi. Çok sevindim çünkü Zeki'nin ne kadar iyi bir söz yazarı ve bestekar olduğunu biliyordum. O aramasaydı zaten ben arayıp "Bana ne zaman şarkı dinleteceksin?" diye sormak üzereydim.

Peki, albüme alacağınız şarkılara nasıl karar verdiniz?
Aslında ilk başta sadece iki şarkılık bir single çalışması yapmayı planlıyordum ama Zeki'yle tanıştığım gün bunun mümkün olmadığını anladım. Bana dinlettiği şarkıların hepsi birbirinden güzeldi ve sonuç olarak on şarkılık bir albüm yapıverdim. Dinlerken, ilk duyduğum anda beni etkileyen şarkıları seçtim. Etkilendiğim ve ilk dinleyişte sevdiğim şarkılar inanıyorum ki dinleyenlerim tarafından da sevilecekler çünkü hepsini hissederek ve aşkla okudum. Albümde Zeki'nin benim için özel olarak yaptığı şarkılar da var.

Albümün karşılama yazısı da Zeki Güner tarafından kaleme alınmış. Kendisine nasıl bu kadar güvendiniz?
Zeki, şarkıların isimlerinden ve hikayelerinden oluşan bir önsöz yazabileceğini söylediğinde bu fikri çok sevdim ve yazmasını istedim. Bu önsöz aynı zamanda Zeki'nin bana, benim de Zeki'ye gönülden bir teşekkürümüz oldu. Zeki'nin duyguları kaleme alışına güvenmekse zor olmadı benim için.

"İstanbul'da Aşk" albümünde daha çok hüzünlü bir hava soluyoruz. Hayatı, aşkı ve umut etmeyi sorgulayan sözler albümün geneline hakim görünüyor. Albümün hazırlık sürecinde, içinde bulunduğunuz dönemin albüme nasıl bir yansıması oldu?
Albümün hazırlık ve yapım sürecinde şarkıları okurken hem içinde bulunduğum dönemin şarkılara, hem de şarkıların içinde bulunduğum döneme çok kuvvetli yansımaları oldu diyebilirim. Şarkıları okumaya başladığımda hamile olduğumu öğrendim. Bu durum beni fiziksel açıdan zorlarken duygusal açıdan çok besledi. Ayrıca kızım Gizem de aynı tarihlerde okumak için Amerika'ya gitti. İlk defa bu kadar uzağa gitti. "İstanbul" şarkısını Gizem'e olan hasretimin doruk yaptığı bir gece ağlayarak okudum ve kaydettik. O şarkıyı her dinlediğimde ağlamaklı oluyorum. Yani aslında kayıtlar sırasında hayatım albümümdeki şarkılar gibiydi. Hüzünlü, aşk dolu ve umutlu...

Peki, albümün hazırlık sürecinde hamileliğin zorlayıcı etkilerinin üstesinden nasıl geldiniz?
Daha önce de söylediğim gibi, sadece fiziksel açıdan biraz zorladı. En başta diyafram kullanmak çok zorlaşıyor çünkü alttan baskı yapan bir şey var. Nefes almak da pek kolay değil hamileyken. O yüzden çabuk yoruluyorsunuz. Bütün şarkıları oturarak söyledim, ki ben her zaman kayıtlarda ayakta olmayı tercih ederim. Bu olumsuzlukların üstesinden biraz teknikle, büyük oranda da hamileliğin sağladığı duygusal yoğunlukla geldim. Yani şarkılarım az teknikli ama çok ruhlu oldular.

Hem yeni albüm hem de annelik heyecanı taşıdığınız şu günlerde, hamileliğiniz dolayısıyla, albümünüzün tanıtımına gereken ilgiyi gösteremeyeceğiniz gibi bir endişe taşıdığınız oldu mu?
Hayır, öyle bir endişe taşımıyorum çünkü her ikisi için de yeterli emeği harcadığımı düşünüyorum.

Tekrar albüme dönersek, hareketli şarkılarda Balkan altyapıları öne çıkıyor. Daha önce de bu tarzda çalışmalar yapmıştınız. Balkan müziğine karşı özel bir ilginiz var mı?
Balkan kökenli olduğum için müziğine de özel bir sevgim var. Ancak şarkıları düzenlediğimiz esnada bu şarkıların balkan nefeslilerine ihtiyacı olduğunu hissettim. Aslında Zeki'nin bestelediği hızlı şarkılardan ikisi bunu istedi diyebilirim.

Albümün prodüktörlüğünü de üstleniyorsunuz. İlerleyen dönemlerde yeni isimlere de prodüktör olarak destek vermeyi düşünür müsünüz?
Olabilir tabii ki. Bir gün çok inandığım ve etkilendiğim birisi olursa ona destek olabilirim.

İlk video klip için düşündüğünüz bir şarkı var mı?
Aslında en çok zorlandığımız konu bu. Çünkü şarkılarımızın hepsi çıkış şarkısı olabilecek kadar güzel. Şu sıralar "İstanbul", "Ayakta Alkışlar", "Aşk Ve Ceza", "Deliler Gibi" şarkılarımızdan biri ilk klip şarkımız olacak gibi duruyor. Ocak ayının ilk haftasında Hakan Eratik yönetmenliğinde çekeceğiz. O zamana kadar TTNET Müzik'teki ilgi ve tepkiler de bizim için önemli bir belirleyici faktör olacak.

www.ttnetmuzik.com
03.01.2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder