11 Kasım 2009 Çarşamba

80'lerden fırladım geldim!

Anneannemin beni her aradığında istisnasız "aman Gamze içkine ilaç atarlar kızım kendine mukayet ol" demeden telefonu kapatmaması tamamen 80'ler döneminin Türk filmi senaristlerinin suçu. Sizlere sesleniyorum: 25 yaşındayım ve hala bana bu azabı yaşatıyorsunuz. Brother Louie' yi her duyduğumda aklıma dar pantolonu ile kendi yörüngesi etrafında zikzaklar çizerek dans eden Tecavüzcü Coşkun'un gelmesi de sizlerin suçu. Haydi gençler, elele verelim, kuşağımızın malum sorununu beraber çözelim, sonra bütün dünya buna inansın, hayat bayram olsun dedik ve geçtiğimiz hafta 80'lerden fırladık! Evet, Modern Talking konserini kastediyorum. Thomas amcamızı da canlı canlı izledik şu ölümlü dünyada. Nuri Alço - Ahu Tuğba ikilisinin "gazoza ilaç" tecavüzlerini, Serpil Çakmaklı'nın Tolga Savacı ile disko gecelerini bolca andık. RTN Organizasyon'a sempati duyduğumdan veya arkadaş kontenjanından kayırdığımdan demiyorum, kötü organizasyon değildi. Bir bar grubu izliyormuşuz atmosferi olsa da içeride, tıkış tıkış ve havasız bir ortam yoktu. Ayrıca bir içki için yarım saat kuyruk beklediğimiz de olmadı. Konser öncesi DJ performansta ABBA, Madonna, Michael Jackson, Alphaville, Boney M gibi isimlerin en güzel şarkıları ile kendimizi ısındırdık. Malum Modern Talking borusu 2009'da artık pek ötmediğinden, beylik günleri geride kaldığından çok kalabalık değildi ama ön saflarda yerini alan azılı fanların sayıca bol oluşu beni sevindirdi. En azından rezil olmadık sahnedeki adamlara. Genelde topuklu ayakkabılı ve etekli ablalar konsepti konser alanının % 85' ini oluşturduğundan; uzun tayt, tozluk, converse ve Metehan'ın dolabından yürüttüğüm bol erkek tişörtlü 80'ler konseptimle gayet sağlam bir lezbiyen görüntüsü çizdiğime eminim. (Hayır, lezbiyen değilim.) Kadınlar tuvaletine girdiğimde kendimi dışlanmış hissetmemin sebebi de bundandır. Tabi ki beklendiği üzere son 3 şarkı "Brother Louie", "Cheri Cheri Lady" ve "You're My Heart You're My Soul" olduğundan mütevellit, ben dahil orada bulunan birçok insan için konser son 15 dakikasından ibaretti. Bir Alman'dan beklenmeyecek kadar güler yüzlü olan Thomas amca sesinden hiçbir şey kaybetmemiş. Sanki canlı değil de banttan dinliyor gibiydik, ses sistemi hayal kırıklığına uğratmadı. Ama tabi şimdi nerde o deri ceketli, bol bisiklet yaka kazaklı, dar kısa paçalı pantolonlu slim Thomas amca, nerde karşımdaki beyaz gömlek, siyah ceketli meşrutiyet zamparası... Yaşlanıyoruz vesselam. Neyse, 80'lerin komik disko dansını ettik mi? Ettik. İçtik mi? İçtik. "Hadi ben Müjde Ar olayım sen de Nuri Alço ol, şimdi bayılıcam kucağına" geyiği döndürüp salak salak eğlendik mi? Eğlendik. E haydi o zaman gençler, düm tek tek!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder