Necip Fazıl Kısakürek’in ünlü şiiri “Kaldırımlar”a hayat verdiği yorumla tanıdığımız Funda Arar, 2000 yılında “Sevgilerde” albümü ile başladığı müzik yolculuğunda emin adımlarla ilerliyor. Güçlü sesi ve yorumu ile beğeni toplayan sanatçı, 2001 yılında “Sevgiliye” albümü ile başlayarak, Kıraç ile beraber uzun süre başarılı çalışmalara imza attı. Funda Arar “Alagül, Sevda Yanığı, Son Dans” gibi albümleriyle birçok ödül kazanmasının yanında Türk Pop Müziği’nde de sağlam bir yer edindi. 2004 yılında aranjörü Febyo Taşel ile evlendi. İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı’nı üstün bir başarıyla ilk beş’e girerek kazanmış olan başarılı yorumcu, 2008 yılında Türk Sanat Müziği eserlerini seslendirdiği “Rüya” albümü ile de çok yönlülüğünü göstermiş oldu. Geçtiğimiz şubat ayında müzik direktörlüğünü eşi Febyo Taşel’in üstlendiği “Zamanın Eli” albümünü sevenleri ile buluşturan Funda Arar, ilk klibini hüzünlü şarkısı “Senden Öğrendim”e çekti.
Yeni albümünüz "Zamanın Eli"nde hangi isimlerle çalıştınız?
Albümde pek çok değerli müzisyen ve söz yazarı ile çalıştık. Albümün müzik direktörlüğünü eşim
Albüm ismi olarak “Zamanın Eli”ni seçme sebebiniz nedir?
“Zamanın Eli” albümdeki bir şarkının adı. Albümün adı için Zamanın Eli’ni tercih etme sebebim; ben bu yola çıkalı epey zaman geçti ve zaman bizi şekillendiriyor. Düşüncelerimiz değişiyor ve olgunlaşıyoruz. Zaman bizi usul usul başka yerlere, konumlara ve duygulara taşıyor. İşte bu albüme de hakikaten zamanın elinin değdiğini düşünüyorum. Umarım dinleyenler de beğenmişlerdir.
"Zamanın Eli"nin yapım süreci nasıl gelişti? Şarkılarınız nasıl ortaya çıktı?
Bizim için çalışma süreci bir albümün bitip müzik markette yerini almasından hemen sonra başlıyor. Müzikten hiçbir zaman kopmadığımız için ve hayatımız hep müzikle yoğrulduğu için aslında bu hiç bitmeyen bir süreç. “Zamanın Eli” albümünde bana ait olan şarkılar aslında epey eski. Uzun süre önce yaptığım şarkılardı ve bu albüme koymak kısmet oldu. Ayrıca çok değerli söz yazarı ve besteci arkadaşlarımızın her birinin emekleriyle, duygularıyla yoğrulmuş şarkılar albümdeki yerini buldu.
Dinleyicilerinizden albümünüze yönelik nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Genellikle albümde herkesin bir şarkısı var. Kimi “Geceler”i çok beğeniyorum derken, kimi “Geçmez Yara” benim şarkım diyor. Hatta sırf bu yüzden ikinci klibimizi hangi şarkıya çekelim diye kara kara düşünürken, şöyle bir çözüm bulduk. Resmi web sitemde bir anket başlattık. Hayranlarımız verdikleri oylarla “Yak Gel” adlı şarkıyı seçtiler ve çok yakında ikinci klibimiz yine Murad Küçük tarafından bu şarkıya çekilecek. Gelen tepkilerden ve dinleyenlerin yaklaşımından son derece memnun ve mutluyum. Hepsine teşekkür ediyorum.
Geçmişteki albümlerinizi düşündüğünüzde "Zamanın Eli"ni nasıl bir yere koyuyorsunuz?
Bütün albümlerimin özel bir yeri var elbette bana göre. Ama aslında benim değil de dinleyicilerin bu albümü nereye koydukları daha önemli. Çünkü biz çalışma sürecimizde albümü koyduğumuz yeri zaten belirlemiş oluyoruz. Diğerleri gibi ama daha paylaşılmamış taptaze şarkıları dinleyenlerle paylaşmanın heyecanıyla onların önüne koyuyoruz ve sonra bekliyoruz. Onlar ne düşünüyor, onlar ne hissediyor, onları bir başka yere götürüyor mu şarkılarımız. Bakıyoruz. Ve “Zamanın Eli” de diğer albümlerimiz gibi klasikler içine girecek bir albüm oldu diye düşünüyorum.
Söz yazarı ve besteci olarak bu albümde iki şarkıda imzanızı görüyoruz. Müzikseverler sizin söz yazarı ve besteci kimliğinizi de ileride daha da fazla görebilecekler mi?
Tabii. Ben her daim söz yazmaya ve beste yapmaya devam edeceğim. Ve dinleyenlerle şarkılarımı da paylaşmaktan son derece memnunum. Bu noktada da beni dinleyenler çok fazla yüreklendiriyorlar. Devamı gelecek.
9 sene içinde 7 albüm çıkarmış bir sanatçı olarak, bu üretkenliği ve enerjiyi nasıl koruyorsunuz?
Çalışan demir pas tutmaz derler ya hani. Bizim için de öyle. Çalıştıkça, ürettikçe enerjimiz daha da artıyor, gücümüz daha da artıyor. Hele bir de takdir ve beğeniyi görüp duydukça o zaman hevesimiz ve heyecanımız katlanıyor. Biz enerjiyi bizi dinleyen insanlardan alıyoruz. Allah onları başımızdan eksik etmesin.
Bir önceki albümünüz "Rüya" bir Türk Sanat Müziği çalışmasıydı. Yine farklı tarzda bir çalışmaya sıcak bakıyor musunuz?
Evet bakıyorum. Hatta hayata geçirmek üzere çalışmalarını sürdürdüğümüz projelerimiz de var. Özellikle bir sosyal sorumluluk projesini de içine barındıracak olan bir projemiz var ki, çok faydalı ve sonuçları olacağına inandığımız bir çalışma. Ancak halen üzerinde çalıştığımız için şu an detay vermek istemiyorum. Gelişmeler oldukça sizlerle de seve seve paylaşacağız.
Kariyerinize dair geleceğe yönelik projelerinizden bahseder misiniz?
Müzikal kariyerimde başlangıç noktamdan geldiğimiz noktaya kadar doğru bir çizgide ilerlediğimizi düşünüyorum. Bu albümü çıkarmadan önce yaptığımız algı araştırmasının sonuçları da bulunduğumuz yolu doğruladı. Pek çok kişi ile yapılan karşılıklı görüşmelerde “Funda Arar çizgisini bozmasın” sonucu çıktı ki, çok da korkmuştum “acaba kötü bir şey derler mi, acımasız eleştiriler gelir mi” diye. Ama çok şükür anket sonucu “böyle kalsın” şeklinde çıktı. Kariyerimin bundan sonraki bölümünde de yine aynı kalitede müzikal çalışmalarımı sürdürmeye devam etmek istiyorum. Onun dışında sosyal sorumluluk projelerini çok önemsiyorum. Özellikle eğitim ve çocuklarla ilgili olan projelerde yer almanın önemli ve etkili olduğunu düşünüyorum. Dizi film teklifleri geliyor ancak düşünmüyorum. Sürekliliği olan bir oyunculuk, kariyerimde müzikal süreci yavaşlatır diye düşünüyorum. Ama bir sinema filminde ya da bir müzikalde yer almayı arzu ediyorum.
Performansınızın yanı sıra alçakgönüllülüğü ile tanınan bir sanatçısınız. Biraz önce bahsettiğiniz gibi, "Funda Arar" duruşunu nasıl koruyorsunuz?
Aslında her şey eğitim ve öğrenimle çocuk yaşlardan temelinizin nasıl oluştuğuyla ilgili. Ben mutlu bir ailede, beni destekleyen ve anlayan bir ailede ve iyi eğitmenlerle büyüdüm. Bize insan ayrımının olmadığı, sınıflar ya da statülerin kişilere sonradan eklenen sıfatlar olduğu öğretildi. İnsan olmaksa gerçekten yaşamın içinde var olduğunuz süreçte ne kadar baktığınız ve ne kadar gördüğünüzle ilgili. Alçakgönüllü olmamak için bir nedenim yok ki. Ben de bir bakkal gibi, bir manav ya da başka meslek grubundan biri gibi kendi işimi yapıyorum. Müzik yapıyorum. Hatta belki de bir sürü insana göre çok da şanslıyım ki, sevdiğim işi yapıyorum. Bu yüzden de şükrediyorum.
Nilüfer sizin için "Funda Arar'ı çok beğeniyorum. Duruşuyla beni anımsatıyor. Müziği bıraktığım zaman boşluğumu dolduracak” ifadelerini kullanmıştı. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Nilüfer gibi çok değerli bir sanatçının ağzından böylesine güzel sözler duymak çok sevindirici. Çok mutluluk duydum.
İşinizin perde arkasında eşiniz Febyo Taşel'in olmasının sizin için ne gibi avantajları ve dezavantajları var?
Dezavantajlarından çok avantajları var. Bir kere onun da müzisyen olması beni çok iyi anlamasına neden oluyor. İşi ve evliliği birbirine çok karıştırmadığımız için, evimize de işimize de ayrı davranıyoruz. Tabii Febyo biraz fazla işkolik ve titiz olduğu için zaman zaman zıtlaştığımız olmuyor değil ama Allah’ tan ortak dilimiz müzik. Mutlaka müzik adına iyi olacağına inandığımız ortak bir noktada bir araya geliyoruz.
Dijital satışlar, müzik sektöründe pazarı hareketlendirmeye başladı. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Benim sanal dünyayla çok fazla aram yok. Ben hala bir albümü elime alıp, kartonetine bakıp, sayfalarını karıştırıp, o albüme emek veren kişilerin isimlerini bir bir okuyup, o albüme dokunmaktan hoşlanıyorum. Ama tabii başka bir dünya da var. Albüm satışlarının minimumda olduğu şu günlerde dinleyenlerin en azından dijital satışlar ile şarkılara ulaşmalarının doğru olduğunu düşünüyorum. Şarkı indirmek, şarkılara hakkını vermeden emeğe saygı duymadan ulaşmanın çok yanlış olduğunu ve bu tür çözümlerin en azından bilinçli dinleyiciye sunuluyor olmasının önemine de yürekten inanıyorum.
www.aveamuzik.com / 05.05.2009
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder