11 Kasım 2009 Çarşamba

Özgün - Biz Ayrıldık


Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ve Oda Orkestrası’nda uzun süre viyola çalarken pop müzik arenasına 2005 yılında “Elveda” albümü ile adım atan Özgün, albüme ismini veren çıkış şarkısıyla yılın en sevilen slow şarkılarından birine imza attı. “Elveda” ile büyük bir çıkış yakalayan Özgün, müzik piyasasında kalıcı olacağının sinyallerini 2007 yılında ikinci albümü “Nöbetçi Aşık” ile verdi. Bu albümde bulunan ‘Kıvırır’, ‘Acıyı Çeken Anlar’, ‘Kıpır Kıpır’ gibi şarkılarla uzun süre listelerden inmedi. Ankara Devlet Konservatuarı mezunu olan sanatçı, MÜYAP Gold ödülü başta olmak üzere 40’ın üzerinde ödül kazandı. Özgün ile üçüncü albümü “Biz Ayrıldık”ı, oyunculuk yapma isteğini ve üretkenliğinin sırlarını konuştuk…

Son albümünüz “Biz Ayrıldık” yaklaşık bir buçuk yıllık bir aradan sonra müzik marketlerdeki yerini aldı. Albümde kimlerin imzasını görüyoruz?

Albüm çok yoğun ve uzun bir çalışma döneminin sonunda 30 Nisan’da çıktı. Tabii ki çok mutluyum. Albüm için çok emek verildi ve Türkiye’nin en önemli müzisyenleriyle çalıştım. Bu da ayrıca bana büyük enerji verdi. Çok mutluyum ki Sezen Aksu’nun daha önce hiç okunmamış “Örümcek” isimli şarkısı var albümümde. Bu da beni çok heyecanlandırıyor. İskender Paydaş bu albümümün de prodüktörlüğünü üstlenirken, aynı zamanda yedi şarkının da aranjesine imza attı. Yine en önemli müzisyenlerimizden Ozan Çolakoğlu ve Mustafa Ceceli de bu albümde aranjör olarak yer alıyorlar. Ayrıca benim hem çok değerli bir dostum hem de albümün prodüksiyon asistanı olan Alper Kömürcü’nün de albümde bir aranjesi bulunuyor. Söz ve besteleriyle her zaman yanımda olan İsra Gülümser ve Murat Çekem de albümümüzün olmazsa olmazları.

Basın bülteninizde çıkış parçası olarak “Biz Ayrıldık”ı kura çekerek belirlediğiniz yazıyor. Albümün tamamı çıkış parçası olabilecek hit şarkılardan oluşuyor diyebilir miyiz?

Albümün bütün şarkıları kendi kategorilerinde birer hit. Benim gönlümden de çıkış parçası olarak “Biz Ayrıldık” geçiyordu, ancak başka görüşler de vardı. Ben yine de “Biz Ayrıldık” derken çektiğimiz kurada da “Biz Ayrıldık” çıkınca kimse bir şey diyemedi tabi. İşin içinde hile var mıydı tabi bilemem!

Kariyerinizdeki bu üçüncü albüm ile beraber müziğinizde ve üretkenliğinizde ne yönde değişiklikler oldu?

Aslında hayatımda ne yaşıyorsam müziğimde de o var. İlk albüm uzun süren bir ilişkimin sonunda oluşan karamsarlık, aldatılma duygusu üzerine yazılmış şarkılardan oluşuyordu ve tabi çok üretkendim. Ne kadar çok acı çekersen o kadar çok yazıyorsun. İkinci albümde aslında biraz bocaladım. Yine bir ayrılık sonrası geldi albüm, ancak o kadar da üretken olamadım. Demek ki o kadar yoğun hissetmemişim. Orada yeni albümde de söz ve besteleri olan İsra Gülümser yetişti imdadıma. Birlikte çok güzel şarkılar yaptık. Son albümde de ilginçtir çok dinamik, enerjik hissettim kendimi. Yeni bir de aşk vardı tabi. Hem o aşk öncesi yaşadığım dönemin hem de bu yeni aşkın etkileri var yeni albümümde. Bu sefer benden daha dinamik ve eğlenceli şarkılar çıktı “Zilli” gibi ya da “Tuzak” gibi.

Söz yazarı ve besteci yönünüzü bu albümde de görüyoruz. Peki siz üretimlerinizde nelerden besleniyorsunuz?

Tabi ki aşk. Aşksız beslenmem mümkün değil. Kendim aşık olmazsam bile filmlerdeki, şarkılardaki aşklardan etkilenirim. Hatta size komik bir şey anlatayım. Ben bir Beşiktaş tezahüratından bile çok etkilenip şarkı yazmıştım! Ama o kadar acıklı ve dokunaklıydı ki…

“Biz Ayrıldık” şarkısına kısa film tadında bir video klip çekildi. Senaryo kime ait, klibin hikayesini biraz anlatabilir misiniz?

Aslında biz bir performans klibi çekmeyi planlıyorduk. Hatta yönetmen görüşmeleri sırasında da 1-2 hafta bu fikir üzerinden yürüdük. Ancak en son Gürcan Keltek’le klibi çekmeye karar verdiğimizde, Gürcan bize şok bir fikirle döndü. Şarkının zaten hikayesini sözleriyle çok net anlattığını, kısa film gibi şarkının sözlerinden bağımsız bir klip çekmek istediğini söyledi. Biz de çok şaşırdık ve tereddüt ettik aslında. Hatta en son güne kadar klipte şarkı söylemek ve söylememek arasında gidip geldim ama en sonunda madem böyle değişik bir iş yapıyoruz sonuna kadar gidelim dedik. İyi de oldu. Bugüne kadarki en değişik, en çok konuşulan klibim oldu. Amaç da zaten şaşırtmaktı. Evet, içinde çok ciddi bir hikaye var ve izledikçe fark edilen detaylar var. Umuyorum ki üçüncü klibimiz olarak planladığımız “Örümcek”te hikayenin başına dönmüş olacağız. Kız niye orada ve ben niye o kutuyu getiriyorum hepsi açığa çıkacak!

Bu kliple beraber “Özgün oyunculuğa göz kırpıyor” diyebilir miyiz?

Evet diyebiliriz. Oyunculuk yapmam için tabi ki önce bir eğitim almam, oyunculuk sırasında da bir oyuncu koçum olması gerekli. Bu şartlarla, belki bu işin eğitimini yıllarca almış oyuncular kadar olmasa da iyi bir oyunculuk sergileyebilirim diye düşünüyorum. Önceki dönemlerde de bazı teklifler aldım bu konuda aslında. Bazılarını benim, bazılarını da onların değerlendirmeleri sonucu gerçekleştiremedik. Ama bir kere en azından bu deneyimi yaşamak istiyorum. Geçen sene “Kavak Yelleri” dizisinde konuk oyuncu olmuştum, aslında bu işten çok hoşlandım. Buradan yapımcılara duyurulur!

İkinci video klibinizi hangi şarkıya çekmeyi düşünüyorsunuz? “Biz Ayrıldık” klibindeki hikayenin devamı niteliği taşıyacak mı?

İkinci klip büyük ihtimalle “Zilli”ye geliyor. Biliyorsunuz “Zilli”nin albümde bir de club mix versiyonu var. David Saboy inanılmaz bir remix yaptı “Zilli”ye. Bu yaz bu remix çok çalınır diye düşünüyorum. Klibin devamı değil de başka bir klip olacak “Zilli”. Daha çok yaz ruhuna uygun, eğlenceli. Üçüncü klibimizi ilkine bağlamayı düşünüyoruz daha önce de belirttiğim gibi.

“Zilli” şarkısının remixinde beraber çalıştığınız, eğlence hayatının bilinen isimlerinden DJ Şaboy ile nasıl bir araya geldiniz?

Menajerlik şirketim GNL tanıştırdı David’le beni. Albümün son anlarına kadar uygun şarkıyı taradık David’le. Ve sonunda o da “Zilli” dedi. Çok iyi bir iş çıktı ortaya. Yazın sallayacak bu şarkı her yanı!

Bu yaz en çok hangi şarkınızla dans ettireceksiniz?

Büyük ihtimalle “Zilli”. Ama “Hayret” ve “Koş Koş” da sürpriz yapabilir.

Albüm kartonetinin içinden bir posteriniz çıkıyor. Posterin arkasında da albümde tüm emeği geçenlerin gözlerinin fotoğrafları var. Bu fikir nasıl oluştu?

Bu fikir fotoğraflarımızı çeken Candaş Arın’dan çıktı. Ve tabi Eda’dan. Başta bize çok zormuş gibi geldi. Nitekim çok zor oldu o kadar insanı stüdyoya getirtip gözbebeklerinin resmini çekmek. Eksikler de oldu tabi ama onlara da teşekkür ettim posterimde. Posterimin arka yüzünde de başka hiçbir yerde yayınlanmayacak bir resmim var. Başka hiçbir yerde yok!

Dahil olduğunuz “Global One Projesi”nden bahseder misiniz?

“Global One” aslında çok önemli bir proje ve bana da geçtiğimiz yaz geldi. Funky C ile birlikte projeye dahil olduk. 5 yeni şarkıya söz yazdım. Bu 5 şarkı ile 5 ayrı karma albümde dünyanın pek çok önemli yerel sanatçısı ile birlikte yer alıyorum. Bu sanatçılar arasında örneğin Çin’de toplam 250 milyon albüm satışı bulunan Wei Wei de var. Brezilya’dan Almanya’ya, Malezya’dan İtalya’ya, Rusya’ya kadar 20 ülkede albüm satışa çıkıyor. Her albüm çift CD olarak çıkıyor ve diğer cd’de de bu projeye katılan sanatçıların kendi hit şarkıları yer alıyor. Bizden de “Örümcek” bu albümde yer alıyor olacak.

Yoğun bir klasik müzik eğitimi geçmişiniz var. Şarkılarınızda bu eğitimin ne ölçüde faydalarını görüyorsunuz?

Tabi ki hem müziğim hem de sözlerim klasik müziğin çok büyük etkisi altında aslında. Örneğin şarkılarımın alt yapılarına dikkat ederseniz büyük bir orkestrasyon var. Yaylılar çok ağırlıkta. Aldığım eğitim, hem müzikalitede hem de hissiyatta ağırlığını koyuyor. Bir kere standartlarım çok yüksek.

“Romantik şarkıcı Özgün” yakıştırmasını kendinize yakın buluyor musunuz?

Asla bulmuyorum. Romantik bir şarkıcı değilim ki ben, her tür şarkıyı söylüyorum. Ama Özgün romantik midir? Evet romantiktir. Sevdiğime her gün defalarca seni seviyorum diyebilirim. Ona vereceğim en güzel hediye de şarkılarımdır. Ama “romantik şarkıcı” ifadesi çok klişe ve beni kategorize ediyor. Bundan hoşlandığımı söyleyemem.

“Biz Ayrıldık” dinleyicilerin beğenisini kazandığı kadar, dijital satışlarda da ilgi görüyor. Siz dijital müzik platformları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Dijital satışlar elbette ki çok önemli. Yasal müzik dinleyicilerinin artması için en gerçekçi yol diye düşünüyorum. Albümün o mis gibi kokusu, pırıl pırıl resimleri ve koleksiyonları şenlendiren büyülü havası tabi ki dijitallerde yok. Ama en azından mp3 çılgınlığının artık son bulmasını ve yasal dijital platformların büyümesini sağlamayı sektörün geleceği açısından son derece önemli buluyorum.

www.aveamuzik.com / 02.05.2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder